Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/421 E. 2023/791 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/421 Esas – 2023/791
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/421 Esas
KARAR NO : 2023/791

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/04/2023
KARAR TARİHİ: 04/07/2023
K. YAZIM TARİHİ: 07/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 26.06.2021 tarihli … bağlantı sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözlemeye istinaden müvekkili şirket tarafından 28.09.2021 tarihli 65.000,00 TL tutarlı çek, 30/10/2021 tarihli 46.256,00 TL tutarlı çek ve 20/11/2021 tarihli 50.000,00 TL tutarlı çek ile davalı yana toplam 161.256,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin karşılığı olarak davalı şirket tarafından da sözleşme konusu … müvekkili şirkete teslim edilmeye/sözleşmenin ifasına başlandığını, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin davalı şirketten hali hazırda … alacağı bulunmakta iken davalı yanın, kendisine ödenen toplam 161.256,00 TL’den bakiye kalan 22.276,47 TL’yi 02/06/2022 tarihinde banka kanalı ile müvekkili şirkete iade ettiğini, Şirket yetkilileri ile yapılan görüşmede gelen zamlar ve artan fiyatlar bahane edilerek artık sözleşmede belirtilen fiyat üzerinden … verilemeyeceğinin belirtildiğini, halbuki bağlantı sözleşmelerinin temel gayesinin, enflasyondan etkilenmeksizin sözleşmenin ifasını talep edebilmek olduğunu, dolayısıyla sözleşmenin ticari örf-adet ve teamüller ile akde vefa/ basiretli tacir ilkelerine aykırı şekilde davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, davalı şirketin haksız feshi sebebiyle müvekkili şirketin, başka firmalardan … temin etmek için oldukça yüksek fiyatlarla sözleşme yapmak zorunda kaldığını ve bu durumun müvekkili şirketin mağduriyetine ve zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, taraflar arasında 26/06/2021 tarihinde imzalanan sözleşmede kararlaştırılan … birim fiyatı üzerinden 22.276,47 TL karşılığı … malzemesinin, davalının haksız feshi nedeniyle üçüncü bir firmaya 75.254,50 TL ödenerek temin edildiğini, bu iki bedel arasındaki farkın avans faizleri ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, Borçlar hukukuna hakim ilkelerden birinin de sözleşme özgürlüğü sonucunda, sözleşmeyi feshetme hakkı olmakla birlikte haksız fesihte bulunan tarafın karşı yanın zararını giderme yükümlülüğü olduğunu, bu sebeple davalı yanın sebebiyet verdiği zararı tazmin etmesi gerektiğini, taraflar arasındaki arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, davanın kabulü ile … bağlantı sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedilmesi sebebiyle müvekkil şirketin uğramış olduğu zararlara karşılık; müvekkili uhdesinde doğan 52.978,03 TL zararın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede görüldüğünü, müvekkili şirketin dava tarihi itibari ile yerleşim yerinin “…” olduğunu, 6100 Sayılı HMK’nın 6/1 Maddesine göre genel yetkili mahkemenin davalının, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olması nedeniyle davaya bakma yetkisinin Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne ait olduğunu beyanla öncelikle yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, teslim edilmesi gerektiği iddia edilen … malzemesinin, sözleşmede belirlenen fiyatlarla teslim edilmesinin mümkün olmadığını, nitekim 14.07.2021 -26.11.2021 tarihleri arasında 27 farklı teslimatta ve farklı adetlerde davacıya malzeme teslimi yapıldığını, sözleşme olarak izah edilen belgedeki şirket temsilcisi olan …’ya, 31.12.2021 tarihinden itibaren fiyatların %300 oranında arttırılacağı malzemelerin aynı fiyattan verilemeyeceği hususunun taraflarınca yazılı olarak 27.11.2021 tarihinde bildirildiğini, davacı şirket temsilcisinin de aynen; “… sana çok teşekkür ederim, … artık istemiyorum” şeklinde cevap verdiğini, ülke genelindeki enflasyon artışı karşısında aradaki ticari ilişki göz önünde bulundurularak yazılı olarak taraflarınca bildirim yapıldığını ve bu bildirime yazılı olarak … malzemesinin artık istenmediğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulduğunu, davacının işbu … malzemesini … Sitesi yapımı için aldığının ve yapımının da aylar önce bitirildiğinin de taraflarınca bilindiğini, dava dilekçesinde davacının da kabulünde olduğu üzere, artık … malzemesi talep edilmediğinin bildirilmesi üzerine, müvekkili şirketçe bakiye kalan 22.276,47 TL’nin davacıya iade edildiğini, dolayısıyla son teslimat ile talep arasındaki 7 aylık süreye bakıldığında, davacının kötü niyetli olarak piyasa fiyatının çok altında şirketlerini zarara uğratacak şekilde malzeme temin etmeye ve haksız kazanç sağlamaya çalıştığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında kurulan bağlantı sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini talebine ilişkindir.
Davalı vekili süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunmuş, davalının adresinin “…” olduğu, yetkili mahkemenin ise Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan etmiştir. Davanın esasına girilmeden önce davalı yanın yetki ilk itirazı öncelikli olarak incelenmiştir. Somut uyuşmazlığın çözümü için HMK madde 6 ve 10. Maddeleri değerlendirilerek alacaklının kendi ikamet yerinde dava açma yetkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri ile ilgili düzenlemeyi içeren ve kamu düzenine ilişkin olmayan özel yetki kuralı niteliğinde bulunan 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesinde; “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” düzenlemesi bulunmaktadır. Sözleşmenin ifa edileceği yerin taraflarca açık veya zımni olarak belirlenmediği durumlarda, şayet borç bir para borcu ise, sözleşmenin ifa edileceği yer 6098 Sayılı TBK.89 maddesine göre belirlenecektir.
6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun (TBK) 89.maddesinde; “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;
1.Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2.Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3.Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.
Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir .” şeklinde düzenlemeyi içermektedir.
Sözleşme kapsamı incelendiğinde, sözleşme konu borcun beton teslim borcu olduğu, bu itibarla parça borcu niteliği taşıdığı, söz konusu ürünlerin de sözleşme kurulduğu sırada bulunduğu yerin üretici olan davalının uhdesinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla HMK 10. Maddesine göre yetkili mahkemenin Çankaya-Ankara mahkemeleri olduğu anlaşılmıştır. Davalının yerleişm yeri de Ankara mahkemeleri olduğundan HMK md.6’ya göre de yetkili mahkeme Ankara mahkemeleridir.
Bu itibarla davalı cevap dilekçesinde seçimlik haklarından HMK madde 6’ya göre yetki itirazında bulunmuş, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu beyan ettiğinden davalının yetki ilk itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine, yasal sürede başvurulması halinde dosyanın yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/07/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza