Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/843 E. 2023/217 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/843 Esas – 2023/217
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/843 Esas
KARAR NO : 2023/217

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN:
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 04/08/2022
KARAR TARİHİ: 21/02/2023
K. YAZIM TARİHİ: 06/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Sigorta şirketi tarafından … numaralı Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış bulunan … A.Ş.’ye ait, … sayılı nakliye numarası ile …/ …’ dan, …/ …’a davalı … Nakliyat tarafından … nolu sevk irsaliyesiyle … / … plakalı tır ile taşınan paletler içindeki cam nitelikli emtiaların 10.08.2021 tarihinde teslim edilmiş olduğunu, ancak davalı şirket sorumluluğundayken nakliye sürecinde hasarlandığını, anılan teslimata ilişkin olarak CMR taşıma belgesinde hasar kaydı mevcut olduğunu, söz konusu nakliyat esnasında meydana gelen hasar dolayısı ile sigorta şirketinin, Sigortalısı … A.Ş.’ye 10.734,97 Euro hasar tazminatı ödemesi yaptığını, Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalanan emtiada oluşan zarar nedeniyle sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsiline ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde “Karayoluyla Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesine İlişkin Anlaşma” (Convention Relative au Contral de Transport International de Marehandises par Route) kısa adıyla “C M R” konvansiyonu hükümleri uygulanacağını, sigortalısına ödenen tazminatın sorumluluğu sabit olan taşıyıcı şirketten rücuen tahsili amacıyla iş bu davayı ikame ettiklerini beyan ederek, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile 10.734,97 Euro tazminatın (aynen) ve bu tazminat tutarına ödeme tarihinden itibaren işleyecek yabancı para alacaklarına ilişkin 3095 sayılı Kanun 4/a hükmü gereğince Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi oranı uygulanmak suretiyle belirlenecek faiz tutarının fiili ödeme günündeki rayiç bedelin Türk lirası karşılığının ve arabuluculuk faaliyeti tarafımızca takip edildiği ve olumsuz sonuçlandığı için arabuluculuk vekalet ücreti , mahkeme vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … Şirketi tarafından, 30/12/2020 başlangıç tarihli, 30/12/2021 bitiş tarihli dönemi kapsayacak şekilde … poliçe numarası ile …A.Ş.’ye … – Nakliyat Aracısı/Komisyoncunun Yasal Sorumluluk Sigortası (FFL) yaptırıldığını, dava konusu olaya bakıldığında, davalı yanın taşıma esnasında hasarlandığını iddia ettiği emtiada oluşan hasarın; 10.08.2021 tarihinde tutanak altına alındığını ve iddia olunan hasar tarihlerinin poliçe dönemi içerisinde olduğunu, yine aynı şekilde talep edilen alacak kalemlerinin poliçe konusu ve limitleri dahilinde olduğunu, 6100 Sayılı HMK’nın Madde 61-(1) “Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.” hükmü uyarınca davanın … A.Ş.’ye ihbarını talep ettiklerini, dava konusu taşımada kullanılan araçların dilekçe ekinde sunulu avans protokolü anlaşması uyarınca … tarafından tahsis edildiğini, dolayısıyla dava konusu taşıma işlemini alt taşıyıcının üstlendiğini, işbu sebeple davanın adı geçen alt taşıyıcıya ihbarını talep ettiklerini, Müvekkili şirket ile … arasında Avans Protokolü Sözleşmesi akdedildiğini ve bu sözleşmenin MADDE 2- Sözleşmenin Konusu; “…in … firmasından …’ya taşımakta olduğu yükler için araç temin etmek üzere …’e 50.000 EURO iş avansı verilecektir. …, …in bu taşımları için en az 10 araç tahsis edecektir…”, MADDE 3- İşin Süresi; “01.09.2020- 01.09.2021 tarihleri arasındadır.” şeklinde olduğunu, somut olayda da … A.Ş’ye ait emtiaların 05.08.2021 tarihinde …’dan yola çıkmak üzere ; yukarıda yer verilen anlaşma kapsamında …’ye ait … plakalı araca yüklendiğini, taşımada kullanılan aracın …’ye ait olup araç üzerinde teslim alınan emtiaların boşaltma adresi olan sigortalının …/… fabrikasına 10.08.2021 tarihinde teslim edildiğini, dolayısıyla kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte iddia olunan emtianın hasarlanmasına istinaden taşımacının sorumluluğuna gidilmesi halinde, bu anlamdaki sorumluluğun alt taşımacı olan …’ye olduğunu kabul etmek gerektiğini, taraflar arasında akdedilen … A.Ş Topluluğu Uluslararası Karayolu Taşıma Teknik Şartnamesi’nin “YÜKLEME VE BOŞALTMALAR” başlıklı 5. Maddesinin 3. Bendinde; “Yüklemeler, şirketlerin yükleme rampalarından şirketler elemanlarınca, boşaltmalar ise malın sevk edildiği şirketler’in müşteri boşaltma mahallinde müşterilerin elemanlarınca iş günleri ve mesai saatleri dahilinde sıra esasına göre yapılır. taşıyan’ın sorumluluğu ürünlerin araçlara yüklenmesinden sonra başlar” şeklinde olduğunu, Sözleşme ile sabit olduğu üzere emtianın yüklenmesi ve boşaltılması gönderici ve alıcı tarafından yapılmakta olup taşımacı, emtiayı araç üzerinde gönderici tarafından yüklenmiş ve sabitlenmiş olarak teslim almakta yine aynı şekilde araç üzerinde teslim etmekte olduğunu, taşımacının emtiaya hiçbir müdahalesi kesinlikle söz konusu olmadığını, davacı taraf, taşımaya konu emtiaların müvekkili şirket tarafından taşınması esnasında ve kusuru ile hasarlandığını ileri sürmüş ise de bahse konu “otomobil camı” emtiaların müvekkili şirketin kusurundan kaynaklı olarak hasarlandığına dair herhangi bir kayıt, bilgi, belge ve şerh bulunmadığını, kaldı ki söz konusu taşımanın gerçekleştiğini gösterir CMR senedinde yer alan 18. Madde’de; “Maun kalitesinden, yükleme, istifleme ve ambalaj hatalarından doğacak zararlardan nakliyeci firma sorumlu değildir” şeklinde taşımacının sorumlu olmayacağı hallere ilişkin açıkça şerh düşüldüğünü, B.2.CMR konvansiyonu uyarınca yükün gönderici tarafından yüklenmesi halinde meydana gelen hasardan taşımacının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bilindiği üzere CMR, uluslararası karayolu ile taşımalarda uygulanacak hükümlerin hazırladığı uluslararası bir sözleşme olup, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın m. 90 son fıkrası gereğince, uluslararası bir sözleşme olması nedeniyle de kanun hükmünde olduğunu, gönderici ile müvekkili şirket arasındaki taşıma işi, bir akid ülke olan …’dan …’ye, karayoluyla ücret karşılığında eşya taşımayı içerdiğinden CMR Konvansiyonu hükümlerine tabi olduğunu, Türk Ticaret Kanunun 863. Maddesinin 1. Fıkrasında ise;”Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamak zorunda değildir.” Şeklinde düzenlemeye yer verildiğini, dava konusu taşıma işinde de bahsedilen sözleşme ve mevzuat hükümleri ile sabit olduğu üzere emtianın yüklenmesi ve sabitlenmesi işinin bizzat gönderici firma tarafından yapıldığını, göndericinin yükü dorselere kendisinin yüklediğini ve sabitleme işlemini de kendisinin yaptığını, yine sözleşme ile sabit olduğu üzere emtianın varış yerinde alıcıya araç üzerinde teslimi esas olup emtianın boşaltılmasından kaynaklanan sorumluluğun yine taşıyana değil, bu sefer de alıcıya ait olduğunu, emtianın tır veya kamyon üzerinde alıcıya teslim anından itibaren, boşaltma sırasında emtia yönünden yapılacak tüm giderler ve tüm rizikoların taşıyandan alıcıya geçtiğini, somut olayda, seyir güvenliğinin tehlikeye atıldığına yönelik somut hiçbir verinin olmadığı, taşıma esnasında kaza ve benzeri olağandışı bir durumun meydana gelmediği sabit olup bahsi geçen hasarın taşıma esnasında yapılan kusurlu bir eylemden kaynaklı olmadığının açık olduğunu, netice olarak; dava konusu olayda, sözleşme, CMR senedindeki 18.madde ve mevzuat hükümleri uyarınca söz konusu emtiaların ambalajlama görevinin göndericide olduğu, ayrıca yükleme ve tahliyenin yine gönderici ve alıcı tarafından gerçekleştirildiği göz önüne alındığında; söz konusu hasarın yetersiz ambalajlama, hatalı istifleme ve sabitlemeden kaynaklı gerçekleştiğinin sabit olması sebebiyle taşımacı olan müvekkili şirkete atfı kabil bir kusur bulunmadığını, davacı yan tarafından dosyaya sunulan 06.10.2021 tarihli Ekspertiz Raporunda her ne kadar sevkiyat sırasında aracın “çukurlara girmesi, kasislerden hızlı geçmesi, ani frenlemeler- sert kalkışlar, hızlı viraj dönüşleri vs” gibi nedenlere yer verilmiş olsa da işbu tespitlerin hiçbir somut dayanağı bulunmadığını, buna ilişkin herhangi bir belge, doküman ve kamera kaydı bulunmadığını, dolayısıyla hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte ödenecek tazminatın belirlenmesinde CMR Konvansiyonunun 23/2 maddesinin dikkate alınması gerektiğini, bu anlamda taşımacının sorumluluğunun “sınırlı sorumluluk” olduğunu beyan ederek, davanın … A.Ş’ye ihbarına, davanın alt taşımacı … ihbarına, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ticaret sicil kayıtları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, taraflar arasında akdedilen taşıma sözleşmesi, 26/12/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, taşıma sözleşmesine istinaden taşıma esnasında hasar gören mallara ilişkin nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında davacı tarafından, sigortalısına ödenen bedelin rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Dosyaya kazandırılan 26/12/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; tüm dosya içeriği ve belgelerin incelenmesinden;
Dava dışı firmaya ait davalı taraf aracılığı ile taşınan oto camlarından 259 adet Oto Camının çatlaması/kırılması sonucu taşıma sırasında zarar gördüğü, söz konusu emtianın cam olması sebebiyle kullanılabilir durumda olmadığı ve özelliği gereği sovtaj değerinin olamayacağı, zarar gördüğü tespit edilen 12 palet içerisindeki toplam 259 adet camın toplam 9872,70 EUR % 10 Kar Masraf Marjı ile 10.859,97 EUR değerinde olabileceği, dava konusu poliçe şartlarına göre zarar gördüğü tespit edilen taşınan emtia zararından düşülmesi gereken muafiyet sonrasında rücuya konu olan miktarın ve 12/10/2021 tarihinde ödemesi yapılan miktarın 10.734,97Euro olabileceği, yukarıda detayları bulunan Avans Protokolü, … A.Ş. Topluluğu Karayolu Sözleşmesi, Uluslararası Karayolu Taşıma Teknik Şartnamesi uyarınca taşınan emtianın taşınmasında sözleşme ve şartnamelere uygun olarak taşıma yaptığı, taşınan emtianın yükleme ve boşaltmasından sigortalı şirketin sorumlu olduğu, bu konuda uyuşmazlık olmadığı, taşıma sırasında zarar gören emtianın zarara uğramasına sebebiyet verecek bir kaza veya başka bir davranışına yönelik dosya kapsamında somut bilgi ve belge bulunmadığı, bu konuda uyuşmazlık olmadığı, bu sebeplerle davalı taşıyıcı firmanın taşımadan kaynaklı kusurunun tespit edilemediği, taşınan emtianın yükleme ve boşaltılmasından sorumlu firmanın emtia sahibi olan firma olduğu, emtia sahibi firmanın taşınan emtianın yükleme sırasındaki ambalajlama, istifleme ve sabitlemeden de sorumlu olduğu, bu sebeplerle meydana gelecek zarardan emtia sahibi firmanın sorumlu olacağı, davalı taşıyıcı firmanın taşıma sırasında meydana gelen zarardan sorumluluğu olamayacağı, yukarıda detayları bulunan davalı taşıyıcı firmanın taşıma sırasında meydana gelen zarardan sorumluluğu olmadığının, değerlendirilip tespit edilmesi sebebiyle rücu şartlarının oluşmayacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
TTK Madde 863– (1) Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür.
Dava dışı firmaya ait davalı taraf aracılığı ile taşıma konusu taşınan oto camlarından 259 adet Oto Camının çatlaması/kırılması sonucu taşıma sırasında zarar gördüğü tespit edilmiştir. Uyuşmazlığın uluslararası karayolu ile taşımadan kaynaklandığı, uyuşmazlığa CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği,CMR Konvansiyonunun “IV. BÖLÜM” “TASIMACININ SORUMLULUGU” başlıklı 17. maddesinde; “1. Tasımacı, yükü teslim aldıgı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve dogacak hasardan sorumludur. 2. Eger kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından degil de, istek sahibinin verdigi talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz.” hükmü yer almaktadır. Buna göre, CMR Konvansiyonun 17/2 maddesi uyarınca taşıyıcı zayi ve hasarın kendisine isnat edilmeyecek bir sebepten ileri geldiğini kanıtlaması halinde sorumluluktan kurtulabilir. Yani taşıyıcının sorumluluktan kurtulabilmesi için olayda kendisinin herhangi bir kusurunun olmadığını kanıtlaması gerekir.(Yargıtay 11. HD.’nin 16/09/2013 tarih ve 2012/15448 Esas-2013/15829 Karar)
İşbu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde taşıyıcının müterafik kusuru ve zarar ile davalının fiili arasında uygun illiyet bağı bulunup bulunmadığı yönünden bilirkişi raporu ile birlikte yapılan değerlendirmede yüklemenin taşıyıcıya ait olmadığı, Dava dışı firmaya ait davalı taraf aracılığı ile taşıma konusu taşınan oto camlarından 259 adet Oto Camının çatlaması/kırılması sonucu taşıma sırasında zararın meydana geldiği, söz konusu emtianın cam olması sebebiyle kullanılabilir durumda olmadığı ve özelliği gereği sovtaj değeri bulunmadığı anlaşılmıştır.
Avans Protokolü, … A.Ş. Topluluğu Karayolu Sözleşmesi, Uluslararası Karayolu Taşıma Teknik Şartnamesi uyarınca taşınan emtianın taşınmasında sözleşme ve şartnamelere uygun olarak taşıma yaptığı, taşınan emtianın yükleme ve boşaltmasından sigortalı şirketin sorumlu olduğu, bu konuda uyuşmazlık olmadığı, taşıma sırasında zarar gören emtianın zarara uğramasına sebebiyet verecek bir kaza veya başka bir davranışına yönelik dosya kapsamında somut bilgi ve belge bulunmadığı, bu konuda uyuşmazlık olmadığı, bu sebeplerle davalı taşıyıcı firmanın taşımadan kaynaklı kusurunun tespit edilemediği, taşınan emtianın yükleme ve boşaltılmasından sorumlu firmanın emtia sahibi olan firma olduğu, emtia sahibi firmanın taşınan emtianın yükleme sırasındaki ambalajlama, istifleme ve sabitlemeden de sorumlu olduğu, dava konusu olay kapsamında davalı firmanın yükleme sırasında nezaret görevi sözleşme kapsamında bulunmadığı hususu Taraflar arasında akdedilen … A.Ş Topluluğu Uluslararası Karayolu Taşıma Teknik Şartnamesi’nin”YÜKLEME VE BOŞALTMALAR” başlıklı 5. Maddesinin 3. Bendinde belirtildiği üzere;“Yüklemeler, ŞİRKETLERİN yükleme rampalarından ŞİRKETLERİN’in elemanlarınca, boşaltmalar ise malin sevk edildiği ŞİRKETLER’in müşteri boşaltma mahallinde müşterilerin elemanlarınca iş günleri ve mesai saatleri dahilinde sıra esasına göre yapılır. TAŞIYAN’ın sorumluluğu ürünlerin araçlara yüklenmesinden sonra başlar” maddesi nazara alınarak davalıya atfedilecek müterafik kusur bulunmadığı, bu sebeplerle meydana gelecek zarardan emtia sahibi firmanın sorumlu olacağı,davalı taşıyıcı firmanın kusuru tespit ve ispat edilemediğinden sorumluluğu olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 3.358,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.178,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.560,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalı tarafça yapılan 4.100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan gider avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 30.499,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/02/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza