Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/702 E. 2023/1192 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/702 Esas – 2023/1192
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/702 Esas
KARAR NO : 2023/1192

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ: 09/11/2023
K. YAZIM TARİHİ: 01/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında müvekkiline ait …’da iş yaptığı … Şantiyesinde montajlama işlemi yapılmak üzere bir kısım tezgah ve tezgah panellerinin …’dan …’a taşınması konusunda nakliye anlaşması yapıldığını, nakliyesi yapılacak tüm ürünlerin müvekkili şirket operasyon yöneticisi ve yetkililer tarafından kamyon üzerinde paletlere sabitlendiğini ve streç film ile paketlendiğini, müvekkili şirketin yıllardır bu şekilde paketleme, istifleme işlemleri yaptığını, bu zamana kadar defalarca yapılan nakliye işlemleri esnasında ürünlerin hasara uğramadığını, … plakalı kamyon sürücüsü …’ın ürünleri teslim alarak, …’a doğru yola çıktığını, ancak taşıma esnasında 9.632,35 USD değerinde … Akrilik tezgah cinsi ürünlerin hasar gördüğünü, teslimat adresinde, hasar gören ürünlere ilişkin müvekkili şirketin … Şantiyesi sorumlusu … tarafından tutanak tutulduğunu, 71 adet el yıkama lavabosundan bir kısmı kırık olan ürünlerin iade edildiğini, nakliye aracının şoförü … tarafından da imzalandığını, daha sonra, davalı tarafa müvekkili tarafından Sincan … Noterliği … yevmiye numaralı 09.04.2021 Tarihli ihtarname ile meydana gelen hasarın rücu edileceğinin ihtar edildiğini, davalı firmaya gönderilen ihtarnameye rağmen emtiada meydana gelen hasarların bedelinin ödenmediğini, müvekkili şirkete ait ve taşıma esnasında emtiaların tam, eksiksiz ve hasarsız teslimi yükümlülüğü altında bulunan davalının, hasardan kaynaklanan zararları ödemekten kaçınınca Ankara Batı İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğunu belirterek, davalının icra takibinde yer alan borca ve yetkiye yönelik haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu miktar üzerinden asıl alacak, takipten önce işlemiş faiz ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işlemiş avans faiz ve diğer icra masrafları yönünden devamına, davalının itiraz ettiği kısma ilişkin olarak %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından işbu davanın haksız fiilden kaynaklandığı ileri sürülerek yetkili İcra Dairesi’nin ve Mahkeme’nin Ankara Batı İcra Daireleri ve Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu belirttiğini, ancak bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili ve davacı arasında meydana gelen uyuşmazlığın taşıma işi esnasında meydana gelen hasardan kaynaklandığını, bu kapsamda, taraflar arasında taşımacılığa ilişkin anlaşmaya varıldığını ve fatura düzenlendiğini, taraflar arasında düzenlenen fatura ve anlaşma nedeniyle söz konusu uyuşmazlığın haksız fiile dayalı değil, sözleşmeye dayalı olduğunu, zira iş bu somut uyuşmazlıkla birebir örtüşen birçok olayda Yargıtay tarafından uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklandığına yönelik kararlar verildiğini, bu kapsamda; sözleşmeden kaynaklanan alacak bakımından yetki incelemesi yapılması gerektiğini belirterek, davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak ise, Müvekkilinin taşımacılık işine ilişkin tüm sorumluluklarını eksiksiz yerine getirdiğini, ortaya çıkan zararların davacının kusurlu hareketi neticesinde meydana geldiğini, nakliyesi yapılacak malların, davacının da ikrar ettiği üzere davacı şirkete ait operasyon yöneticisi ve yetkililer tarafından yüklendiğini, akrilik tezgah ve tezgah panellerinin sabitlenmemesi, istiflemelerinin gelişigüzel yapılması, ahşap taşıma paletlerine yerleştirilmesi işleminin doğru bir paketleme ve ambalajlama sayılamayacağını, yükün ağırlığına ve büyüklüğüne karşın hassas, kırılabilir parçaları varsa bunları muhafaza altına almanın davacının yükümlülüğünde olduğunu, davacı tarafça hatalı paketleme ve istifleme yapılması ve sabitleme yapılmaması hususları dikkate alındığında, zararın davacının kusurlu eylemi neticesinde ortaya çıktığından, müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkilinin sorumluluğu kabul edilecekse de, bu sorumluluğun sınırlı sorumluluk ilkesine dayanması gerektiğini beyan ederek davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine, takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklı davacı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, vergi dairesi kayıtları, BA-BS formları, 31/01/2023, 12/06/2023 ve 11/10/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, taşıma sözleşmesi kapsamında sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğranılan zararın tazmini amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizin 2021/722 Esasına kayden açılan davada yapılan yargılamada, mahkememizin 13/01/2022 tarih 2021/722 Esas 2022/45 Karar sayılı ilamı ile verilen yetkisizlik kararı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 16/06/2022 tarih ve 2022/733 Esas 2022/839 Karar sayılı ilamıyla kaldırılmış, dava dosyası mahkememiz esasının yukarıdaki sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalının tacir sıfatının tespiti amacıyla … Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen 15/10/2021 tarihli cevabi yazıdan; …’nun 02/01/2012 tarihinden itibaren “Zemin ve Arazi Hazırlama, Alanın Temizlenmesi ile Kazı ve Hafriyat İşleri”, “Kara Yolu ile Şehirler Arası Yük Taşımacılığı” ve “Hayvansal veya Bitkisel Gübrelerin Toptan Ticareti ile Taş, Kum, Çakıl Mıcır, Kil, Kaloin vb. İnşaat Malzemeleri Toptan Ticareti” faaliyetlerinden dolayı ticari kazanç yönünden gelir vergisi mükellefi olduğu, 2019 takvim yılında işletme hesabı esasına göre, 2020 takvim yılından itibaren Bilanço esasına göre defter tuttuğunun bildirildiği, dolayısıyla davalının tacir olduğu anlaşılmıştır.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) aleyhine 18/06/2021 tarihli ödeme emri ile 9.632,35-USD (1 USD=8.6201TL ) 83.031,82TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 01/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 05/07/2021 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 20/09/2021 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla dosyaya kazandırılan 31/01/2023 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda ve itiraz üzerine alınan 12/06/2023 tarihli ek raporda özetle; “…Davacı tarafından davalı … —… firması aleyhine başlatmış olduğu Ankara Batı İcra Dairesi … Esas sayılı dosyada 18.06.2021 tarihinde başlatılmış olan 83.801,44 TL’den takibe devam edilebileceği, icra inkar tazminatı konusunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
İş bu raporlara taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, düzenlenen 11/10/2023 tarihli 2. ek raporda özetle; “…Kök raporumuzla aynı görüş ve kanaatle, icra İnkar tazminatı konusunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Raporda yer verilen yasa ve yönetmelik maddeleri ile Yargıtay içtihatlarının hukuki yorum niteliğinde olmayıp olayın meydana gelmesine etkili olan hususlara ilişkin mevzuata aykırılıkların neler olduğunun gösterilmesi amacıyla kullanıldığı, hukuki değerlendirmenin ve nitelendirmenin sayın Mahkemenin takdirinde olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı ile davalı arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu, dava konusu taşımanın davalı fiili taşıyıcı tarafından gerçekleştirildiği, taşıma sırasında taşınan eşyanın taşıma sırasında hasarlandığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise ne miktarda sorumlu bulunduğu hususlarında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın hasara uğramasından doğan zararlardan sorumlu olup, aynı Kanun’un 888/1. maddesine göre de taşıma, kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiili taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi de eşyanın hasarı nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan, asıl taşıyıcı gibi sorumlu bulunmaktadır. Maddenin devamında ise fiili taşıyıcının, taşıma sözleşmesinden doğan asıl taşıyıcıya ait bütün def’ileri ileri sürebileceği hüküm altına alınmıştır. Dava konusu uyuşmazlık bakımından TTK’nın 863/1. maddesine de değinilmesi gerekmektedir. Anılan madde, “Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmünü havidir. Söz konusu maddenin gerekçesinde, yükleme ve boşaltmanın gönderene yöneltilen kanunî bir yükümlülük olduğu, yüklemenin, eşyayı araca koymayı, istiflemeyi, bağlamayı, sabitlemeyi içerdiği, taşıyıcının ise denetleme yükümünün bulunduğu belirtilmiştir. TTK’nın 863/1 maddesinin gerekçesinden de anlaşılacağı üzere yüklemeden kaynaklanan sorumluluk kural olarak gönderene ait ise de taşıyıcının da yüklemenin, taşınan malın ve aracın vasıflarına uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığını nezaret yükümü bulunmaktadır. Gerçekten de TTK’nın 878/1-c maddesinde hasarın, eşyanın gönderen tarafından yüklenmesinden kaynaklanması hali, taşıyıcıyı sorumluluktan kurtaran hallerden biri olarak öngörülmekte ise de istikrar kazanmış Yargıtay kararlarında, yüklemenin gönderene ait olması halinde dahi taşıyıcının da gözetim ve denetim yükümlülüğünün bulunduğu ve bu nedenle yüklemeden kaynaklanan hasarlarda gönderenle birlikte müterafik kusurlu olduğu kabul edilmektedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07.03.2016 tarih, 2015/7457 E.,2016/2437 K.-19.11.2013 tarih, 2013/6260 E., 2013/20837 K.-08/01/2018 tarih, 2016/4836 E. 2018/28 K. Sayılı ilamları).
Dava konusu somut olaya gelince; tüm dosya kapsamından TTK 863/1.maddesine göre aksine bir hüküm ya da belge bulunmaması gözetilerek yüklemenin davacı tarafından yapıldığının kabulü gerekmektedir. Ancak az yukarıda bahsedilen Yargıtay içtihatları, madde lafzı ve madde gerekçesinden davalının da ‘işletme güvenliği’ ilkesi uyarınca nezaret yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu kapsamda davalının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişilerden iki kez ek rapor alınmış ancak bilirkişiler somut olarak tespitte bulunulmadığından mahkememizce taşınan eşyaların akrilik tezgah olması, dosyaya sunulu fotoğraflardan ve bilirkişi raporundaki tespitlerden yüklemenin tahta paletlerle yapılmış olması nedeniyle hasarın meydana geldiğinin sabit olması, her ne kadar davalının trafik ihlali gibi bir kusuru dosyada sabit olmasa da davacının hatalı yükleme ve istiflemeyi yaptığının kabulü nedeniyle bu yüklemeye karşı nezaret yükümlülüğününü yerine getirmemesi nedeniyle davalının takdiren %50 müterafik kusurlu olduğu mahkememizce kabul edilmiş, oluşan hasarın ve ekspertiz raporunun piyasa rayiçlerine uygun olduğunun bilirkişilerce tespiti karşısında tarafların oluşan hasardan %50’şer kusurlu olduğu ve takip konusu alacak likit nitelikte bulunmadığından icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. (Benzer yönde Yargıtay 11.HD 2016/4836 esas, 2018/28 karar sayılı ilamı, Ankara BAM 20.HD 2018/843 esas, 2019/908 karar ve 2017/1168 esas 2018/820 karar sayılı ilamları)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE ; Davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın 4.816,18 USD yönünden iptaline, icra takibinin 4.816,18 USD üzerinden takip talebindeki şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Takip konusu alacak likit nitelikte bulunmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 2.829,34TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.015,96TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.813,38 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.360,00 TL’nin, 680,00TL sinin davalıdan, 680,00TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.015,96TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.083,76TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 2.000,00TL bilirkişi ücreti, 214,20TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.214,20TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.107,10TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 17.900,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 17.900,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/11/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza