Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/242 E. 2023/939 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/242 Esas – 2023/939
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/242 Esas
KARAR NO : 2023/939

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2023
KARAR TARİHİ: 19/09/2023
K. YAZIM TARİHİ: 26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili şirketin, dava dışı … şirketine ait Fabrika binasını kiralamak istediğini, dükkan sahibi ile görüşmeler yapıldığını, bu süreçte davalının ise … şirketi ile görüşmelerde aracı olduğunu, akabinde müvekkili şirket hesabından, davalı şirket hesabına “… ait Fabrika Kira Kaparo Bedeli” açıklaması ile 10.000.-TL (OnbinTL) EFT yapıldığını, daha sonra, tarafların anlaşamaması nedeniyle, kiralama işinden karşılıklı vazgeçildiğini, bunun üzerine müvekkili ve dava dışı … şirketinin kaparo bedelinin iadesi hususunda da anlaştıklarını ancak davalı tarafından kaparo bedelinin müvekkiline iadesi yapılmadığını, nitekim müvekkili şirket ile davalı arasında herhangi bir şekilde hizmet ilişkisi kurulmadığı gibi hizmet akdi de söz konusu olmadığını, ancak davalının husumet yöneltebileceği tarafın müvekkili olmayıp mülkiyet sahibi … şirketi olduğunu, ancak buna rağmen davalının, müvekkili tarafından yatırılan kaparoyu hizmet bedeli adı altında haksız ve hukuka aykırı şekilde kendi uhdesinde tuttuğunu, konuyla ilgili olarak müvekkiline iş bu kaparo bedelinin iade edilmesi hususunda davalı şirkete iadeli taahhütlü posta yolu ile bildirimde bulunulmuşsa da; davalı tarafından bugüne değin müvekkili hesabına herhangi bir ödeme yapılmadığını, hal böyle olunca Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başladıklarını, davalı tarafından iş bu icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğini, davalı yanın dava konusu icra takibine kötüniyetli bir şekilde itiraz ettiğini, davalının amacının müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmak olduğunu, bu kapsamda davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydı ile yukarıda açıklanan ve re’sen belirlenecek nedenlerle davanın kabulü ile; Ankara Batı İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan haksız ve hukuksuz itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, iş bu davada müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin aralarında imzalanan aracılık sözleşmesi uyarında … Şirketine taşınmaz alım, satım, aracılık ve danışmanlık hizmetleri verdiğini, müvekkili ile … Şirketi arasında imzalanan aracılık sözleşmesi bulunduğunu, bu kapsamda müvekkilinin … Şirketinin … ili, … ilçesi, … mahallesi, … mevkii, … ada, … parselde kayıtlı … numaralı bağımsız bölümde bulunan fabrika binasının davalı şirkete kiralanması işlerini yürüttüğünü, davacı şirket ile müvekkili arasındaki hukuki ilişkinin hizmet sözleşmesi ya da havale sözleşmesi olmadığını, davacı şirket ile müvekkili arasındaki hukuki ilişkinin simsarlık sözleşmesi olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 520. Maddesine göre simsarlık sözleşmesinin, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşme olduğunu, simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekalete ilişkin hükümlerin uygulandığını. davacı tarafın iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu paranın müvekkiline vekil sıfatı ile gönderildiğini, başka bir anlatımla dava konusu paranın asil adına vekaleten müvekkiline gönderildiğini, müvekkilinin vekil sıfatı ile hareket ettiği için bu davanın müvekkiline yöneltilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkilinin … Şirketinin … ili, … ilçesi, … mahallesi, … mevkii, …. ada, … parselde kayıtlı … numaralı bağımsız bölümde bulunan fabrika binasının davalı şirkete kiralanması işlerini yürüttüğünü, bu iş için davacı şirketin müvekkiline 03.06.2022 tarihinde … ait fabrika kira kaparo bedeli açıklaması ile 10.000,00 TL gönderdiğini, kaparonun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 177. Maddesinde düzenlendiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun bağlanma parası başlıklı 177. Maddesine göre sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar paranın, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayıldığını, aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşüleceğini, davacı tarafın hem parayı gönderirken yapmış olduğu açıklama ile hem de dava dilekçesindeki beyanları ile bu durumu açıkça ikrar ettiğini, dolayısıyla taraflar arasında bir kira sözleşmesi kurulduğunu, kiranın kaparo bedeli ifadesinin bu durumu kanıtladığını, davacı şirketin taşınmazın kiralanması hususunda malik ile hiçbir görüşmesi olmadığını, bu sözleşmenin yapılması için gerekli bütün görüşmelerin müvekkili şirket temsilcisi … ile yapıldığını, müvekkilinin bu sözleşmenin yapılmasına aracılık ettiğini, bu nedenledir ki kira kaparo bedelinin müvekkilinin hesabına gönderildiğini, davacı şirket ile müvekkili arasındaki hukuki ilişkinin hizmet sözleşmesi ya da havale sözleşmesi olmadığını, davacı şirket ile müvekkili arasındaki hukuki ilişkinin simsarlık sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin emek ve faaliyetleri sonunca sözleşme kurulduğunu ve müvekkilinin ücrete hak kazandığını, davalı şirket banka teminat mektubunu ayarlayamadığı için sözleşmeyi haksız ve hukuka aykırı olarak kendisinin bozduğunu, davacı tarafın bu tutumunun hem sözleşmeye hem dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, bu tip işlerde aracılık yapan kişi ya da kuruluşlara teamülen 1 aylık kira karşılığı aracılık ücreti ödendiğini, söz konusu fabrika binasının 1 aylık kira bedelinin 50.000,00 TL olduğunu, davacı tarafça müvekkiline böyle bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davacı tarafın müvekkiline borcu olduğunu, her türlü dava ve alacak hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun davanın reddine, takibin kötü niyetli ve haksız olması sebebi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları.
GEREKÇE :
Dava, simsarlık sözleşmesine dayalı olarak ödenen pey akçesinin tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 11/01/2023 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 13/01/2023 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır. Davacının davalı şirket ile dava dışı şirkete ait fabrika binasının kiralanmasına yönelik kapora olarak 10.000,00 TL yi davalı şirkete ödediği ihtilafsızdır. Kaporanın da peşinat olmayıp sözleşmeden dönülmesi halinde iadesi gereken bir bedel olduğu, bu bedelin de davalıya teslim edildiği böylece sözleşmeden cayılmakla kaporanın iadesi gerekmekte olup sözleşmenin tarafı olan davalı şirketin bu kaporayı uhdesinde tutarak sözleşmenin kurulması veya kurulmamasına göre ilgili tarafa iadesi gerekmektedir. Özellikle pey akçesinin davalı simsara ödenmiş olmasına, davalı simsar ile kira sözleşmesine yönelik simsarlık sözleşmesi yapıldığına ve yine kira sözleşmesi yapıldığına ilişkin de her hangi bir sözleşme dosya kapsamında bulunmadığı, pey akçesinin davalı yanca alındığının davalı yanın kabulünde olduğundan, bu durumda aldığı pey akçesini da geri vermekle yükümlü olduğu kanaatiyle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıda şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe itirazının iptali ile takibin devamına,
2-10.000,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-a)Alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 503,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
b)Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 3.120,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
c)Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL peşin harç, 179,90 TL başvuru harcı, 25,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 385,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 146,00 TL tebligat ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi.19/09/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı