Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/838 E. 2023/97 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/838 Esas – 2023/97
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/838 Esas
KARAR NO : 2023/97

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/08/2022
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
K. YAZIM TARİHİ: 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;12.02.2021 tarihinde …’nın sevk ve idaresindeki … sayılı plakalı aracı seyir halindeyken görüş mesafesini kontrol edememe sebebiyle karşıdan karşıya yaya olarak geçmekte olan müvekkile çarparak basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyecek şekilde yaralandığını, meydana gelen bu kazada, … sayılı plakalı araç sürücüsü …’nın asli ve tam kusurlu olduğu tespit edildiğini, müvekkil …’ın … Caddesi’nde karşıdan karşıya geçen yaya konumunda olduğunu, oluşan zararlar sebebiyle müvekkilinin uzun süre ıstırap çektiğini, müvekkilinin artık eski sağlığına kavuşmasının mümkün olmadığını, hayatı boyunca bu sakatlığın kahrını çekeceğini, …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … A.Ş’ye ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı olup, bu poliçe kaza tarihi itibariyle kişi başına ölüm halinde 430.000,00-TL teminat sağladığını, kazaya karışan ve sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunduğu … plakalı aracın trafik tescil kaydı davalı … adına olduğunu, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğunu, bu nedenlerle meydana gelen trafik kazası neticesinde ortaya çıkan zararlı sonuçtan (müvekkilinin tüm zararından) … plakalı aracın işleteni …’un müştereken ve müseselsilen sorumlu olduğunu, davalı İşleten/Sürücünün sadece kendi kullandıkları aracın kusuru nispetinde değil, müvekkilinin zararının tamamından (kusurla sınırlı kalmaksızın) müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını, …’un sorumluluğu bulunduğundan, söz konusu kazada müvekkilinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararları işletenden müştereken ve müteselsilen talep etme zarureti doğduğunu, davalı … A.Ş.’ye 8 iş günü içinde ödeme yapmaları ihtarı ekleriyle birlikte kargo ile 13.06.2022 tarihinde tebliğ edildiğini bu nedenle; 13.06.2022 tarihinde ihtarı tebliğ alan davalı … Şirketinin Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesi gereği 8 iş günü içerisinde tarafımıza ödeme yapmayarak 24.06.2022 tarihinde temerrüde düştüğünü, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, müvekkili …’ ın kazaya bağlı olarak, hayati tehlikesi oluştuğunu, sol ayak bileğinde kırık meydana geldiğini, vücudunun BTM ile giderilemeyecek şekilde zarar gördüğünü kaza neticesinde artık müvekkilinin eski sağlığına kavuşmasının mümkün olmadığını, bu denli büyük bir olay nedeniyle takdir edilecek manevi tazminatta caydırıcılık unsurunun da göz önünde bulundurulması gerektiğini, manevi tazminat bedelinin, oldukça makul seviyede olduğu, yine talep edilen manevi tazminat bedelinin davacı bakımından haksız bir zenginleşme sebebi oluşturmayacağı, davalı …’u da fakirleştirmeyeceği, çekilen acı karşılığında oldukça makul seviyelere denk geldiği, davalı … bakımından haksız ve fahiş bir talep olarak nitelendirilemeyeceği kanaatinde olduklarını, müvekkilinin kaza sonrası eski sağlığını kaybetmesi, …’un … plakalı aracın işleteni olması, kazanın bu aracın sürücüsü olan … tarafından dikkatsiz ve tedbirsiz kullanılması sebebiyle kusurlu olması ve diğer faktörler birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminat bedelinin oldukça makul seviyede olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve ek dava açma hakkı saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin geçirdiği trafik kazası sonucu yaralanması sebebiyle maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere; şimdilik 150,00 -TL (müvekkilinin uğramış olduğu sürekli iş göremezlik zararı için 50,00-TL, geçici iş göremezlik zararı için 50,00-TL ve bakıcı gideri zararı için 50,00-TL olmak üzere) maddi tazminat bedelinin (HMK 107. Maddesi gereği belirsiz alacak davasındaki geçici talep) ve 100.000,00-TL manevi tazminat bedelinin (manevi tazminat istemimiz yalnızca … yönünden) sigorta şirketi için temerrüde düştüğü tarihten, davalı … için kaza tarihinden (12.02.2021) itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61, 2918 sayılı KTK’nın 88/1. Ve Türk Borçlar Kanunu’nun 163. maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 26/12/2022 tarihli dilekçesi ile özetle; davalı sigorta şirketi ile maddi tazminat hususunda sulh olduklarını, söz konusu davada maddi tazminat bakımından davanın konusuz kalması nedeni ile karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, davalı sigorta şirketi bakımından maddi tazminat talebine ilişkin davanın reddine dair karar verilmesini, diğer davalı yönünden sadece manevi tazminat açısından devamına karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
CEVAP :
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesi ile özetle; KTK 97. Maddeye göre başvurunun usule uygun olarak yapılmadığını, müvekkili şirketin gerekli araştırmayı yapmasının kasten engellendiğini, HMK 114 vd uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, dava konusu taleplerin belirsiz alacak olarak ileri sürülmesi imkanı bulunmadığını, kesinlikle kabul manasına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın müvekkili şirketten talebini netleştirmiş olmakla, talep edeceği tutarı belirlediğini, ancak davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki bir yararı olmayıp davanın usulden reddi gerektiğini, 12.02.2021 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … sevk ve idaresindeki … plakalı sigortalı aracın kaza tarihinde kiralık olduğunun belirtildiğini, söz konusu kiralamanın uzun süreli olması durumunda işleten sıfatı/değişeceğinden müvekkili şirketin sorumluluğunn kalmayacağını, aracı “uzun süreli kiralayan” araç maliki zarardan sorumlu tutulamayacağını, sigortalının açıkça sorumluluğunu kaldıran sözleşmenin mevcudiyeti durumunda müvekkili şirketin sorumluluğundan da bahsedilemeyeceğini, aracın uzun süreli kiralık olması ihtimalinde işleten sıfatı değişmiş olacağından müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmayacağını, dava dilekçesinde bahsi geçen 12.02.2021 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı aracın müvekkili şirkete 16/09/2020-16/09/2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numarası ile, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başına 410.000-TL olduğunu, poliçe teminat limitlerini belirtmenin davayı kabul anlamına gelmediğini, müvekkili şirketin, sigortalının kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu olacağını, kusur oranlarının tespiti gerektiğini, tazminat hesaplamasının aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından zmms genel şartlarına çerçevesinde yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı,tedavi, bakıcı gideri tazminatı poliçe kapsamında olmadığını, Zmms genel şartlarına göre geçici iş göremezlik, bakıcı ve tedavi gideri tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığının açıkça belirtildiğini, aleyhe bir hesaplama yapılacaksa dahi müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … ve 01/06/2021 tarihli Bilirkişi Raporuna göre de kazanın meydana gelmesinde davacı tarafın asli kusurlu bulunduğunu, faiz hatalı talep edildiğini, müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini, DAVACININ sigorta şirketine usulüne uygun ve kanunda belirtilen evraklarla başvuruda bulunmadığından müvekkilİ şirketİN temerrüde düşmediğini, haksız faiz talebinin reddi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise, faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, müvekkilinin, dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığından; faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olmayacağını, bu itibarla davacının bu yöndeki taleplerinin de reddi gerektiğini, bu nedenlerle davanın usulden reddini, dava konusu talepler belirsiz alacak davası açılamayacağından davanın usulden reddine karar verilmesini, sigorta şirketine usulüne uygun başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddini, esastan da davanın reddine karar verilmesini, aski takdirde müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden haksız faiz talebinin reddini, sayın mahkeme aksi kanaateyse dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasını, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili 06/12/2022 tarihli dilekçesi ile özetle; davacı tarafla sulh olunduğunu, davada vekalet ücreti ve/veya yargılama gideri hususunda hiçbir talepleri olmadığını, davacı vekilinin feragat beyanı doğrultusunda davanın feragat nedeniyle reddi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER :
Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, SGK kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırması, araç trafik kayıtları, tedavi evrakları, araç KABİS kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklı sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davaya konu olay 12.02.2021 günü saat 16.30 sıralarında … Caddesi üzerinde … plakalı araçla seyir halinde bulanan …’nın …’a çarpması sonucu davacının yaralandığı olay maddi vakıa olarak kabul edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd). Bu kapsamda davacı, aracın ZMMS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinden ve davalı araç işleteni …’dan talepte bulunmuştur.
Davalı … Şirketi ve Davalı … yönünden maddi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında harici olarak anlaşma sağlandığı davacı vekilinin beyanından anlaşılmış olup dava konusuna ilişkin ödemenin davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığı, dava konusu taleplerin tümünün karşılandığı anlaşıldığından dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacı vekili dosyaya sunmuş olduğu ‘İbraname ve Sulh Anlaşması’ başlıklı beyanında anlaşmaya bu hususların da eklenmiş olduğu ve davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiğinden Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden değerlendirme yapmak gerekirse; Kişilik haklarının zedelenmesine dayalı manevi tazminat istemlerine ilişkin düzenleme 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinde ‘Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.’ şeklinde ifade edilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre uygun tazminatın belirlenmesinde saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği, kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumu ve kusuru bulunup bulunmadığı ve varsa kusur derecesi, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumu, tarafların sıfatı, işgal ettikleri makam ve diğer sosyal ve ekonomik durumları, ülkenin ekonomik koşulları, olayın ağırlığı gibi hususların değerlendirilmesi gerekmektedir. İş bu dosya bakımından değerlendirme yapıldığında davacının yaralanması nedeniyle maluliyet oranının kaza tarihindeki yürürlükte olan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göne kişinin tüm vücut fonksiyon kaybı (engel) oranının %12 olduğu bu kapsamda üzüntü ve acı çektiği düşünülerek manevi tazminat talebine hak kazandığı, tarafların kusur oranları yönünden yapılan değerlendirmede kazanın gerçekleştiği yerin taşıt yolu üzerinde olduğu bu kapsamda davacı …’ın karşıdan geçtiği yerin yaya geçidi olmadığı, karşıdan karşıya geçerken arabanın geldiğini kontrol etmeden karşıya geçmek isteyip dikkatsiz ve tedbirsiz davranması nedeniyle asli kusurlu olduğu davalı araç sürücüsünün ise seyir halindeyken aracını dikkatsiz kullanarak görüş mesafesini kontrol etmemesi ve kullanış şekliyle kazaya dolaylı yoldan sebebiyet vermesi sebebiyle tali kusurlu kabul edildiği , dosya kapsamında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmaları, paranın günümüz şartlarında alım gücü nazara alınarak davacı yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı araç işleteni … yönünden haksız fiil tarihinde temerrüt oluştuğundan olay tarihi olan 12/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ, ile 10.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 12/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile, davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Maddi tazminat talebi yönünden davanın konusuz kalması sebebiyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Maddi tazminat davası yönünden;
a-Alınması gereken bakiye 179,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
c-Davacı vekili ve davalı vekilinin talepleri nazara alınarak vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Manevi tazminat davası yönünden;
a-Alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 342,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 341,03 TL karar ve ilam harcının, davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 342,07 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı ve 11,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 434,27 TL harcın davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10. maddesi gereğince kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
c-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; davalı … vekilinin karar tarihinden sonra vekaletname sunmuş olması nedeni ile lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından sarf edilen 101,00TL tebligat ve posta gideri olarak sarf edilen yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesap edilen 10,10 TL’nin davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.26/01/2023

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.