Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/730 E. 2023/1080 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/730 Esas – 2023/1080
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/730 Esas
KARAR NO : 2023/1080

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
K.YAZIM TARİHİ: 19/11/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davalı sigorta şirketi nezdinde … poliçe numarası, … acente no ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış, … ait … plakalı aracın …’nin sevk ve idaresinde iken 05.04.2021 tarihinde … … … Caddesi … caddesinde, müvekkili yaya …’na çarpması sonucu, müvekkili …’nun geçici ve sürekli malul kalacak derece ağır yaralandığını, eksik inceleme sonucu hatalı olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında müvekkilin de kusurlu olduğu tespit edilmişse de tespit edilen kusur değerlendirmesini kabul etmediklerini, kaza sebebiyle müvekkili yaya …’na çarpan sigortanız kapmasında bulunan araç sürücüsü …nin tam kusurlu olup, müvekkilinin kusursuz olduğunu, müvekkilinin söz konusu kaza nedeniyle darbe alması neticesinde ağır yaralandığını ve vücudu ağır zarar gördüğünü, oluşan zararlar sebebiyle müvekkilinin uzun süre ıstırap çektiğini, müvekkilinin artık eski sağlığına kavuşması mümkün olmadığını, hayatı boyunca bu sakatlığın kahrını çekeceğini, müvekkilinin kaza sonucunda en azından %100 iş göremez halde olduğu geçici iş göremezlik süresince bakıma muhtaç hale geldiğini, müvekkilinin yaşı, mesleği, geliri ve tüm diğer faktörler birlikte değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketinin limit dahilinde zararın tümünden sorumlu olacağını, aktüerya hesaplamaları sonucunda anlaşılacağını beyan ederek, fazlaya ilişkin talep ve ek dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile, müvekkilinin geçirdiği trafik kazası sonucu yaralanması sebebiyle maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik asgari 1.584,00-TL (müvekkilin uğramış olduğu sürekli iş göremezlik zararı için 100,00-TL, geçici iş göremezlik zararı için 100,00-TL, bakıcı gideri zararı için 100,00-TL ve adli tıp rapor ücreti 1.284,00-TL olmak üzere) maddi tazminat bedelinin (HMK 107. Maddesi gereği belirsiz alacak davasındaki geçici talebimizdir) temerrüt tarihi olan 05/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61, 2918 sayılı KTK’nın 88/1. Ve Türk Borçlar Kanunu’nun 163. maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 100.000,00-TL manevi tazminat bedelinin kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 61, 2918 sayılı KTK’nın 88/1 ve Türk Borçlar Kanunun 163/1 maddeleri gereği, haksız fiilin meydana geldiği 29/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şirketi vekili; dava dilekçesinde bahsi geçen 05.04.2021 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, : … plakalı araç, müvekkil şirkete 20/02/2021 – 20/02/2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numarası ile, müvekkil şirkete Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limiti kişi başına 430.000-TL’dir. Poliçe teminat limitlerinin belirtilmesinde davayı kabul anlamına gelmediğini, müvekkili sigorta şirketinin, üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, müvekkili şirketin, üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan doğan maddi tazminat sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde teminat limit dahilinde söz konusu olduğunu, diğer bir anlatım ile sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa, işletene ve dolayısıyla sigortacıya düşen bir sorumluluk da olmadığını, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini, davacı tarafın trafik kazası sebebi ile meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı,tedavi, bakıcı gideri tazminatı taleplerinin poliçe kapsamında olmadığını, zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları uyarınca dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri sigorta kapsamı dışında olduğunu, faizin hatalı talep edildiğini, müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; müvekkilinin hesaplarına 1.584 tl gibi bir rakam üzerinden ihtiyati haciz kararının uygulanmasına itiraz ettiklerini, bu miktarı mahkeme veznesine depo etmeye hazır olduklarını, müvekkilinin, hali hazırda çalışmakta ve bankalarına gelen bloke nedeniyle iş yapamaz duruma geldiğini, bunun da müvekkilini ilerde telafisi mümkün olmayacak zararlara sokmakta olduğunu, burada ihtiyati haciz kararının amacını aştığını, kusur durumu tespit edilmeden müvekkilinin kusurluymuş gibi, mesnetsiz iddiları kabul etmediklerini, ceza yargılamasında verilen kararların hukuk ve zararın tazmini davalarında bağlayıcılığı bulunmadığını, iş bu hali ile Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesi … Esas Sayılı dosya da verilen kararın iş bu davada bir bağlayıcılığı bulunmadığından itiraz ettiklerini, müvekkilinin tam ve tek kusurlu gösterilmesini de kabul etmediklerini, yeniden kusur tespiti talep ettiklerini, bununla birlikte, olayın gerçekleşme anında müvekkilinin aracında bulunan … ve … olayın gerçekleşme şeklini açıkça gördüklerini, olayın gerçekleşme anında, davacı, olayın gerçekleşme yerinden 15 mt ilerisinde yaya geçiti olmasına ve bu yaya geçitinin bulunduğuna dair tabela olmasına rağmen, yaya geçitini kullanmadığını, aynı zamanda olay anında, ceza yargılamasında da beyan ettikleri üzere, davacının, aracın geldiği yönü kontrol etmeden yola çıktığını, yola çıktığı yerin bir kavşak olduğunu, bu hali kontrolsüz kavşaklarda, her ne kadar araçların sağını solunu ve önünü kontrol etmesi gerekmekte ise, aynı kural yayalar içinde geçerli olduğunu, kaldı ki, somut olayda, yaya, yola çıktıktan sonra , yaya ile beraber yola çıkan diğer yaya aracın geldiğini ve durma mesafesinden daha yakın olduklarını anlar anlamaz, kaldırıma tekrar çıkmış, davacı ise, halen aracın geldiğinden habersiz, karşıya geçme iradesi ile hareket ettiğini, bu hali ile, görüleceği, davacı yayanın dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkilinin aracında da zararlar oluştuğunu, bu zararları talep etme haklarını saklı tuttuklarını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, SGK kayıtları, tarafların ekonomik ve sosyal durum tespiti, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen davacının 29/04/2022 tarihli maluliyet raporu, 16/02/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Davacı hakkında düzenlenen maluliyet raporunda, davacının dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve değerlendirmesi sonucunda; 05/04/2021 tarihinde gerçekleşen kazaya bağlı hastada meydana gelen sağ ayak 3.metatars kırığı dikkate alınarak; 20 Şubat 2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla bedensel özür oranı hesaplandığında, Kas-İskelet Sistemi — 2, Alt Ekstremiteye Ait Sorunlarda Engellilik Oranları — 3.2, Yürüyüş Bozukluğu — Tablo 3.4 – Yürüyüş bozukluğuna göre engellilik oranları:“a. Alt ekstremitede antaljik yürüyüş, basma fazının kısalmasına ilave olarak ayak bileği diz veya kalçada orta – ileri derecede artritik değişikliklerin tespit edilmesi maddesi uyarınca kişinin engel oranının %8 olduğu, 05/04/2021 tarihli trafik kazasına bağlı kişinin bedensel engel oranının %8 olduğu, sürekli olduğu ve sekel halini aldığını, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavi süresince bakıcı ihtiyacı süresinin 1 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde; davalı … plakalı araç sürücüsü …’nin, %75 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nun %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili 10.11.2022 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat yönünden davalı … Şirketi ile anlaştıklarını, yapılan sulh anlaşması nedeniyle davanın maddi tazminat yönünden feragat ile reddine, taraflarca karşı vekalet yahut yargılama gideri taleplerinin olmadığı yönünde hüküm kurulmasını talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde feragate ilişkin özel yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE :
Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ( sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve adli tıp rapor ücreti) ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
05/04/2021 tarihinde, davalılardan …’ın maliki olduğu, … sevk idaresindeki, davalı … Şirketi’nce sigortalı olan … plakalı aracın davacı yaya …’na çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiştir.
… plakalı aracın 20/02/2021 – 20/02/2022 tarihleri arasında davalı sigorta şirketince trafik sigortası poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, aracın kullanım durumunun hususi olduğu, poliçe teminat limitinin ölüm ve sürekli sakatlık için 430.000,00TL olduğu, artan mali sorumluluk kapsamında manevi tazminat için 250.000,00TL limitinin bulunduğu, davacı yanın oluşan zararının tazmini için davadan önce davalı sigorta şirketine 11/05/2022 tarihinde başvurduğu, başvurunun 13/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 8 iş gününün eklenmesiyle davalı sigorta şirketinin 26/05/2022 tarihinde temerrüte düştüğü, başvuruya istinaden herhangi bir ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir.
Dosya arasına alınan Ankara Batı … ASCM’nin … Esas … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, sürücü sanık … hakkında adli para cezasına hükmedildiği, alınan kusur raporuna göre sürücü …’in asli düzeyde, yaya …’nin tali düzeyde kusurlu olduğunun belirlendiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan 15/02/2023 tanzim tarihli kusur raporuna göre, sürücü …in %75 oranında, yaya …’nin %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Kusur belirlemesinin kural ihlallerine uygun ceza dosyasındaki tespitle uyumlu olduğu anlaşılmakla rapor hükme esas alınmıştır.
Davacı hakkında düzenlenen maluliyet raporunda, kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre davacının kazaya bağlı bedensel engel oranının %8 olduğu, sürekli olduğu ve sekel halini aldığını, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavi süresince bakıcı ihtiyacı süresinin 1 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Dava devam ederken davacı yan 10/11/2022 tarihli dilekçesiyle davalı sigorta şirketi ile maddi tazminat yönünden sulh olduklarını beyan ederek maddi tazminat taleplerinden feragat etmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde feragate ilişkin özel yetkisinin bulunduğu görülmüştür. Bu doğrultuda davacı yanın maddi tazminat talepli davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 23/03/2023 tarihli celsedeki beyanı gözetilerek yapılan 15.000,00TL ödemenin hangi alacak kalemine ilişkin olduğu davalı sigorta şirketinden sorulmuş ancak yazışmalara rağmen cevap alınamamıştır. Davalı sigorta şirketince 128.000,00TL maddi tazminat talebi yönünden sulh olunduktan sonra 15.000,00TL ödeme yapılmış olması gözetilerek yapılan ödemenin manevi tazminat teminatı kapsamında yapıldığı kabul edilmiştir. Davacıya manevi tazminat takdir edilirken bu tutar gözetilerek manevi tazminat takdir edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden; davalı sürücünün %75 kusuruyla davacının %8 oranında sürekli malul kalmasına sebebiyet verdiği, bu suretle davacının bir miktar manevi tazminata hak kazandığı değerlendirilmiştir. Davalının meydana gelen trafik kazası sonucu %75 kusuruyla davacının yaralanmasına sebebiyet vermesiyle davacının beden bütünlüğüne zarar verdiği belirlendiğinden, davalının bu eylemi nedeniyle davacının yaşadığı elem ve acı göz önüne alınarak, ruhsal dengesi bozulan davacının uğradığı manevi zararın giderimi amacıyla, paranın satın alma gücü itibariyle belirli bir meblağın davalı araç maliki ve sürücüsünden alınarak davacıya verilmesi suretiyle, davacının zedelenmiş olan yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özlenir kılmamak, davalıları ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin, daha özenli olmaya sevketmek hedeflenerek, günün ekonomik koşullarına göre ve davacının %25 oranındaki kusuru da dikkate alınarak takdiren belirlenen 15.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 05/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacının talebi gözetilerek davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Davacının maddi tazminat talepli davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminta talepli davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, takdiren 15.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 05/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden;
a-Alınması gereken 269,85TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.295,59 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davalılar … ve …’ın kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 uyarınca 1.584,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara ödenmesine,
c-Davalı sigorta vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Manevi tazminat davası yönünden;
a-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.024,65TL karar ve ilam harcının, davalılar … ve …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
b-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 gereğince kabul olunan tutar üzerinden takdir ve hesap edilen davacı için 15.000,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
c-Davalılar … ve …’ın kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesi gereğince reddedilen miktara göre hesap edilen 15.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara ödenmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 166,50TL tebligat ve posta gideri ile 1.200,00TL bilirkişi ücreti ile 1.260,00TL adli tıp muayene ücreti olmak üzere toplam 2.626,50TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 387,83TL’nin davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.19/10/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı