Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/175 E. 2023/214 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/175 Esas – 2023/214
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2023/175 Esas
KARAR NO : 2023/214

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2020
KARAR TARİHİ: 17/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;müvekkili ile davalı arasında kamyon tipi aracın satımı konusunda mutabakata varıldığını, bunun sonucunda müvekkili tarafından aracın satımına ilişkin olarak kapora ödemelerinde bulunulduğunu, fakat buna rağmen davalı tarafın müvekkiline aracı devretmekten imtina etmiş olup müvekkilinin kapora için yapmış olduğu ödemeleri de iade etmediğini, bunun üzerine taraflarınca davalı aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğü’nde …E. Sayılı dosya ile icra takibi başlatılmış olup davalı tarafından bu takibe itiraz edildiğini, borçlunun icra takibine itiraz etmesi üzerine dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa 06/10/2020 tarihinde başvurulduğunu, müvekkili … Şti. yetkilisi …, 22/08/2020 tarihinde … ile … plakalı … marka kamyon tipi aracın satımı konusunda anlaştığını bunun karşılığında müvekkilinin söz konusu şahsa, müvekkili şirkete ait banka hesabı üzerinden 2.550,00-TL kapora gönderdiğini, sonrasında aracın üzerinde vergi borcu olduğunu söyleyen …’nın devir için söz konusu şerhlerin kaldırılması gerektiğini müvekkiline ilettiğini ve bunun karşılığında araç satış miktarından mahsup etmek üzere müvekkilinden 10.000,00-TL daha talep ettiğini, müvekkilinin 25/08/2020 tarihinde söz konusu tutarı şirkete ait banka hesabı üzerinden …’ya kapora açıklaması ile gönderdiğini, müvekkilin aracın devri için …’yı notere davet etmiş olsa da davalı/borçlu taraf Covid-19 virüsüne yakalandığını ve karantinada olduğunu müvekkiline ilettiğini, … karantinadan çıktığı zaman devri yapabileceğini, borçlu tarafa ait karantina süresinin sona ermesinin ardından tarafların bir araya geldiğini ve müvekkilinin araç devri için notere gitmeyi talep ettiğini, ancak …nın notere gitmekten imtina ettiğini ve aracı satmaktan vazgeçtiğini bildirdiğini, edim yükümlülüğü altında olan …’nın sonrasında aracı da alarak olay yerini terk ettiğini ileri sürerek, davalının yetki itirazının ve borca itirazının yerinde olmadığını, davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, davanın kabulüyle birlikte, davalı tarafından, müvekkilin alacaklarının tahsili amacıyla Ankara … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyayla girişilen icra takibine, haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edilmesi üzerine yapılan itirazın iptaline, yapılan icra takibine davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmesi sebebiyle davalının, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine yasal süresi içerisinde icra takibinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz edildiğini, öncelikle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan görevsizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin hiçbir şekilde sözde alacaklı şirketi tanımadığını, müvekkili ile kendisini … olarak bildiği şahıs arasında … palaka sayılı aracın satışı konusunda taraflarca sözlü anlaşma sağlandığını, ancak araç alıcısı-davacı şirket sahibi …’ın araç-kapora bedelini sahibi olduğu şirket üzerinden müvekkilinin hesabına havale ettiğini, davacı şirket ile müvekkili arasında araç satışı konusunda bir işlem yapılmadığını, davacı tarafca davacı-alacaklı olarak gösterilen şirket ile müvekkilinin hiçbir şekilde ilgi ve alakası olmayıp husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin adresi itibari ile yetkili mahkemenin ve icra dairelerinin Ankara Batı Mahkemeleri ve İcra Daireleri olduğunu, davacı tarafça açılan itirazın iptali davasının görülebilmesi için, bilindiği üzere davanın açıldığı mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibi bulunması gerektiğini, müvekkilinin aracını satmak amacıyla internet sitesi üzerinden satışa çıkardığını, karşı tarafın telefon ile irtibat sağlayarak aracı almak istediğini, aracın experini yaptırmak istediğini, müvekkili tarafından aracın muayenesinin olmadığı beyan edilmesi üzerine, karşı tarafca muayenenin kendisi tarafından muayene ve bazı masrafların araç bedelinden düşülmesi halinde yaptırılacağının ifade edildiğini ve taraflarca 77.500 TL fiyat üzerinden anlaşma sağlandığını, karşı tarafca, araca kapora bedeli olarak 2.500 TL ve aracın experinin yapımı sırasında üzerinde nakit olmaması nedeniyle müvekkiline 50 TL borçlanmış olması nedeniyle toplamda 2.550 TL’yi müvekkili hesabına gönderdiğini, müvekkilinin işi gereği şehir dışına çıkmak zorunda kaldığını, karşı tarafca araca çok ihtiyacı olduğu ancak muayeneyi henüz yaptıramayacağı bahanesi ile her ne kadar müvekkilinin vermek istememiş ise de aracın kendisinde kalmasının talep edildiğini, müvekkilinin şehir dışına çıkmış iken karşı tarafın bütün çaba ve ısrarlarına dayanamayarak aracın anahtar ve ruhsatını çocuğundan alabileceğini beyan ederek sözde alacaklı karşı tarafa araç anahtarı ve ruhsatın teslim edildiğini, aradan birkaç gün geçtikten sonra karşı tarafın müvekkiliin arayarak elinde hazır parası olduğunu, eğer müvekkilin ihtiyacı var ise 10.000 TL gönderebileceğini bu miktarın aracın satın alım aşamasında fiyattan düşüleceğini beyan ettiğini, müvekkilinin şehir dışından dönüşünde 28.08.2020 tarihinde ailesi ile birlikte karantinaya girdiğini, müvekkilinin bu süreç içerisinde karşı tarafı defalarca arayarak aracın muayenesinin yapılmasının beklediğini, satış için her zaman hazır olduğunu, karşı tarafca anlaşıldığı gibi aracın muayenesinin yapıldığı takdirde aracın devrinin müvekkili tarafından yerine getirileceği ifade edildiğini, aracın karşı tarafta kaldığı süre boyunca, karşı tarafca araç şehirler arası yolda kullanılmış nakliye aracı olarak kullanılmış, müvekkilince araçta muayene, sigorta gibi zorunlu unsurlarının olmadığı, aracı acil bir şekilde kendisine teslim etmesi gerektiği ifade edilmiş ise de karşı taraf müvekkilin bütün ihtarlarına rağmen aracı teslim etmediği gibi aracı kullanmaya da devam ettiğini, karantina süresinin sona ermesi akabinde karşı taraf ile görüşen müvekkilin aracın marş dinamosu gibi bazı parçalarının karşı tarafın kullanımından kaynaklı bozulduğunu tespit ederek aracı tamir için sanayiye götürdüğünü, yüklü miktarda para harcadığını ve karşı tarafa yine anlaşma gereği aracın muayenesini yaptırması halinde aracı alabileceğini ifade ettiğini, 16.09.2020 tarihinde karşı tarafın müvekkilini arayarak herhangi bir neden bildirmeksizin aracı almaktan vazgeçtiğini ve aracı …’ da bir yere bıraktığını ifade ettiğini, karşı tarafın kullandığı süre için herhangi bir miktar ödemediği gibi araç üzerine birçok trafik cezası işletilmesine ve aracın birçok parçasının bozulmasına sebebiyet verdiğini, kaporanın alıcı tarafın cayması durumunda satıcı tarafın mağduriyetini engelleyen ve bir nebze olsun satıcının zararının telafisine imkan sağlayan bir kurum olduğunu, karşı tarafca talep edilen kaporanın iadesine ilişkin iş bu itirazın iptali davasının reddi gerektiğini, müvekkilince aracın satımından vazgeçilmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, davacı tarafça ödenen 12.500,00 TL’ ye ilişkin müvekkilinin uğradığı maddi zararlar, aracın şu andaki satış bedelindeki düşüş, aracın 1 ay gibi bir süre kullanılamaması ve karşı tarafın aracı 22.08.2020 tarihi ile 16.09.2020 tarihleri arasında kullanması nedeniyle kiraya verilememesi, sözleşme tarihinden teslim tarihine kadar hesaplanacak araç kira bedelleri ve kapora olduğu dikkate alındığında geri ödenmesinin talep edilemeyeceği ve bu bedellere mahsup edileceği dikkate alınarak davanın reddini talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkeme aksi kanaatte ise iş bu zarar, ziyan, tazminat, kapora, araçtan mahrum kalınan süre, aracın kiraya verilmesi halindeki günlük kira bedeli ve alacakların hesaplanması ile davacı tarafça talep edilen bedelden tenziline karar verilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara … İcra Müdürlüğü’nde … esas sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, banka kayıtları, dekont sureti ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, adi yazılı araç satış sözleşmesi gereğince ödenen kaporanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdatına yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce verilen 24/06/2021 tarihli 2020/654 Esas 2021/495 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, istinaf incelemesini yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 18/01/2023 tarihli ve … esas,… sayılı ilamında; “İlamsız icra takibinde borçlu, borca ve faizi ile birlikte icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş ise açılan itirazın iptali davasında mahkeme ilk iş olarak icra dairesinin yetkili olup olmadığı yönünde bir inceleme yaparak bu hususta bir karar vermelidir. Yetki itirazının incelenmesi neticesi mahkeme yetkili olduğuna karar verirse, borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilecektir. Mahkeme yapmış olduğu inceleme neticesinde takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise “Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine” karar verecektir (Yargıtay HGK. 06.10.2004 tarih 2004/19-410 E. – 2004/471 K).
Dosya kapsamından, davaya konu Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra takip dosyasında davalının yetkiye itiraz ettiği, Ankara İcra Dairelerinin yetkili olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamaya göre, mahkemece; öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı incelenmelidir.
İcra dairesinin yetkisi İİK’nun 50.maddesinin yollaması ile HMK’nun genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nun 6.maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Yine HMK’nın 10. maddesi uyarınca; sözleşmeden doğan davalar da, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesinde ve mahkemesinde de dava açılabilir hükmü getirilmiştir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetildiğinde, davaya konu icra takibinde Ankara Batı İcra Dairelerinin yetkili olduğu, bu nedenle icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı, hususu dikkate alınmadan, mahkemece; davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun (diğer hususlar şimdilik incelenmeden) kabulü ile HMK.’nun 353/1-a,4 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” denilmek suretiyle kararımız kaldırılmıştır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 18/01/2023 tarihli ve … esas, … karar sayılı ilamında belirtilen incelemeler yapılmıştır. Öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz 6100 sayılı HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri çerçevesinde incelenmiş, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine olan itirazı yerinde görülerek yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibi bulunmadığından davacının itirazın iptali davasının, yetkili icra dairelerinde açılmış bir takip bulunmadığından ve borçlunun icra dosyasında yetkiye de itiraz ettiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın yetkili icra dairesinde takip yapılmasına ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK 17. Maddesi uyarınca Ankara Batı İcra Dairelerinin yetkili olduğuna,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 151,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 28,78 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Mahkememizin 07/07/2021 tarih, 2020/654 esas, 2021/495 karar 2021/364 harç nolu harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesinin istenilmesine,
5-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.17/02/2023

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.

TASHİH ŞERHİ

Mahkememizin 29/09/2022 tarihli kararının kanun yoluyla ilgili son kısmında;”… kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.” denilmiş ise de; Ankara BAM … Hukuk Dairesi’nin 18/01/2023 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a- maddesi gereğince KESİN olarak verildiği anlaşıldığından “Dair, tarafların yokluğunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin ilgili kararı dikkate alınarak kesin olmak üzere karar verildi.” tashihi ile maddi hatanın bu şekilde düzeltilmesine karar verildiği şerh olunur.