Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/637 E. 2022/864 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/637 Esas – 2022/864
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/637 Esas
KARAR NO : 2022/864

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2021
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
K.YAZIM TARİHİ: 07/11/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; yüklenici … ile davalı arasında … ilçesi, … mahallesi … ada … parsel üzerine … adet bağımsız dubleks konut ve müştemilatı ile alt yapı ve çevre düzenlemesinin yapılması için … Noterliğinin …/… yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ile Villa Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin” akdedildiğini, sözleşmeye göre … adet bağımız bölüm sahibi olacağının kararlaştırıldığını, 01.03.2011 tarihinde inşaat yapım sözleşmesiyle işin taşeron firma olarak müvekkiline verildiğini, sözleşmenin eki sayıldığını, yüklenici ve işveren kooperatifin 27.04.201 tarihinde proje değişikliğine gittiklerini, işin yapım süresinin 1000 gün olarak kararlaştırıldığını buna göre inşaatın bitim süresinin 31.12.2013 tarihi olduğunu, ayrıca proje değişikliği sebebiyle imalat programının kesintiye uğradığını, gecikme yaşandığını, davacının zarar ettiğini, akabinde davalının sözleşmeyi tek taraflı ve haksız olarak 02.10.2020 tarihinde feshettiğini, müvekkilinin haksız fesih nedeniyle zarara uğradığını, sözleşmenin 24.maddesine göre sözleşmenin kooperatif tarafından haksız olarak feshi durumunda toplam ihale bedelinin %5 oranında tespit edilecek olan hak mahrumiyet bedelini hiçbir şart öne sürmeksizin ödemeyi taahhüt edildiğini beyan ederek, şimdilik 1.000,00 TL hak/kar mahrumiyet bedelinin davalıdan tahsili ile gecikme cezasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davacının sözleşmeye göre inşaatı 24 ay içerisinde tamamlaması gerektiğini, aradan 10 yıl geçtiğini, inşaatın tamamlanamaması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, feshin haklı olduğunu, inşaatın durumunun Batı … Sulh Hukuk Mahkemesinin … d.iş sayılı dosyası ile tespit ettirildiğini, davalının ticari bir şirket olduğunu, defterlerin resmi olarak tutulduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi ve villa karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında sözleşmenin feshinin haksız olup olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 26. maddesi kapsamında hak mahrumiyeti tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususundadır.
Ankara Batı …AHM’nin …E-…K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır.
Davalı tarafça süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesiyle yetki ilk itirazında bulunulmuş, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğu ifade edilmiştir. Görevsizlik kararı veren Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesince 26/11/2021 tarihli ön inceleme duruşmasının 3 nolu ara kararı ile yetki itirazının reddine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 6. Maddesinde “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”, 10. Maddesinde ” Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. ” düzenlemelerine yer verilmiştir. Yasanın 17. Maddesinde de yetki sözleşmesi düzenlenerek “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılır.” denilmektedir. Yasanın 18. maddesinde de, yetki sözleşmesinin geçerlik şartları açıklanmıştır. Somut uyuşmazlıkta, tacir olan taraflar, 01/03/2011 tarihli sözleşmenin 30. Maddesinde “Bu sözleşmenin ve eklerinin uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlıkların çözümünde Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir” şeklinde yetki sözleşmesi akdetmişlerdir. Yazılı sözleşmede, yetkili olmasını istedikleri mahkemeyi Ankara mahkemeleri olarak bildirmişlerdir. Düzenlenen yetki sözleşmesinin tarafların tacir olması, yazılı olarak yapılması ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir uyuşmazlık hakkında düzenlenmiş olması sebebiyle geçerli olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar görevsizlik öncesi yetki itirazı reddedilmişse de, davalı kooperatifin o tarihte tacir kabul edilmiyor olması sebebiyle geçerli bir yetki sözleşmesinden bahsedilemeyeceğinden reddedilmiş olduğu, daha sonrasında Kooperatiflerinin tacir olup olmadığı konusunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 12.11.2021 tarihli 2020/2 Esas-2021/3 Karar sayılı kararı ile “Kooperatiflerin nitelikleri itibariyle ticari şirketi ve bir ticari işletmenin işletilmesi kriterinden bağımsız olarak tacir oldukları, tek amacı kar elde etmek olmamakla birlikte kooperatiflerin, ortakların ekonomik faaliyetlerini geliştirmeyi amaçlayan ticari bir ortaklık olduğu, kooperatif şirketinin 6102 sayılı TTK’nin 124. maddesinde ne şahıs ne de sermaye şirketleri arasında gösterilmemiş olmasının kanunun açık lafzı karşısında kooperatifin ticari şirket sayılmasın engel olmadığı, TTK’nın 124/1 maddesi ile de ticaret şirketi niteliğinde olduğunun bir kez daha teyit edildiği, kooperatifin tacir sayılamayacağı yönündeki yorumun kanuna aykırı bir yorum faaliyeti olduğu” kabul edilerek kooperatiflerin/yapı kooperatiflerinin 6102 sayılı TTK kapsamında tacir/ticaret şirketi sayılacaklarına karar verilmiş olduğundan yetki sözleşmesinin koşullarının oluştuğu ve mahkememizce önceki tespitle bağlı kalınmayarak yetki itirazının değerlendirilmesi gerektiği kabul edilerek davalının süresinde yaptığı yetki itirazı nedeniyle, iş bu davaya bakma yetkisinin Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olduğu sonuç ve kanaatine varılarak Mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.
06/10/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı