Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/459 E. 2023/530 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/459 Esas – 2023/530
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/459
KARAR NO : 2023/530

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2017
KARAR TARİHİ: 05/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2023

TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Ankara 2. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/96 E. ve 2013/576 karar sayılı dosyasında davacının … Şti., davalısının müvekkili şirket olduğunu, muhtelif tarihlerde müvekkiline ciro edilen çek ve senetlerin bedelsiz olduğu gerekçesiyle iptallerine ve taraflarına teslimine karar verilmesi talepli davanın, davacının davasını ispat edemediğinden ve iki taraf defterlerinde de bono ve çeklerin hatır amacıyla verildiğine dair kayıt bulunmadığından reddedildiğini, yapılan defter incelemesinde davalının müvekkiline 785.886,36 TL borçlu bulunduğunun tespit edildiğini, alacak miktarının faiziyle 1.708.208,87 TL’yi bulduğunu, bunun üzerine borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı nedeniyle takibin durduğunu, ticari defter ve kayıtlar usulüne uygun tutulmasa dahi sahibi aleyhine kesin delil niteliğinde olduğu ve defter incelemesi yapıldığı taktirde davalının müvekkiline borçlu olduğunun ortaya çıkacağını, borçlunun iddiasının tamamıyla haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında yapılan itirazının iptaline, icra takibinin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; iddia edilen borcu kabul anlamına gelmemek kaydı ile öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı tarafından başlatılan takibin derdest ve mükerrer olduğunu, davacının daha önce aynı alacak iddiasına ilişkin olarak muhtelif icra müdürlüklerinde farklı
e-imza e-imza e-imza e-imza

şekillerde birden fazla icra takibi yaptığını, bahsi geçen takiplere yasal süresi içerisinde itirazlarını yaptıklarını, müvekkili şirketin takip alacaklısı tarafa borcunun bulunmadığını, davacı tarafın varlığını iddia ettiği alacağını hukuken muteber şekilde ispat etmekle yükümlü olduğunu, takip dayanağı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/96E. 2013/576K. sayılı 17.09.2013 tarihli kararda tespit ve tevsik olunan alacak olarak sınırlandırılmış olduğunu ve ödeme emri ekinde gönderildiğini, takip dayanağı olarak gösterilen bu kararda müvekkili aleyhine böyle bir hüküm bulunmadığını, kararda bir borç tespitinin de yapılmamış olduğunu, bu kararın alacak talebine dayanak yapılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle yapılan takibin dayanaksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının usulüne uygun delillerle alacağını kanıtlaması gerektiğini belirterek, aleyhe açılan itirazın iptaline yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE :Talep, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK. m.67)
Davacı/alacaklı, Ankara Batı …’un … esas sayılı dosyasında davalı/borçlu aleyhinde ilamsız icra takibi başlatmıştır. Alacaklı 787.886,86TL asıl alacak ve 920.322,01TL işlemiş faizin (toplam: 1.708.208,87TL) borçludan tahsilini istemiştir. Talebin (ve alacağın) dayanağı olarak da Ankara 1. ATM’in 2010/96E., 2013/576K. sayılı ilamında tespit olunan alacağı göstermiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 22/05/2019 tarihli ve 2017/463 esas, 2019/367 karar sayılı ilamı ile; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara itirazı edilerek İstinaf kanun yoluna başvurulmuş, İstinaf inceleme yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 09/03/2023 tarihli ve 2021/1819 esas, 2023/353 karar sayılı ilamı ile; yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, gönderilen dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasını almıştır.
Kaldırma kararı doğrultusunda yapılan değerlendirmede; Ticaret sicil özete bilgisi incelenmiş, davacı şirketin merkezinin Ankara’da iken 05/04/2013 tarihinde … mahallesi … sokak No:… …/… adresine taşındığı görülmüştür.
Dosya incelendiğinde; alacağın kaynağının davacı şirketin eski ortağı olan davalıdan, şirket ortaklığı döneminde yapılan avans, eft’ler olduğu anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nun 14/2 maddesinde; “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre, şirketle üyesi arasında görülecek davalarda tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. ( Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 17/06/2019 tarih, 2019/2229 Esas, 2019/4442 Karar sayılı ve benzer diğer kararları).
Somut olayda, davadaki talebin ortaklıktan ayrılan davalıya karşı ortak olduğu döneme ilişkin alacak iddiasından kaynakladığı, davacının adresinin de “… mahallesi … sokak No:… …/…” olduğu gözetilerek davaya bakma yetkisi İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine aittir. Kesin yetki kuralının varlığı halinde, bu durumun davanın her aşamasında nazara alınmasının zorunlu olması gözetilerek, davanın usulden reddine ve dava dosyasının davaya bakmaya (kesin) yetkili olduğu belirlenen, İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE,
e-imza e-imza e-imza e-imza

2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/05/2023

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza