Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/772 E. 2022/1066 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/772 Esas – 2022/1066
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/772 Esas
KARAR NO : 2022/1066

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2022
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
K. YAZIM TARİHİ: 30/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden 06.10.2021 tarihinde icra takibi başlatılmış olup yapılan icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, davalıya ait … ada … parsel , … ada … parsel … ada … parsel üzerinde bulunan 17530 m2 arsa, imar işlemi neticesinde … projesi vaziyet planı içerisinde kaldığını ve proje içerisinde bulunan tüm kooperatiflerin ve bağımsız arsa maliklerinin kullanımına ait ortak alan ve tesisler ile alt yapı sistemi içerisinde kalan imalatlar; bir bütün olarak projelendirildiğini, dolayısıyla, alt yapının bir parçasını oluşturan proje kapsamındaki yağmur suyu ve kanalizasyon sistemi, … Projesi içinde kalan tüm gayrimenkullere hizmet vermek üzere planlandığını ve tüm kooperatifler ile bağımsız arsa maliklerinin katılımı öngörüldüğünü, davalının maliki olduğu … ada … parsel ,… ada … parsel , … ada … parselde kain taşınmazlarını da kapsayacak şekilde;… projesi kapsamında, … standartlarına uygun olarak, bölgenin yağmur suyu, kanalizasyon ve içme-kullanma suyu alt yapısının yaptırılması konusunda, alınan karar işleme konulmuş ve müvekkil üst birlik Yönetim Kurulunun 13.01.2016 tarihli toplantısında alınan bir kararla da, gerek bünyede olan kooperatiflerin ve gerekse üyelikten ayrılan kooperatifler ile bağımsız arsa maliklerinin alt yapıya katılım payları konusunda, ödeme planı karar altına alınarak, tüm taraflara tebliğ edildiğini, ayrıca, Yönetim Kurulu tarafından alınan 13.01.2016 tarih ve … ile 20.01.2016 tarih ve … no’lu karar gereğince, Müvekkil Üst Birlik 16.04.2016 tarihli Genel Kurul Toplantısı gündeminin 9.maddesinde alınan karar doğrultusunda, yaptırılacak bu imalatlara ilişkin harcamaların müvekkili üst birlik tarafından yapılması ve bölgede bulunan kooperatif ve diğer arsa sahiplerinden, arsa m2’ leri oranında tahsil edilmesi hususunda da karar alındığını, alınan karar gereğince, imalatına başlanılarak, tamamlanan yağmur ve pis su alt yapı ve içme suyu şebekesinin geçici kabulü yapıldığını, yüklenici ile … arasında akdedilen anlaşma koşulu olması nedeniyle; … Teknik kriterlerine uygun olarak yapılan alt yapı imalatı; oluşturulan komisyon tarafından kabulü yapılarak …’ye devrolunduğunu, taraflar arasındaki ihtilafın, davacı kooperatif birliği tarafından yapılan … standartlarına uygun, yağmur suyu, kanalizasyon, içme-kullanma suyu alt yapı bedelinin arsa maliki olan davalıdan alt yapı katılım payı olarak tahsil edilip edilemeyeceği hususu olduğunu, dava konusu taşınmazın … ili … ilçesi … mahallesi … ada … parsel , … ada … parsel , … ada … parseller olup,… Mevki … Evleri projesi kapsamındaki alt yapı işlerinin yapıldığı sahada bulunduğunu, müvekkili üst birliğin doğrudan üyesi olmayan kişilerin, kooperatifin sağlamış olduğu alt yapı hizmet bedellerinden yararlandığı ölçüde masraflara dahil olması gerektiğini, taşınmazların bulunduğu yerde yapılan alt yapı hizmet çalışmaları, çevrede bulunan tüm taşınmazların faydalanabileceği bir hizmet olup, bu hizmet ilerleyen dönem içerisinde imara açık olan ve konut olarak kullanılacak gayrimenkuller için yapılması zorunlu olan hizmet olduğunu, bu nedenle kooperatif mali bilançoları ve masrafları incelenerek davalının taşınmazına düşen masraf tutarının ortak hizmetten yararlanması sebebiyle hesaplaması yapılacak, kooperatifin yönetimsel ve alt yapı hizmetleri ile ilgili olmayan masraf tutarları hesaplama dışı bırakılacağını beyan ederek, … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile, anılan icra takibinin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; yetki, görev ve zaman aşımı itirazında bulunduklarını, taraflar arasında; dava konusu edilen işe ilişkin olarak herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacının yaptığını iddia ettiği işle ilgili olarak müvekkilinin herhangi bir talebi, rızası ve muvafakati olmadığını, davacı tarafın, özel imar çalışması sonucunda müvekkilinin ve diğer hak sahiplerinin bilgisi ve onayı alınmadan özel mülkiyete konu taşınmazları kendi menfaatleri gereği plana dahil ettiğini, müvekkilinin rızasının bulunmadığını, faydalanmadığı bir iş için kendisinden talepte bulunulmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafın projesi için gerekli ve acil olduğunu iddia ettiği alt yapı imalatlarının esasında hem o yıllarda hem de halen hiç bir zaruretinin olmadığını, davacı tarafın, hiç bir gerekliliği olmayan, müvekkilinin faydalanmadığı bir alt yapı çalışmasını yaptığından bahisle müvekkilinden hak talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının hiç bir talep ve iddiasını kabul etmemekle birlikte; dava dilekçesinde iddia edilen işlerin yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa bedelinin rayiç bedellere uygun olup olmadığı konusunda müvekkilinin hiç bir bilgisi bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davacı kooperatifin ticaret sicil kaydı, davalının ticaret sicil kaydı ve vergi dairesi kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava; bağımsız arsa maliklerinin alt yapı katılım borcundan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı, bağımsız alt yapı maliklerinin alt yapı katılım borcu nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 21.10.2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 22.10.2021 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Eldeki davada; uyuşmazlık, davacı kooperatif birliği tarafından yapılan … standartlarına uygun yağmur suyu, kanalizasyon, içme-kullanma suyu altyapı bedelinin bağımsız arsa maliki olan davalıdan alt yapı katılım payı olarak tahsilinin gerekip gerekmediği hususundadır. Uyumazlığın ileri sürülüş şekli, dava dilekçesi ve cevap dilekçesi içeriği, sunulan belgeler gözetilerek davalının davacı kooperatif üyesi olmadığı ve davanın kooperatif üyeliğinden kaynaklanmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla davanın mutlak ticari dava olmadığı kabul edilmiştir. Kooperatiflerin tacir olup olmadığı konusunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 12.11.2021 tarihli 2020/2 Esas-2021/3 Karar sayılı kararı ile “Kooperatiflerin nitelikleri itibariyle ticari şirketi ve bir ticari işletmenin işletilmesi kriterinden bağımsız olarak tacir oldukları, tek amacı kar elde etmek olmamakla birlikte kooperatiflerin, ortakların ekonomik faaliyetlerini geliştirmeyi amaçlayan ticari bir ortaklık olduğu, kooperatif şirketinin 6102 sayılı TTK’nin 124. maddesinde ne şahıs ne de sermaye şirketleri arasında gösterilmemiş olmasının kanunun açık lafzı karşısında kooperatifin ticari şirket sayılmasın engel olmadığı, TTK’nın 124/1 maddesi ile de ticaret şirketi niteliğinde olduğunun bir kez daha teyit edildiği, kooperatifin tacir sayılamayacağı yönündeki yorumun kanuna aykırı bir yorum faaliyeti olduğu” kabul edilerek kooperatiflerin/yapı kooperatiflerinin 6102 sayılı TTK kapsamında tacir/ticaret şirketi sayılacaklarına karar verilmiş olduğu, böylelikle kooperatifin tacir olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizce, … Vergi Dairesi ile yapılan yazışma sonucunda davalının tacir sıfatının bulunduğu, faaliyet alanının “diğer paramedikal insan sağlığı hizmetleri(tıp doktorları dışında yetkili kişilerce sağlanan mesleki terapi, aroma terapi, konuşma terapisi, homeopati, besin tedavisi, ayak bakımı, diş hijyeni vb. Hizmetler)(hastane dışı) olduğu anlaşılmıştır. Davanın her iki tarafı tacir ise de, mahkememizin görevli olabilmesi için uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanması gerektiği, uyuşmazlığın davalı yönünden ticari işletmesinden kaynaklanmadığı, boş arsa vasfındaki arsanın maliki olması sebebiyle alt yapı katılım payı tahsili için işbu davanın açıldığı, bu nedenle davanın nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, az yukarıda açıklandığı üzere davanın mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevinin genel mahkemeler olan Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/11/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza