Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/896 E. 2023/893 K. 11.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/896 Esas – 2023/893
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/896 Esas
KARAR NO : 2023/893

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/08/2022
KARAR TARİHİ: 11/09/2023
K.YAZIM TARİHİ: 06/10/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; 19.04.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkiline ait araçta hasar meydana geldiğini, davalı sigorta şirketince … poliçe numarasıyla ZMSS ile sigortalanan dava dışı … Tic. A.Ş adına kayıtlı … plakalı aracın yine dava dışı … yönetiminde iken …/… mahallesi yönünden … istikametine seyir halinde iken zir vadi yolu 2. Km’ye geldiği esnada aracın römork kısmında yüklü olan 21 metre uzunluğundaki beton blokların aracın viraja hızlı girmesinden dolayı yola düşmesi ve kayarak karşı yönden gelen ve kendi şeridinde seyreden … plakalı araca ve daha sonra müvekkile ait … yönetimindeki … plakalı araca çarpması sonucu çok taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza tespit tutanağından anlaşılacağı gibi, kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete sigortalı aracın sürücüsü 298 sayılı KTK’nın 52/1-a maddesindeki kuralı ihlal ettiğinden kusurlu olduğu, kazaya karışan müvekkile ait aracın sürücüsü ile diğer araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kaza ile ilgili olarak davalı şirkette 2021 T … no’lu dosyanın oluşturulduğunu, meydana gelen hasar tamir edildikten müvekkilinin onayı alınmadan yan sanayi parçalar kullanıldığını, hasara ilişkin ödeme yan sanayi parça fiyatları dikkate alınarak yapıldığını, parça fiyatı üzerinde haksız fahiş iskonto uygulanmak suretiyle eksik ödeme yapıldığını, bu nedenle bakiye hasar bedelinin hesaplanarak müvekkile ödenmesi gerektiğini, 23.09.2021 tarihinde davalı sigorta şirketine değer kaybı talebinde bulunulduğunu, 11.10.2021 tarihinde değer kaybına ilişkin olarak 1.916,33TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödeme araçta meydana gelen değer kaybı bedelini karşılamadığından, davalı şirkete 17.01.2022 tarihinde başvuru yapılarak eksik ödenen değer kaybı bedeli ile bakiye hasar bedelinin talep edildiğini, davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, 19.04.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkiline ait araçta oluşan bakiye hasar bedeli alacağına karışlık şimdilik 100,00TL tazminatın temerrüt tarihi olan 04.02.2022 tarihinden itibaren işleyen reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; usule ilişkin beyanlarından dolayı huzurdaki uyuşmazlığın konusunu oluşturan talebin HMK 114/h maddesi uyarınca hukuksal yarar yokluğu nedeniyle reddine, usule ilişkin beyanlarının saklı kalması koşulu ve davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla sigorta poliçesi hazırlanış tarihi itibarıyla maddi araç basına sigorta limiti 41.000.00,00TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin başvurana kaza sonucunda yürürlükte bulunan yasa ve mevzuatlara uygun olarak 06.09.2021 tarihinde 22.786,00TL ve 20.06.2021 tarihinde 6.780,00TL hasar tazminatı ödemesi, 11.10.2021 tarihinde ise 1.916,33TL değer kaydı ödemesi olmak üzere toplamda 31.482,33TL ödeme yapmış olduğunu, müvekkili şirketin başvuru öncesi ödemiş olduğu tazminatın bilirkişice takdir edilen miktardan karar tarihine dek işlenmiş olan yasal faiz ile tenzili gerekmekte olduğunu, aynı zamanda meydana gelen kazada hasarlanan dava dışı … plakalı aracın hasarını karşılamak amacıyla müvekkili şirket tarafından 17.12.2021 tarihinde 37.241,62TL hasar ödemesi ile birlikte toplam 68.723,95TL ödeme yapmış olduğunu, yapılan bu ödemenin de poliçe limitinden tenzili gerekmekte olup maddi kaza başına tazminat limitinin 82.000,00TL olduğu göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek, öncelikle belirsiz alacak davası açılmasında hukuki menfaat bulunmaması sebebiyle davanın usulden reddine, esasa girilmesi durumunda davanın esastan reddine, nihai olarak tüm haksız istem ile, haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, davacıya ait aracın tramer kaydı, 22/11/2022 tarihli kusur bilirkişisi raporu, 16/02/2023 tarihli kusur bilirkişisi ek raporu, 29/05/2023 tarihli sigortacı bilirkişisi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Kusur bilirkişisi raporunda, … plakalı araçta trafik kazası nedeniyle 4.340,10 TL bakiye hasar bedeli hesaplanmış olup, bu bakiye hasar bedelinden davalı … Şirketi, … plakalı aracın Trafik ZMMS Sigorta poliçede belirletilen tazminat miktarları kadarıyla, Dava dışı … plakalı aracın sahibi/işleteni … Tic. A.Ş.nin sorumlu olacakları belirtilmiştir.
Kusur bilirkişisi ek raporunda, araçta hasara uğrayan parçaların dava konusu trafik kazasında hasar görmesinin mümkün olduğu, davacıya ait … plakalı araçta 42.757,00TL hasar oluştuğu, söz konusu trafik kazası nedeniyle … plakalı araçta 19.971,00TL bakiye hasar bedeli oluştuğu belirtilmiştir.
Sigortacı bilirkişi raporunda, davaya ilişkin olarak; dosya muhteviyatında bulunan dokümanları kapsamında tespit edilmiş hususlar ve yapılmış olan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; davalı sigorta şirketinin düzenlemiş olduğu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik Sigorta) Poliçesi olay tarihi itibariyle azami araç başı maddi tazminat limitinin 43.000,00TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davacının … plakalı aracında oluşan zarara bağlı ödemiş olduğu hasar/değer kaybı tazminat ödeme tutarlarının toplamda 31.488,33TL olduğu, davacının davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe araç başı azami teminat limiti dahilinde talep edebileceği bakiye tazminat tutarının 11.511,67TL olabileceği belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan davacıya ait araçta oluşan bakiye hasar bedelinden oluşan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce iddia ve savunma kapsamında deliller toplanıp yargılamaya devam olunduğu sırada, davacı vekilince mahkememize sunulan 22/08/2023 tarihli beyan dilekçesinden tarafların sulh olduğu anlaşılmıştır. Dilekçe ekinde sunulan sulh protokolü doğrultusunda davalı sigorta şirketi ile davacı yanın sulh olduğu, protokol gereği karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı, sulh protokolünün elektronik imzalı halinin uyap sistemi üzerinden dosyaya ibraz edildiği tespit edilmiştir.
Taraf vekillerinin vekaletnamelerinin incelenmesinde sulh olmaya ilişkin özel yetkilerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Sulh, 6100 sayılı HMK’nun 313/1.maddesinde “sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Sulhun etkisi başlıklı 315. maddesinde ise; “(1)Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur, Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. (2) irade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hallerinde sulhün iptali istenebilir.” denilmiştir.
Somut olayda talep, trafik kazasından kaynaklanan kaynaklanan maddi (bakiye hasar bedeli ) tazminatın tahsili olup, dava tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava türlerindendir. Taraflar uyuşmazlık konusunda sulh olmuşlardır. Bu takdirde mahkememizce taraflar sulh olduklarından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, protokolde davacı yana yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de ödeneceği belirtilmiş olmakla davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı yanın vekalet ücreti talebi bulunmadığından lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların sulh olduğu anlaşılmakla, ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu madde 22 uyarınca alınması gereken 269,85TL’nin 2/3’ü olan 179,90TL karar ve ilam harcının, dava açılırken yatırılan 80,70TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,20TL harcın taraflar arasında imzalanan protokol uyarınca davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle, Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2 maddesi gereği arabulucuya ödenecek olan ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin sulh protokolü uyarınca davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Sulh protokolü uyarınca taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.11/09/2023

Katip- Hakim-
e-imzalı e-imzalı