Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/696 Esas – 2023/771
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2023/696 Esas
KARAR NO : 2023/771
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
VEKİLLERİ :
DAVALILAR : 4-
5-
6-
7-
8-
TASFİYE MEMURU:
DAVA : Tazminat (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2014
KARAR TARİHİ: 03/07/2023
K.YAZIM TARİHİ: 03/07/2023
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, … tarafından müvekkili Belediyeye davalı … aleyhine Sincan İş Mahkemesi’nin …E kayıtlı davanın açıldığını, yapılan yargılama sonucunda Sincan İş Mahkemesi’nin 31.12.2013 gün ve …E …K sayılı ilamına göre müvekkilden ve diğer davalı şirketten kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinin tahsiline karar verildiğini, davacı vekili tarafından alacakların tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını, Ankara … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına Belediye tarafından 26.661,91TL ödendiğini, söz konusu meblağdan iş bu dava davalılarının gerek anılan mahkeme kararı ile gerek davalı şirketlerle imzalanan sözleşmeler gerekse sair mevzuat hükümleri gereğince sorumlu olduklarını beyanla toplam kurum zararı olan 26.661,91TL’nin davalılardan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Mahkememizin birleşen 2015/81 esas sayılı dosyasında, davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, Sincan İş Mahkemesi’nin 31/12/2013 tarih ve … E – … K sayılı ilamına istinaden belediye tarafından 16.05.2014 tarihinde ödenen 26.002,87-TL’nin ve ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak 6183 sayılı yasaya göre işleyecek faiziyle birlikte; dava konusu kamu zararınına sebebiyet veren davalı şirketlerden tahsiline, ayrıca bu davanın Mahkememizin 2014/155 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davanın davalılarından … Şirketi (Eski ünvanı: … Tic. A Ş.) verilen cevap dilekçesinde; …’nun şirket nezdinde 01/01/2006-01/03/2006 tarihleri arasında 2 ay süre ile çalıştığını, belirli süreli hizmet sözleşmesiyle çalışan davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığını, şirketin yıllık izin ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Birleşen davanın davalılarından … Şti. tarafından verilen 12/12/2017 tarihli ccvap dilekçesinde davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, şirketin talep edilen alacaklardan bir sorumluluğunun bulunmadığını belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davanın davalılarından … Şti.. …’nun 01/03/2006-31/12/2010 tarihleri arasında şirketlerinde çalıştığını, 02/03/2006-31/08/2009 tarihleri arasında çalışması için 3.549,92 TL, 19/09/2009-31/12 2010 tarihleri arasında çalışması için 1.706,25 TL tazminatın davacıya ödendiğini, davacı belediyenin asıl işveren olarak sorumlu olduğu işlerde çalışan işçilerin özlük hakları ile ilgili sorumluluğunun müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına dayandığını bu nedenle davacı belediyenin ödemiş olduğu alacakları sebebiyle ancak %50’sî tutarını daha önceki alt işverenlerden isleyebileceğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, taşıma ve hizmet edimlerini bir arada içeren karma nitelikteki evsel atıkların toplanması, toplanan atıkların çöp depolama ve imha merkezine nakli, cadde, sokak, meydan ve pazar yerlerinin insan ve makine marifeti ile süpürülmesi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce 01/02/2022 tarih, 2021/827 esas 2022/114 karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2023 tarih 2022/3691 esas 2023/1939 karar sayılı ilamı ile özetle; “5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; dava, asıl işveren ve alt işverenler arasındaki akdi ilişkiden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, davalılar ticaret şirketi olup, tacir iseler de, davacının tacir sıfatını haiz olmadığı, dolayısıyla olayda nispi ticari dava bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki akdi ilişkinin, TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ticari davalardan olup olmadığının incelenmesine gelince;
Her ne kadar mahkemece, dava konusu sözleşmenin taşıma ve hizmet edimlerini içeren karma sözleşmeden kaynaklandığı ve taşıma sözleşmesinin de TTK’nun 4. kitabında yer alması nedeniyle olayda Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek, işin esası incelenmek suretiyle karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin konusu, “evsel atıkların toplanması, toplanan atıkların çöp depolama ve imha merkezine nakli, cadde ve sokak, meydan ve pazar yerlerinin insan ve makine marifetiyle süpürülmesi işi” olup, asıl edimin, davalı kurumun, 5393 sayılı Belediye Kanunu gereğince görevi kapsamında olan (ve yine aynı Kanun gereğince ihale ve sözleşme yoluyla üçüncü şahıslara da yaptırabileceği) temizlik hizmeti olduğu anlaşılmaktadır. Temizlik hizmetinin ifası sırasında toplanan çöp ve atıkların başka yere taşınması, temizlik işinin gereği olup, sadece bu durum sözleşmenin “taşıma” sözleşmesi olarak nitelendirilmesi için yeterli değildir. Nitekim benzer bir olayda Yargıtay 6. Hukuk Dairesi de 09/05/2022 tarihli, 2021/2610 esas ve 2022/2541 karar sayılı kararında, “taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edimin, Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı olduğunu” belirterek, sözleşmenin “taşıma” değil, “hizmet sözleşmesi” olduğunu kabul etmiştir.
O halde taraflar arasındaki sözleşmede, baskın olan edim, Belediyenin asli işi olan temizlik hizmet alımına ilişkin olmakla, somut olayda, TTK’nın 4. maddesinde sayılan sözleşme türlerinden olan “taşıma” değil, Türk Borçlar Kanunu kapsamındaki “hizmet sözleşmesi” bulunduğunun kabulü gereklidir. Dolayısıyla davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre; olayda nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme, asliye ticaret mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesidir. Bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
O halde 6100 sayılı HMK’nın 353/1/a/3. maddesi gereğince, mahkemenin görevli olmadığı halde davaya bakmış olması karşısında, esas yönünden inceleme yapılmaksızın, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemesince yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” denmekle mahkememiz kararı kaldırılmış dosya yeni esasa kaydedilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin konusu, taşıma ve hizmet edimlerini bir arada içeren karma nitelikteki evsel atıkların toplanması, toplanan atıkların çöp depolama ve imha merkezine nakli, cadde, sokak, meydan ve pazar yerlerinin insan ve makine marifeti ile süpürülmesi işi olup, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. İş bu sebeple asıl uyuşmazlık konusunun hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı kanaatine varılarak görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kesin olmak üzere karar verildi.03/07/2023
Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.