Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/89 E. 2023/335 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/89 Esas – 2023/335
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/89
KARAR NO : 2023/335

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 18/11/2015
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalılar … ve İlbeyi Memiş’in şirket müdürü olduklarını, diğer davalıların ise davaya konu tapu alım satımını gerçekleştiren kişiler olduğunu, davalı şirkete ait Etimesgut ilçesi, … mahallesi, … ada … parselde kain, A blok … nolu, B blok … ve … nolu taşınmazların şirket ortaklık payının küçültülmesi amacıyla satışının yapıldığını, buna ilişkin mahkememizin …E-…K sayılı dosyasında görülen davada şirket taşınmazlarının satışının iptaline karar verildiğini, ancak taşınmazların yeniden satışının yapılmasının kötü niyet taşıdığını, şirketin ticari faaliyetinin olmamasına rağmen taşınmazların satılmasının şüpheli olduğunu, müvekkili ortağın dava konusu işlemler ve şirket bilançoları hakkında bilgilendirilmediğini, yapılan işlemlerde onayının alınmadığını, hiçbir tebligat yapılmadığını, davalının tüm eylemlerinin müvekkilinin şirketteki payını azaltmaya yönelik olduğunu beyan ederek davalı şirkete ait Etimesgut ilçesi, … mahallesi, … ada … parselde kain, A blok … nolu, B blok … ve … nolu taşınmazların 17/09/2013 gün ve … nolu satış işlemiyle davalılar …, … … ve … adına oluşan kayıtlarının muvazaa nedeniyle iptaliyle tekrar şirket adına tesciline ve davacının şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle mahkememizde görülen …E., sayılı dosyadan dolayı derdestilik itirazında bulunduğunu, bu olmadığında ise pasif husumet yokluğundan davanın
e-imza e-imza e-imza e-imza

reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönündende davacının iddialarını kabul etmediğini, tapu devrilerinin şirkete kazanç sağladığını, davacının kendisine daha önceden gönderilen ihtarnameler ile harcamalara katılmasının talep edildiğini ancak davacının bu ihtarlara cevap vermediğini, taraflar arasındaki ihtilafın esasen davacının uyumsuz ve düşmanca tavırlarından kaynaklandığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE :Dava, şirketi zarara uğratan eylemleri nedeniyle şirket müdürleri olan davalıların bu zararı tazmini istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, mahkememizin 24/03/2021 tarihli ve … esas, … sayılı kararı ile; “Davacının davalı … hakkında açtığı davanın feragat nedeniyle reddine, Davacının … hakkında 12/06/2014 tarihli tamamen ıslah dilekçesi ile açtığı tazminat davasının kabulüne, 10.000,00 TL tazminatın 12.06.2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ödenmesine, Fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, Davacı tarafın ikinci ıslah niteliğindeki 05/10/2020 tarihli dilekçesi 6100 sayılı Kanunun 176/2. maddesine aykırı olduğundan anılan dilekçesi ile talep edilen miktarın usulden reddine,” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay … Hukuk Dairesi 07/11/2022 tarihli ve 2021/6129 esas, 2022/7837 karar sayılı bozma ilamında; “Davalı …’un temyizi yönünden, mahkemece Dairemizin 10.12.2018 tarihli ve 2017/2343 Esas ve 2018/7778 Karar sayılı ilamına uyularak yargılamaya devam edildikten sonra, davacı tarafından dosyaya sunulan 02.10.2020 tarihli dilekçeyle, şirket müdürü davalı …’in vefat etmesi nedeniyle sadece bu davalıya yönelik davadan feragat edildiği, diğer şirket müdürü olan davalı …’a yönelik davanın ise kaldığı yerden devamının talep edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar yargılamaya davalı … yönünden devam edilmiş ve mahkemece aleyhine hüküm kurulmuşsa da, iddianın ileri sürülüş biçimine göre davalılar arasında teselsül söz konusu olmakla, davacı vekilinin müteselsil borçlulardan biri hakkındaki davadan feragat etmiş olmasının, TBK’nın 166 vd. maddeleri çerçevesinde diğer müteselsil borçlu davalıya da sirayet edip etmeyeceği, feragat beyanının bu davalıyı da kapsayıp kapsamadığı hususunun da değerlendirilmesi gerekmekte olup, bu nedenle mahkemece HMK’nın 123. maddesi de göz önüne alınarak, davacı tarafa feragat beyanının açıklattırılması gerekmektedir. Mahkemece davacının feragat beyanının açıklattırılarak, davalı … hakkındaki davadan feragate ve bu feragatin diğer davalı bakımından da sonuç doğurup doğurmayacağına ilişkin değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilerek mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Yukarıda bahsedilen Yargıtay’ın bozma kararına mahkememizce uyulmuştur. İlgili bozma kararında belirtildiği şekilde davacı taraftan feragat beyanının açıklanması istenilmiş, davacı vekili 15/03/2023 tarihli duruşmada; önceki kararda direnilmesini, yazılı beyanlarında belirttiği gibi feragat beyanlarının sadece … yönünden davanın uzamamasına ilişkin yaptıklarını, yeniden bu durumun açıklatılmasına gerek olmadığını, … hakkındaki davaya devam ettiklerini, daha önceki tutanaklarda da bu şekilde beyanlarda bulunduklarını beyan etmiştir.
Mahkememizce uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma kararında TBK’nun 166 ve devamı maddeleri çerçevesinde somut olayda müteselsil borçlu olan davalı … yönünden yapılan feragatın müteselsil borçlu diğer davalı … yönünden geçerli olup olmadığının, başka bir deyişle sonuç doğurup doğurmayacağının araştırılması istenmiştir. Davacı tarafın beyanı 15/03/2023 tarihli duruşmada belirttiği gibi feragat beyanıdır. Somut olayda, davalıların sorumluluğu davalı şirket ortaklarının kusurundan
e-imza e-imza e-imza e-imza

kaynaklanmaktadır. Başka bir deyişle davalıların kusuru sonucu oluşan zararın tazmini istenmektedir. Dolayısıyla, ihtiyari dava arkadaşı olan müteselsil sorumlu davalı hakkında borcun aynı hukuki sebepten doğduğu gözetilerek, diğer davalı hakkında yapılan feragatın bu davalı hakkında da sonuç doğuracağı mahkememizce kabul edilmiş bu nedenle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın tüm davalılar yönünden FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,80TL ve tamamlama yolu ile alınan 1.183,93TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.164,83TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı …’un kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.15/03/2023

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza