Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/709 E. 2022/1072 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/709 Esas – 2022/1072
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/709 Esas
KARAR NO : 2022/1072

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 29/06/2022
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
K. YAZIM TARİHİ: 05/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili sigorta şirketinde … nolu Kobi Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan … Mah. … Cadde No: … …/… adresindeki işyeri için 22.01.2021 tarihinde izolasyon eksikliği sebebiyle sızan sular neticesinde dâhili su hasarına maruz kalındığını, söz konusu hasar nedeniyle yaptırılan ekspertiz sonucunda sigortalıya 27.698,71 TL hasar tazminatı ödendiğini, söz konusu hasarın meydana geldiği işyeri … ve … Ortaklığı tarafından kiralanmış olup, işyerinin yer aldığı taşınmazın hissedarı olan malikler ve yüklenici sıfatıyla davalı … Şirketi arasında 14.05.2019 tarihinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı tarafın belge ve projelerdeki hata, atlama veya saptırmadan dolayı oluşacak her türlü zarardan arsa sahibine ve üçüncü şahıslara karşı sorumlu olduğunu, buna göre davalı tarafın izolasyon eksikliği sebebiyle meydana gelen zarardan dolayı sorumlu bulunduğunu, TTK 1481. maddesine göre söz konusu kaza sonucunda oluşan hasar nedeniyle sigortalıya ödenen 27.698,71 TL hasar tazminatının, bu kanun hükmüne göre davalıdan rücuen tahsilinin talebi ile işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, müvekkili Şirketin her ne kadar davalı tarafa rücu talebinde bulunmuşsa da herhangi bir geri dönüş alamadığını, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 27.698,71 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte rücuen davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanmasından ve arabuluculuk sürecinin vekaleten taraflarınca yürütülmesinden dolayı maktu arabuluculuk vekalet ücretinin ve mahkeme vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili firmanın, … Mah. … .Cad. … …/… adresinde bulunan yapının yüklenici firması olduğunu, davacı iddialarını kabul etmediklerini, yapının, mimari projesine uygun olarak, statik ve mekanik ve sair tüm projelerine uygun imal edildiğini, 30’dan fazla işyerin olduğu yerde sadece davacının işyerinde izalasyon eksikliğinden bahsetmenin kabul edilemeyeceğini, mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesinden de anlaşılacağı üzere, müvekkili firma dışında, dükkanda projesine aykırı olarak, çatı ve ara bölmelerde yıkım ve imalatlar yapılmış olup; iddia olunan hasar durumunun bu haksız eylemden kaynaklı olduğu kanaatinde olduklarını, aksi yöndeki hiçbir iddiayı kabul etmediklerini, diğer yandan dayanak eksper raporu ve sair beyanları kabul etmediklerini, afaki ürün hasarından bahsedildiğini, yapı basit bir tamirci dükkanı olup; iddia olunduğu gibi orada stok malzeme olduğu iddiasını da kabul etmediklerini, müvekkili firmanın, proje kapsamında başka kiracılara da taşınmaz kiraladığını, ancak herhangi bir sorun veyahut bir şikayet olmadığını, davacı tarafın asli kusurlu olup müvekkili firmanın hiç bir sorumluluğu olmadığını, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı şekilde açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta Poliçesi, hasar dosyası, sulh protokolü ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, kobi paket sigorta poliçesi kapsamında ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından 26/10/2022 tarihli dilekçe ekinde taraflar arasında düzenlenen sulh protokolü ve 40.650,00 TL’nin ödendiğine dair dekont sunulmuştur. Davacı vekili, davacı ile davalının sulh olduğunu, davanın konusuz kaldığını, tarafların birbirlerinden masraf ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı ve davalı taraf ile sulh olduklarını belirtilerek bu doğrultuda karar verilmesi talep edilmiş, dilekçe ekinde taraflar arasında imzalanan Sulh Protokolüdür başlıklı sulh sözleşmesi dosyaya ibraz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 313/1.maddesinde “sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir” şeklinde sulh tanımlanmıştır. Sulhun etkisi başlıklı 315. maddesinde ise; “(1)Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur, Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. (2) irade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hallerinde sulhün iptali istenebilir.” denilmiştir.
Netice itibarıyla, sunulan sulh protokolünde, davacı ve davalı vekillerinin e- imzasının bulunduğu, taraf vekillerinin vekaletnameleri kapsamında sulh olma özel yetkisinin bulunduğu, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı sulh yoluyla sona erdirdikleri anlaşılmakla, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu itibarla, dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Dava nedeni ile alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken yatırılan 473,03 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 392,33 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların karşılıklı olarak vekalet ücreti talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/11/2022

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.