Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/628 E. 2022/955 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/628 Esas – 2022/955
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/628 Esas
KARAR NO : 2022/955

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 2-
3-
VEKİLİ :
DAVALI : 4-
VEKİLİ :
DAVALI : 5-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 6-
7-
8-

DAVA : Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2017
KARAR TARİHİ: 25/10/2022
K. YAZIM TARİHİ: 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; Ankara Batı İş Mahkemesinin …E. ve … K. sayılı ilamında belirtilen, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca, dava dışı işçi …’a ödenen 9.634,15-TL.’nin, şimdilik 400 TL.’sinin: 50 TL.’sini davalı .. Şti.’den, 50 TL.’sini davalı … Şti’den, 50 TL’sini davalı … Şti.’den, 50 TL’sini davalı … Şti’den, 50 TL’sini davalı … ve … A.Ş.(… A.Ş.)’den, 50 TL’sini davalı … Şti.’den, 50 TL’sini davalı … Şti. ve 50 TL’sini davalı .. Turzm. Sayılı kanununa göre hesaplanacak faizi ile birlikte rücuen tahsili ile müvekkil belediyeye ödenmesi talep etmekle , iş bu davanın halen devam etmekte olan konusu ve tarafı aynı olmasından dolayı fiili ve hukuki irtibat bulunan Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosya ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Talep gereğince Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, 20/02/2019 tarihinde Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas (yeni … esas) sayılı dosyası üzerinden verilen 19/01/2022 tarihli ek karar ile, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas (Yeni … Esas) sayılı dosyası üzerinden verilen hükümde birleştirilen Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası hakkında sehven bir hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, haklı ve yerinde görülen davacı vekilinin talebi doğrultusunda bir karar verilmek üzere birleşen Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası tefrik edilerek, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasına kaydedilmiş, anılan mahkemece yapılan yargılama sonucunda 22/01/2022 tarih …./…-… E-K. sayılı ilam ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
CEVAP :
Davalı … A.Ş vekili Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas (Yeni … Esas) sayılı dosyasına sunduğu 30.05.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın dayanağı olan İş Mahkemesi kararının istinaf sonucunun bekletici mesele sayılmasını talep ettiklerini, ihale bedelinin tespitinde esas alınmayanlardan alt işverenlerin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, rücu davalarında İhale Kanunu hükümleri değil, borçlar kanunu hükümlerinin uygulanacağını, her ne kadar teknik şartnamenin 10. Md. ” yüklenici çalıştırdığı personelin İş kanunundan doğan her türlü ücret, kıdem, kötü niyet tazminatı ile iş davalarından doğacak hak ve alacaklardan sorumludur” şeklinde düzenleme yapılmış ise de maddede belirtilen sorumluluğun, idari şartnamenin 25.3.1 md. de belirtilen işçilik haklarıyla sınırlı olduğunu, hizmetten fiilen faydalanmış olması nedeniyle, hizmet alımı sözleşmesinde yer almamış olsa dahi, İ.K.nu gereği işçiye haklarının üst işverence ödenmesinde herhangi bir hukuksuzluk haksızlık olmadığını, bu kalemlere ilişkin alt işverenlere herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas (Yeni … Esas) sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin kıdem tazminatından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, zira dava dışı şahsın müvekkilinin bünyesinde 1 yıldan daha az süre içersinde çalıştığını, müvekkili yönünden işçi alacaklarının zaman aşımına uğradığını, müvekkilinden talep edilen ücretlerin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, yapılan fazla çalışmalardan ve işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şti. Vekili Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas (Yeni … Esas) sayılı dosyasına sunduğu 13.06.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; görev, zaman aşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, devreden işverenin sorumluluklarının 2 yıl ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili davaya yazılı olarak cevap vermemiş, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas (Yeni … Esas) sayılı dosyasının 26.12.2017 tarihli duruşmasında davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şti. davaya yazılı olarak cevap vermemiş, Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas (Yeni … Esas) sayılı dosyasının 26.12.2017 tarihli duruşmasında davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
GEREKÇE :
Dava, davacı belediye tarafından ihale edilen işi üstlenmiş olan davalılar nezdinde çalışan işçi …’a ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 17/08/2021 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf ve temyiz incelemesi aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtayca re’sen incelenir.
Bu durumda, davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Eldeki davada uyuşmazlık, davacı belediye bünyesinde yürütülen çöp toplama ve nakli, bakım onarım ve genel hizmetlerin yürütülmesi, temizlik, spor komplekslerinde yürütülen faaliyetlerinin davalılarca ihale yoluyla gerçekleştirilmesi sırasında dava dışı işçiye Belediye tarafından ödenen tazminatların davalılardan rücuen tahsiline ilişkindir. İhale ekindeki sözleşmede anılan birçok işten biri olan çöp toplama ve nakli işinin TTK’nın 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, çöp nakil işinin, temizlik ve çöp toplama faaliyetinin devamı niteliğindeki iş olduğu ve yine taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edimin belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Zira dava konusu sözleşmenin konusu, Hizmet Alımına Ait Tip Sözleşmesinin 5.maddesi uyarınca temizlik hizmeti asıl edimli hizmet sözleşmesine ilişkindir.
Nitekim Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 09.05.2022 tarih ve 2021/2610 E.-2022/2541K sayılı ilamı ile bir tarafın Belediye Başkanlığı olduğu benzer sözleşmeden doğan uyuşmazlıkta verdiği kararında; ”Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri” başlıklı 67. maddesinde “Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu kapsamda Belediyenin asli işleminden olan temizlik işi ile ilgili taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve uygulandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini içerdiği belirtilerek arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edim Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımıdır.” şeklinde tespitte bulunmuştur.
Yine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi de bir tarafın Belediye Başkanlığı olduğu benzer sözleşme ve aynı taraflara ilişkin verdiği kararlarında (emsal olarak; 23/09/2022 tarih, 2022/1646 esas, 2022/1174 karar sayılı kararı); ”Bu itibarla anılan sözleşmelerin bundan sonraki uyuşmazlıklarda Yargıtay 6.HD.nin anılan kararı dikkate alınnarak hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerekmiştir.” şeklinde aidiyet kararları vermiştir.
Tüm bu açıklamalar, yukarıda belirtilen güncel Yargıtay ve BAM kararları ile taşıma sözleşmesinin bulunmadığı ve davacının tacir olmadığı da gözetilerek, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, görev hususunun davanın her aşamasında dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
2-Karar istinaf edilmeksizin kesinleştiği takdirde mahkememiz ile Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan görevli mahkemenin belirlenmesi (merci tayini) için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı … vekilinin, davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.25/10/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza