Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/680 E. 2023/320 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/680 Esas – 2023/320
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/680 Esas
KARAR NO : 2023/320

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2022
KARAR TARİHİ: 14/03/2023
K. YAZIM TARİHİ: 20/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin LPG tüpü satışı yaptığını, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin davalıdan 5.048,00 TL bakiye alacağının bulunduğunu, bu alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun borca itirazı nedeniyle takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, davanın kabulü ile … İcra Dairesi’nin … E. sayılı takibe yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itiraz nedeniyle borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, müvekkilinin üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini beyan ederek davacının haksız davasının reddine, davacı aleyhine İİK madde 67/2 uyarınca reddolunan miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, 09/01/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti celp edilmiş, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 17/01/2022 tarihli ödeme emri ile 5.048,00 TL asıl alacak, 161,81 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.209,81 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine, davalı vekilinin 01/02/2022 tarihli itirazı nedeniyle icra takibinin 02/02/2022 tarihinde durdurulduğu, eldeki davanın 23/06/2022 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği cari hesaptan kaynaklanan toplam 5.048,00 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Davacı ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve 2/16/2310 E.2017/2537 K sayılı ilamı).
Taraflara ticari defter kayıtları ile celp edilen BA-BS formları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 09/01/2023 tarihli raporda özetle; Daosya kapsamı ve tarafların kayıtlarının incelenmesi neticesinde; Davacının … İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyası kapsamında davalıdan olan 5.048,00 TL bakiye asıl alacak 161,81 TL işlemiş faiz ile birlikte taplam 5.209,81 TL toplam alacağını 17.01.2022 tarihli ilamsız takiplerde ödeme emri ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile birlikte talep ettiği, dosya kapsamında davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir belgesinin bulunmadığı,
Davacının 2020-2021 yılları kayıtlarına göre; davacının davalı adına düzenlediği BS formu ile beyan ettiği faturaları davalı hesabına borç kaydettiği, muavin hesap hareketleri incelendiğinde icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.048,06 TL bakiye alacağının olduğu,
Davalının 2020-2021 yılları kayıtlarına göre; davalının BA formu ile beyan ettiği davacı faturalarını davacı hesabına alacak kaydettiği, muavin hesap hareketleri incelendiğinde icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya 4.648,06 TL borçlu olduğu,
Taraf kayıtları karşılaştırıldığında kayıtlar arasında 400,00 TL bakiye fark bulunduğu, bu farkın davalı kayıtlarında 20.06.2020 tarihli … yevmiye numaralı 400,00 TL tutarlı davalının nakit ödeme kaydından kaynaklandığı, söz konusu nakit ödemenin davacı kayıtlarında bulunmadığı, ancak söz konusu tutara ilişkin davalı tarafından dayanak ödeme belgesinin de sunulamadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu alacak, 3 adet faturaya dayalı alacağa dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır. Tarafların 2020 ve 2021 yılı BA/BS formlarının karşılaştırılması neticesinde ise; tarafların bu kayıtlarının da uyumlu olduğu, Yargıtay 19.HD 2016/7490 esas, 2017/2932 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bu hususun fatura konusu malların teslimine karine teşkil ettiği, ve aksinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Bu itibarla da taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır.
Davalı tarafın kayıtlarında davacı tarafın kayıtlarından farklı olarak 400,00 TL ödeme kaydı bulunsa da, tek taraflı tutulan ticari defterlerinde kayıt bulunmasının tek başına ödemeyi ispat edemeyeceği, davalının ödeme belgesi sunmadığı anlaşıldığından bu miktar yönünden davalının ödemeyi ispatlayamadığı kabul edilmiştir.
Tüm bu açıklamalar, HMK’nın 222 . Maddesi ve belirtilen Yargıtay kararları ışığında davanın kabulüne ve talep gibi takibin 5.048,00 TL asıl alacak üzerine birikmiş faiz olmaksızın devamına, faturaya dayalı alacak olduğu gözetilerek icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ; Davalının, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin işlemiş faiz olmaksızın 5.048,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-5.048,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 344,82 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 264,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 80,70TL peşin harç olmak üzere toplam 172,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 38,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.138,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.048,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.14/03/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza