Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/726 E. 2022/917 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/726 Esas – 2022/917
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/726 Esas
KARAR NO : 2022/917

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2022
KARAR TARİHİ: 18/10/2022
K. YAZIM TARİHİ: 26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; davalı borçlu tarafından … İcra Dairesinin… E. sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, söz konusu karar ve borçlu tarafın itiraz dilekçesinin taraflarınca öğrenilmiş olup; 1 yıllık yasal süre içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtıklarını, davalı tarafın İcra Müdürlüğü’ne yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı/borçlu taraf adına tescilli aracın müvekkili şirkete ait işyerine getirildiğini ve aracın karavan olarak iç yapımının gerçekleştirildiğini, müvekkilince gerçekleştirilen iç yapım işlemlerine karşılık 25.06.2021 tarihinde fatura kesildiğini, ancak davalı/borçlu yanca aracın karavan iç yapım ödemesi gerçekleştirilmeden aracın müvekkili şirket işyerinden alınarak götürüldüğünü, müvekkilince davalı/borçlu tarafla yapılan görüşmeler neticesinde dahi davalı/borçlu yanın ödeme yapmaktan imtina ettiğini, herhangi bir şekilde müvekkiline ödeme gerçekleştirmediğinden söz konusu faturanın taraflarınca icra takibine konu edildiğini, ancak davalı tarafça takibe haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili ile davacı şirket arasında herhangi bir hukuki ilişkinin olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacı firmayı tanımadığını, müvekkili ile … Şirketi arasında yapılan yazılı sözleşmeye göre müvekkiline ait … model … plakalı aracın iç dizayn, karavan yapılması işi(5 kişilik karavan ) … Şirketi tarafından bedel karşılığında yapılacağını, müvekkili tarafından söz konusu aracın … Şirketi’ne ait işyerine teslim edildiğini müvekkiline ait aracın karavan iç dizayn işi, … Şirketi tarafından yapılıp, yine … Şirketi tarafından 17.07.2021 tarihli fatura düzenlendiğini, müvekkilinin, söz konusu sözleşemeden doğan borcunu … Şirketi’ne ait banka hesabına yatırdığını, müvekkili ile davacı taraf arasında herhangi bir hukuki ilişkinin olmadığını, davacının davalıya karşı haksız ve mesnetsiz bir icra takibi başlatıldığını, bu nedenle davanın müvekkili yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, dava dilekçesindeki beyanların gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili …’un kendi adına kayıtlı olan plakalı … model … marka aracın karavana dönüştürülmesi için … Şirketi yetkilisi … ile anlaştıklarını, müvekkili ile … Şirketi arasında yapılan sözleşmeye göre ; müvekkiline ait aracın karavana dönüştürülmesi karşılığında, müvekkil … Şirketi’ne işin bedelini ödeyeceğini, müvekkili ile … Şirketi arasında düzenlenen 08.01.2021 tarihli, 16 maddeden ibaret olan yazılı sözleşme düzenlendiğini, bahse konu olan sözleşme imzalandıktan sonra müvekkilinin aracını … ‘un, … Şirketi’ne teslim ettiğini, müvekkilinin aracını karavana dönüştürülmesi, karavan dizayn işi için … Şirketi ile anlaştığını, müvekkili ve eşi …’un davacı şirketi davacı şirketin yetkilisini tanımadığını, müvekkilinin aracının karavana dönüştürülmesi işinin karşılığı olan bedeli … Şirketi’ne ödediğini, davacının belirtmiş olduğu faturanın müvekkiline gönderilmediğini, davacının haksız yere kestikleri faturadan müvekkiline karşı icra takibi başlatıldıktan sonra kendisine tebliğ edilen ödeme emrinden öğrendiğini, müvekkilinin, aracını karavan olarak teslim aldıktan sonra … şirketi’ ne kalan diğer ödemelerini de yaptığını, davacının sözleşmenin tarafı olmadığını, kendi aralarındaki sözleşmeden bile habersiz olduklarını, bildikleri halde söz konusu icra takibini müvekkiline karşı başlattığını, davacı taraf ile … Şirketi arasında yapılan sözleşmede müvekkilinin herhangi bir taraf olmadığını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir yazılı/ sözlü anlaşma yapılmadığını, davacının … Şirketi ile anlaşma yaptığını, başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili hakkında açılmış bulunan iş bu itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
…İcra Dairesi – … E. Sayılı İcra Dosyası, faturalar, sözleşme suretleri ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklı başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti ise dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir ve bu durumda dava ret veya kabul ile sonuçlanır. Başka bir anlatımla dava şartların işin esasının incelenmesine engel teşkil eder mahiyetteyken bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne girilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Sıfat, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur (KURU, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.I., İstanbul 2001, s. 1157 vd.). Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da, açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Dava şartının eksik olması halinde nasıl bir usul işlemi yapılacağı, 6100 sayılı HMK’nin 115. maddesinde belirlenmiştir. Anılan maddenin ikinci fıkrasında “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. 6100 Sayılı HMK’nin 114.maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemenin, her dava açıldığında davacının dava açmakta hukuki yarar bulunup bulunmadığını kendiliğinden incelemesi gerekir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı alt yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Davacı taraf; alt yüklenici, dava dışı … Şirket ise yüklenici olup davaya dayanak sözleşmeden kaynaklı taleplerini aralarında sözleşme ilişkisi bulunmayan davalı iş sahibinden talep etmiştir. Taraf iddiaları ve dosya kapsamındaki fatura örnekleri ve sözleşme incelendiğinde; Davacı takibe konu faturalardaki ticari eser sözleşmesinden kaynaklı karavan iç yapım işini dava dışı … Şirket yetkilisine teslim ettiğini, davalı ise davacı ile aralarında hukuki ilişki bulunmadığını dava dışı … Şirket ile sözleşme ilişkisi bulunduğunu karavan yapım işinden kaynaklı ödemenin sözleşme tarafı olan dava dışı şirket ile yapıldığını ileri sürerek fatura ve sözleşme suretini dosyaya sunarak davacıya borcu bulunmadığını beyan ettikleri görülmüştür.Eldeki davada davacının faturayı davalı adına düzenlediği ,karavanın ise dava dışı şirkete teslim edilmesi bir arada değerlendirildiğinde taraflar arasında akdi ilişki (iş sahibi yüklenici ilişkisi) bulunmadığı, davacının iddiasını sözleşme ile kanıtlayamadığı ve davacıya karavan yapım işini dava dışı şirketin verdiği davacı ile dava dışı şirket arasındaki hukuki ilişki bulunduğundan sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereği davalıya husumet yöneltemeyeceğinin kabulü ile Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerektiğinden Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerektiğinden davacının akdi ilişkiyi ispat edemediğjinden davalının davacı ile dava dışı şirket arasındaki akdi ilişkinin tarafı olmadığından 3.kişi olduğundan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.365,62 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.284,92 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Zorunlu arabuluculuk kapsamında, Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 7/2 uyarınca 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.18/10/2022

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.