Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/241 E. 2023/930 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/241 Esas – 2023/930
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/241 Esas
KARAR NO : 2023/930

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2023
KARAR TARİHİ: 19/09/2023
K. YAZIM TARİHİ: 25/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkili şirketin, davalı şirkete talepleri doğrultusunda 28.01.2023 tarihinde sıcak sac teslimi yaptığını ve 157.378,56 TL tutarlı fatura kestiğini ve yine aynı tarihli irsaliye düzenlediğini, ancak davalı şirketin teslim edilen malların miktarına itiraz etmesi nedeniyle bahsedilen faturanın iptal edilip, 138.679,61 TL tutarlı ve 07.02.2023 tarihli yeni bir fatura kesilip irsaliye düzenlendiğini, Müvekkili tarafından söz konusu mallar teslim edilmesine rağmen, davalı şirketin süresi içinde faturada yazılı bedeli ödemediğini, bu alacaklarının tahsili amacıyla taraflarınca Kahramankazan İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını ancak davalı tarafından haksız ve mesnetsiz bir şekilde borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının haksız itirazı nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının ve iş bu davanın haksız olduğunu, her ne kadar davacı şirketin fatura bedelinin ödenmediği iddiası ile huzurdaki davayı açmış ise de davacı yanın muaccel olmayan borç için icra takibi başlattığını, davacı şirket tarafından, önce hatalı şekilde 28.01.2023 tarihinde 157.378,56-TL tutarında fatura kesildiğini, bahse konu faturaya müvekkilince itiraz edilmesi üzerine 07.02.2023 tarihli 138.679,61-TL tutarında yeni bir fatura tanzim edildiğini, dosyaya ibraz edilen ve Davacı şirket yetkilisi tarafından müvekkili şirkete gönderilen 03.02.2023 tarihli ve 07.02.2023 tarihli mailllerden de anlaşılacağı üzere; satış sözleşmesinin 30 gün vadeli çekle ödeme yapılacak şekilde kurulduğunu, Davacı şirketin çekin teslimini beklemek yerine sözleşmeye aykırı olarak 17.02.2023 tarihinde icra takibi başlattığını, davacı şirketin ödemenin 30 gün vadeli çekle yapılacağı yönündeki yazılı anlaşmaya rağmen; çeki talep etmeden ve ödeme süresi dolmadan yani muaccel olmayan alacağına istinaden huzurdaki davayı ikame ettiğini, huzurdaki davanın dayanağı olan takipten evvel müvekkilinin temerrüt halinin oluşmadığını beyan ederek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle usulden, sayın mahkeme aynı kanaatte değilse esastan reddine, kötü niyetli davacı aleyhine %20 haksız takip tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, dava konusu fatura ve irsaliyeler, taraflar arasındaki mail yazışmaları, 01/08/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 17/02/2023 tarihli ödeme emri ile 138.679,61 TL asıl alacak, 341,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 139.021,56 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 22/02/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 17/02/2023 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği faturadan kaynaklanan toplam 138.679,61 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya muaccel hale gelmiş bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Taraflara ticari defter kayıtların dosyaya sunumu veya bulundukları yerin bildirilmesi için kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulundukları adres bildirilmiş, meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtlar dosyaya sunulmadığı gibi bulundukları yerle ilgili olarak da herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır.
Dosyaya kazandırılan 01/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” …Dava dosyası kapsamında ve davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre; davacı … Tic. Ltd. Şti.’nin 17.02.2023 tarihinde Kahramankazan İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı … Tic. Ltd. Şti. aleyhinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 17.02.2023 tarihi itibariyle davalı şirketten bakiye 138.679,61 TL tutarında alacaklı olduğu, davalının takibe yaptığı itirazın yerinde olmadığı, bu kapsamda davacının alacağını takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede ticari temerrüt faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, ancak davacı şirketin icra takibinden önce alacağının tahsili hususunda davalıya yazılı ya da sözlü ihtarı bulunmadığı için takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşüremediği, bu nedenle icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu, bununla birlikte davalı şirkete ait ticari defterlerin incelenme imkânı elde edilemediğinden, davalı şirkete ait ticari defter kayıtlarından hareketle taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisine ilişkin bir tespite bulunulamadığı…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosyanın incelenmesinde, mahkememiz ve kanun yolu denetimine elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerinde davalı şirketten alacağının gözüktüğü, taraf BA/BS formlarında ise dava konusu faturaların bildirilmediği görülmüştür.
Taraflar arasındaki ilişki kapsamında davacının fatura konusu malları davalıya teslim etmiş olduğunu ispatı gerekli olup (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi nin 2019/65 E 2019/4829 K sayılı ilamı); davacı tarafça teslime dair yazılı delil sunulmamış, dosya kapsamında teslime dair davalı tarafın imza kaşesinin bulunduğu irsaliyeli faturalara rastlanılamamış, yemin deliline de son duruşmada hatırlatılmasına rağmen davacı tarafından dayanılmamıştır.
Tüm bu açıklamalara göre; davacı, davalı ile aralarındaki satım ilişkisi nedeniyle düzenlenen faturalara konu malların bedelini tahsiline yönelik talepte bulunmuşsa da, takip konusu faturalar her iki yanın defterlerinde kayıtlı bulunsa dahi malların tesliminin ispata muhtaç olduğu, davalı yanın teslim yapılmadığı yönünde savunmasının da bulunduğu, davacı tarafından bu hususun aksinin ispat edilemediği görüldüğünden davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalının kötüniyet tazminatı talebi değerlendirildiğinde, kötüniyet tazminatı takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan, ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi açıkça takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğreti ve Yargıtay uygulamasına göre alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde icra takibine girişen alacaklı kötüniyetli kabul edilir. Bu nedenle davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilme şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.679,04 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.409,19 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 2.353,22 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 21.801,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/09/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza