Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/960 E. 2023/1046 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/960 Esas – 2023/1046
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/960 Esas
KARAR NO : 2023/1046

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 3-
4-
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
K. YAZIM TARİHİ: 23/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Davacı … Şirketi’nin 12.07.2011 tarihinde “… mh. … cd. No:… …/ANKARA” adresinde kurulduğunu, daha sonra faaliyetlerine kapanana kadar … Mah. … Sk. No:… …/ANKARA adresinde devam ettiğini, davalılardan … ve … Şirketi’ne ait aynı nitelikteki özel eğitim kurumlarının da … ilçesinde … hizmetleri vermekte olup davacı şirket ile rakip konumunda olduğunu, diğer davalılardan …’in önceleri davacı şirkette çalışırken 2016 yılında müvekkili şirketten ayrılarak diğer davalı … Şirketi’nde çalışmaya başladığını, davalılardan …’ın da 10.09.2019 tarihinde ayrılarak 12.09.2019 tarihinden itibaren davalılardan …’ın sahibi olduğu … Merkezinde çalışmaya başladığını, …’ın … Şirketi’nin sorumlu müdürü olduğunu, Özel Eğitim kurumlarında eğitim görecek öğrencileri kurumun kendi çalışması ile tesbit ettiğini, akabinde bu öğrencilerin velileri ile irtibat kurarak kuruma kaydını yapıldığını, öğrenci velisinin öğrenci için hiç bir ücret ödemediğini, tüm ücretin Milli Eğitim Bakanlığınca hakediş usulünde Özel Eğitim kurumuna ödendiğini, davacıya ait eğitim kurumunun karalayıcı ifadeler ve üçüncü kişiler üzerinde oluşturulan baskılar sonucunda çok sayıda öğrenci kaybı yaşadığını, davalı … ve sahibi olduğu kurumun yöneticilerinin öncelikle 6102 sayılı TTK 55. Maddesine aykırı olarak önce müvekkili şirkette o tarihte müdür olarak çalışan …’ı etkileyerek, daha müvekkili şirkette çalışırken öğrencileri kendi kurumlarına aldıklarını ve akabinde de davalı …’ı transfer ettiklerini, davalılardan …’ın davacı müvekkili şirkette müdür olarak çalışan … ile birlikte hareket ederek müvekkiline ait kurumda eğitim gören öğrencilerin kayıtlarını sildirdiğini ve kendi kurumlarına naklini sağladıklarını, bunu rekabet kurallarına aykırı bir şekilde gerçekleştirdiklerini, davacı şirkete ait kurumdaki müdürden öğrencilere ait bilgileri hukuka aykırı olarak elde ettiklerini ve velilerle görüşerek müvekkiline ait kurum ile ilgili olarak yalan beyanlarda bulunduklarını ve hatta öğrenci velilerine maddi menfaat vaad ettiklerini, …’ın da kendi çalıştığı kurumdaki müdürlük vasfı dolayısıyla velileri etkilediğini ve öğrencilerin … Merkezi’ne naklini sağladığını, davacı eğitim kurumunda yeterli sayıda öğretmen bulunmadığı, kurumun batmak üzere olduğu gibi karalayıcı ve gerçeğe aykırı beyanlarla velileri etkilediklerini ve çocuklarının eğitimiyle ilgili endişelenmelerine sebebiyet verdiklerini, birkaç gün içinde olağan dışı şekilde gerçekleşen çok sayıda öğrencinin … Merkezi’ne naklinin de bu durumu ortaya koyduğunu, …’ın müvekkiline ait kurumda müdür olarak görev yapmakta iken öğrencilere ayda 8 saat ders verildiği halde sisteme 2 saat ders verilmiş gibi giriş yapılmasını sağladığını, bu şekilde geliri düşen müvekkili şirketin madden zor durumda kaldığını, bundan faydalanan davalılar … ve … kurumdan naklini planladığı öğrencilerin … Merkezi’nde telafi eğitimleri alarak da haksız kazanç elde etmesini amaçladıklarını, … Merkezi kurucusu …’ın müvekkili kurumda müdür olarak görev yapan …’ın iş sözleşmesini haksız olarak feshine sebep olduğunu, davalılardan … 12.09.2012-12.04.2016 arası davacı şirkette Müdür olarak çalıştığını, daha sonra davalılardan … Merkezi ve kurucusu …’ın müvekkili şirkette o tarihte müdür olarak çalışan …’iı etkileyerek, daha müvekkili şirkette çalışırken öğrencileri kendi kurumlarına aldığını ve akabinde de davalı …’i transfer ettiğini, …’in 6102 sayılı TTK 55. Maddesine aykırı olarak müvekkiline ait kurumda eğitim gören öğrencilerin kayıtlarını sildirerek … Merkezine yani kendi kurumlarına naklini sağladıklarını, bunu rekabet kurallarına aykırı bir şekilde gerçekleştirdiklerini, davalı … Merkezi kurucu ve yöneticisinin, velilerle görüşerek müvekkiline ait kurum ile ilgili olarak yalan beyanlarda bulunduklarını, maddi menfaat vaadinde bulunduklarını, birkaç gün içinde olağan dışı şekilde gerçekleşen çok sayıda öğrencinin … Merkezi’ne naklinin de bu durumu ortaya koyduğunu, … ve …’ın hazırlattığı matbu dilekçelerin öğrenci velilerine imzalatıldığını, davalı kurumun yöneticilerinin, müvekkiline ait kurumda şoför olarak çalışan …’ın iş sözleşmesini haksız olarak feshetmesini sağladıklarını, davalı kurum yöneticilerinin, bu şekilde iş akdinin feshine sebebiyet vererek şoför olan ve velileri çok iyi tanıyan … üzerinden … Merkezi’ndeki öğrencilere ulaşarak kendi kurumlarına nakillerini sağlamayı hedeflediklerini ve nakilleri gerçekleştirdiklerini, davalıların haksız rekabet içeren eylemleri nedeniyle davacı müvekkili şirketi ciddi anlamda kardan mahrum kaldığı gibi kapanmak zorunda kaldığını, tüm bu nedenlerle; davalılardan … VE … AÇISINDAN; Davacı müvekkilinin uğradığı maddi zararın giderilmesi amacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00’er TL maddi tazminatın haksız rekabetin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi davalılar tarafından davacı müvekkili şirkete ödenmesine; davalılar tarafından yapılan karalamalar ve haksız işlemler nedeniyle ticari hayattaki itibarı sarsılan müvekkili şirket lehine 50.000,00’er TL manevi tazminatın haksız rekabetin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi davalılar tarafından davacı müvekkili şirkete ödenmesine; yine davalıların haksız eylemleri nedeniyle davacı müvekkili şirketin mahrum kaldığı kara esas olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00’er TL maddi tazminatın haksız rekabetin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi davalılar tarafından davacı müvekkili şirkete ödenmesine; davalılardan … Şirketi Ve … açısından; Davacı müvekkilinin uğradığı maddi zararın giderilmesi amacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00’er TL maddi tazminatın haksız rekabetin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi davalılar tarafından davacı müvekkili şirkete ödenmesine; davalılar tarafından yapılan karalamalar ve haksız işlemler nedeniyle ticari hayattaki itibarı sarsılan müvekkili şirket lehine 50.000,00’er TL manevi tazminatın haksız rekabetin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi davalılar tarafından davacı müvekkili şirkete ödenmesine; yine davalıların haksız eylemleri nedeniyle davacı müvekkili şirketin mahrum kaldığı kara esas olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00’er TL maddi tazminatın haksız rekabetin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi davalılar tarafından davacı müvekkili şirkete ödenmesine; yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar … Şirketi Ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davaya bakmakla görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu, görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davanın süresinde açılmadığını, reddine karar verilmesini istediklerini, davalılardan …’in SGK kayıtlarında belirtilen tarihler arasında davacıya ait iş yerinde çalıştıklarını, davalı …’in davacı kurumda müdür sıfatıyla görevini ifa ettiğini, iş vereniyle karşılıklı anlaşarak sözleşmesini sonlandırdığını ve işten ayrıldığını, … ve davacı kurum arasında iş sözleşmesinin feshedilmesinden kaynaklanan herhangi bir dava olmadığını, davacı kurumun müvekkili …’in kurumdan ayrılmasını anlayışla karşılayarak sözleşmenin karşılıklı anlaşarak sonlandırıldığını, …’in davacı kurumda görev yaptığı tüm süre boyunca müdür sıfatıyla ifa ettiği görevde fazlasıyla sorumluluk aldığını, davacı kurumun ve kurum sahibi …’ın piyasaya olan borçları ve … Tic. Ltd Şti’ne sürekli gelen ihbar, haciz ve borç ilişkileriyle uğraşmak zorunda kaldığını, ayrıca davacı kurumda çalışan personellerin maaşlarının düzensiz ve eksik yatması sebebiyle müvekkilinin, davacı kurum çalışanlarında oluşan husursuzluklarla uğraştığını, maaş ödemelerini alamayan primleri eksik yatırılan çalışanların motivasyonlarını sağlamak için ekstra enerji ve emek harcamak zorunda kaldığını, müvekkili …’in davacıya ait iş yerinden ayrıldıktan sonra bir müddet işsiz kaldığını, ancak hayat şartları ve ekonomik durumu sebebiyle bir yerde çalışması gerektiğinden müvekkili kuruma müracaat ederek iş anlaşması sağlandığını, müvekkili kurumun … Koordinatörlük görevi teklif ettiğini, koordinatör olarak göreve başladığını, davacı tarafın iddialarının tamamen asılsız gerçek dışı iddialar olmakla birlikte hukuki niteliği gereği bu iddiaların ” İş akdinin devam ettiği dönemde işçinin sadakat borcu” ve “iş akdinin sona ermesinden sonra işçinin ayrıldığı işyeri ile rekabet etmeme yükümlülüğü” ile ilgili uyuşmazlıklar olduğunu, davalı …’in iş akdinin sadakat borcuna aykırılık sebebiyle sona ermediğini, çalışma şartlarının çok ağırlaşması ve müvekkilinin maaşlarını düzgün ve düzenli alamaması sebebiyle karşılıklı anlaşarak sözleşmenin sona erdirildiğini, davacı yanın müvekkilinin işten ayrılmasını kabul ettiğini, sözleşmenin sona erdiğini, gerek sözleşmesinin devamı süresince gerek sözleşmesinin sona ermesinden sonra sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak ve rekabet etme yasağına uygun görülmeyecek herhangi bir davranışı olmadığını, müvekkili …’in ve … Merkezi sorumlularının herhangi bir şekilde yönlendirilmeleri haksız rekabet teşkil edecek herhangi bir eylem içinde olmaları kesinlikle söz konusu olmadığını, öncelikle müvekkili …’in ve dahi kurumunun ve yetkililerinin anayasal bir hak olan “çalışma hak ve özgürlükleri ” , “ekonomik hayatlarını geliştirme özgürlükleri” bulunduğunu, iş akdinin sona ermesi ile işçinin rekabet etmeme yükümlülüğünün de sona erdiğini, bu yükümlülüğün iş akdinin sona ermesinden sonra da süreceğinin ayrıca ve açıkca belirtildiği yazılı bir sözleşme yapılması ve bunun taraflarca imzalanması gerektiğini, davaya konu olan olayda davalı müvekkili … ile davacı kurum arasında iş akdinin sona ermesinden sonra rekabet etmeme yükümlülüğünün devam edeceği ile ilgili olarak yapılmış olan bir sözleşme olmadığını, müvekkili … kurumdan ayrılmasının üzerinden yaklaşık 7 sene geçtiğini, kanun hükmü gereğince asla kabul anlamına gelmemekle birlikte haksız rekabetten oluşacak davaya konu olan olayların zamanaşımına uğradığını, Yasa’nın 62.maddesine göre, 58 inci maddede yazılı haksız rekabetten kaynaklanan davaların, davaya hakkı olan tarafın bu hakların doğumunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl ve her halde bunların doğumundan başlayarak üç yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili kurumun açılış tarihi 2016 olduğunu, ilk öğrenci kayıtlarını bu tarihten sonra aldığını, zamanaşımı itirazını müvekkili kurum içinde tekrar ettiklerini, davaya konu olan olayda müvekkillerinin haksız rekabet teşkil edecek herhangi bir fiilleri olmadığı gibi ortada herhangi bir kusurlu davranış ya da zarar olmadığını, bu sebeple maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, davacı yanın iddia ettiği gibi müvekkili kurumun davacı kurumun beyanlarından veya müvekkili … kurumdan ayrılmasından dolayı bir zararları oluşmadığını, çok fazla borcunun olması sebebiyle kuruma sürekli alacaklıların gelmesi, kurumun araçlarının borçtan dolayı çektirilmek istenmesi, kredi borçlarından ve diğer borçlardan dolayı kurumun kendi çalışanlara düzensiz ödeme yapmaları etkili olduğunu, Özel Eğitim kurumları arasında Öğrenci geçişlerinin yılın her döneminde olduğunu, matbu dilekçe olarak gönderilen dilekçelerin kurumca yazılmamış olup kurum kayıt silme işlemlerinde kullanılan hazır dilekçe örnekleri olduğunu, haksız rekabeti meydana getirecek herhangi bir eylem olmadığını, müvekkili kurumun davacı kurum eğitimine devam ederken herhangi bir personel transferi yapmadığını, derse alınmayan eğitimine devam edemeyen öğrencilerin yeni kurum arayışlarına girdiklerini, davacı kurumun kapanması sebebiyle söz konusu öğrencilerin müvekkili kuruma geçtiğini, Kahramankazan’ın merkeze uzak bir ilçe olup davacı kurum dahil toplam 3 özel eğitim merkezinin faaliyetlerinin yürüttüğü bir durumda olduğunu, davacı kurumun kapanmasıyla geriye 2 kurum kaldığını, bu öğrencilerin çoğunluğunun bu kurumlara geçiş yaptığını, davacı kurumdan müvekkili kuruma geçen öğrenci sayısının çok az olup davacı kurumun kapanmasından sonra Ankara’nın merkez ilçelerinde özel eğitimine devam eden birçok öğrenci olduğunu, …’in … özel eğitimde çalışmaya başladıktan sonra davacı kurumun uzun bir süre faaliyetlerine devam ettiğini, fakat şirket içi ekonomik sosyal vs problemler devam ettikçe eğitim faaliyetleri aksamaya devam etmiş buna rağmen herhangi bir öğretmen/öğrenci transferi olmadığını, gerek müvekkili kurum açısından gerek müvekkili … açısından haksız rekabetin şartlarını oluşmasını sağlayacak bir eylemde bulunmadıklarına ispat olduğunu, davacının daha evvel de müvekkili kurum hakkında şikayetçi olduğunu, … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından bu husus hakkında müvekkili kurum aleyhine soruşturma başlatıldığını, yapılan soruşturma müvekkili kurum lehine sonuçlanarak gerçeğe ve kurallara aykırı herhangi bir husus olmadığının tespit edildiğini,müvekkillerinin öğrencilerin kurum değiştirmesine herhangi bir dahli olmayıp velilerin tamamen kendi özgür iradeleri ile müvekkili kuruma geçtiklerini, davacı kurum sahibi …’ın güven ilişkisine dayalı özel eğitim sektöründe tamamen kişisel ve kurum borçları sebebiyle … Tic. Ltd Şti’n kapatarak … Merkezinin gizli ortağı olduğunu, tüm bu sebeplerle, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, Mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilmez ise; haksız ve yersiz olarak açılan iş bu davanın öncelikle usulden reddine, usulden reddedilmezse esasa geçilmesi halinde davanın esastan reddine, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … Ve … vekili cevap dilekcesi ile özetle, kabulü mümkün olmamakla birlikte huzurdaki davanın süresinde açılmadığını, “Haksız rekabetten kaynaklanan davalar, davaya hakkı olan tarafın bu hakların doğumunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl ve her halde bunların doğumundan başlayarak üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” amir hükmünden de anlaşılacağı üzere davada talep edilecek hakların her iki müvekkili açısından da zaman aşımına uğradığını, müvekkillerinden …’ın 2016 yılının Mart ayında işe ihtiyacı olması sebebiyle davacı kuruma iş başvurusunda bulunduğunu ve işe bu tarihte başladığını, müvekkilinin işe başladığında kurumun genel durumu hakkında bilgiye sahip olmadığını, ancak gün geçtikçe kurumun maddi durumunun çok kötü olduğunun farkına vardığını, fiziki yetersizlik, ekonomik şartlar, eğitim kalitesizliği vb. sebeplerle sürekli öğrenci kaybeden kurumuna destek olmak isteyen müvekkilinin, gece gündüz demeden öğrenci velileri ile görüşmeler yaptığını, başka bir kuruma geçiş yapmamaları konusunda ikna etmeye çalıştığını, zamanla bulunulan binanın fiziki şartları yeterli gelmediğinden beş katlı bir binaya taşındıklarını, hatta taşınırken bile, hamal tutacak para olmaması sebebiyle, okulun tüm malzemelerinin personel tarafından taşındığını, ancak gidişatın beklendiği gibi olmadığını, yeni binaya taşınmanın getirdiği külfetin ekonomik durumu daha da kötüye götürdüğünü, kurumun bitmek bilmeyen borçları neticesinde kurum binasının kirası bile ödenemez hale geldiğini, araçlar satılarak borçlar kapatıldığını, son dönemlerde ise öğretmenlerin aylarca maaş alamadığını, bu sebeple de derslere girmediklerini, bu dönemde ihtarname ile iş akdini haklı nedene dayanarak fesheden çok sayıda öğretmen olduğunu, “…’ın öğrencilere ayda 8 saat ders verildiği halde 2 saat ders verilmiş gibi giriş yapılması” iddiasının gerçeklikten son derece uzak olduğunu, kurumda kamera kaydı olması, öğretmenlerin her girdikleri ders sonunda ders bilgilerinin derhal MEB’in sistemine işlenmesi sebebiyle de pratikte mümkün olmadığını, kurum son derece kötü yönetildiğinden her ay milli eğitimden denetime gelen şube müdürlerine elektriğin kesik olması veya kameranın bozuk olması sebebiyle kamera kaydı görüntüleri dahi gösterilemediğini, müvekkilinin bu olumsuz çalışma koşulları neticesinde iş akdini; … Noterliğinin 04.09.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile İş Kanunu 24. Maddesine dayanarak haklı nedenle feshettiğini, mevcut koşullar nedeniyle dava dışı bazı kişilerin de iş akitlerini haklı sebebe dayanarak feshettiklerini, o dönemde eşinin çalışmaması ve …da oturmalarından dolayı … ve … (…) Kurumlarına iş başvurusunda bulunduğunu, neticeten … Kurumunda işe başladığını, müvekkilinin davacıya gönderdiği ihtarname tarihinin 04.09.2019 , … (…) Kurumunda işe başladığı tarihin ise 02.10.2019 olduğunu, 2019 yılında davacı kurumda gerçekleşen öğrencilerin kayıtlarının silinme işlemlerinin kurumun faaliyetlerini yürütememesi sonrası kurum sahibi tarafından tasfiye sürecinde silinme işlemleri olduğunu, eğitim alamayan çocukların da haliyle bir kısmı … Kurumuna büyük bir kısmı da … kurumuna peyderpey geçiş yaptıklarını, eğitim gören çocukların fiziksel veya zihinsel olarak engelli çocuklar olup onların eğitimi de sağlıklı çocuklara nazaran daha fazla önem arz ettiğini, eğitim veremeyen, çocuklarını mağdur ettiklerini gördükleri bir kurumdan kayıtlarını aldıran velilerin davranışlarının normal olduğunu, kaldı ki müvekkil …’ın … Kurumunda çalıştığı süreçte … Kurumuna öğrenci geçişi olmadığını, sadece; … hanımın davacı kurumda çalışırken kurumda otizm programı olmadığı için 2017 yılında yalnızca 1 öğrencinin … Kurumuna geçiş yaptığını, müvekkili ve davacı kurumda çalışan diğer personellerin aylarca maaş alamadıklRINI, kuruma müfettiş atanması ve müvekkili de dahil bir çok personelin soruşturma geçireceği tehlikesi ile karşı karşıya gelmesi neticesinde son noktaya gelindiğini anladığını, iş akdini feshettiğini, müvekkilinin ne davacı şirkette çalıştığı süre boyunca sadakat yükümlülüğüne aykırı bir davranış sergilemiş ne de işten ayrıldıktan sonraki süreçte davacı şirket ile rekabet etme yükümlülüğüne (kaldı ki böyle bir yükümlülüğün var olup olmadığı noktası da tartışmalıdır:iş akdinin sona ermesi ile işçinin rekabet etmeme yükümlülüğü de sona erer) aykırı herhangi bir davranışı olmadığını, a davacı kurum sahibi …’ın güven ilişkisine dayalı özel eğitim sektöründe tamamen kişisel ve kurum borçları sebebiyle … Tic. Ltd Şti’n kapatarak … Merkezinin gizli ortağı olduğunu,… hakkındaki iddialar hususunda tekrara düşmek istememekle birlikte davacı şirketin kötü yönetilip bireysel borçlar ve kurumlara olan borçlar neticesinde kapandığının altını burada da çizmekle birlikte müvekkili …’ın, davacı kurumda çalışan … hanımı ya da davacı kurumda çocukları eğitim gören diğer velileri kesinlikle etkilemediğini, iş rekabet yasağına aykırı hiç bir tutum ve davranış içerisinde bulunmadığını, … hanımın davacı kurumdan ayrıldıktan yaklaşık bir ay sonra …’ın sahibi olduğu kurumda çalışmaya başladığını, müvekkilinin, …’ın kurumunda işe başlaması ile birlikte de davacı kurumun velilerinden kimse ile iletişime geçmediğini, davacı kurumun tasfiyesi ve eğitim faaliyetlerinin sona ermesi neticesinde geçiş yapan öğrenciler de mağdur olmamak maksadıyla müvekkilinin sahip olduğu kuruma geçiş yapanlar olduğunu, kaldı ki bu süreçte hem davalı diğer şirkete hem de çok sayıda özel eğitim kurumuna öğrenci geçişi olduğunu, davacı yanın, müvekkilinin kurum binasını kiralamak için iş yeri sahibi ile görüşmeler gerçekleştirdiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bina sahiplerinin müvekkiline gelerek 7 aydır davacı şirketten kira alamadıklarını belirttiklerini, tüm bu nedenlerle, müvekkillerinin diğer ve fazlaya ilişkin her türlü hak, talep ve alacakları saklı kalmak kaydıyla; haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER :
Tarafların ticaret sicil kayıtları, SGK kayıtları, işe giriş çıkış bildirgeleri, … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün cevabi yazısı, tüm hakediş ve ödeme kayıtları, tanık beyanları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Haksız rekabet konusunda uzman Rekabet Başuzmanı bilirkişi 28/08/2023 tarihli raporu ile özetle; Dosyada yer alan iddia ve savunma ile dosyaya sulan delillere istinaden yapılan tespit inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; işbu davanın Davacısı olan … Tic. Ltd. Şti. ile … Tic. Ltd. Şti. ile Davalılardan …’a ait olan … Merkezi’nin aynı ilgili pazarda faaliyet gösteren, birbirleriyle rekabet eden ve bu haliyle rakip durumunda teşebbüsler olduğu; buna karşın diğer davalılar olan … ve …’ın ise davacı eski çalışanları olan gerçek kişiler olduğu ve davacı ile herhangi bir rekabet/rakiplik ilişkisinin bulunmadığı; davacı tarafından davalılar hakkında iddia edilen eylemlerin ya vaki olmadığı ya da tanık ifadelerinde yer bulan davalılar tarafından özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetleri kapsamında ifa edilen iş ve işlemlerin olağan piyasa davranışları olduğu; bu eylemler dahlinde ortaya çıkan rekabetçi davranışların ve uygulamaların haksız bir yönünün bulunmadığı; bu sebeple ilgili piyasada gerçekleştirilen davacıyı da etkileyen rekabetçi fiil, davranış ve uygulamalarda davalı rekabet gücünde hak edilmemiş bir artışın bulunmadığı için ortaya çıkan rekabetin haksız bir vasfının bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, haksız rekabetten kaynaklı maddi-manevi tazminat ve mahrum kalındığı iddia edilen kar talebine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 54.maddesinde yer alan “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” bu madde ile hakime, çevreye, zamana ve günün ekonomik koşullarına uyan, uyarlanabilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiştir. Kanunun amacı, ekonomik alanda doğruluk ve dürüstlük esaslarının ihlâlini önlemek olup, 55. maddede de sınırlayıcı olmamak kaydıyla dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar gösterilmiştir. Haksız rekabet hükümleri, sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil, rekabete dayalı ekonomik düzenin de korunmasını amaçlar.Haksız rekabet, rakipler arasında ya da tedarik eden ve müşteri arasında dürüstlük kuralına uygun olmayan ticari uygulamalardır. Ticaret hayatında dürüstlük kuralına uygun olmayan tüm eylem ve işlemlerdendir. Haksız rekabetten söz edebilmek için aldatıcı hareket ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışın bulunması şarttır. Haksız rekabetin üç unsuru bulunmaktadır: İktisadi rekabet, aldatıcı hareket ve dürüstlük kuralına aykırı çeşitli davranışlar, rekabet hakkının kötüye kullanılması. İktisadi rekabetten söz edebilmek için ortada ekonomik bir faaliyetin olması gerekmektedir. Ekonomik bir etkinlik olmaksızın iktisadi rekabetten ve dolayısıyla haksız rekabetin varlığından bahsedilemez. İktisadi rekabet ticaret hayatının önemli unsurlarından olduğu için çeşitli kanunlarla korunmuş ve desteklenmiştir. İktisadi rekabet bir haktır ve bu hak kullanılırken dürüstlük kuralına aykırı davranılmaması gerekmektedir. Bir firmanın kendisine rakip olan diğer bir firmayı kötülemesi, onun müşteri çevresini yanıltıcı hareketlerde bulunması vb. dürüstlük kuralına aykırıdır ve dolayısıyla haksız rekabet teşkil eder. Dürüstlük kuralı ile sınırları belli olan rekabet hakkının sınırları aşılmışsa burada kötüye kullanma vardır. Haksız rekabet hükümleri ile korunan rakipler değil rekabet hakkıdır ve dolayısıyla kötüye kullanmanın önlenmesini rakipten başkaca kişiler de isteyebilir. Ayrıca ilave etmek gerekirse, haksız rekabetten söz edebilmek için kusur şartı aranmamaktadır. Haksız rekabet sonucu uğranılan zararın giderimi için açılacak olan maddi tazminat davasında kusur şartı aranmaktadır. Her haksız fiilde olduğu gibi, haksız rekabetin doğmasına neden olan fiil ile oluşacak zarar veya zarar tehlikesi arasında nedensellik bağı olması gerektiğini de belirtmek gerekmektedir.
Yasal düzenlemeler açıklanan şekilde olup, tüm dosya kapsamına göre somut olay incelendiğinde; davacı firmada çalışıp daha sonra davalı firmada çalışmaya başlayan üç çalışanın çalıştıkları birim, çalıştıkları işin niteliği, şirketlerin çalışma alanları, müşteri portföyü birlikte değerlendirilerek her iki şirketin aynı müşteri kitlesine ürünleri satmaları, satış için tanıtım, reklam, promasyon ve strateji geliştirmeleri serbest rekabet ortamının kaçınılmaz gereği olduğu, davacı şirketin eski çalışanlarının istihdam edilmesinin başlı başına haksız rekabet oluşturmadığı, esas olanın anayasal çalışma özgürlüğü olduğu, kişinin bir şirketten başka bir şirkete iş yeri değiştirmesinin haksız rekabet olmadığı, davalıların haksız rekabet teşkil edecek bir eyleminin bulunduğu yönündeki davacı iddialarının ispatlanamadığı, bu suretle de haksız rekabet sebebiyle davacının tazminat talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatiyle davanın her bir davalı yönünden ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın her bir davalı yönünden ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken yatırılan 4.098,60 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 3.828,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.640,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Reddedilen maddi tazminat talebi bakımından, davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 3/2 maddesi uyarınca belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Reddedilen manevi tazminat talebi bakımından, davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 3/2 maddesi uyarınca belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davalı … tarafından yatırılan gider avansından sarf edilen ve 168,00 TL tebligat ve posta giderinden oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalıların yatırdığı gider avanslarından artan kısımlarının karar kesinleştiğinde yatıran davalılara iadesine,
9-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/10/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı