Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/496 E. 2023/878 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/496 Esas – 2023/878
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/496 Esas
KARAR NO : 2023/878

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2018
KARAR TARİHİ: 07/09/2023
K. YAZIM TARİHİ: 25/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muhasebe işlerinin 2009 yılından bu yana davalıların murisi olan muhasebeci … tarafından yürütüldüğünü, muhasebe ile ilgili tüm iş ve işlemlerini/ödemelerini yürütmesi için …’a 21/04/2009 ve 04/12/2015 tarihli vekaletnameleri verdiğini, … tarafından aylık yapılması gereken vergi, SGK ve diğer ödemeler toplamının bildirildiğini, müvekkilinin hesabından …’un hesabına … tarafından talep edilen tüm ödemelerin gönderildiğini, yıllardır bu şekilde devam eden ilişkide …’un 2017 yılının Aralık ayında vefat ettiğini, yerine muhasebe işlerinin takibi için başka bir muhasebeci ile anlaşıldığını, yeni muhasebeci tarafından kayıt ve evrakların incelemesi neticesinde müteveffa … tarafından talep edilen tutarın tamamının ödemelerine ve işlerine kullanılmamış olduğunun tespit edildiğini, yapılan ödemelerin talep edilen tutardan çok daha az olduğunu, bu kapsamda … tarafından şirket ödemeleri için talep edilen tutarların çok büyük bir kısmını şirket ödemelerine değil şahsi ödemelerine kullanmış olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 167,260,51 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin suiniyetli olduğunu, muris …’un ölümünden hemen sonra, davacı şirket yetkililerine ulaşılarak, kendilerine ait belgelerin alınmasını istediklerini, davacının kendilerine ihtarname göndermediğini, taleplerini yazılı olarak bildirmediğini, müteveffa …’a davacı şirket tarafından 21/04/2009 ve 04/12/2015 tarihli vekaletnamelerin verildiğini, bu vekaletnamelere istinaden muris tarafından davacı şirketin muhasebesi ile ilgili vergi, harçlar, KDV, işçi maaşları dahil tüm ödemelerin noksansız yapıldığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Vekaletname örnekleri, banka kayıtları, ödeme dekontları, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, …, … ve …ın cevabi yazıları, 17/09/2018, 21/12/2018, 31/08/2019 ve 21/05/2022 tarihli bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, vekalet sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/12/2022 tarih 2022/…-… E-K.sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıdaki sırasına kaydedilmiştir.
Görevsizlik kararı veren mahkemece dosya kapsamına kazandırılan 31/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…toplam 179.260,51 TL’nin müteveffanın uhdesinde kaldığı, Davacı şirket tarafından herhangi bir belge sunulmamakla birlikte mütevetfaya muhasebecilik hizmetleri için 2017 yılında aylık 500,00 TL ödeme yapıldığı şeklinde beyanda bulunulduğu, bu kapsamda Sayın Mahkeme tarafından davacının beyanına itibar edilmesi halinde müteveffanın uhdesinde kalan tutardan (179.260.51 TL) 2016-2017 yılarına ait muhasebecilik hizmeti olarak hesaplanan (24 ay x 500.00) = 12.000.00 TL’nin mahsup edilmesi gerektiği, dolayısıyla davacının talebine bağlı kalındığında; (179.260,51-12.000,00) 2016-2017 yıllarına ait hesaplar nedeniyle müteveffanın uhdesinde 167.260,51 TL’nin kaldığının kabul edilmesi gerektiği…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler, BAM kararı ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporları birlikte değerlendirilerek; davacının; davacı şirketin muhasebecisi olan müteveffa … tarafından şirket ödemeleri için talep edilen tutarın tamamının davacı şirket ödemelerine ve işlerine kullanılmadığı, … tarafından şirket ödemeleri için talep edilen tutarların çok büyük bir kısmını şirket ödemelerine değil şahsi ödemelerine kullanmış olduğu, müteveffa …’ un şirket ödemeleri/işlemleri için kullanılmayıp, kendi şahsi işleri için kullandığı paraların müteveffanın mirasçılarından tahsili amacıyla dava açıldığı, davacı şirketin 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterleri ve banka hesap ekstreleri incelendiğinde; davacı şirket tarafından müteveffa …’ un hesabına şirketin vergi, sgk, muhasebe vb. ödemeleri için 2016 ve 2017 yılında toplam 291.798,00 TL gönderildiği, müteveffa … tarafından 2016 ve 2017 yılında şirketin vergi, sgk, muhasebe vb. ödemeleri için 112.537,49 TL ödeme yapıldığı, davacı şirketin müteveffaya yaptığı eft işlemleri ile müteveffanın şirket adına yaptığı ödemeler arasında 179.260,51 TL fark bulunduğu, davacı şirket tarafından tarafından … yılları arasında müteveffa …’ a toplam 300.516,00 TL ödeme yapıldığı, dava konusu yılların 2016 ve 2017 yıllarının olduğu, davacı tarafından da bu yıllara ilişkin talepde bulunulduğu, müteveffa tarafından davacı şirket adına yapılan ödemelere ait dekontların yer almadığı, bu nedenle müteveffa tarafından davacı şirket adına 2009-2015 yılları arasında yapılan ödemelerin toplam tutarının hesaplanmasının mümkün olmadığı, davacı şirket tarafından müteveffa …’ un hesabına 2016-2017 yıllarında toplam 291.798,00 TL gönderildiği, müteveffa … tarafından 2016-2017 yıllarında davacı şirket adına vergi, sgk, muhasebe vb. ödemeler için toplam 112.537,49 TL harcama yapıldığı, müteveffanın hesabından ödenen elektrik, su ve doğalgaz ödemelerinin de müteveffaya ve kızı davalı …’ a ait olduğu, bu bakımdan söz konusu fatura ödemelerinin şirket adına yapıldığı yönündeki iddiaların yerinde olmadığı, ayrıca davalılar vekili tarafından şirket çalışanlarının maaş ödemelerinin de müteveffa … tarafından ödendiği iddia edilmiş ise de, dava dosyasında bu ödemelere ait herhangi bir belgenin bulunmaması nedeniyle bu hususa ilişkin değerlendirme yapılmadığı, dava konusu somut olayda, davacı şirketin talebi doğrultusunda 2016-2017 yıllarında müteveffaya gönderilen tutardan, müteveffa tarafından davacı şirket adına yapılan ödemeler (291.798,00-112.537,49) mahsup edildiğinde; toplam 179.260,51 TL’ nin müteveffanın uhdesinde kaldığı, ayrıca … Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası tarafından müteveffanın 2009-2017 yıllarında muhasebecilik hizmetleri nedeniyle alması gereken tutara ilişkin net bir görüş belirtilmediği, davacı şirket tarafından herhangi bir belge sunulmamak ile birlikte müteveffaya muhasebecilik hizmetleri için 2016 ve 2017 yılında aylık 500,00 TL ödeme yapıldığı şeklinde beyanda bulunduğu, (24 ayx500,00) 12.000,00 TL’ nin mahsup edilmesi gerektiği, davacının talebine bağlı kalındığında (179.260,51 TL-12.000 TL) 2016-2017 yıllarına ait hesaplar nedeniyle müteveffanın uhdesinde kendisine verilen bedellerden 2016 ve 2017 yıllarına ait maaş hakedişleri düşüldüğünde 167.260,51 TL’ nin kaldığının kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılarak, mirasçıların da mirası reddetmediklerinden müteveffanın haksız fiilinden sorumlu olacakları, bu şekilde TMK’ nun 4. Maddesi gereğince davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE ; 167.260,51 TL nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 11.426,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harç ve ıslah ile alınan 2.840,00 TL harcın toplamı olan 2.875,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.550,10 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 35,90 TL başvurma harcı, 50,20 TL vekalet harcı, 35,90TL peşin harç, 2.840,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.917,00 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 450,00 TL bilirkişi ücreti, 712,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.162,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 26.089,08 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/09/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza