Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/169 Esas – 2023/212
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2023/169 Esas
KARAR NO : 2023/212
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2022
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
K.YAZIM TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalılardan …’ın, 03.05.2013 tarihli Belirsiz İş Sözleşmesi ile müvekkil şirkette Ür-Ge (Üretim Ve Geliştirme) Teknisyeni olarak çalışmaya başladığını, 06/09/2018 tarihinde müvekkili şirketin Ar-Ge Merkezi başvurusunun Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca 5746 sayılı kanun kapsamında onaylanmasına istinaden de Ar-Ge (Araştırma ve Geliştirme) Teknisyeni olarak çalışmaya devam ettiğini, diğer davalının ise müvekkili ile aynı iş kolunda çalışan, davalı işçi ve diğer bazı üst düzey çalışanları daha ayartarak, haksız ve usulsüz olarak işten ayrılmalarını sağlayan, kendi bünyesinde işe alarak çalıştıran şirket olduğunu, davalı …’ın, Aydın … Noterliğinin 01.07.2019 tarihli, … yevmiye numaralı Fesih İhtarnamesi ile asılsız ve mesnetsiz sebeplerle istifa ettiğini bildirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin, Ar – Ge Merkezi gibi önemli bir departmanda, önemli bir pozisyonda çalışan, müvekkili şirketin sağladığı imkanlarla kariyerinde ilerlemiş olan davalıya Aydın … Noterliğinin 11.07.2019 tarihli, … yevmiye numaralı İşe Davet İhtarnamesi ile 2 iş günü içerisinde iş başı yapmasını aksi halde İş Kanunu kapsamında yasal sürecin işletileceği ihtarında bulunduğunu, davalının işe davet ihtarına karşı herhangi bir cevap vermeyip iş başı da yapmadığını, bu nedenle müvekkilinin, Aydın … Noterliğinin 30.07.2019 tarihli, … yevmiye numaralı İş Akdi Fesih İhtarnamesi ile 29.07.2019 tarihi itibari ile iş akdinin feshedildiğini davalıya ihtar etmiş olup, davalının 29.07.2019 tarihinde müvekkili şirketteki işinden ayrılmış bulunduğunu, müvekkili şirketin davalıya iş akdi süresince hep destek olduğunu, davalının, müvekkili şirketten, maddi sıkıntısı nedeniyle hak etmiş olduğu tazminat bakiyesinden karşılanmak suretiyle bir miktar kıdem tazminatı avansı talep ettiğini, müvekkilinin de bu talep doğrultusunda davalıya kıdem tazminatı avans ödemesi yaptığını, ayrıca müvekkili şirketin düzenlemiş olduğu etkinliklerde çalışmalarını teşvik etmek amacı ile davalıya çeşitli ödüllendirmeler yapıldığını, araç tahsis edildiğini, müvekkili şirketin, davalının iddialarının aksine iş akdinin haklı feshine sebep olacak hiçbir eylemde bulunmadığını, buna rağmen davalının, ihbar sürelerine uymadan, sorumluluğu devam eden ve üzerinde çalışmakta olduğu bütün projeleri, işleri yarım bıraktığını, bunları devretme gereksinimi bile duymadan iş yerine bir daha gelmediğini, davalının bu davranışının müvekkilini çok zor bir durumda bıraktığını ve zarara uğrattığını, davalının, müvekkili şirketten ayrıldıktan kısa bir süre sonra müvekkili şirket ile aynı faaliyet sahasında yer alan diğer davalı … Şirketi’nde çalışmaya başladığını, davalının iş akdinin feshinden kısa bir süre sonra diğer davalı şirkette işe başlayarak sözleşmeye ve rekabet yasağı hükümlerine aykırı davrandığını, kanun ve yerleşik yargı içtihatları doğrultusunda; davalının müvekkili şirket nezdindeki işinden ayrıldıktan kısa bir süre sonra aynı faaliyet sahasında yer alan başka bir firmada işe başlamış olmasının TBK’da düzenlenmiş olan rekabet yasağı hükümlerine aykırılık teşkil etmekte olup, sözleşmede belirlenen cezai şartı talep etmek gerektiğini, davalının yeni işveren de kötü niyetle hareket ettiğini, davalı işçiyi ayartmak suretiyle müvekkili ile davalı işçi arasındaki sözleşmenin usulsüz ve haksız feshine neden olduğunu, bu nedenle ve İş Kanunu 23.madde gereği davalı şirketin de davalı işçi ile birlikte müşterek ve müteselsilen rekabet yasağının ihlalinden doğan cezai şarttan sorumlu olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, sözleşmede belirtilen 47.500,00TL tazminat tutarının ticari temerrüt faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şirketi vekili; öncelikle görev, zaman aşımı defi ve husumet yönünden itirazlarının bulunduğunu belirterek, müvekkili şirkete diğer davalı …’ı, …’ın davacı şirketten ayrıldığını bilen bir kişinin tavsiye ettiğini, müvekkili şirket ile diğer davalının görüştüklerinde, davalı …’ın, davacı şirkette çalışmadığını, davalı …’a “Personel Gizlilik ve Sır Saklama Taahhüdü” altında bir belgeyi, davacının, 02.08.2018 tarihinde yani iş akdi devam ederken imzalattığını, bu belge ile sadece işçi, sır saklama yükümlülüğü düzenlendiğini, TBK m. 444/1’de bahsedildiği hali ile işçi tarafından, işverene verilmiş bir rekabet etmeme taahhüdü içermediğini, TBK m. 444/2 gereği, sözleşmenin geçersiz olduğunu, iş sözleşmesinin 14. maddesi; diğer davalı …’ın ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürmekte, hatta açıkça diğer davalının iş bulmasını engelleyerek, ekonomik geleceğini yok etmekte olduğunu, yer yönünden, tüm …’de geçerli olacak şekilde sözleşme akdedilmesinin, kabul edilebilir bir kriter olmadığını, ayrıca işlerin türü bakımından uygun bir sınırlama getirmemekte, aksine işçinin iş bulmasını tümden engellemekte olduğunu, bu hali ile rekabet yasağının mahkemenizce geçersiz kabul edilmesi gerektiğini, zira ilgili yasak karşılığında işverenin üstlenmiş olduğu bir karşı edim de olmadığını, TBK m. 445 gereği, işbu sözleşme geçersiz olduğunu, tek taraflı cezai şart da TBK m. 420/1 gereği hem müvekkili … açısından, hem de tüm bunların tarafı olmayan müvekkili davalı … açısından geçersiz olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, rekabet yasağı var kabul edilecek olunsa dahi, bu yasağı ihlal eder bir durum da olmadığını, ortada rakip iki işletme olduğundan bahsedilemeyeceğini, davacının, müvekkili şirketin rakibi kabul edilemeyeceğini, rakibi de olmadığını, işbu sebeple de, diğer davalı …’ın, müvekkili şirkette çalışmasının, tek başına rekabet yasağının ihlalini oluşturmayacağını, diğer davalı …’ın, müvekkili şirkette çalışmaya başladığı tarihten bu yana olan süre zarfındaki müvekkilinin faaliyetlerinin de, rekabet yasağının ihlal edilmediğinin ayrıca ispatı olduğunu, davacının, zarar görmediğini, davacı iddialarının, çalışma hürriyetinin ihlali niteliğinde olduğunu, ilgili iş sözleşmesi ve taahhütte yer alır, cezai şart düzemlemelerinin geçersiz olduğunu beyan ederek, davanın öncelikle usulden, kabul görmez ise esastan tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Aydın … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, Aydın … Ve … Noterliği kayıtları, davacı ve davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, davalı …’a ait SGK kayıtları ve davacı şirkette işe giriş ve işten ayrılma belgeleri ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, davacı firmada bir dönem işçi olarak çalışan …’ın işten ayrıldıktan sonra rekabet yasağı sözleşmesini ihlal ettiği iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2022/1333 esas sayılı dosyasının 14/02/2023 tarihli duruşmasında verilen ara karar gereğince davalı … Şirketi yönünden tefrik kararı verilmekle, bu davalı yönünden ayrılan dava Mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilmiştir.
Davanın dayanağı, 02.08.2018 tarihinde … Şirketi ile … arasında akdedilen Personel Gizlilik ve Sır Saklama Taahhüdü başlıklı belgedeki 14.maddedir. Bu maddede, …’ın iş akdinin feshinden sonra 12 ay boyunca işverenin faaliyet sahasında çalışan herhangi bir şirkette çalışmayacağı, aksi takdirde maaşının 10 katı cezai müeyyide uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı yan da, …’ın davalı … Şirketi’nde çalışmaya başlaması sebebiyle sözleşmedeki cezai şartı talep ederek işbu davayı açmıştır. Davalı … Şirketi vekili husumet itirazında bulunmuştur. Husumet itirazının değerlendirilmesi için tefrik kararı verilmiştir.
Davanın dayanağı Personel Gizlilik ve Sır Saklama Taahhüdü başlıklı akit olup, sözleşmenin … Şirketi ile … arasında akdedildiği, sözleşme uyarınca talep edilen cezai şartın sözleşmenin tarafı olmayan davalı … Şirketi’nden istenemeyeceği, davanın rekabet yasağının ihlali sebebine dayandığı, rekabet etmeme yükümlülüğünün yalnızca …’a ait olduğu, … Şirketi’nin böyle bir yükümlülüğü bulunmadığı, davacının açıkça sözleşmeden kaynaklı olarak cezai şart talep ettiği, haksız rekabet iddiasına dilekçesinde yer vermediği anlaşılmakla … Şirketi’ne husumet yöneltilemeyeceği kabul edilerek davalı … Şirketi yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştr.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Şirketi aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90TL peşin harç ile 179,90TL başvurma harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 7/2 uyarınca 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/02/2023
Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı