Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/755 E. 2023/259 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/755 Esas – 2023/259
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/755 Esas
KARAR NO : 2023/259

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
3-
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/11/2020
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
K.YAZIM TARİHİ: 31/03/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalılar … ve … tarafından işletilen anaokulunun tarafınca devir alınmak istendiğini, devir için gerekli tüm masrafları babasının karşılayacağını, kendisinin ev hanımı olması nedeniyle şahsının bu bedelleri ödeme imkanının bulunmadığını, davalıların 30’a yakın öğrenci olduğunu beyan etmeleri üzerine aralarında protokol imzaladıklarını, davalılar lehine düzenlenen senetlerin davalı …’ya teslim edildiğini, protokol imzalandıktan sonra okula gidildiğinde, öğrenci sayısının 11 olduğunun tespit edildiğini, protokolü fesih etmek istediğini söylediğini, davalı …’nın davalıların kendisine ödeyeceği 10.000,00TL kaparonun ödendiği takdirde teslim edileceğini aksi takdirde senetleri takibe koyacağını beyan ettiğini, davalı …’nın 10.000,00TL’yi tahsil ettiğini, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca 10.000,00TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesi gerektiğini, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla asıl alacak 10.000,00TL ve 616,35TL ihtarname masrafının takibe konulduğunu, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların borca haksız itirazının iptaline ve derdest takibin devamına, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline , davalılar aleyhine alacağından %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, davalıların ikametgahının … Adliyesi yetki sınırları içerisinde olduğunu, sözleşmenin ifa edileceği yerin …/… olması nedeniyle mahkememizin yetkisiz olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur.
Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin …E-…K sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda: ” …. davalıların her üçünün ikametgahının da … Adliyesi yetki sınırları içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan sözleşmenin ifa edileceği yer de mahkememizin yetki alanı dışında … Adliyesi yetki sınırları içerisindedir. Bu nedenle mahkememiz yetkisiz olduğundan HMK 115/2 madde gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine …” karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesinin 23/03/2021 tarih 2021/741 -777 esas karar sayılı kararında “….Somut olayda da taraflar arasındaki işletme devrinden kaynaklanan uyuşmazlıkta mutlak ticari davalardan olduğundan davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde değil, Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerekir. TTK’nun 5/(3).maddesi gereğince ” Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. Somut uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan mahkemece görev yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yetki yönünden inceleme yapılarak yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” doğrultusunda mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E- … K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen dosya mahkememizin 2021/1099 esasına kaydedilmiştir.
DELİLLER :
Tarafların ticaret sicil kayıtları ve vergi dairesi kayıtları, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, taraflar arasında düzenlenen devir protokolü, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı.
Tanık … duruşmadaki beyanında; “Eşim davalılar … ve … ın sahibi olduğu ana okulunu emlakçı davalı …tin aracılığıyla 150.000,00 Tl bedel karşılığında devraldı, taraflar ödemelerin senet ile yapılmasına karar verdi, hatırladığım kadarıyla devir bedeli için düzenlenen senetler …e verilmişti, kapora bedeli ile ilgili görgüm yoktur, bir hafta deneme süresi olduğu söylenmişti, eşim okulun anahtarını aldı taraflar arasındaki sözleşme kuruldu, okula gittiğimizde vadedilen kadar öğrenci olmadığını, vadedilen kadar kazanç olmadığını öğrendik bunun üzerine devirden vazgeçtik davalılar … ve … da bu vazgeçmemizi kabul ettiler, senetler …teydi, senetlerin iadesi için … bizden 10.000,00 tl istedi bu parayı eşimin ödeyeceği kapora bedeli olarak istedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … duruşmadaki beyanında; “Davacı benim kızım olur şahitlik yapmak istiyorum, kızım işyerindeki bir arkadaşının aracılığıyla … ile tanışmıştır, bu okulun devredildiğinden de bu sayede haberdar olmuştur, taraflar bir araya gelerek devir hususunda görüşme yapmıştır davalı devredenler bir takım vaatlerde bulunmuşlardır biz de bu vaatlere güvenerek devir konusunda anlaştık ancak sözleşme henüz yapılmamıştı davalı yan bizden kapora istedi, 10.000,00TL havale yolu ile kapora gönderildi üzerinden zaman geçtiği için kime gönderildiğini hatırlamıyorum devir bedeli için birden fazla senet düzenlenmişti bedel bu şekilde ödenecekti, bu anlaşmadan sonra kızımla okulu kontrol ettik vaat edilenlerin gerçek olmadığını bir kaç gün sonra anladık bunun üzerine sözleşme kurmaktan vazgeçtik ve senetlerimizi geri aldık ancak ödenen kapora bedelini alamadık. … ile simsarlık, komisyoncu, aracı vs. bir ilişki olmamıştır, ofisi yoktur, bir ofise gidip bu kişi ile görüşme sağladığımız da olmamıştır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
GEREKÇE :
Dava; davacı tarafça ödenen simsarlık ücretinin ve ihtarname masrafının davalılardan tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasında düzenlenen devir protokolü nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emrinin davalı …’ya 14/10/2020 tarihinde, davalı …’ye 21/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı …’na ise tebliğ yapılamadığı, davalı …’in 15/10/2020 tarihinde, diğer davalıların 23/10/2020 tarihinde 7 günlük yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu davanın hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Mahkememizin 2021/1099 esas 2022/199 karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, Ankara BAM 13. Hukuk Dairesinin 22/06/2022 tarih 2022/1147 esas 2022/989 karar sayılı ilamı ile de mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesi üzerine mahkememize tevzi olunan dava dosyası mahkememizin yukarıda belirtilen sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Eldeki davada uyuşmazlık, davacı … ile davalılar … ve … arasında davalı …’nın danışmanlığı ile akdedilen işletme devir sözleşmesi kapsamında davalı …’ya sözleşme kapsamında ödenen ücretin davalılardan tahsilinin gerekip gerekmediği hususundadır.
Davalı yanın icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itirazı bulunmaktadır. Uyuşmazlık devir protokolünden yani sözleşmeden kaynaklanmaktadır. HMK’nın 10. maddesine göre; “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” TBK’nın 89.maddesinde de “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Uyuşmazlık konusu para alacağına ilişkin olduğundan davacı alacaklının yerleşim yeri adresine göre icra dairesinin ve mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla yetki itirazının yerinde olmadığı kabul edilerek bu itiraza itibar edilmemiştir.
Dosyaya sunulu bulunan taraflarca imzaları ve içeriği inkar edilmeyen … Anaokulu İşletme Devir Protokolü başlıklı 07/09/2020 imza tarihli belgenin incelenmesinde; devredenin … Anaokulu adına … ve … olduğu, devralanın ise … olduğu, danışman firmanın … Danışmanlık Reklam ve Organizasyon … olduğu, devir bedelinin 180.000,00TL olduğu, protokolde danışman firma(…’ya), devreden … ve …’nin 10.000,00TL(Kaparo), devir alan …’nun 12.500,00TL(Noter Günü) olmak üzere 22.500,00TL komisyon bedeli ödeyeceklerinin yazılı olduğu, devir bedeli ve ödemere ilişkin ise;
“08/09/2020 10.000,00TL (kapora) Danışman Firmaya Satıcı Komisyon Bedeli (ödeme bankadan)
10/09/2020 110.000,00TL (noter günü)
10/09/2020 12.500,00TL Danışman Firmaya Alıcı Komisyon Bedeli
15/01/2021 15.000,00TL
15/02/2021 15.000,00TL
15/03/2021 15.000,00TL
15/04/2021 15.000,00TL” tutarında senetler alındığı anlaşılmış olup devrolunan anaokulunun sözleşmedeki şartları taşımadığı, bu sebeple devirden vazgeçildiği, sözleşme kapsamında … ve …nin ödemesi gereken 10.000,00TL’nin davacı tarafça ödendiği, geçerli bir sözleşme olmadığından ödenen 10.000,00TL’nin icra takibi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulu bulunan belgeler arasında davalı … tarafından davacı … adına tanzim edilen 10.000,00TL bedelli, danışmanlık hizmet bedeli açıklamalı 11/09/2020 tarihli fatura ile keşidecisi …, lehtarı davalı … olan 07/09/2020 tanzim ve 10/09/2020 vade tarihli 12.500,00TL bedelli ve 07/09/2020 tanzim ve 08/09/2020 vade tarihli 10.000,00TL bedelli iki adet bono suretinin de bulunduğu, dinlenen davacı tanıkları, dosya arasına sunulan bilgi ve belgeler hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı …’nın işletmenin devrinde davacı ile davalılara aracılık ettiği, sözleşmenin kurulduğu ve ödenen 10.000,00TL’nin danışmanlık ücreti olduğu, aksinin ise davacı tarafça tüm dosya kapsamına göre ispatlanamadığı, sözleşmenin kurulmasından sonra sözleşmedeki vaat edilen kadar öğrenci bulunmaması sebebiyle sözleşmeden dönüldüğü kabul edilmiştir. Bu itibarla uyuşmazlığın çözümü için davalı …’nın bu danışmanlık ücretine hak kazanıp kazanmadığının belirlenmesi gerekmektedir. TBK’nın 520 ve devamı maddelerinde simsarlık düzenlenmiş olup, 520. Maddesine göre simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Simsarın ücrete hak kazanması ise 521. Maddede düzenlenmiş olup buna göre simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Bu itibarla davalı …nın tarafları bir araya getirerek sözleşmenin kurulmasında aracılık ettiği ve sözleşmenin kurulmasıyla ücrete hak kazandığı, daha sonra tarafların sözleşmeden dönmelerinin davalıya yapılan ödemenin iadesini gerektirmediği sonu ve kanaatine varılmakla davalı … aleyhine açılan davanın ispatlanamadığından reddine, davacının hem alıcıya düşen hem de satıcıya düşen danışmanlık ücretini ödemeyi bono ile üstlendiği, bu itibarla ödenen bedelden davalılar … ve …’nin sorumlu olmadıkları ve iddia olunan şekilde müştereken ve müteselsilen bir sorumluluğun bulunmadığı anlaşılmakla bu davalılar aleyhine açılan davanın ise husumet yokluğundan reddine, kötüniyet tazminatının koşulları oluşmadığından davacının takipte kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından bu talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın her üç davalı yönünden de ayrı ayrı REDDİNE,
2-… ve …nun kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 179,90TL karar ve ilam harcı ile 179,90TL başvuru harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.328,81TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Suç üstü ödeneğinden karşılanan 519,00TL tebligat ve posta giderinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davalılar … ve …’nin kendilerini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 7/2 uyarınca 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara ödenmesine,
6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.28/02/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı