Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/851 E. 2023/989 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/851 Esas – 2023/989
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/851 Esas
KARAR NO : 2023/989

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2023
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
K. YAZIM TARİHİ: 06/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirketten 20/05/2023 tarihinde … plaka sayılı aracı kiraladığını, bu kiralama işlemi sırasında davalı şirket tarafından müvekkiline araç kiralama sözleşmesi ile birlikte hile yoluyla boş senet imzalatıldığını, müvekkilinin kiraladığı araçla kaza yapması üzerine de davalı tarafça hile ile imzalatılan bu senedin doldurularak Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını ve ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edildiğini, taraflar arasında akdedilen Araç Kiralama sözleşmesinin 20/05/2023 tarihli olduğunu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu edilen senedin ise icra ödeme emrinden de görüleceği üzere 21/05/2023 tanzim tarihli olarak keşide edildiğini, bu hususun söz konusu senedin davalı tarafça sonradan doldurulduğunun açık bir göstergesi olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu kazada meydana gelen zararın davalı şirketin kasko poliçesi kapsamında tazmin edileceğini, dolayısıyla müvekkilinin davalı yana borcu bulunmadığını, öte yandan müvekkili ile davalı yan arasında Araç Kiralama Sözleşmesinden başka herhangi bir alacak borç ilişkisi de bulunmadığını beyan ederek, öncelikle işbu dava sonuçlanıncaya kadar Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibinin tedbiren durdurulmasına aksi halde icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesine dair teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, dava sürecinde icra dosyasında tahsilat yapılması durumunda tahsil edilen tutar yönünden davaya istirdat davası olarak devam etme hakları saklı kalmak kaydıyla, Ankara Batı İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası kapsamında müvekkilinin davalı yana herhangi bir borcu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalı yanca haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatılması sebebiyle takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere davalı yan aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkili firmadan 20.05.2023 tarihinde … plakalı … aracı kiraladığını, kira ilişkisi üzerine aracın davacıya teslim edildiğini, davacının 21.05.2023 tarihinde müvekkilini telefonla arayarak kaza yaptığını, aracı bariyerlere sürttüğünü ama olay yerinde tutanak tutturmadığını beyan ettiğini, müvekkilinin ise kaza tutanağı olmadan aracın hasarı ile ilgili dosya açılamayacağını belirtmesi üzerine davacı tarafça olay yerine tekrar giderek kaza yaptığı yerde tutanak tutturduğunu, aracı 22.05.2023 tarihinde teslim etmeye geldiğinde hasara ilişkin toplam bedelin kasko muafiyet miktarı altında kalması ve suçun kendinde olması hasebiyle ödeme yapacağını söyleyip müvekkiline bono düzenleyip verdiğini, sonradan ise bonoyu ödemeyeceğini beyan ettiğini, söz konusu bononun imzalanma aşamasına ilişkin kamera görüntülerinin mevcut olduğunu, incelendiğinde görüleceği üzere bonoyu düzenleyen ve imzalayan tarafın davacının kendisi olduğunu, kaldı ki davacı tarafça da bu hususun ikrar edildiğini, davacı tarafça sözleşmenin belli bir kısmının hile yoluyla imzalatıldığı ve kesildiği iddiasının ispatının kesin delile muhtaç olduğunu, davacının iyi niyetli ve dürüst davranmadığını beyan ederek, haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile İİK m.72/4 uyarınca, müvekkilinin alacağının geciktirilmesi sebebiyle davacının % 20’den aşağıda olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, araç kiralama sözleşmesiyle birlikte hileli olarak imzalatıldığı iddia edilen senede ilişkin menfi tespit talebine ilişkindir.
Mevcut dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 15/08/2023 tarihinde açılmıştır. Öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinde; oto kiralayanın davacı …, kiralayan firmanın ise davalı … Tic. Ltd. Şti. Olduğu, dava konusu senedin de bu kiralama sözleşmesine ilişkin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesinde, Kira İlişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ve bu davalara karşı açılan davaların, dava konusunun miktar veya değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görüleceği düzenlendiğinden ve uyuşmazlık “Kira Sözleşmesi”nden kaynaklandığından Mahkememizin görevsiz olduğu, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
HMK 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevi dava şartlarından olup, aynı yasanın 115/1.maddesinde mahkeme dava şartları mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı düzenlenmiş, yine 115/2 maddesinde ise dava şartı noksanlığı halinde davanın usulden reddine, karar verileceği düzenlenmiş olmakla, açıklanan maddi vakıalar ve hukuki düzenlemeler karşısında taraflar arasında bononun kira sözleşmesi kapsamında alındığı noktasında ihtilaf da bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Ankara BAM 22.HD 2021/1676 esas, 2022/271 karar sayılı, Yargıtay 6.HD 2015/3106 esas, 2015/6695 karar sayılı, Kayseri BAM 6.HD 2022/109 esas, 2022/117 karar sayılı, Gaziantep BAM 4.HD 2021/513 esas, 2021/1460 karar sayılı ilamları da davaya konu bononun oto kiralama sözleşmesinden dolayı alındığı, bu durumda görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu yönündedir. Yine dava konusu olaya benzer Yargıtay 3.HD’nin 2017/7329 esas, 2019/7265 karar sayılı, Yargıtay 6.HD’nin 2015/4140 esas, 2015/5016 karar sayılı ilamı, Ankara 15.HD’nin 2022/1016 esas, 2022/1828 karar sayılı ilamları da görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu yönündedir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/09/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza