Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/803 E. 2023/481 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/803 Esas – 2023/481
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/803 Esas
KARAR NO : 2023/481

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN:
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 27/07/2022
KARAR TARİHİ: 13/04/2023
K.YAZIM TARİHİ: 15/05/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili sigorta şirketi tarafından … numaralı Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış bulunan, … A.Ş. ‘ye ait, … sayılı nakliye numarası ile …’ dan …’ a davalı … Nakliyat tarafından … nolu sevk irsaliyesiyle … plakalı tır ile taşınan paletler içindeki cam nitelikli emtialar 28.07.2021 teslim edilmiş; ancak davalı şirket sorumluluğundayken nakliye sürecinde hasarlanmış olduğunu, anılan teslimata ilişkin olarak CMR taşıma belgesinde hasar kaydı mevcut olup; dilekçe ekinde belgeyi sunduğunu, söz konusu nakliyat esnasında meydana gelen hasar dolayısı ile müvekkili sigorta şirketi; sigortalısı … A.Ş.’ne 16.835.49-Euro hasar tazminatı ödemiş olduğunu, hasardan sorumlu olan taşıyıcı şirketten, 6762 sayılı TTK’ nın 1472. Maddesi gerekçesiyle, müvekkili şirketçe ödenen 16.835.49-Euro’ nun tazmini talepli olarak huzurdaki davayı açma gereği hasıl olmuş olduğunu, sigorta konusu malların bir kısmının taşıma esnasında hasarlanması neticesinde müvekkili şirket tarafından ödenen 16.835.49-Euro bakımından, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun 1472. Maddesi gereği zarara uğrayan sigortalının haklarına halef olmuş bulunmakta olduklarını, Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalanan emtiada oluşan zarar nedeniyle sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsiline ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde “Karayoluyla Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesine İlişkin Anlaşma” kısa adıyla “C M R” konvansiyonu hükümleri uygulanacağını, bu hususun Yargıtay kararlarında açıkça belirtilmekte olduğunu, CMR Konvansiyonunun “Taşımacının Sorumluluğu” başlıklı 17. Maddesi “Taşımacı, yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur.” hükmünü haiz olduğunu, taşıyıcının sorumluluğu ile ilgili temel kural anılan madde hükümleri olup, Yargıtay kararları da bu yönde olduğunu, (“Mahkemece de kabul edildiği üzere, uyuşmazlığa uygulanması gereken ülkemizin de 02.12.1994 gün ve 94/6322 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile katıldığı 04.01.1995 gün ve 22161 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Karayolu ve Milletlerarası Mal Nakliyatı Mukavelesi İle İlgili Anlaşma (CMR)’ nin 17/1. maddesi uyarınca kural olarak taşıyıcı malları teslim aldığı andan teslim edilinceye kadar, bunların tamamen veya kısmen kaybından ve vukubulacak hasardan sorumlu ise de…” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve Esas: 2012/68 Karar: 2012/244 sayılı kararı. “Taşıyıcının sorumluluğu ile ilgili temel kural, CMR’nin 17. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmü uyarınca, taşıyıcı malları teslim aldığı andan, malların teslim edileceği zamana kadar malların tamamen veya kısmen kaybolmasından ve hasara uğramasından ve ayrıca gecikmeden sorumludur.” Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18.02.2015 tarih ve E: 2015/817. K: 2015/2126 sayılı kararı) Yukarıdaki mevzuat hükümleri ve içtihatlar uyarınca sorumluluğu sabit olan taşıyıcı şirkete rücu hakkının bulunmakta olduğunu beyan ederek, haklı davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 16.835,49-Euro tazminatın ve bu tazminat tutarına ödeme tarihinden itibaren işleyecek yabancı para alacaklarına ilişkin 3095 sayılı Kanun 4/a hükmü gereğince Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi oranı uygulanmak suretiyle belirlenecek faiz tutarının fiili ödeme günündeki rayiç bedelin Türk Lirası karşılığının ve arabuluculuk faaliyeti taraflarınca takip edildiği ve olumsuz sonuçlandığı için arabuluculuk vekalet ücreti, mahkeme vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; müvekkili şirket ile … arasında Avans Protokolü Sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, işbu protokolün “Sözleşmenin Konusu” ve “İşin Süresi” başlıklı 2. ve 3. Maddeleri; “Madde 2- Sözleşmenin Konusu; …’in … Firması’ ndan …’ ya taşımakta olduğu yükler için araç temin etmek üzere …’e 50.000-EURO iş avansı verilecek olduğunu, …, …’in bu taşımları için en az 10 araç tahsis edecektir…” Madde 3- İşin Süresi; 01.09.2020- 01.09.2021 tarihleri arasındadır.” şeklinde olduğunu, somut olayda da … A.Ş’ye ait emtialar 26.07.2021 tarihinde …’ dan yola çıkmak üzere; yukarıda yer verdiği anlaşma kapsamında …’ye ait … plakalı araca yüklenmiş olduğunu, taşımada kullanılan araç, …’ye ait olup araç üzerinde teslim alınan emtialar boşaltma adresi olan sigortalının … fabrikasına 28.07.2021 tarihinde teslim edilmiş olduğunu, görüleceği üzere taşımanın gerçekleştiği araç alt taşıyıcı … ait olup aracın sürücüsü de … tarafından istihdam edilmiş olduğunu, dolayısıyla kesinlikle sorumluluğun taraflarına ait olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte iddia olunan emtianın hasarlanmasına istinaden taşımacının sorumluluğuna gidilmesi halinde, bu anlamdaki sorumluluğun müvekkili şirkete ait olamayacağı, sorumluluğun alt taşımacı olan …’ye olduğunu kabul etmek gerekecek olduğunu, anlaşma kapsamında dava konusu “Otomobil camı” emtiaları 26.07.2021 tarihinde …’ dan yola çıkmak üzere; … aracılığıyla … plakalı araca yüklenmiş olup araç üzerinde teslim alınan emtialar 28.07.2021 tarihinde boşaltma adresi olan sigortalının … fabrikasına araç üzerinde teslim edilmiş olduğunu, yapılan işbu taşıma sonrasında davacı sigorta şirketi tarafından müvekkili şirkete 24.08.2021 tarihinde hasar ihbarı iletilmiş olup; müvekkili şirketin söz konusu hasardan sorumlu olduğu iddia edilmiş olduğunu, işbu hasar ihbarına karşı müvekkili şirketin iddia olunan hasardan kaynaklı olarak hiçbir kusur ve sorumluluğu bulunmadığına ilişkin Kahramankazan … Noterliğinin 16.09.2021 tarihli … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi keşide edilmiş olduğunu, işbu ihtarname dilekçe ekinde sunulmakta olduğunu, taraflar arasında akdedilen dilekçe ekinde sunulu bulunan … A.Ş Topluluğu Uluslararası Karayolu Taşıma Teknik Şartnamesi’nin “Yükleme ve Boşaltmalar” başlıklı 5. Maddesinin 3. Bendinde; “Yüklemeler, şirketlerin yükleme rampalarından şirketler elemanlarınca, boşaltmalar ise malın sevk edildiği şirketlerin müşteri boşaltma mahallinde müşterilerin elemanlarınca iş günleri ve mesai saatleri dahilinde sıra esasına göre yapılır. Taşıyanın sorumluluğu ürünlerin araçlara yüklenmesinden sonra başlar” şeklinde olduğunu, sözleşme ile sabit olduğu üzere emtianın yüklenmesi ve boşaltılması gönderici ve alıcı tarafından yapılmakta olup taşımacı, emtiayı araç üzerinde gönderici tarafından yüklenmiş ve sabitlenmiş olarak teslim almakta yine aynı şekilde araç üzerinde teslim etmekte olduğunu, taşımacının emtiaya hiçbir müdahalesi kesinlikle söz konusu olmamakta olduğunu, dava konusu “Otomobil camı” emtiaları da- 26.07.2021 tarihinde …’dan yola çıkmak üzere; … aracılığıyla … plakalı araca yüklenmiş olup araç üzerinde teslim alınan emtialar 28.07.2021 tarihinde boşaltma adresi olan sigortalının … fabrikasına araç üzerinde teslim edilmiş olduğunu, davacı taraf, taşımaya konu emtiaların müvekkili şirket tarafından taşınması esnasında ve kusuru ile hasarlandığını ileri sürmüş ise de bahse konu “otomobil camı” emtiaların müvekkili şirketin kusurundan kaynaklı olarak hasarlandığına dair herhangi bir kayıt, bilgi, belge ve şerh bulunmamakta olduğunu, kaldı ki söz konusu taşımanın gerçekleştiğini gösterir CMR senedinde yer alan 18. Madde’de; “Malın kalitesinden, yükleme, istifleme ve ambalaj hatalarından doğacak zararlardan nakliyeci firma sorumlu değildir” Şeklinde taşımacının sorumlu olmayacağı hallere ilişkin açıkça şerh düşülmüş olduğunu, CMR konvansiyonu uyarınca yükün gönderici tarafından yüklenmesi halinde meydana gelen hasardan taşımacının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, CMR, uluslararası karayolu ile taşımalarda uygulanacak hükümlerin hazırladığı uluslararası bir sözleşme olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın m. 90 son fıkrası gereğince, uluslararası bir sözleşme olması nedeniyle de kanun hükmünde olduğunu, konvansiyonun hükümleri TTK’ daki taşımaya ilişkin hükümlere nazaran daha özel düzenleme olduğundan CMR dahil olan taşımalara giren uyuşmazlıklarda öncelikle Uygulanmakta olduğunu, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku M. L/son hükmü gereğince de Türk mahkemelerinde açılacak davalarda uygulanacak olduğunu, tüm bu sebeplerle neticeten, dava konusu uyuşmazlık hakkında uygulanacak hukuk, eşya karayoluyla akid devlet statüsündeki …’dan Türkiye’ye taşındığından CMR Konvansiyonu olduğunu, dava konusu taşıma işinde de ekte sunulan sözleşme ve mevzuat hükümleri ile sabit olduğu üzere emtianın yüklenmesi ve sabitlenmesi bizzat gönderici firma tarafından yapılmış olduğunu, gönderici yükü dorselere kendisi yüklemiş ve sabitleme işlemini yapmış olduğunu, davaya konu “Otomobil Camı” muhteviyatındaki emtialar yetersiz paketleme, hatalı yükleme, istifleme ve sabitleme nedeniyle hasarlanmış olduğu açık olduğunu, bu anlamda taşımaya konu emtiaların hasarlanmasından taşımacının sorumlu tutulması olanaksız olduğunu, somut uyuşmazlık açısından da geçerli olan işbu tespit ve değerlendirmeler uyarınca davaya konu emtianın yetersiz ambalajlama, hatalı yükleme, sabitleme ve istiflemeden kaynaklı olarak hasarlandığı açık olmakla müvekkili şirketin işbu hasardan sorumlu tutulabilmesi yasal olarak mümkün olmadığını, somut olayda yol güzergahı boyunca bir kaza ihbarının olmadığı açık olmakla araç sürücüsünün ve dolayısıyla da taşımacının bu hasarın oluş şekli ile ilgili bir sorumluluğunun gözetim görevi açısından bulunmadığı açık olup davacı yan tarafından dosyaya ibraz edilen ekspertiz raporundaki tespit ve değerlendirmelerin soyut ve afaki olduğunun açık olduğunu, kesinlikle taşımacının sorumluluğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için sayın mahkemenizin aksi kanaatte olmasına binaen ödenecek tazminatın belirlenmesinde CMR Konvansiyonu’ nun 23/2 maddesinin dikkate alınması gerekmekte olup bu anlamda taşımacının sorumluluğunun “sınırlı sorumluluk” olduğu göz önünde bulundurulmalı gerektiğini, davacı tarafın sigortalısına lütuf ödemesi yaptığı sabit olup işbu sebeple davacının, müvekkili şirkete rücu imkanı bulunmamakta olduğunu, davaya konu emtianın hasarlanmasından müvekkili şirketin sorumlu tutulması mümkün olmadığını, davaya konu hasarın teminat kapsamında olup olmadığı da davacı şirketin sigortalısına lütuf ödemesi yaptığı açık olduğunu, lütuf ödemelerinin de rücu imkanı bulunmamakta olup davanın bu nedenle de reddine karar verilmesini talep etmek gerekmekte olduğunu belirterek; davanın … A.Ş’ye ihbarına, davanın alt taşımacı … İhbarına, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, taşıma sözleşmesi, bilirkişi heyet raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi heyeti raporunda, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler incelenmiş olup; dava dışı firmaya ait davalı taraf aracılığı ile taşıma konusu taşınan oto camlarından 449 adet Oto Camının çatlaması/kırılması sonucu taşıma sırasında zarar gördüğü, söz konusu emtianın cam olması sebebiyle kullanılabilir durumda olmadığı ve özelliği gereği sovtaj değerinin olamayabileceği, zarar gördüğü tespit edilen toplam 449 adet camın 15.418,63EUR olduğu, % 10 Kar Masraf Marjı ile 16.835,49 EUR değerinde olabileceği, dosya kapsamında bulunan işlem tarihi 12/10/2021 tarihli sigorta şirketinden sigortalısına aktarılan tutarın 16.835,49Euro olabileceği, yukarıda detayları bulunan Avans Protokolü, … A.Ş. Topluluğu Karayolu Sözleşmesi, Uluslararası Karayolu Taşıma Teknik Şartnamesi uyarınca taşınan emtianın taşınmasında sözleşme ve şartnamelere uygun olarak taşıma yaptığı, taşınan emtianın yükleme ve boşaltmasından sigortalı şirketin sorumlu olduğu, taşıma sırasında zarar gören emtianın zarara uğramasına sebebiyet verecek bir kaza veya başka bir davranışına yönelik dosya kapsamında somut bilgi ve belge bulunmadığı, bu konuda uyuşmazlık olmadığı, bu sebeplerle davalı taşıyıcı firmanın taşımadan kaynaklı kusurunun tespit edilemediği, taşınan emtianın yükleme ve boşaltılmasından sorumlu firmanın emtia sahibi olan firma olduğu, emtia sahibi firmanın taşınan emtianın yükleme sırasındaki ambalajlama, istifleme ve sabitlemeden de sorumlu olduğu, bu sebeplerle meydana gelecek zarardan emtia sahibi firmanın sorumlu olabileceği, davalı taşıyıcı firmanın taşıma sırasında meydana gelen zarardan sorumluluğu olamayacağı, yukarıda detayları bulunan davalı taşıyıcı firmanın taşıma sırasında meydana gelen zarardan sorumluluğu olmadığının, değerlendirilip tespit edilmesi sebebiyle rücu şartlarının oluşmayabileceği belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, davacının taşıma sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına ödediği tazminatın zarar sorumlusundan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi ile davadışı … A.Ş. arasında … numaralı 18/09/2021 – 01/01/2022 tarih aralığını kapsayan Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi akdedildiği, 26 palet/1040 adet otomobil camının …’dan …’a taşınması için davalı şirket ile davadışı … A.Ş.’nin anlaştığı, taşımanın davalı tarafça alt taşıyıcı aracılığıyla gerçekleştirildiği, ancak taşımaya konu emtianın zarar görmesi sebebiyle davacının sigortalısına ödeme yaptığı, yapılan bu ödemenin davalı taşıyıcıdan rücuen tazmini için işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taşımaya konu emtianın 26 palet/1040 adet otomobil camı olduğu, göndericisinin davadışı … olduğu, alıcısının ise davadışı sigortalı .. A.Ş. olduğu, 26 palet/1040 adet oto camının taşınmasının davalı taşıyıcı … Şirketi tarafından alt taşıyıcı olan … isimli firma aracılığıyla gerçekleştirildiği, emtianın 26.07.2021 tarihinde …’dan yola çıkmak üzere …’ye ait … plakalı araca yüklendiği, taşımada kullanılan aracın …’ye ait olduğu, yüklenen emtiaların taşımasının gerçekleştirilerek boşaltma adresi olan davadışı sigortalının … fabrikasına 28.07.2021 tarihinde teslim edildiği, 06/10/2021 tarihli ekspertiz raporuna göre taşınan oto camlarından 449 adet oto camının taşıma sırasında zarar gördüğü tespit edilmiştir.
Uyuşmazlığın uluslararası karayolu ile taşımadan kaynaklandığı, Türkiye’nin 02.08.1995 tarihinde CMR Konvansiyonu’na taraf olduğu, bu sebeple uyuşmazlığa CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
CMR’nin 17. Maddesinin 1. Fıkrasına göre; taşımacı yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Aynı maddenin 2. Fıkrasına göre ise; eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise taşımacı sorumlu tutulamaz. CMR hükümlerine tabi taşımalarda taşıyıcının, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim edildiği tarihe kadar meydana gelen hasar ve kayıplardan sorumlu olacağı esas olmakla birlikte, anılan Konvansiyon’un 17/4-c maddesinde, yükün gönderici, alıcı veya bunların adına hareket eden kişiler tarafından alınması, yüklenmesi, istiflenmesi veya boşaltılması özel bir risk durumu olarak kabul edilmiş, hasar veya kaybın anılan nedenlerden kaynaklanması halinde taşıyıcının sorumlu olmayacağı hükme bağlanmıştır. Fakat, bu halde dahi taşıyıcının yükün sağlıklı taşınabilmesi için yükleme ve istiflemeye gerekli özeni gösterme ve nezaret etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bahse konu yükümlülüğün ihlali, taşıyıcı bakımından müterafik kusur oluşturacaktır.
Davalı şirket ile davadışı … A.Ş. Arasında akdedilen Karayolu Taşıma Sözleşmesi ve sözleşmenin eki olan Teknik Şartname hükümleri birlikte değerlendirilmiştir. Teknik şartnamenin “Yükleme ve Boşaltmalar” başlıklı 5. Maddesinin 3. Bendi “Yüklemeler, şirketin yükleme rampalarından şirket elemanlarınca, boşaltmalar ise malın sevk edildiği şirketin müşteri boşaltma mahallinde müşterinin elemanlarınca iş günleri ve mesai saatleri dahilinde sıra esasına göre yapılır. Taşıyanın sorumluluğu ürünlerin araçlara yüklenmesinden sonra başlar. Taşıyan sürücüleri yükleme ve boşaltmalara nezaret edecektir.” şeklinde olup düzenlemeye göre taşıyıcının sorumluluğunun emtianın araçlara yüklenmesinden sonra başlayacağı ancak taşıyan sürücüsünün de yükleme ve boşaltmaya nezaret edeceği anlaşılmaktadır.
Somut olayda emtianın ne şekilde ve hangi olay/eylem sebebiyle zarar gördüğü belirli değildir. Zira taşıma sırasında zarar gören emtianın zarara uğramasına sebebiyet verecek bir kaza veya taşıyıcının kusurlu başka bir davranışının varlığı konusunda dosya kapsamında somut bilgi ve belge bulunmadığı gibi bu hususta iddia da bulunmamaktadır. Zararın, “iyi-uygun bağlama yapılmaması sebebiyle taşıma sırasında aracın çukurlara girmesi, kasislerden hızlı geçmesi, ani frenlemeler – sert kalkışlar, hızlı viraj dönüşleri vs. esnasında cam paletlerin kayması – devrilmesi, alttaki palette bulunan camlara oturması, birbirlerine çarpması” sonucu taşıyıcı firma sorumluluğunda meydana geldiği yönünde ekspertiz raporunda tespit ve değerlendirme bulunmaktaysa da, bu tespitlerden davalı taşıyıcının zararın meydana gelmesinde etkili kusurlu bir eyleminin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Taşınan emtia oto camı olup niteliği gereği özenle ambalajlanarak taşınması ve nakliyesi elzemdir. Emtianın ambalajlanması, yüklenmesi, istiflenmesi ve sabitlenmesinden gönderici firmanın sorumlu olduğu, taşıyıcının burada herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, emtianın doğru ambalajlanmaması, yüklenmemesi, istiflenmemesi ve sabitlenmemesinden kaynaklı olarak meydana gelen zararda kusurun gönderici/yükleyici firmada olduğu kabul edilmiştir. Her ne kadar teknik şartname ve CMR hükümleri uyarınca davalının nezaret etme yükümlülüğü varsa da, taşınan emtianın niteliğine göre ambalajlamanın, yükleme ve istiflemenin doğru bir şekilde yapılmamasında göndericinin ağır kusuru bulunduğundan ve oto camı emtiasının nasıl taşınması gerektiğini göndericinin bilebilecek durumda olduğu değerlendirildiğinden oluşan zarardan davalının sorumlu tutulamayacağı, davalının müterafik kusurundan söz edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmakla rücu koşulları olumadığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.226,92TL harçtan mahsubu ile artan 5.047,02TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.328,81TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen 2.578,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/4 uyarınca 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/04/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı