Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/679 E. 2022/906 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/679 Esas – 2022/906
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/679 Esas
KARAR NO : 2022/906

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2022
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
K.YAZIM TARİHİ: 20/10/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; oğlunu 3 yıl davalının okulu … Lisesine yolladığını, tüm senetlerini verdiğini ve borçlarını ödediğini, ancak son 2 sene Corona salgını nedeniyle 2. Dönemleri Milli Eğitim Bakanlığının online sistemine geçtiğini ve okul idaresinin son iki senenin 2 dönemlerinde yaklaşık 7 aylık yemeği otomatik olarak vermediğini, bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ve Özel Okullar Genel Müdürlüğünün yemek paralarının iadesi kararı olmasına rağmen okul idaresinin yemek parasını senetlerden düşmediğini ve iade de etmediğini, pandemide Milli Eğitim Bakanlığınca, Sağlık Bakanlığınca ve İç İşleri Bakanlığınca okula gitmenin yasaklandığı tarihlerde izinsiz ve habersiz ve oğlu karantinada olduğu tarihlerde kendisine de tebligat yapılmadığını görüşünün alınmadığı halde 20-25 gün bir telafi eğitim açtıklarını iddia edip bu kursa gelenlere yemek dağıtıldığı iddia edildiğini, kanunsuz ve sebepsiz zenginleşme ve velileri zarara uğratmak maksadıyla açıldığı iddia edilen ve herhangi bir tebligatı ve Milli Eğitim Bakanlığının izni olmayan sözde telafi eğitiminde verdikleri iddia edilen ancak faydalanmadıkları ve yemedikleri yemeğin parasının yasa dışı alınıp kendisine iade edilmediğini, yine kanunla KDV düşüp KDV farkının iadesinin yasal zorunluluk olmasına rağmen bu yasal zorunluluğunda okul idaresince yerine getirilmediğini beyan ederek, 2019-2020; 2020 -2021 Eğitim ve Öğretim yıllarına ait okulların resmi olarak kapatıldığı tarihlerdeki yemek bedellerinin mahkemece tespitine, iadesi zorunlu KDV miktarının tespitine, bunların düşüldükten sonra kendisinin icraya konan senetlerine ait borcunun olup olmadığının tespitine, borcunun olmadığı tespit edildiği takdirde, bedelsiz kaldığı halde icraya konan senetlerinin iptaline, %20 tazminatın kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; taraflar arasındaki eğitim sözleşmesinden kaynaklı hizmete dayalı senetlerin ticari iş niteliğinde olmayıp, dava konusunun tüketici hukukuna dayandığını, dolayısıyla usül yönünden davaya tüketici mahkemelerinin bakmakla görevli olduğunu, davacının, davalı müvekkili kuruma gelerek 2019-2020 ve 2020-2021 tarihine kadar sürecek olan eğitim için, 05.02.2019 tarihli sözleşme gereğince, küçüğün koleje kaydını yaptırdığını ve ödemelere ilişkin senetler düzenlendiğini, söz konusu senetlerin, bedelsiz kalmış senetler olmayıp, davacının iddiaları asılsız ve hukuktan yoksun olduğunu, davacının, borcunu ödemekten imtina ettiğini, bu durum karşısında, kalan 2.500,00 TL borcun tahsili için davacı hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, dava dilekçesinde, 2019-2020 ve 2020-2021 eğitim ve öğretim yıllarına ait KDV ve yemek bedellerinin iadesini istemiş ise de, dünyayı ve beraberinde ülkemizi saran COVID-19 virüsü sebebiyle ülkemizde 16.03.2020 tarihinden itibaren pandemi ilan edilmiştir. Buna göre de 30 Ağustos 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2913 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile sadece 2020–2021 arası yani 1 Eylül 2020-30 Haziran 2021 dönemine ilişkin eğitimler için “Özel Okul ve Üniversitelerde KDV Oranı %1 olarak düzenlendiğini, dolayısıyla davacının 2019-2020 arası (09 Eylül 2019 -19 Haziran 2020) dönemini de kapsayacak şekilde KDV ve yemek bedeli indirimini talep etmesi hukuka aykırı olduğunu, davacının, sürekli pandemiyi ve karantinayı bahane etmesi, kolej öğrencisi olması durumunu fırsata çevirmesi ve keyfi davranışlarıyla telafi eğitimlerine dahi katılmaması, davacı ebeveynin sorumluluğu ve kontrolünde olup ve davacının verilen ek hizmetten haberdar olduğu halde yine kendi sorumsuzluluğunu, davalı yana yüklemeye çalışarak yemek ücret indirimi talep etmesi kabul edilebilir durum olmadığını, “MEB ve Sağlık Bakanlığınca okula gitmenin yasaklandığı tarihlerde izinsiz ve habersiz telafi eğitimi açtıklarını” cümlesi ile bile kötü niyetli olup, söz konusu telafi eğitimi (MEB) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nün belirlediği tarihlerde yapıldığını, davacının, sırf borçtan kurtulmak adına asılsız iddialarda bulunduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, davacının 2019-2020/2020/2021 tarihleri arasında eğitim ve öğretim yıllarına ait okulların resmi olarak kapatıldığı tarihlerdeki yemek bedellerinin tespiti ile icra dosyası kapsamına konu senetlere ait borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Bono TTK’da düzenlenmiş ise de, 28/05/2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 23/06/2022 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, dava konusu bonoların davacının oğlunun davalıya ait okulda göreceği eğitim bedeliyle ilgili olarak düzenlendiği hususunun, hem dava dilekçesi hem de davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesindeki açıklamalardan anlaşıldığı, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, davalı aralarındaki işlemin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Buna göre uyuşmazlığın 6502 sayılı yasanın 73. maddesi uyarınca Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Görev dava şartıdır ve davanın her safhasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/10/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı