Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/620 E. 2023/252 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/620 Esas – 2023/252
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/620 Esas
KARAR NO : 2023/252

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
DAVA İHBAR OLUNAN:

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/02/2016
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
K. YAZIM TARİHİ: 10/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, 09.10.2014 tarihinde karşıdan karşıya geçerken davalı sürücü … sevk ve idaresindeki diğer davalı … adına kayıtlı, davalı sigorta şirketince … sayılı poliçe ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortalı olan … plakalı aracın çarpması neticesinde yaralandığını ve işgücü kaybına uğradığını, davacının tedavisinin SGK tarafından karşılandığını ancak SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1,00 TL, geçici işgücü kaybı yönünden şimdilik 499,00 TL, kalıcı iş gücü kaybından dolayı 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine 20.000,00 TL manevi tazminatın da sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 08/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 499,00 TL olan geçici iş göremezlik tazminatı talebini 4.172,71 TL’ye, 500,00 TL olan kalıcı iş göremezlik tazminatı talebini ise 19.240,40 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili 24.03.2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Kaza yapan … plakalı aracın müvekkili şirkete 20/11/2013-2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 268.000,00TL olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, davacının trafik kazası sebebiyle meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, maluliyetin tespit edilmesi halinde maluliyetin geçici nitelikte olup olmadığı, kaza ile netice arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve maluliyetin sürekli olup olmadığı konularının belirlenmesi gerektiğini, davacının maluliyetine rağmen maluliyet halinden etkilenmiyorsa kazanç kaybına uğramadan hayatını sürdürebiliyorsa maluliyet tazminatına hükmedilmemesi yada tazminat hesabında dikkate alınmaması gerektiğini, tedavi giderlerine ilişkin taleplerin SGK’ca karşılanması gerektiğini, söz konusu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, bu sebeple müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 28.03.2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin araç kiralama işinin yapıldığı …’ın sahibi olduğunu, … plakalı aracı dava dışı …’a 30/12/2013 ile 28/10/2015 tarihleri arasında Rent A Car sözleşmesi ile kiraladığını, müvekkilinin kira sözleşmesi sonucu aracı kiralayandan teslim aldığını, ancak böyle bir kazadan haberdar edilmediğini, araç kiralama bedellerinin eksik ödenmesinden dolayı müvekkilinin 3.500,00TL bedelli bonoyu icraya koyduğunu ancak bugüne kadar herhangi bir tahsilat sağlanamadığını, dava konusu kazayı yapanın sözleşmenin kefili … olduğunu, müvekkilinin kaza ile hiçbir ilgisi olmayıp kazaya karışan aracı kiraya veren sıfatı bulunduğunu, müvekkilinin araç kiralama sözleşmesi ile aracı dava dışı …’a uzun süreli kira sözleşmesi ile kiraladığını, kiralama akabinde aracın …’a teslim edildiğini ve aracın üzerindeki fiili hakimiyetin kiralama tarihi ile kaza tarihi arasındaki yaklaşık 10 aylık zaman dilimi içerisinde …’da olduğunu, bu sebeple müvekkilinin işleten sıfatının son bulduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … 30.05.2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazanın, davacının tedbirsiz ve dikkatsiz davranışı sonucu meydana geldiğini, kazanın olduğu yerin yaklaşık 20 metre gerisinde yaya geçidi olduğu halde, trafik akışının olduğu caddeye atlamasının kazanın oluşunda rolünün büyük olduğunu, kaza sonrasında kendisinin olay yerini terk etmeyerek davacıyı kaldırmak için gerekli çabayı gösterdiğini, kendi aracında oluşan tüm maddi hasarları kendisinin yaptırdığını, bu olay neticesinde işsiz kaldığını ve halen işsiz olduğunu, davacının geçen süreçte zaten sağlığına kavuşmuş olduğunu ve ev hanımı olması hasebiyle de evde çalışmasına engel olacak bir durumun bulunmadığını, bu nedenle de geçici iş kaybı ve kalıcı iş gücü taleplerinin reddi gerektiğini, dava konusu olayın gelişimi, olay tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının gerek yaşı ve gerekse ev hanımı olması gözetildiğinde davacı yararına talep olunan manevi tazminatın hem fahiş hem de davacı yararına sebepsiz zenginleşmeye matuf bulunduğunu belirterek, davanın reddine verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Yaralamalı trafik kazası tespit tutanağı, ZMSS poliçesi, ekonomik ve sosyal durum araştırılması cevapları, tedavi evrakları, Ankara Batı … ACM’in …E., …K. sayılı ilamı, … Tıp Fakültesi Adli Tıp Bölümünün 15.08.2018 tarihli maluliyet raporu, kusur bilirkişisinin 21.10.2016 tarihli raporu, aktüerya bilirkişisinin 08.02.2019 tarihli raporu, ıslah dilekçesi, davalı …’a ait ticari defter ve kayıtlar, BA-BS formları, 30/12/2013 tarihli kira sözleşmesi, Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, mali müşavir bilirkişiden alınan 14/12/2022 tarihli rapor ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle (vücut bütünlüğünün ihlali neticesinde) maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkememizin … esasına kayden görülen davada yapılan yargılama sonucunda, mahkememizin 03/04/2019 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile “…1-Davacının maddi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ VE KISMEN REDDİNE,
a)Davacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan tedavi gideri isteminin reddine,
b)Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin kabulüne, buna göre 4.172,71TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 19.240,40TL sürekli işgöremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, hüküm altına alınan miktara davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 09/10/2014 tarihinden itibaren, diğer davalı … Sigorta AŞ yönünden ise dava tarihi olan 26/02/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
Davalı Sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına,
2-Davacının manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE, buna göre 12.500,00TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 09/10/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,…” dair verilen hüküm, davalı … ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara BAM 26. Hukuk Dairesinin 28/04/2022 tarih 2022/336-1203 E-K. Sayılı ilamı ile “…Somut olayda davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet veren araç, davalı … adına trafikte kayıtlı olup, davalı … vekili, davalının araç işleteni sıfatı bulunmadığını, aracın 30.12.2013-28.10.2015 tarihleri arasına ilişkin dava dışı …’a kiralandığını, bu şahsın da aracı diğer davalı (aynı zamanda kiralama sözleşmesi kefili olan) …’a verdiğini, araç davalı …’ın tasarrufunda iken davaya konu kazanın gerçekleştiğini, davalı …’un tazminattan sorumluluğu bulunmadığını, dava dışı …’ın uzun süreli araç kiralama sözleşmesi nedeniyle araç işleteni olarak zarardan sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece davanın dava dışı …’a ihbar edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında yer alan araç kiralama sözleşmesinde davalı …‘un kiralayan, dava dışı …’ın kiracı olarak gösterildiği, davalı …’un Rent A Car şirketi bulunduğu, kaza yapan ve kira sözleşmesine konu olan aracın plakası, özellikleri, kira bedeli ve süresinin belirtildiği görülmüş, ancak mahkemece anılan sözleşmenin geçerliliği ve bu suretle davalı …’un işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususu irdelenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiştir.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde düzenlenmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
Diğer yandan, 2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan aracın meydana getirdiği zararlardan araç sahibinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu aracın sahibi tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
O halde mahkemece; öncelikle kaza tespit tutanağı ile meydana gelen kaza nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Ankara Batı …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası kapsamı ve anılan dosyadaki beyanlar da değerlendirilerek, Rent A Car işi ile iştigal ettiği anlaşılan davalı …’un ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak ve aracı kiralayan kişi olarak adı geçen dava dışı … ile davalı … arasında gerçekleştiği iddia edilen kira sözleşmesinin irdelenmesi, davalı … tarafından kazaya karışan aracın dava ihbar edilen …’a, ileri sürüldüğü gibi 30.12.2013-28.10.2015 tarihleri arasında uzun süreli olarak kiralanıp kiralanmadığı, araç kiralama sözleşmesinin geçerliliği hususları belirlenerek, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve davalı …’un savunması göz önünde bulundurularak, davalı … ve dava dışı ihbar olunan … arasında düzenlendiği belirtilen kiralama sözleşmesi dikkate alınarak, tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediğinin, davalı …’a ait Rent A Car firmasının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı …’un araç işleteni sıfatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre davalı …’un sorumluluğunun saptanması gerekirken, talebe rağmen anılan hususlar incelenmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı … vekilinin bu hususa ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile; 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … vekilinin sair,davalı …’ın tüm istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına…” dair karar verilerek mahkememiz hükmünün kaldırılmasına karar verilmiş, dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
BAM kararı doğrultusunda davalı …’a ait ticari defter ve kayıtlar, vergi dairesi kayıtları, kira sözleşmesi ve Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına celp edilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen 30.12.2013 Tarihli Araç Kiralama Sözleşmesinin incelenmesinde; kiraya verilen aracın … plakalı, … model …a markalı araç, söz konusu aracı kiraya veren tarafın … işletmesi, kiracının (oto kiralayanın) … ve sözleşmenin kefilinin … olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında akdedilen söz konusu sözleşmenin 36 maddeden oluşan genel şartlarının belirlendiği ve sözleşmede kiracı sıfatıyla dava dışı …’ın ve kefil sıfatıyla …’ın imzalarının olduğu görülmektedir. Ayrıca sözleşmenin eki mahiyetinde araç kiralama taahhütnamesinde de kiracı sıfatıyla dava dışı …’ın ve kefil sıfatıyla …’ın imzalarının olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, taraflar arasında imzalanan sözleşmede ve ekinde söz konusu sözleşmenin ne zaman biteceği (süresi) ile ilgili herhangi bir tarih belirtilmediği anlaşılmaktadır.
Celp edilen Ankara … İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … E. Sayılı Dosyasının incelenmesinde; alacaklı … vekilinin 18.02.2015 tarihinde borçlular … ve … aleyhine 3.500,00 TL’si asıl alacak, 176,78 TL’si işlemiş faiz ve 10,50 TL’si komisyon olmak üzere toplam 3.687,28 TL tutarında ilamsız icra takibi başlatığı, asıl alacağının dayanağı olarak 09.08.2014 tanzim tarihli, 09.09.2014 vade tarihli ve 3.500,00 TL tutarlı senetten kaynaklanan cari hesap alacağını gösterdiği, Ankara … İcra Dairesi Müdürlüğü’nün kararı ile borçlunun dosya alacakları üzerine borç miktarı kadar haciz konulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce celp edilen bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamı incelenerek dava dışı … ile davalı … arasında gerçekleştiği iddia edilen kira sözleşmesinin irdelenmesi, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediği ile bu hususların fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediğinin tespiti bakımından rapor alınmak üzere dosya mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş, düzenlenen 14/12/2022 tarihli raporda özetle; Davalı …’a ait ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; 10.08.2014 tarihinde 169,49 TL tutarında oto kiralama adı altında sadece 1 kez gelir kaydı yapıldığı, bunun haricinde herhangi bir ticari kaydın olmadığı, davalı tarafın ticari defter kayıtlarında yer alan tek kayıtla sınırlı olan söz konusu taraflar arasındaki ticari ilişkinin hukuki takdir ve değerlendirmesinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, dava dosyasına mübrez icra takibinde asıl alacağın dayanağı olarak gösterilen senetle ilgili olarak davalı tarafın kendi ticari defter kayıtlarında herhangi bir kaydın olmadığı, dava dosyasına mübrez BA-BS formlarından hareketle taraflar arasındaki akdedilen 30.12.2013 tarihli araç kiralama sözleşmesine ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığı, dava dosyasına mübrez davalı tarafından dava dışı …’a tanzim edilen 09.08.2014 tarihli sadece 1 adet fatura kapsamında; taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi ile meydana geldiği iddia edilen ticari ilişkinin kabulünün takdir ve değerlendirmesinin Sayın Mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
BAM kararı doğrultusunda davalı …’un işleten sıfatının olup olmadığı yönünden mahkememizce yapılan değerlendirmede; dosyaya mübrez 30.12.2013 Tarihli Araç Kiralama Sözleşmesinde kiraya verilen aracın … plakalı, … model … markalı araç, söz konusu aracı kiraya veren tarafın … işletmesi, kiracının (oto kiralayanın) … ve sözleşmenin kefilinin … olduğu anlaşılmış, icra takibine konu borcun kefili olan davalı …’ın aracın sürücüsü olması, Ankara … İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … E. Sayılı Dosyasında … vekilinin 18.02.2015 tarihinde kira sözleşmesinin taraflarıyla uyumlu olacak şekilde borçlular … ve … aleyhine icra takibi başlatması, Davalı …’a ait ticari defterlerinde davalı tarafından dava dışı …’a tanzim edilen kira sözleşmesi tarihini kapsayan 09.08.2014 tarihli 1 adet fatura kaydının bulunması karşısında, davalı …’un dava konusu aracı dava dışı …’a kiraladığı, uzun süreli kira sözleşmesiyle aracını kiralayan malik davalı …’un bu nedenle işleten sıfatının bulunmadığı ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. Maddesi kapsamında sorumlu bulunmadığı anlaşıldığından davalı …’a yöneltilen tüm taleplerin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça bir adet fatura kaydının bulunmasının kira sözleşmesi bulunduğuna yeterli olmayacağı belirtilmişse de, yukarıda bahsedilen diğer tüm deliller ile davalı vekili tarafından kira sözleşmesi kapsamında borcun henüz tahsil edilememiş olması nedeniyle fatura kesilmediği savunmasına icra dosyasının incelenmesinde tahsilat kaydına rastlanılmadığından itibar edilmiştir.
Davalı …’ın aracın sürücüsü olması ve haksız fiili işlediğinin dosya kapsamında sabit olması ve davalı … Sigorta A.Ş’nin dava konusu aracın ZMSS poliçesini düzenlediğinin anlaşılması karşısında bu davalıların söz konusu kazadan kusurları oranında sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davanın dayanağı olan trafik kazası 09.10.2014 tarihinde … ilçe merkezinde gerçekleşmiştir. Olay tarihinde yolun solundan sağına geçmekte olan yaya …’a … plakalı araç çarpmış ve yaralanmasına neden olmuştur. Davalılardan … … plakalı aracın şoförü, … Sigorta A.Ş.’de kaza anındaki ZMSS (trafik) poliçesini düzenleyen sigorta şirketidir.
Kazanın gerçekleştiği sırada davacı/yaya … ilçe merkezinde sürücünün seyir istikametine göre yola soldan sağa doğru karşıdan karşıya geçmektedir. Davacının kullandığı yol yaya geçidi değildir. Yaya geçidi kazanın gerçekleştiği yere 100 m mesafede bulunmaktadır. 2918 sayılı KTK’un 68/b maddesine göre, taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların, taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır. Bu halde davacının, 100 m ilerideki yaya geçidini kullanması gerekmekteyken, bu lüzumata uyulmamıştır. Olay anında yaya geçidi kullanılmadan yol karşıdan karşıya geçilirken, araçlar kontrol edilmeden yola inilmesi, araç geçişlerinin beklenmemesi, araçlara öncelik sağlamadan tehlikeli bir biçimde yolun karşı tarafına geçilmeye çalışılırken yaralanmasına neden olduğu olayda davacı %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu bulunmuştur. Davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki aracın hızını görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması, yola dikkatini vermemesi, sol yanında kaplamaya giren yayaya karşı yoldaki mevcudiyetini gösterecek şekilde direksiyon tedbirleri ile birlikte ikaz ve fren tedbirine başvurmaması, sevk ve idare hatasıyla neden olduğu olayda %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu bulunmuştur.
Davacının tüm tedavi evrakları getirildikten sonra … Tıp Fakültesi Adli Tıp Bölümüne sevki sağlanmış, tedavisi neticesinde düzenlenen 15.08.2018 tarihli raporda, “dayanak trafik kazası neticesinde, vücut genel çalışma gücünden %15 oranında kaybettiği, 18 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı” bildirilmiştir.
Aktüerya bilirkişisinin 08.02.2019 tarihli raporunda, davacının dayanak kazadaki kusur durumu gözetilerek geçici iş göremezlik zararı 4.172,71TL, sürekli iş göremezlik zararı 19.240,20TL olarak belirlenmiştir. Islah dilekçeside nazara alınarak bu miktar hüküm altına alınmıştır.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmıştır.
Davacı SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri talebinden vazgeçtiğinden, bu talep yönünden istemin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı biçimde, araç şoförü davalı …’ın %25 oranında (tali) kusurlu eylemi sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacının yaralanması neticesinde, davacıda meydana gelen çaresizlik ve acı nedeni ile ruh sağlığındaki bozulma ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22/06/1966 tarih, 1996/70 sayılı içtihadı ile belirlenen manevi tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin ilkeler ve Hukuk Genel Kurulunun 26/06/2004 tarihli ve … karar sayılı içtihadı ile belirlediği caydırıcılık ilkesi ve TBK’un 56/2 maddesi düzenlemesi ihlal sonucu gözetilerek davacının uğradığı manevi zararın giderimi amacı ile paranın satın alma gücü itibari ile belirlediği bir meblağın davalı gerçek kişilerden alınarak, davacıya verilmesi sureti ile zedelenen yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özlenir kılmama, bu davalıları ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin, daha dikkatli ve özenli olmaya sevketmek hedeflenerek günün ekonomik koşullarına göre takdiren davacıya 12.500,00TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hüküm altına alınan miktarlara davalılar yönünden ayrı ayrı muacceliyet tarihlerinden itibaren faize hükmedilmiştir. Sigorta şirketinin maddi tazminat yönünden sorumluluğu ZMSS poliçesi limiti ile sınırlı tutulmuştur.
Bu gerekçeye uygun aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ VE KISMEN REDDİNE,
a)Davacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan tedavi gideri isteminin reddine,
b)Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin kabulüne, buna göre 4.172,71TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 19.240,40TL sürekli işgöremezlik tazminatının davalılar … Sigorta AŞ ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, hüküm altına alınan miktara davalı … yönünden olay tarihi olan 09/10/2014 tarihinden itibaren, diğer davalı … Sigorta AŞ yönünden ise dava tarihi olan 26/02/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
c)Davalı Sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına,
d)Davalı …’tan talep edilen tüm maddi tazminat istemlerinin reddine,
2-Davacının manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ VE KISMEN REDDİNE,
a)12.500,00TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihi olan 09/10/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,
b)Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,
c)Davalı …’tan talep edilen manevi tazminat istemlerinin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden;
a-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.599,35TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 3,42TL ve ıslah ile alınan 76,55TL harcın mahsubu ile bakiye 1.519,38TL karar ve ilam harcının, davalılar … Sigorta A.Ş ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, (Davalı Sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına), bu hususta daha önce mahkememizin 11/06/2019 tarih … Esas … Karar … harç nolu müzekkeresi ile yazılan harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesi için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Davacı tarafından yatırılan 3,42TL peşin harç, 76,55TL ıslah harcı, 29,20TL başvuru harcı, 4,30TL vekalet harcı olmak üzere toplam 113,47TL harcın davalılar … Sigorta A.Ş ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı Sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına)
b-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre hesap ve takdir edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, (Davalı Sigorta şirketlerinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına)
4-Manevi tazminat davası yönünden;
a-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 853,88TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 68,31TL harcın mahsubu ile bakiye 785,57TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına, bu hususta daha önce mahkememizin 11/06/2019 tarih … Esas … Karar … harç nolu müzekkeresi ile yazılan harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesi için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Davacı tarafından yatırılan 68,31TL peşin harcın, davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
b-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre hesap ve takdir edilen 9.200,00TLvekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
c-Davalı …’un kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre hesap ve takdir olunan 7.500,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a ödenmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.950,00TL bilirkişi ücreti, 300,00TL Adli Tıp Faturası, 668,95TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.918,95TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap ve takdir edilen 2.417,67 TL’sinin davalılar … Sigorta A.Ş ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili, davalı Sigorta şirketi vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/02/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza