Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/1294 E. 2023/1298 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/1294 Esas – 2023/1298
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/1294 Esas
KARAR NO : 2023/1298

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
: 2-
VEKİLİ :
:3-
VEKİLİ :
:4-
VEKİLİ :
:5-
:6-
:7-
: 8-
: 9-
:10-
:11-
:12-
TASFİYE MEMURU :

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/06/2021
KARAR TARİHİ: 13/12/2023
K.YAZIM TARİHİ: 13/12/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı işçi … tarafından Ankara Batı … İş Mahkemesi’nin. … E. ve … K. Sayılı dosyası ile müvekkili Belediye aleyhine ikame edilen davada; davacının 2009-2018 yılları arasında müvekkili Belediyede ve taşeron şirketler nezdinde tesisatçı olarak çalıştığı, 31/03/2018 tarihinde 696 sayılı KHK uyarınca iş akdinin fesh edildiği beyan edilerek, ödenmeyen işçilik alacaklarının Müvekkil Belediye’den tahsiline karar verilmesi talep edildiğini, iş bu davada husumetin müvekkili Belediye yöneltilmiş ise de işveren konumunda bulunmaları sebebiyle davanın diğer davalı şirketlere de ihbar edilmesinin talep edildiğini ve bu suretle kendilerine hak ve menfaatlerini koruma imkanı sağlandığını, yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne karar verildiğini, iş bu ilama dayalı olarak Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla Müvekkil Belediye aleyhinde başlatılan takip dolayısıyla, müvekkili Belediye tarafından icra tehdidi altında 25.869,01TL ve 8.912,21TL yargılama gideri ve vekâlet ücreti olmak üzere toplam 31.781,22TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını belirterek, 6183 sayılı Kanun’a göre hesaplanacak faiz ile birlikte davalıların tespit edilecek sorumlulukları oranında rücuen tahsili ile; müvekkil belediyeye ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … isimli işçi lehine İş Mahkemesi kararıyla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, UBGT alacakları, yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücret alacakları hüküm altına alındığını, dava dışı …’a davalı … ….Şirketinin ödenmemiş hiçbir işçilik alacağı borcu bulunmadığını, … ….Şirketi aleyhine açılan davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ticaret Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ihale usulü ile hizmet sözleşmesi kapsamında çalışmakta olup dava dışı işçiler ile yaptığı sözleşmelerin ihale şartnamesi doğrultusunda belirli süreli sözleşmeler olduğunu, ihale kapsamında hizmet veren müvekkili şirketin dava dışı işçilerin sözleşmesine yönelik bir yetkisi bulunmadığını, bu hususta bir sorumluluğunun da olmadığını, davacının tazminat ödediği işçiye ödediği tazminatlardan müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için; işçinin müvekkili şirket nezdinde çalıştırdığı sürenin sonundan itibaren 2 yıl sürenin geçmemesi gerektiğini, aksi takdirde müvekkilin sorumluluğu zamanaşımına uğramış olacağını, ayrıca müvekkili şirketin davacının emir ve talimatlarına ihale şartnamesi uyarınca bağlı olduğunu, dolayısıyla işçilerin hangisinin ne zaman izne çıkarılacağının müvekkili şirketin değil davacının belirlediği bir uygulama olduğunu, müvekkili şirketin hiç bir etkisinin ve dolayısıyla kusurunun olamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Her ne kadar İş Kanunu ve Borçlar Kanunu uyarınca kurumun rücu hakkı bulunsa da 6552 sayılı kanun özel kanun niteliğinde olduğundan kurumun rücu hakkı bulunmadığını, İş Kanunun ilgili maddeleri uyarınca davacı asıl işveren konumunda olup çeşitli ihale dönemlerine göre müvekkili tarafından işçi alt işveren işçisi olarak çalıştırıldığını, işçinin çalışma döneminde asıl işvereni davacı kurum olup davacının işçilik alacaklarından ve kıdem tazminatından kurumun da sorumluluğu bulunduğunu, davacının asıl işveren olarak yaptığı ödemenin tamamından alt işverenler sorumlu olmayıp bu tutarın en azından yarısının kurum tarafından ödenmesi gerektiğini ve bu tutarın rücu edilemeyeceğini, dava dışı işçinin müvekkilinden herhangi bir kıdem tazminatı alacağı bulunmamakla müvekkili kıdem tazminatına ilişkin ödemelerden de davacıya karşı sorumlu olmadığını, müvekkili aleyhine kıdem tazminatı hesaplanacaksa dahi bu hesabın yapılmasında müvekkilinin sorumluluğunun dava dışı işçinin müvekkili bünyesinde çalıştığı süre ve bu sürede en son aldığı ücret miktarıyla sınırlı olduğu hususunun dikkate alınması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, davadışı işçiye ödenen işçilik ücretlerinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce 04/06/2021 tarih, 2021/430 esas 2022/124 karar sayılı kararı ile davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2023 tarih 2023/610 esas 2023/478 karar sayılı ilamı ile özetle; “5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; dava, asıl işveren ve alt işverenler arasındaki akdi ilişkiden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, davalılar ticaret şirketi olup, tacir iseler de davacının tacir sıfatını haiz olmadığı, dolayısıyla olayda nispi ticari dava bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki akdi ilişkinin, TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ticari davalardan olup olmadığının incelenmesine gelince;
Her ne kadar mahkemece, olayda Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek, işin esası incelenmek suretiyle karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmelerin, konusuna göre hizmet sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır.
O halde, taraflar arasındaki sözleşmeler hizmet sözleşmesi olduğuna göre davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre; olayda nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme, asliye ticaret mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca, mahkemenin görevli olmadığı halde davaya bakmış olması karşısında, esas yönünden inceleme yapılmaksızın, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemesince yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denmekle mahkememiz kararı kaldırılmış dosya yeni esasa kaydedilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin konusu, asıl işveren ve alt işverenler arasındaki akdi ilişkiden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. İş bu sebeple asıl uyuşmazlık konusunun hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı kanaatine varılarak görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kesin olmak üzere karar verildi.13/12/2023

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.