Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/882 E. 2023/850 K. 04.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/882 Esas – 2023/850
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/882 Esas
KARAR NO : 2023/850

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA :
DAVA TARİHİ : 23/08/2023
KARAR TARİHİ: 04/09/2023
K. YAZIM TARİHİ: 06/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; davacının davalı banka nezdinde … IBAN numaralı hesabı bulunduğunu, davacının 04.08.2023 tarihinde, cep telefonunda yüklü ve davalı bankaya ait mobil bankacılık uygulaması üzerinden söz konusu hesabını kontrol ettiğinde anılan hesaptan bilgisi ve rızası dışında 03.08.2023 tarih ve saat 15:00’da, 170.000 TL’nin, … isimli bir şahsa ait … IBAN numaralı hesaba aktarıldığını fark ettiğini, davacının söz konusu hususu fark etmesinin akabinde gerek davalı banka ile irtibat kurmuş ve gerekse de Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak … sayılı soruşturması kapsamında ilgililerden şikayetçi olduğunu, davacının hesabından bilgisi ve onayı olmaksızın üçüncü kişilere para transferi yapıldığı iddiası ile hesaptan gönderilen ve iade edilmeyen paranın tazmini istemli alacak davası olduğunu, uyuşmazlığın temelde, davacının davalı banka nezdindeki hesabından bilgisi ve onayı olmaksızın üçüncü kişilere yapılan para transferi nedeniyle davalı bankanın tazmin tazmin sorumluluğuna ilişkin olduğunu, davalı bankanın kendisine emanet edilen mevduatı koruma özel yükümlülüğü gereğince; internet bankacılığı işlemlerinde kimlik doğrulaması yaparak işlemini gerçekleştiren kişinin hesap sahibi/müşteri olup olmadığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerektiğini, hesabın bulunduğu davalı bankanın teknolojik imkanlar çerçevesinde, paranın ele geçirilmesini engellemek için gerekli güvenlik önlemlerini alma, internet bankacılığı hizmeti sunan bankaların asli borcunun elektronik bankacılık işlemlerinin güvenle yapılabilmesini sağlamak olması ancak bankanın objektif özen yükümlülüğünü ifa etmediği ve en hafif kusurundan dahi sorumlu tutulmaması gerektiğini, davacının zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bu sebepler ile davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi, vekalet ücreti ve masrafları ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, davacının banka hesabında bulunan paranın talimatı dışında üçünçü kişiye gönderilmesinden dolayı oluşan zararın tazminine ilişkin alacak davasıdır.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2021/452 esas, 2021/394 karar sayılı ilamı da şu şekildedir; ‘Davacının banka hesabında bulunan paranın talimatı dışında üçünçü kişiye gönderilmesinden dolayı yapılan takibe itirazın iptali davasıdır. Mevduat hesabı bireysel bankacılık hizmetleri sözleşmesine dayalı açıldığından,dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKH Kanun’un 3/1-k-j, 4/3, 73/1, 83/2 ve geçici 1. maddeleri uyarınca uyuşmazlığı çözmeye tüketici mahkemeleri görevlidir.’ (Samsun BAM 5.HD 2021/362 esas, 2021/425 karar sayılı kararı, Kayseri BAM 6.HD 2020/1338 esas, 2021/170 karar sayılı, Ankara BAM 21.HD 2019/1100 esas, 2021/98 karar sayılı kararı, Sakarya BAM 7.HD 2019/1912 esas, 2020/113 karar sayılı kararı kararları da aynı doğrultadır.)
Eldeki davada, davacı taraf hesabının bulunduğu ve müşterisi olduğu bankanın objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmemesinden dolayı oluşan zararını talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı bankacılık sözleşmesine aykırılıktır. Bir başka deyişle davacının kendi bankasıyla sözleşme ilişkisi Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. Maddesinde (Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi… ifade eder.) belirtildiği şekilde 6502 sayılı TKHK kapsamında tüketici işlemidir. Yukarıda zikredilen yasal düzenlemeler ve BAM kararları gereğince davacının banka hesabı bireysel vadesiz mevduat hesabı olduğundan, ticari hesap olmadığından ve mevduat hesabı bireysel bankacılık hizmetleri sözleşmesine dayalı açıldığından dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKH Kanun’un 3/1-k-j, 4/3, 73/1, 83/2 ve geçici 1. Maddeleri de gözetildiğinde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlüğünden sonra 11/10/2021 tarihinde açılan iş bu davaya Ankara Batı Tüketici Mahkemesinin bakması gerekir. Görev dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerinin ve ihtiyati tedbir talebinin gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.04/09/2023
Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı