Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/996 E. 2022/1116 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/996 Esas – 2022/1116
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/996 Esas
KARAR NO : 2022/1116

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR: 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
VEKİLİ :
4-
VEKİLİ :
5-
VEKİLİ :
6-
7-
8-
9-
10-
11-
TASFİYE MEMURU :
12-
TASFİYE MEMURU :
13-
14-

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ: 22/11/2022
K.YAZIM TARİHİ : 26/11/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; dava dışı … tarafından Ankara Batı …İş Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyasında müvekkili belediye aleyhine açılan dava sonucunda 05/02/2005-30/07/2015 tarihleri arasında … Belediye Başkanlığı bünyesinde ve taşeron şirketler nezdinde çalıştığı beyan edilerek ödenmeyen işçilik alacaklarının müvekkili belediyeden tahsiline karar verilmesinin talep edildiği ve yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini ve Ankara Batı …İş Mahkemesinin … esas … karar sayılı ilamına istinaden Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına icra tehdidi altında ödenen 23.983,72 TL’nin ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanununa göre hesaplanacak faizi ile birlikte davalıların sorumlulukları belirlenmek suretiyle rücuen tahsiliyle müvekkili belediyeye ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kendi dönemine tekabül eden kıdem tazminatı alacağını ödediğini, davacının kıdem tazminatı ödemesi yapmadığını, yapılan kıdem tazminatı ödemelerinin diğer alt işverenler dönemine ait olduğunu, müvekkili şirketten mükerrer olarak talep edilemeyeceğini, her alt işverenin işçiye karşı kendi dönemine tekabül eden hizmet alım sözleşmesinde taahhüt ettiği işçilik alacaklarıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı ile davalılar arasında müteselsil sorumluluk bulunduğunu, müvekkilinin kıdem tazminatı sorumluluğu tespit edilirken işçiyi çalıştırdığı süre ve devir anındaki ücret miktarının dikkate alınmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı kurum tarafından dava dışı 3.kişi işçiye ödenmiş olan kıdem tazminatından müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, işçi çalıştırılmasına dayalı hizmet ihalelerinde işçilerin kıdem tazminatından asıl işveren konumunda bulunan idarenin sorumlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı işçinin müvekkili şirket nezdinde kıdem tazminatına hak kazanmadığını, kıdem tazminatı ödemelerinde belediyelerin sorumlu olduğunu, davacı Belediye tarafından ödemeye ilişkin olarak müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, herhangi bir temerrüt halinin söz konusu olmadığını, İş Mahkemesinde açılan davanın da müvekkiline ihbar edilmediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ihale usulü ile çalışmakta olup işçilerin işe alma-çıkarma işlemlerinin … Bakanlığı tarafından gerçekleştirildiğini, 6252 sayılı yasa ile değişik 4857 sayılı iş kanunu’nun 112. Maddesinin,işçilik alacaklarının ödenmesine yönelik bütün sorumluluğu ilgili kamu kurum ve kuruluşa yüklediğini, bu hüküm uyarınca ihale ile hizmet alımı suretiyle alt işverenlerce yürütülen hizmetlerde, işçilerin işçilik alacaklarının ihaleyi yapan kurum ve kuruluş tarafından karşılanacağı hükmünü içermekte olduğunu, müvekkili şirketin fiilen olmadığı gibi hukuken de bir sorumluluğunun olmadığını, müvekkili şirkete sorumluluk yükletilmesi halinde de, yalnızca müvekkili şirketin alt işveren olarak bulunduğu sürelerle ilgili sorumluluğu söz konusu olabileceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılara yapılan tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır.
GEREKÇE :
Dava, dava dışı işçiye ödenen tazminatın taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında davalılardan sorumlulukları oranında rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … – … E.-K. sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 27/08/2020 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. Eldeki davada uyuşmazlık, davacı belediye bünyesinde yürütülen evsel atıkların toplanması, toplanan atıkların nakli, cadde ve sokak, meydan ve pazar yerlerinin insan ve makine marifetiyle süpürülmesi faaliyetlerinin davalılarca ihale yoluyla gerçekleştirilmesi sırasında dava dışı işçiye Belediye tarafından ödenen tazminatların davalılardan rücuen tahsiline ilişkindir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi ile 13. Hukuk Dairesinin benzer dosyalarla ilgili sözleşmeye konu işin taşıma hukuku kapsamında kaldığından mutlak ticari dava olması sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiğine dair emsal nitelikte kararları bulunmaktaysa da, Yargıtay … Hukuk Dairesi … Esas … Karar sayılı ilamı ile benzer mahiyetteki bir davanın temyiz incelemesi neticesinde “… Bu kapsamda Belediyenin asli işleminden olan temizlik işi ile ilgili taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve uygulandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini içerdiği belirtilerek arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edim Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı olduğu ve bu halde dava konusu uyuşmazlığın arabuluculuğa tabi olmadığı” şeklinde karar verildiği, bu itibarla ihale ekindeki sözleşmede anılan birçok işten biri olan çöp toplama ve nakli işinin TTK’nın 850 vd. maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, çöp nakil işinin, temizlik ve çöp toplama faaliyetinin devamı niteliğindeki hizmet işi olduğu kanaatiyle, davacının tacir olmadığı da gözetilerek, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, nitekim Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi … Esas; … Karar sayılı ilamında “… Bu itibarla anılan sözleşmelerin bundan sonraki uyuşmazlıklarda Yargıtay 6.HD.nin anılan kararı dikkate alınnarak hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerekmiştir. Bu itibarla, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 01/07/2022 tarihli ve 1047 sayılı kararı ile belirlenen iş bölümüne göre, “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında (Özel Borç İlişkileri -Akdin Muhtelif Nev’ileri) yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların (satış sözleşmesi:taşınır ve taşınmaz satışı, ödünç sözleşmeleri:ariyet (kullanım ödüncü) – karz-ödünç (tüketim ödüncü), ölünceye kadar bakma sözleşmesi, vedia (saklama) sözleşmesi, hizmet sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, vekalet sözleşmesi)” istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (4). Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden, dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (4). Hukuk Dairesine gönderilmesine..” şeklinde uyuşmazlığın dairenin görevine girmediğine dair karar verdiği, iş bu kapsamda temel uyuşmazlığın TTK’nın 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve görev hususunun davanın her aşamasında dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, mahkememiz ile Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan görevli mahkemenin belirlenmesi (merci tayini) için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
2-Karar istinaf edilmeksizin kesinleştiği takdirde mahkememiz ile Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan görevli mahkemenin belirlenmesi (merci tayini) için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … şti vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.22/11/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı