Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/916 E. 2023/400 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/916 Esas – 2023/400
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/916 Esas
KARAR NO : 2023/400

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2022
KARAR TARİHİ: 28/03/2023
K.YAZIM TARİHİ: 12/04/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; sürücü … yönetimindeki … plakalı araç ile 19.09.2021 tarihinde … İli … İlçesi, … Caddesi üzeri seyri esnasında, arka gerisinden gelen sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın çarpması sonucu çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, ayrıca … plakalı araç sürücüsü …’ in kusursuz, … plakalı araç sürücüsü …’ün kusurlu olduğunu, … plakalı aracın … numaralı poliçe ile 04.08.2022 tarihine kadar … A.Ş.’ye trafik sigortalı bulunduğu ekli trafik kazası tespit tutanağından ve Tramer sorgulamasından anlaşıldığını, 19.09.2021 tarihli kazada müvekkilinin aracında 10.000,00TL değer kaybı gerçekleştiğini, bu nedenle müvekkili aracı üzerinde ikinci el piyasasında oluşan reel değer kaybının kazaya sebebiyet veren araç sürücüsünün, araç sahibinin ve sigorta şirketinin zararı ödenmesi gerektiğini, müvekkiline ait araçta değer kaybı zararının tespiti amacıyla sigorta eksperinden faydalanıldığını ve Sigorta Eksperince ekspertiz raporu tanzim edildiğini, düzenlenen bu rapor için K.D.V dâhil 320,00TL tutarında ödeme yapıldığını, kazaya sebebiyet veren aracı sigortalayan davalı … Şirketi’nin, araç sürücüsü ve maliki kaza tarihi olan 19.09.2021 tarihinden itibaren avans faizi ödemekle yükümlü olduğunu, … Şirketi’nin, araç sürücüsü ve maliki kaza tarihi olan 19.09.2021 tarihinden itibaren ayrıca işin ticari iş olması vasfı ile avans faizi oranı üzerinden ödeme yapması zarureti hâsıl olduğunu belirterek, müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı alacağından şimdilik 200,00TL değer kaybı bedelinin (belirsiz alacak davası olarak) kaza tarihi olan 19.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri olarak 320,00TL eksper ücretinin yine davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, fazlaya dair hakları saklı kalması kaydıyla şimdilik 50,00TL araç mahrumiyet bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23/02/2023 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve değer kaybı talebini 4.897,00TL’ye, araç mahrumiyet bedeli talebini 4.050,00TL’ye artırmıştır.
CEVAP :
Davalı sigorta şirketi vekili; bir dava karara bağlanıp verilen hüküm kesinleştikten sonra, aynı taraflar arasında, aynı konuda, aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamayacağının, uyuşmazlık hakemi kararında, başvurunun kabulü ile, bakiye 680,00TL değer kaybı tazminatının … A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, ekspertiz ücreti talebinin reddine, karar verilmiş olduğunu, bu durumda, 24.05.2021 tarih, 22/02/2022 tarih ve K-…sayılı karar “kesin hüküm” teşkil etmekte olduğunu, konu davada belirsiz alacak davası açmakta “hukuki yarar yokluğu” nedeniyle dava usulden reddedilmesi gerektiğini, itirazlarının baki kalması kaydıyla; davaya konu aracın değer kaybı talebi karşılanmış olup, işbu davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın müracaatı üzerine 19.09.2021 tarihli kaza sonrasında dava konusu araçta ekte sunulan ekspertiz raporunda da görüleceği üzere 2.103,00TL değer kaybı bedeli tespit edilmiş ve 23.11.2021 tarihinde davacı taraf vekiline ödenmiş olduğunu, akabinde davacı vekili tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’nda ….E… sayılı tahkim numarası ile başvuru ikame edilmiş ve 680,00TL üzerinden hüküm kurulmuş olduğunu, karara istinaden başvuran taraf vekilinin icra yoluna gitmesi nedeniyle icra dairesine değer kaybı bedeli ve ferileri ödendiğini, ödeme dekontlarının ekte sunulduğunu, dolayısıyla yapılan değer kaybı ödemesi ile davacının zararı karşılanmış olup, fazlaya dair taleplerin reddini talep ettiklerini, itirazlarımız baki kalması kaydıyla: her halükarda eksper ataması Eksper Atama ve Takip Sistemi üzerinde yapılmadığından ekspertiz raporunun hükme esas alınamayacağının açık olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, davacının zararı karşılandığından müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, kazaya karışan araç hususi nitelikte bir araç olup ticari kullanımı söz konusu olmadığından, sigorta kuruluşunun faiz ile ilgili yükümlülüğünün, yasal faizle sorumlu olması gerektiği, bu nedenle başvuranın ticari faiz talebinin reddini beyan ettiklerini, davacı tarafın zararı karşılandığından ve uyuşmazlık konusu talep bakımından kesin hüküm bulunduğundan davacının bir alacağının oluşmadığı, bu sebeple müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, dolayısıyla yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağının açık olduğunu beyan ederek, dava konusu talepler bakımından kesin hüküm bulunduğundan davanın usulden reddine, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaati olmadığından davanın usulden reddine, davacının zararı karşılandığından davanın reddine, her durumda müvekkili şirketin yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, davacıya ait aracın tramer kaydı, sigorta tahkim komisyonunun … sayılı kararı, 12/12/2022 tarihli bilirkişi raporu, 20/02/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde; davalı sürücü …’ün, %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, sürücü …’in, herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı … Şirketi’nin, hukuki sorumluluğunun bulunduğu, davacının … plakalı aracında trafik kazası nedeniyle oluşan araç değer kaybından ve mahrumiyet bedelinden, davalı … plakalı araç sürücüsü …’ün ve Davalı … Şirketi’nin sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda, davaya konu davacı … adına tescil edilmiş … plakalı, … model … marka aracın, davacıya ait … plakalı araçta 7.000,00TL reel değer kaybı oluştuğu, bakiye araç değer kaybının 4.897,00TL olacağı, davacıya ait … plakalı araçtaki hasarın, 15 iş gün süresi ile onarılacağı, davacının … plakalı aracından mahrum kalma bedelinin 4.050,00TL olacağı bildirilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeli ve ekspertiz ücretinden oluşan maddi tazminat talebine ilişkindir.
19/09/2021 tarihinde, davacının maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davalı …’ün sürücüsü ve maliki olduğu, davalı sigorta şirketince sigortalı olan … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
… plakalı aracın 04/08/2021 – 05/08/2022 tarihleri arasında davalı sigorta şirketince trafik sigortası poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, poliçe teminat limitinin maddi hasarlarda araç başına 43.000,00TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacının davadan önce 04/11/2021 tarihinde aracında oluşan değer kaybının tazmini için … Esas sayılı başvuru ile Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurduğu, bu başvurunun değerlendirilmesi üzerine 22/02/2022 tarih ve … Karar sayılı karar ile taleple bağlı kalınarak 680,00TL değer kaybının … A.Ş.’den tahsiline karar verildiği ve verilen kararın kesin olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında sunulu bulunan ödeme belgelerinden, hakem kararının icraya konulduğu ve …’a ait dekontlardan anlaşıldığı üzere davacı yanın başlattığı icra dosyalarına sigorta şirketince 1.407,88TL ile 1.125,34TL ödeme yapıldığı, ayrıca davacı yana 2.103,00TL değer kaybı ödemesi yapıldığı tespit edilmiştir. Hakem kararına dayanak bilirkişi raporunda değer kaybı 3.480,00TL olarak belirlenmiş ve taleple bağlı kalınarak 680,00TL’ye hükmedilmiştir.
Davalı yan davacının değer kaybı talebi yönünden kesin hüküm itirazında bulunmuştur.
Kesin hüküm HMK 303.maddede düzenlenmiş olup, maddede; “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bir davanın diğer davaya kesin hüküm teşkil edebilmesi için, kesinleşen davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve müddeabihin (dava konusu yapılan hak yani dava ile elde edilmek istenen sonucun) aynı olması gerekmektedir. Bu unsurlardan biri bulunmadığı takdirde maddi anlamda kesin hükümden söz edilmesi mümkün değildir.
Davacının daha önce tarafları, konusu ve dava sebebi aynı olan olay ile ilgili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduğu, Sigorta Tahkim Komisyonunca talebin kesin olarak kabulüne karar verildiği, hakem kararlarının mahkeme kararı gibi kesin hüküm niteliğini haiz olduğu, uyuşmazlığı nihayete erdirip çekişmeyi bitireceği açıktır(Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 16.06.2021 tarih 2021/9604 esas, 2021/3235 karar sayılı kararı). Davacının işbu dava ile kaza sonucu aracında oluşan değer kaybını davalılardan talep ettiği, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … Esas … Karar sayılı kararıyla davacının değer kaybına ilişkin talebinin kesin olarak karara bağlandığı, talep edebileceği değer kaybının 3.480,00TL olacağı taleple bağlı kalınarak 680,00TL’nin tahsiline karar verildiği, davalı sigorta şirketince davacıya üç ayrı dekontla yapılan değer kaybı ödemeleri ile davacının zararının ödendiği ve bakiye zararının da bulunmadığı, bu nedenle Uyuşmazlık Hakem Kararı’nın işbu dava yönünden maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Her ne kadar Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … Esas … Karar sayılı dosyasında davalı … taraf değilse de, müteselsil sorumlulardan biri yönünden oluşan kesin hükmün diğeri yönünden de dikkate alınması gerektiği(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/1594 Esas 2018/6063 Karar sayılı kararı), bu itibarla davalı … yönünden de kararın kesin hüküm teşkil edeceği değerlendirilmekle davacının değer kaybı talebinin HMK 114/1-i ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
19/09/2021 tarihinde, davalı sürücü …’ün yönetimindeki … plakalı aracıyla, … ili … ilçesi … mahallesi … caddesini takiben … istikametine seyir halinde iken ön kısımları ile, ön ilerisinde davacı sürücü …’in yönetimindeki … plakalı aracın arka kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde, sürücü …’ün güvenli ve yeterli takip mesafesini korumayarak zamanında etkili fren tedbirine başvurmayarak %100 oranında tam kusurlu olduğu, davacı sürücü …’in ise tespit edilen bir kural ihlalinin bulunmadığı, davacının aracında oluşan hasarın makul onarım süresinin bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere 15 gün olacağı, davacının bu süreçte aracından mahrum kalacağı, bu nedenle mahrumiyet bedeli talebinin yerinde olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, bu itibarla, davacının talep edebileceği mahrumiyet bedelinin 4.050,00TL olacağı, davacı tarafça bu yönde talep sonucunun artırılmış olduğu anlaşılmakla, davacının mahrumiyet bedeli talebinin kabulüne, 4.050,00TL mahrumiyet bedelinin olay tarihi olan 19/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davacının değer kaybı talebinin HMK 114/1-i ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Davacının mahrumiyet bedeli talebinin kabulü ile, 4.050,00TL mahrumiyet bedelinin olay tarihi olan 19/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 276,65TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70TL harç ile 149,00TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 46,95TL karar ve ilam harcının davalı …’ten alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.295,58TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 80,70TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı ile 149,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 321,90TL harcın davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 285,00TL tebligat ve posta gideri, 1.000,00TL bilirkişi ücreti ile 320,00TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 1.605,00TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 726,52TL’nin davalı …’ten alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 4.050,00TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı sigorta şirketinin kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 4.897,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.28/03/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı