Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/79 E. 2023/682 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/79 Esas – 2023/682
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/79 Esas
KARAR NO : 2023/682

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/01/2022
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
K. YAZIM TARİHİ: 05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’ne ait muhtelif malların, müvekkili şirket nezdinde 31.12.2019 – 31.12.2020 tarihleri arasında ve … numaralı Yurtiçi Taşıyıcının Sorumluluğu Blok Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, davaya konusu malların 31.01.2020 tarihinde, …’dan …’ya sevkiyat için, … sevk ve idaresindeki … – … (çekici-dorse) plakalı araca … sayılı toplu taşıma irsaliyesi ile sağlam ve eksiksiz olarak yüklendiğini, emtianın araca yüklenmesinden sonra, 01.02.2021 tarihli tek taraflı, tek araçlı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasında, sürücü …’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aracın yoldan çıktığını, taş ve toprağa sürtünerek ve 115 metre yük dökülerek ilerleyip aracın sağ ön kısmı ile dik şev’de bulunan kayalık yamaca çarptığını ve aracın yol platformu dışında durabildiğini, kaza sonrası tanzim edilen Kaza Tespit Tutanağı’nda, sürücü …’ın KTK m. 52/1-B maddesini ihlal etmekten kazada tek ve asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bahse konu emtianın 01.02.2020 tarihinde … yakınlarında meydana gelen tek taraflı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası neticesinde, kaza yerine dağılarak hasarlandığını, emtianın bir kısmının dava dışı sigortalının deposuna götürüldüğünü, büyük bir kısmının ise kaza yerinde çöp olduğunu, davalının taşıyıcı olarak nakliye işini üstlendiği iş görülürken, araç sürücüsünün kusuru ile meydana geldiğinden, davalının sorumluluğunun söz konusu olduğunu, hasar sonrası yapılan incelemeler neticesinde, 28.01.2020 tarihinde müvekkili Şirket sigortalısı dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’ne 243.306- TL hasar tazminatı ödemesi gerçekleştirildiğini, bu ödemeden sonra TTK m. 1472 gereği, sigortalıya halef olunduğunu, gerçekleştirilen ödeme sonrasında davalıdan rücu talebinde bulunulmuş ise de davalı tarafça ödeme yapılmaması üzerine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından işbu takipteki borca ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine dosyanın yetkili Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esasına kayden gönderildiğini, borçlu tarafından işbu takibe de 15.02.2021 tarihinde itiraz edildiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak koşuluyla itirazın iptali ile takibin devamına, Davalı/borçlunun itirazı haksız ve kötü niyetli olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere İcra inkâr tazminatına hükmedilmesine, davalı şirket adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malların 3. kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyat-i tedbir(haciz) konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazlarını sunduktan sonra, esasa ilişkin olarak ise; Davacı şirketin meydana gelen kazada kusurun müteveffa araç sürücüsünde olduğuna ilişkin iddialarını kabul etmediklerini, müvekkili şirket yetkilisinin verdiği bilgiye göre müteveffa sürücünün kazanın olduğu gün araçta bulunan takograf incelendiğinde hızının 70-80 arası olduğunu, zaman zaman yolculuk esnasında durakladığının tespit edileceğini, tanık olarak bilgisine başvurulmasını istedikleri müteveffa şoförün oğlunun anlattığına göre şoförün yolculuk sırasında rahatsızlandığını, dinlenerek yola devam ettiğini, gelir gelmez kontrole gideceğini söylediğini, yolculuk sırasında hızın 70-80 olmasına rağmen kaza anında 130 km’ye yükselmesinin de aslında sürücünün kaza anında bir kalp sorunu (kalp spazmı, kalp krizi vb.) yaşadığını gösteren bir emare olduğunu, hız yapmayan bir şoförün kaza anında hızını iki katına çıkarmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yukarıda anlatılanların yanı sıra olayın tek taraflı bir kaza olması sebebi ile tam bir otopsi yapılması gerekirken sadece kaza tutanağında “boyun kırılması” olarak kayda geçirilmesinin olaya yeterince ihtimam gösterilmemesinden kaynaklandığını, tam otopsi talep edilmemesi nedeniyle müteveffa şoförün bir kalp rahatsızlığı nedeniyle mi kaza yaptığı yoksa tamamen kusurundan mı kaynaklandığının net bir şekilde tespit edilemediğini, Mahkemece müteveffa şoförün kaza öncesinde bir kalp sorunu yaşayıp yaşamadığının tespit edilmeden kusur izafe edilerek hüküm kurulması halinde maddi gerçeğe ulaşılmış olmayacağını ve bu şekilde verilecek olan kararın vicdanları rahatlatmayacağını, ayrıca somut bir delil ibraz edilmeksizin taşınan ürünlerin büyük bir çoğunluğunun kaza sırasında yola dökülerek yok olduğu, bir kısmının kaza anında yok olduğu bir kısmının ise kaldığı iddialarının da herhangi bir tespit tutanağı, beyan, ifade vs. ile iddia sahibi tarafından ispat edilmesi gerektiğini, taşınan ve kaza ile birlikte yok olduğu iddia edilen malların muhteviyatı konusunun da dava dilekçesinde net olarak belirtilmediğini, Davacının dilekçesinde aynı araç içerisinde hem medikal malzemesi, akrilik levha, hırdavat malzemesi, inşaat malzemesi, elektrik malzemesi gibi birlikte taşınması mümkün olmayan emtiaların taşındıklarını iddia ettiğini, bu emtianın ne olduğu ve ne miktarda olduğunun davacı tarafından somutlaştırılması gerektiğini, bu hususlar belirlenmedikçe, müvekkili şirket aleyhine açılan bu davanın kabul edilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek, haksız, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ticaret sicil kayıtları, Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, tanık anlatımı, 10/09/2022 tarihli bilirkişi heyeti kök raporu, 15/04/2023 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu, banka ödeme dekontu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, taşıyıcı sorumluluk sigortası kapsamında ödenen bedelin rücuen tahsili için başlatılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) sigorta şirketi vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 02/07/2021 tarihli ödeme emri ile 243.306,00 TL asıl alacak, 18.754,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 262.060,55 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 09/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 13/07/2021 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 22/01/2022 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, taşıyıcı sorumluluk sigortası kapsamında dava dışı sigortalısına ödediği bedel olan toplam 262.060,55 TL rücuen alacağının, davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, davalının kusuru sebebiyle hasarlı emtianın faturasının bulunup bulunmadığı, poliçe kapsamında yapılan ödemenin piyasa rayiçlerine uygunluğu ve davacının talep edebileceği tazminatın hesaplanması bakımından dosya makine mühendisi ve sigorta uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, düzenlenen 10/09/2022 tarihli raporda özetle; “…Dava dışı müteveffa … plakalı çekici ve buna bağlı … plaka sayılı yarı römork Sürücüsü … sevk ve idaresindeki aracın hızını aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamasından dolayı ( kaza mahallinde azami hız 50 km/saat ) 2918 sayılı K.Y.T.K. nun madde 52/ b kural ihlali yaptığından dolayı dava konusu tek taraflı trafik kazasının oluşumunda % 100 kusurlu olduğu, Davalı alt taşıyıcının, 01.02.2020 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sebebiyle oluşan hasarlardan, TTK. 875/1. Maddesi gereğince sorumlu olacağı, Davacı Sigortacının TTK. 1472. Maddesinde düzenlenen Halefiyet İlkesi gereğince sigortalısına ödemek zorunda kaldığı tazminatı, davalı alt taşıyıcıya rücu edebileceği, ancak davacı sigorta şirketi tarafından, sigortalısına yapıldığı belirtilen 243.306,00.TL ödemeye ilişkin ödeme dekontunun dosyada mevcut olmadığı, sigorta şirketinin sigortalısı tarafından, davalı alt taşıyıcıya taşıttırılan emtiada meydana gelen hasarların değerlendirmesinin heyetimizin uzmanlık alanı dışında bulunduğu…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Taraf vekillerince iş bu rapora itiraz edilmiş ayrıca bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafça yapılan ödemeye ilişkin banka dekontu dosyaya ibraz edilmiştir.
Mahkememizce taraf itirazlarının karşılanması ve poliçe kapsamında yapılan ödemenin piyasa rayiçlerine uygun olup almadığının tespiti bakımından bilirkişi heyetine bir adet sigorta eksperi de eklenerek dosya yeniden bilirkişi kuruluna tevdii edilmiş, düzenlenen 15/04/2023 tarihli ek raporda; kök rapordaki görüş ve kanaatlerine ek olarak Sigorta şirketinin sigortalısı tarafından, davalı alt taşıyıcıya taşıttırılan emtiada meydana gelen hasarın 303.306,38.TL olduğu bildirilmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; ” ben dava konusu aracın şoförü müteveffanın oğluyum. Kaza öncesinde saat sabah 05.00 te en son babamla görüştüm. Malları teslim edeceği yeri araması gerekirken yanlışlıkla beni aramış. Konuşma sırasında herhangi bir olumsuzluk hissetmedim. Babamın bildiğimiz kadarıyla bir rahatsızlığı yoktu ancak, kazadan önceki 2-3 haftalık süreçte babamın sık sık sol tarafını ve göğsünü sıvazladığına şahit oldum. Bu en son kazadan 3-4 gün önce de olmuştu. Bu hususta doktora gitmedi ancak ben bir kalp rahatsızlığı olduğunu tahmin ediyorum. Yine kaza sonrası olay yerine gittiğimde kaza yapılan yerde babamın kaza yapmasını çok olanaklı görmedim. Çünkü babam yaklaşık 40 yıldır şoförlük yapmaktadır. Son 10 yıldır da benzer ağır tonajlı araçları kullanmaktadır. Söz konusu yer babamın kaza yapacağı bir yer değildir. Çünkü hafif sola meyilli düz bir yer olup yaklaşık 150 metre de yoldan çıkıp toprakta gitmiştir. Bu nedenle babamın az önce söylediğim nedenlerden dolayı da sürüş anında kalp krizi geçirdiğini düşünüyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Taşıyıcının sorumluluğunu düzenleyen Türk Ticaret Kanunun 875. Maddesine göre; Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
Bu itibarla, taşıyıcı firma alıcıya teslim etmek üzere teslim aldığı eşyayı zarara uğratmadan kararlaştırılan teslim yerine ulaştırmak zorundadır. Teslim alınma aşamasından teslim edilme yerine kadar geçen sürede eşyanın zarar görmesi durumunda zarardan taşıyıcı sorumlu bulunmaktadır. Aynı şekilde taşıyıcının çalışanının kusurundan taşıyıcının da sorumlu tutulması gerekmektedir.
TTK’nın 875. maddesinin devamında ise taşıyıcının sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir. Somut olayda, davalının taşımayı üstlendiği, taşınan emtianın taşıma sırasında aracın kazası sonrası zayi olduğu ihtilafsızdır. Her ne kadar davalı tarafça kazanın şoförün rahatsızlığı nedeniyle meydana geldiği belirtilmişse de, verilen kesin süreye rağmen hastane isminin veya evraklarının sunulmadığı, müteveffa şoförün hastalığına ilişkin bilgi belge sunulmadığı, tanık beyanıyla da müteveffanın bilinen bir hastalığının olmadığının sabit olduğu bu haliyle davalı tarafça TTK’nın 875. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma hallerinin varlığı iddia ve ispat edilemediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalının sorumluluğunun Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2017/1020, K. 2017/7505 sayılı ilamında da belirtildiği şekilde TTK’nın 875.maddesindeki bu ilkeler çerçevesinde değerlendirilmiş, yukarıda açıklandığı üzere taşıyıcı olan davalının sorumlu olduğu anlaşılmış ve TTK’nın 1472. Maddesi uyarınca davacının sigortalısının halefi olduğu, ödemesini dosya kapsamında ispatladığı ve bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere emtiaların fiyatlarının rayice uygun olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; Davalının, Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin devamına,
2-243.306,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 17.901,35 TL harçtan peşin alınan 3.165,04 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 14.766,31 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 80,70TL başvurma harcı, 11,50TL vekalet harcı, 3.165,04TL peşin harç olmak üzere toplam 3.257,24 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 174,60 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.274,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 39.688,48 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/06/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza