Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/742 E. 2022/1185 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/742 Esas – 2022/1185
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/742
KARAR NO : 2022/1185

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ: 14/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı takip alacaklısı …’ın dava dışı takip borçlusu … Şti. aleyhine Ankara … İcra Dairesi … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, bu icra takibi nedeniyle müvekkil davacı …’ne İİK 89/1 ve 89/2 maddeleri uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiğini, söz konusu haciz ihbarnamelerine müvekkili tarafından itiraz edilmediğini, bu nedenle İİK 89/3 maddesi uyarınca 27/06/2022 tarihli 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin konutta bulunmaması sebebiyle işbu ihbarnamenin, 30/06/2022 tarihinde Tebligat Kanunu 21.maddesi uyarınca muhtara yapıldığını, her ne kadar haciz ihbarnamesi gönderilen müvekkilinin ilk ihbarnamelere itiraz etmemiş ise de, müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığını belirterek, İİK m.89/3 uyarınca borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı müvekkili aleyhine açılan mahkemeniz …esas sayılı dosyasında … Haciz İhbarnamesine itiraz etmiş olup yapılan bu itiraz haksız ve yersiz olduğunu, müvekkilinin Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası numarasına kayıtlı takip başlatıldığını ve yapılan takip doğrultusunda davacıya 89 Haciz İhbarnamelerinden 89/1, 89/2 ve 89/3 gönderilmiş olup davalı bu haciz ihbarnamelerine itiraz etmediğini, sonrasında usul yönünden itiraz süresini kaçırdığını, dolayısıyla, müvekkilinin talep ettiği alacağın hukuken mevcut ve takip edilebilir bir alacak niteliğinde olup, borçlunun açmış olduğu menfi tespit
e-imza e-imza e-imza e-imza

davası haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin alacağının likit ve haklı bir alacak olmasına rağmen davacı tarafından haksız ve mesnetsiz açılan bu dava sebebiyle müvekkilinin alacağını geç tahsil etmesi söz konusu olduğunu, bu sebeple davanın reddine ve İİK m.72/4 uyarınca müvekkilin uğradığı zararın tazmini için davacı borçlunun yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Eldeki davada, Davacı … Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında üçüncü şahıs sıfatıyla kendisine İİK 89. Maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle dava dışı … Şti. ve davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
6102 sayılı TTK’nin 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 18.06/2020 tarih ve 2018/1726 esas, 2020/765 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; İİK’nin 89/3. maddesinin üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nin 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yolunda açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Uyuşmazlıkta, davalı alacaklı tarafından ödenmeyen kira borcuna ilişkin olarak başlatılan icra takibinde üçüncü kişi borçluya, borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnameleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenmektedir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

HMK’nin 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü karşısında, bu durum mahkemece res’en incelenmelidir. İİK’nin 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, yukarıda bahsedilen Yargıtay ve BAM kararları doğrultusunda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek HMK’nin 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı noksanlığı nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, tarafların yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliği ile karar verildi.14/12/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza