Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/80 E. 2023/337 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/80 Esas – 2023/337
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/80 Esas
KARAR NO : 2023/337

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2021
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
K. YAZIM TARİHİ: 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ile borçlu davalı arasında, dava dilekçesinde keşide ve vade tarihleri belirtilen her biri 750,00 TL bedelli 5 adet bono tanzim edildiği, bonoların müvekkiline ciro edildiği, bono bedellerinin ödenmediğini, müvekkilinin alacağının tahsilinin temini için Eskişehir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığının borca itiraz üzerine takibin durduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin yerleşim yerinin … olduğunu, ticari ilişkisi olmadığını, bu nedenle Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, senetlerin bono vasfını taşımadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının asıl alacağı ispat etmek yükümlülüğünde olduğunu, temerrüt faizi talebinin yasal olmadığını, davanın reddini ve takip konusu alacağın % 40’ı oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER :
Ticaret sicil kayıtları, Eskişehir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, Vergi kayıtları, davaya konu bonolar ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, davacıya cira edilen bono bedellerinin ödenmediği iddiasıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dava açılan Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesince yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş, mahkememizce 2021/522 esasa kaydı yapılmış ve yargılamaya devam edilmiş ve mahkememizce Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılarak görevsizlik kararı verilmiş olup Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı kararı ile “davanın zamanaşımı nedeniyle reddine” karar verildiği, istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 31/10/2022 tarih 2022/679 esas 2022/1465 karar sayılı ilamı ile özetle;”Somut olayda davacı ile davalı arasında bir temel ilişki bulunmadığı, davacının hamil davalının keşideci olduğu anlaşılmaktadır.TTK 732.maddede; ” (1) Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.(2) Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem, muhataba, yerleşim yerli bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve düzenleyen, poliçeyi başka bir kişi veya ticari işletme hesabına düzenlemiş olduğu takdirde o kişiye veya ticari işletmeye karşı da ileri sürülebilir…”Bilindiği üzere TTK 732.maddeye dayalı davalar Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olması nedeniyle TTK 4.madde gereğince ticari davalardan olduğundan görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu; dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk ve Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi bulunduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu ve mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önüne alınması gerektiğinden mahkemece görevli olunmadığı gözetilerek HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin usülden reddine karar verilmesi gereklidir.Açıklanan nedenle HMK’nin 353/1.a.3.maddesi gereğince davanın görev konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” denmekle Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı kaldırılmış ve Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesince dosya mahkememize gönderilmiş ve yargılamaya mahkememizce devam olunmuştur.
Eskişehir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibinin alacaklısı … Şirketi, borçlusu … ve … olan 3.750 TL bono bedelli ve 5.263,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.013,29 TL alacağın tahsili talepli ilamsız icra takibi olduğu, itiraz üzerine takibin durduğu, davalı borçlunun 12.03.2020 tarihli dilekçe ile borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği görülmektedir.Takibe dayanak senetlerde davalı … keşideci, dava dışı … Şirketi lehdardır. Zamanaşımına uğrayarak kambiyo senedi vasfını kaybeden bono adi senede dönüşmemekle birlikte bu bonodan HMKnin 202. maddesi kapsamında (yazılı) delil başlangıcı olarak yararlanılabilecektir. (Bununla birlikte zamanaşımına uğramış bononun (yazılı) delil başlangıcı teşkil etmesi için de, iddia eden kişi ile karşı taraf arasında bir temel ilişkinin bulunması gerekmektedir. Böyle bir temel İlişkinin bulunmadığı durumlarda, iddia eden kişi yönünden zamanaşımına uğramış bono (yazılı) delil başlangıcı dahi teşkil etmeyecektir.
Senetle ispatı gereken bir hukuki işlem hakkında delil başlangıcı varsa o hukuki işlem tanık dinlenerek de ispatlanabilir (HMK. m. 202/1). Delil başlangıcının varlığı hâlinde hâkim, hem delil başlangıcı hem de dinlenen tanık ve diğer takdirî delilleri serbestçe değerlendirerek bir karar verecektir.
Bonodan doğan borç tam olarak ifa edilince, temel borç ilişkisinden doğan borç da sona erer, Buna karşılık bononun zamanaşımına uğraması sebebiyle kambiyo hukukuna dayalı talep hakkının kaybedilmesi hâlinde temel borç İlişkisinden doğan talep hakkı varlığını sürdürmeye devam eder. Bu durumda hamil, uğradığı zararın tazmini amacıyla TTK’nin 732. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme davasından yararlanabileceği gibi kendi cirantası İle arasındaki temel borç ilişkisine de dayanabilmektedir. Temel borç ilişkisine dayalı olarak talebin ileri sürülmesi sadece doğrudan doğruya ilişkide bulunanlar arasında mümkün olduğu için temel borç ilişkisine dayalı olarak düzenleyene talepte bulunabilecek tek kişinin lehtar olduğunu belirtmek gerekir. Buna karşılık lehtar dışındaki bono hamilleri düzenleyen ile temel ilişkiye taraf olmadıkları için bu kapsamda talep hakkına sahip değildir. Zira ciro ile temel borç ilişkisi ciro edilene geçmemektedir. Başka bir deyişle zamanaşımına uğrayan bir bonoya ciro yoluyla hamil olan bir kimse düzenleyene karşı temel borç ilişkisine dayanarak talepte bulunamaz. Somut olayda davacı ile davalı arasında bir temel ilişki bulunmadığı, davacının hamil davalının keşideci olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu bonolar ile ilgili olarak, vadeyi takip eden üç yıldan sonra sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ve bir yıl içinde borçluya başvurulması gerekmektedir. Bonolarda üç yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra, bono hamili tarafından, bir yıllık süre içinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak talep edilebileceğinden, Takibe konu senetler incelendiğinde ödeme tarihlerinin 28.09.2009 ila 28.01.2010 tarihleri olduğu, İcra takip tarihinin ise 31.01.2020 tarihi olduğu, dava tarihinin ise 05/03/2021 olduğu takip talep tarihi ve harç makbuzu ile belirlidir. Ancak takibe konu senetler incelendiğinde ödeme tarihlerinin 28.09.2009 ila 28.01.2010 tarihleri olduğu uyuşmazlığa konu bononun zamanaşımına uğradığı ve icra takibinin üç yılı takip eden bir yıl içinde açılmadığı anlaşılmakta olup, davalı … ile de davacı arasında sözleşme ilişkisi de bulunmamaktadır. Bu durumda davalı keşideci yönünden davanın 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi uyarınca bononu zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılması gerektiği, eldeki davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı ve davalının zamanaşımı definde bulunduğu nazara alındığında davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı eda davası olarak değerlendirilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın kötüniyetli olarak takip başlattığı hususunda mahkememizde kanaat oluşmadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeni ile reddine,
2-Dava nedeni ile alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 153,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 25,97 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 995,59 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.013,29 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 6-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/03/2023

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.