Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/297 E. 2023/688 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/297 Esas – 2023/688
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/297 Esas
KARAR NO : 2023/688

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2023
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
K. YAZIM TARİHİ: 16/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili şirketin, çelik yüzeyli inşaat kalıplarının tasarımı, projelendirilmesi, üretimi ve bu ürünleri yurt içi- yurt dışında satışını yapan bir şirket olduğunu, davalı ile 2016-2017 yılları arasında süregelen bir ticari alım satım ilişkileri olduğunu, buna istinaden davalının aldığı birtakım mallara karşılık ödemelerini yaptığını, ancak son kalan bakiyesi olan 45.786,78 TL’yi ödemediğinden müvekkilinin Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibine başladığını, 04/06/2022 tarihinde ise davalı borçlunun icra müdürlüğünde kısmi itirazda bulunarak müvekkiline 17.000 TL borcu olduğunu, bunun dışındaki asıl alacağa, faiz ve ferilerine itiraz etmiş ve takip kısmi itirazla durdurulduğunu, 19/10/2016 tarihli fatura ve sevk irsaliyesinden anlaşılacağı üzere 5.378,82 TL’lik malın … isimli davalı çalışana teslim edildiğini ve bu alışveriş karşılığı müvekkiline 3.000 TL’lik müşteri senedi verildiğini, bu borcun da 30/01/2017 tarihli vadesinde ödenmediğinden geri aynı senet iade olarak cari hesaba geçtiğini, devamında, 12/07/2017 tarihli fatura ve sevk irsaliyesinden anlaşılacağı üzere 17.987,59 TL’lik mal satın alındığını ve o tarihe kadar toplamda 23.366,41 TL borcu biriken davalı tarafından aynı tarihte 12/07/2017 de müvekkiline 15/09/2017 keşide tarihli (ileri tarihli) 20.000 TL bedelli bir başka müşteri çekini müvekkiline teslim ettiğini, bu ödemeyle birlikte müvekkilinde kalan borç bakiyesi 3.366,41 TL kaldığını ve 14/07/2017 tarihinde tekrar müvekkilinden mal satın almaya geldiğinde müvekkiline 2.073,02 TL’lik iade faturası kesildiğini ve bu tutarın da borcundan düşülerek 14/07/2017 tarihli fatura ve sevk irsaliyesinden anlaşılacağı üzere tekrar 11.163,11 TL’lik malin kendisine teslim edildiğini, devamında yine 21/07/2017 tarihli fatura ve sevk irsaliyesinden anlaşılacağı üzere 8.019,10 TL’lik malın davalı çalışanı …’ye ve 05/08/2017 tarihli fatura ve sevk irsaliyesinden anlaşılacağı üzere 14.509,34 TL’lik mal davalı çalışanı …’a teslim edildiğini ve en son 18/08/2017 tarihinde müvekkilinden mal isteyen davalıya müvekkilinin ödeme yapması gerektiğini bildirdiğinde müvekkiline 29/10/2017 keşide tarihli 11.750 TL’lik müşteri çeki teslim edildiğini ve 18/08/2017 tarihli fatura ve sevk irsaliyesinden anlaşılacağı üzere 10.801,84 TL’lik malı davalıya teslim ettiğini, ancak söz konusu çekin sahte çıkması üzerine bu bedelin de 10/11/2017 tarihinde davalının borcuna eklendiğini, davalının toplam 79.609,80 TL’lik borcuna karşılık ödediği 33.823,02 TL’nin borcundan düşüldüğünde kalan 45.786,78 TLlik alınan mal karşılığı ödenmeyen borç bakiyesi devam ettiğini, bu sebeplerle; davalının itirazının iptaline , kötü niyetli olarak takibe itiraz eden davalının, takibin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğünün 22/03/2023 tarihli cevabi ve 24/03/2023 tarihli cevabi yazısı ile, davalının 31/03/2018 tarihi itibariyle ticareti terk kaydı bulunduğu, gerçek kişi olduğu tacir kaydının bulunmadığı, potansiyel mükellef olmadığı bildirilmiştir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu m. 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Eldeki davada; uyuşmazlık, Ankara Batı İcra Dairesinin … Esas sayılı takibe borçlunun itirazının iptali istemine ilişkindir. Mahkememizce, Ticaret Sicil Müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucunda davalının tacir kaydına rastlanılmadığı dolayısıyla dava tarihi itibariyle tacir olmadığı anlaşılmıştır. Eldeki dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi genel mahkemeler olan Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi. 08/06/2023

Katip Hakim
E-İmzalı E-imzalı