Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/65 E. 2023/778 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/65 Esas – 2023/778
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/65 Esas
KARAR NO : 2023/778

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2023
KARAR TARİHİ: 04/07/2023
K. YAZIM TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkiline ait … plakalı araç ile davalılardan … AŞ nezdinde ZMMS ile sigortalı olan, mülkiyeti davalılardan …’a ait ve yönetiminde bulunan … plakalı araç arasında 07.06.2021 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağından görüleceği üzere … plakalı araç sürücüsünün %100 kusuruyla kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu, yaşanan kaza nedeni ile müvekkilinin aracında ciddi boyutlu maddi hasar oluştuğunu, meydana gelen hasarın detayı hasar tespit dosyasında yer almakta olup müvekkilinin aracında değişen ve boyanan parçalar olduğunu, bu nedenle araç 2’nci el piyasasında satımı kolaylaştıran önemli bir avantajı kaybettiğini, müvekkilinin aracında yaşanan değer kaybı eksper tarafından incelendiğini ve müvekkilinin aracının kazadan bir gün önceki piyasa bedeli ile kaza sonrasındaki piyasa bedeli arasındaki fark toplam 50.000,00 TL’nin üzerinde olduğu tespit edildiğini ve davalıların sorumluluğunda olduğunun görüldüğünü, müvekkiline ait … plaka sayılı aracın … model olup, kaza tarihinde 2900km’de olduğunu, davalılardan …’ın, kazaya karışan … plaka nolu aracın hem “Sürücüsü” sıfatıyla, hem de “Maliki”-“İşleteni” sıfatıyla sorumluluğu bulunduğunu, davalılardan … Şirketi’nin, Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası kapsamında sorumluluğu olduğunu, müvekkilinin aracında yaşanan zararın ödenmesi için 08.11.2021 tarihinde müracaat ettiğini, davalılardan sigorta şirketinin müvekkiline sadece 12.214,27 TL ödeme yaptığını, ancak müvekkilinin aracındaki değer kaybı çok daha fazla olduğu için, araç değer kaybı için yapılan ödeme zararının tam karşılamadığını, müvekkiline ait araçtaki hasarların servis raporları ile diğer bilgi ve belgelere göre, davalılardan …’ın neden olduğu kaza sebebiyle ve diğer davalının da yasal maddi sorumluluğu bulunduğu için, müvekkiline ait araçta meydana gelen “araç değer kaybı” bedelinin müvekkiline ödenmesi için, iş bu davanın açıldığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00TL araç değer kaybı tazminat alacağının, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan (davalılardan … AŞ, ZMMS kapsamında sorumlu olduğu tutar kadar) müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 4667 Sayılı Kanunla değişik 164/son fıkrası uyarınca karşı taraf vekâlet ücretinin de davalılara yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili Şirketin genel müdürlük adresi … olduğunu, bu sebeple yetkili mahkeme İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafın aracının ticari değil, hususi bir araç olduğunu, bu kapsamda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın kısmi dava şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile poliçe tanzim tarihi olan 08/07/2020 tarihi göz önünde bulundurulduğunda değer kaybı hesaplamasında genel şartlar göz önünde bulundurularak hesaplama yapılması gerektiğini, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sorumluluğunun yalnızca poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, mevcut poliçede limitin 41,000.00 TL olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasar bedelini ödeyerek borcunu ifa etmiş sayıldığını, müvekkili şirket üzerine düşen mali sorumlulukları sigorta şirketine rücu kapsamında 30.785,73 TL ve davacıya 12.214,27 TL değer kaybı bedeli ödemek suretiyle yerine getirdiğini, toplamda müvekkili şirketin yapmış olduğu ödemenin 43.000,00 TL tutarında ve poliçeden bakiye kalmadığını, müvekkili şirketin poliçe limitinin tamamını ödediğini, müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğu ifa etmesine rağmen işbu haksız ve mesnetsiz dava ikamet edilmesinin sebebi haksız kazanç sağladığını, müvekkil şirketin, sigortalının mali mesuliyet sigortasından kaynaklanan sorumluluğundan sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının kaza tarihinden itibaren faiz işletme talebi hukuka aykırı olduğunu, asla borcu kabül anlamına gelmemekle birlikte, davacının kaza tarihi olan 07/06/2021 tarihini esas alarak faiz hesabı yapmasının kabul edilebilir bir husus olmadığını, asıl borcun kalmadığı bir durumda asıl borca bağlı ferilerden de söz edilemeyeceğinden müvekkili şirketin faize ilişkin de bir sorumluluğu bulunmadığını, mahkeme aksi kanaatte ise faiz hesaplaması yapılırken TTK m.1427 uyarınca 45 günlük hesaplama yapılması gerektiğini, bu durumda davacının, müvekkili şirkete başvuru tarihi olan 16/11/2021 tarihinden itibaren 45 gün işletilerek hesaplanacak tarih faize esas alınabileceğini, haksız ve mesnetsiz davayı kabul etmemek kaydıyla müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun sınırlı olduğunu, sigorta şirketinin faiz sorumluluğunun avans faizi üzerinden değil, yasal faiz üzerinden hesaplanacağını, davacının talebinin fahiş olduğunu, tüm bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; Mahkeme nezdinde açılmış olan davanın öncelikle görevsizlik itirazları kabul edilerek görevli mahkemeye gönderilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise yetki itirazı kabul edilerek yetkili mahkemeye gönderilmesine, Mahkeme aksi kanaatte ise usule yönelik cevapları dikkate alınarak usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise esasa yönelik cevapları dikkate alınarak esastan reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davaya konu olay sonrası tutulan trafik kazası tespit tutanağının tanzim edilmesinde davacıya ait … plakalı aracın kusursuz olduğunun belirlenmesinin son derece hatalı olduğunu, davacıya ait … plakalı aracın sürücüsünün, aracın hızını mahal şartlara uydurmadığı, dikkat ve özen yükümlülüklerini yerine getirmediğinden dolayı dava konusu kazanın oluşmasına etken olduğunu, kusur durumlarının tespiti gerektiğini, davacı tarafından proforma fatura sunulduğunu, bilindiği üzere proforma fatura, onarım bedelini gösteren bir belge olmayıp teklif niteliğinde olduğunu, ayrıca sunulan proforma faturada iskonto da uygulanmadığını, dosya kapsamında değer kaybı hesaplanmasında proforma fatura ölçüt olarak kullanılamayacağını, hasar ekspertiz raporu veya onarım faturasının davacıdan temini gerektiğini, mamafih mini onarım ile giderilebilen basit kaporta, plastik tampon/parça onarımları, cam, radyo/teyp, lastik, hava yastığı, jant, mekanik, elektrik, elektronik ve döşeme aksamı hasarları değer kaybına uğramayacağını, bu sebeple kaporta aksamı dışındaki parça değişimlerinin ve onarımlarının değer kaybı hesaplanmasında dikkate alınmaması gerektiğini, dava dilekçesinde de görüleceği üzere sigorta şirketi tarafından, davacı tarafa söz konusu kaza nedeniyle 12.214,27TL ödeme yapıldığını, kaza tarihi olan 07.06.2021 tarihinde ZMMS poliçe limiti 43.000,00TL olduğunu, aksi kanaatte olunup bakiye değer kaybına hükmedilmesi halinde, poliçe limiti çerçevesinde 30.785,73TL miktarında sigorta şirketinin sorumluluğu devam ettiğini, söz konusu dava öncesinde 11.04.2022 tarihinde müvekkili tarafından davacı tarafa 7.500,00 TL araç değer kaybı ve ikame araç bedeli ödemesi yapıldığını(araç değer kaybı bedeli 5.000,00 TL araç ikame bedeli 2.500,00 TL olmak üzere ödeme yapıldığı 03/05/2023 tarihli dilekçe ile bildirilmiştir.), müvekkili tarafından yapılan işbu ödemenin de aksi kanaatte olunup bakiye değer kaybına hükmedilmesi ve 43.000,00 TL olan poliçe limitinin aşılması halinde göz önünde bulundurulmasını talep ettiklerini, davacının talebinin fahiş olduğunu, tüm bu sebeplerle; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, tramer kayıtları, araç trafik tescil kayıtları, … Sigorta yazı cevabı, ödeme belgeleri ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle bakiye araç değer kaybı tazminat talebine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmalarının ispatı bakımından bildirdikleri delilleri toplanmış, bildirilen dosyalar celp edilmiş, araç değer kaybı ve kusurun yüzdesel tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, ara karar ile de, belirlenen bilirkişi ücreti delil avansını ikmal için HMK 324 maddesi uyarınca davacı tarafa iki haftalık kesin mehil verilmiştir. Verilen süre içerisinde ve sonrasında bildirilen delil avansı ikmal edilmemiştir.6100 sayılı HMK’un 266/1 maddesi “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” denmektedir. Dosya kapsamında, araç değer kaybı oluşup oluşmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi talep edildiği gibi, bu durum ancak bilirkişi incelemesi ile ortaya konulabilecek nitelikte olduğuda açıktır. Dava şartı olmayan ve HMK’nın 324. maddesinde düzenlenen, taraflardan birinin, ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen ve verilen kesin süre içinde yatırılmak zorunda olunan (delil ikamesi için) avansa ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Mahkeme mevcut delil durumuna göre karar verir.
04/04/2023 tarihli oturumda davacı vekiline “İki haftalık kesin mehil içerisinde 2.000,00 TL bilirkişi ücretinin HMK 324 maddesi gereğince delil avansı olarak karşılanmasına, aksi halde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağına” ilişkin uyarı yapılmış olup, HMK 324. maddesine göre bunun yaptırımının, davacının bu delilden vazgeçmiş sayılıp, diğer delillere göre karar verilmesi olacağı açıktır. Davacının iddialarının değerlendirilebilmesi için araç değer kaybının tespiti uzmanlık gerektiğinden, anılan hususta bilirkişi incelemesi yapmanında zorunluluk içermesi karşısında, ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.600,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.04/07/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı