Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/832 E. 2023/1234 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/832 Esas – 2023/1234
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/832 Esas
KARAR NO : 2023/1234

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 03/08/2023
KARAR TARİHİ: 16/11/2023
K. YAZIM TARİHİ: 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili Kooperatif’in yapımını sürdürdüğü … İli … İlçesi … Mah. … Ada … Parsel … Etap … Blok … No’lu Bağımsız Bölüm’e karşılık gelen ve … Üye Kayıt No’lu üyeliğin 12/05/2007 tarihinde …‘a verildiğini, bu üyeliğin 07/12/2015 tarihinde …’ın talebi ve davalının başvurusu ile tüm hak ve vecibeleri ile de davalı adına geçtiğini, tarafların devir tarihinde birbirleri ile evli olduklarını, davalı tarafın üyeliği devir aldığı eşi …’ın sahibi olduğu … Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili arasında yapılan mimari proje ve eklerine konu sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşmeye göre … Ltd. Şti.’nin projeleri kapsamında inşaata devem edilirken üçüncü kişi …’un tüm projelere yönelik telif haklarından kaynaklı hem ceza hem hukuk davası açtığını, yapılan yargılama ile bu projelerin …’a ait olduğu tescil edilerek, izinsiz kullanımdan dolayı …’ın cezalandırıldığını, müvekkili kooperatifin bu proje bedellerini mahkemece hak sahibi olarak belirlenen …’a 3 kat tazminatlı hali ile proje bedellerini tekrar ödemek zorunda kaldığını, icra kanalı ile de ödediğini, bu sebeple de, her ne kadar sözleşemeye dayalı bir üyelik tesis edilmiş ise de bu sözleşmede hak sahipliğinin mahkame kararı ile ortadan kaldırılan …’ın devri ile üyeliğe kabul edilen …’ın üyeliği geçersiz hale gelmiş olup, kooperatif üyesi olmadığının tespiti gerektiğini, kooperatif’e ait inşaatların “mimari, betonarme, sıhhı tesisat, kalorifer (kat ya da merkezi), asansör, elektrik, ptt, doğalgaz, yangın ve yalıtım projeleri, peyzaj projesi ile kat irtifakı takip işlemleri” üzerine 10/05/2007 tarihinde bir anlaşmaya varıldığını, sözleşme sonucunda da … adet bağımsız bölüm’ün … adına verileceği ve Koopertif’e resmi ortak yapılacağının kararlaştırıldığını, bu anlaşma gereğince inşaatın proje sorumlusu ve telif sahibi olarak … (ya da şirketi) göründüğünü, …’ın bu üyeliğini 07/12/2015 tarihinde eşine devrettiğini, Ankara … Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında proje hak sahibinin … olduğu ve izinsiz bu projelerin kullanılmasından dolayı …’ın sorumlu ve kusurlu olduğundan bahisle ceza verildiğini, mimari proje ve diğer proje teliflerinden kaynaklı tazminatlar için mimar …’un, … (mimar), …… (arsa Sahibi) , … KYK (yüklenici) olarak müşterek ve müteselsilen tahsilat talebi ile açıldığını, kooperatif’in … Etap (… ada … parsel ) inşaatına ilişkin ise ayrı bir sözleşme ile proje bedeli karşılığı 01.11.2007 tarih ve … No’lu fatura bedeli olan 66.080 TL ödendiği ve … taşınmaz üyeliği verildiğini, Ankara … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/06/2016 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kesinleşen kararı gereğince … Etap’ta ki mimari projeler üzerine ki tüm hakları ortadan kaldırılmış ve mimar … adına tescil edildiğini, kısmı dava olarak açtığı olarak açtığı davadan sonra diğer kısım için açılan davada lehine sonuçlandığını ve Ankara … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … Esas, … Karar sayı 15/03/2018 tarihli karar ile sonuçlandığını, bu ilamlara dayalı borçlar için Kooperatif tarafından Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası için 319.913,33 TL ile … Esas sayılı dosyası için 122.485,57 TL icra dosyasına Müvekkili Kooperatif tarafından ödendiğini, davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, bahsi geçen ve kesinleşen kararlar ile birlikte mimari projelerin …’a ait olduğuna ilişkin müdahalelerin men’i ile … adına tesciline; ayrıca buradan doğan zararların müvekkili Kooperatif’te müşterek ve müteselsil sorumlu tutularak tahsiline karar verildiğini, bu sebeple de imzalanan proje sözleşmesinin gereği yerine getirilemediğini, hali ile de sözleşme karşılığı olarak verilen üyeliğin, sözleşmenin mahkeme kararı ile ortadan kaldırılması ile geçersiz hale geldiğini, davalının elde ettiği kooperatif üyeliğinin de geçersiz hale geldiğini, tüm bu sebeplerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; kooperatif’in … No’lu üyeliğin (… İli … İlçesi … Mah. … Ada … Parsel … Etap … Blok … No’lu Bağımsız Bölüm’e karşılık gelen) davalı … ‘ın kayıtlı göründüğü ve mahkeme kararı ile geçersiz hale getirilen üyeliğin … Kooperatifi’ne ait olduğunun tespitine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı taraftan tahsiline hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davaya konu talepleri zamanaşımına uğradığından, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacı tarafça dava yasada öngörülen süre içinde yapılmadığında davanın hak düşürücü süre yönünden davanın reddini talep ettiklerini, davanın kanuna aykırı olduğunu, 1163 sayılı kanunun 16.maddesi ile ortaklıktan çıkarılma esasları düzenlendiğini, davacının isteminin ise menfi tespit yani müvekkili davalının üye olarak kabul edilip edilemeyeceği yönünde bir karar verilmesi yönünde olduğunu, davalının üye olduğu konusunda taraflar arasında bir ihtilaf olmamasına karşılık, davacı tarafın, müvekkili davalının üyeliği devraldığı kişinin kooperatife karşı edimlerini yerine getirmediğinden bahisle müvekkilinin ortaklık hakkının olmadığının tespitine dair istemin bu davada dinlenilmesinin mümkün olmadığını, davacının, müvekkilinin kooperatif üyeliğini devraldığı … Ltd.Şti.nin edimlerini yerine getirmediği ve bu sebeple müvekkilinin üyeliğinin de geçersiz hale geldiğini iddia etmekte ise de; davacı kooperatif ile müvekkili davalının kooperatif üyeliğini devraldığı … Ltd.Şti. (…) arasında 2007 yılında düzenlenen sözleşme gereğince üçüncü kişinin üstlenmiş olduğu yükümlülüklerin belirlendiğini, … Şti. …) aleyhine açılan Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada ise davacı olan …’un ise, mimari projenin kendisine ait olduğunu ve mimari projeden kaynaklı haklarının ödenmesini talep ettiğini, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinden verilen karar ile mimari projenin, …’a ait olduğuna karar verildiğini, bu proje sebebi ile de … Ltd.Şti. ve … tarafından icra dosyasında 811.000,00 TL. (Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasına ) ödeme yapıldığını, davacı … Kooperatifinin bir mimari projeye sahip olduğunu ve bu mimari projenin bedeli için, projenin sahibi olduğunu iddia eden …’a davacı kooperatifin hiçbir ödeme yapmadığını, … Ltd.Şti. ile davalı kooperatif arasında düzenlenen sözleşmeden kaynaklı olarak, mimari proje ve diğer projelere ve işlere göre inşaatın tamamlandığını, davalı …’ın, 07.12.2015 yılında üye olarak kaydedildiğini, kooperatif yönetimi tarafından verilen 10.06.2016 tarihli …sayılı evrakla …’ın … no.lu üyeliği ile ilgili, kaydın düzeltileceği, peşin üye olarak kaydedileceği kabul edildiğini ve denetim kurulunun da, evrakı imzaladığını, kooperatif kayıtlarında da, yer alan 08.08.2016 tarihli … sayı numaralı evrak incelendiğinde de görüleceği üzere, kooperatif yetkileri (başkan ve başkan yardımcısı) 31.07.2016 tarihi itibari ile üyeliği müvekkiline devreden … Ltd.Şti.nin borcu olmadığını açıkça beyan ettiklerini, müvekkili davalının üyeliği için Kooperatif Genel Kurulunca “peşin üyelik” olarak kabul edildiği karar ile kendisinden bir aidat istenmediği, yönetim ve denetim kurulu kararlarının her yıl olağan genel kurulda okunduğu dikkate alındığında, bu durumu bilen ve olumsuz bir tavır takınmayan kooperatif genel kurulunun davalının peşin üyelik ortaklığını örtülü olarak (zımnen) kabul ettiğini, davacı kooperatifin 2017 yılı genel kuruluna ilişkin denetleme kurulu raporu içeriğinde de, davaya konu taşınmaz sebebi ile borç olmadığı konusunda denetimin beyanı yanında davacı kooperatifin, davalıya borcu olmadığına dair vermiş olduğu 08.08.2016 tarihli belgenin de bu beyan ve savunmalarını doğruladığını, davacı kooperatif tarafından yapılan ferdileşme sonrasında müvekkili adına ferdileşme yapılmaması üzerine taraflarınca Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/371 E.sayılı dosyasında görülen davada, müvekkilinin peşin üye olması sebebi ile borcunun bulunmadığına dair davanın reddedildiğini, dosyanın halen derdest olduğunu, tüm bu sebeplerle davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olması sebebi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, zamanaşımı sebebi ile davacının davasının reddi talepleri kabul edilmez ise eksik hususların ikmali öncelikle mahkemenizin Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/371 E.sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını ve davacının davasının reddi ile yargılama giderlerinin ve yargılama giderleri kapsamında vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara … Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Ankara … İcra Dairesinin … esas ve … esas sayılı dosyaları, tapu kayıtları, kooperatif tüm genel kurul tutanakları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, davalının kooperatif üyeliğinin geçersiz olduğunun tespiti ile kooperatife ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 114/1-h maddesine göre; “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” dava şartları arasında sayılmıştır.
HMK’nun 115/2 maddesinde ise :” Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” denmiştir.
Davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde hukuki yararının varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumunun güncel ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekmektedir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar.Bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.02.2012 gün ve 2011/10-642 E., 2012/38 K. sayılı kararı). HMK’nın 106. Maddesi ” (1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. (3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” olarak düzenlenmiştir. Bu durumda davacı tarafça dava konusu talebi hakkında korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğunun ispatlanması gereklidir. Davacının ispatlaması gereken hukuki yarar, davacı için sözkonusu olan tehlike veya tereddütlü durumun oluşturacağı zararın ancak tespit davası yoluyla giderilebileceğinin ispatlanması gerekir. Bir başka deyişle davacı tarafça, tespit davası yoluyla elde edilebilecek hukuki koruma, başka bir davayla sağlanabiliyorsa, tespit davası açılamaz. (Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2011, sf.301-302)
Davacı kooperatifin iç denetim yollarını tüketme hakkının olduğu, davalının üyelik kaydının silinmesi veya herhangi alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı buna dair herhangi bir ihraç karar alınmadığı davacının iç denetim yollarını tüketmeksizin davalının üye olmadığının ve geçersiz olduğunun tespit etmekte hukuken korunmaya değer güncel bir yararı olmaması nedeni ile bu yöne ilişkin talebin de davacının hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar dava koşulu olup (HMK m. 114/(1)-h), mahkeme dava şartlarını re’sen incelemekle görevlidir. Hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/(1) ve 115/(2) maddeleri uyarınca talebin usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN 114/1H-115/2H MADDELERİ UYARINCA HUKUKİ YARAR YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/11/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı