Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/614 E. 2022/869 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/614 Esas – 2022/869
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/614 Esas
KARAR NO : 2022/869

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 08/06/2022
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
K. YAZIM TARİHİ: 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Şirketinin müvekkili şirketten 106,20 TL lik redüktör parçası aldığını ve bunu Visa ile tek seferde ödediğini, davalı takip alacaklısı … Şirketinin müvekkili … Şirketi‘ne, dava dışı takip borçlusu … Şirketi’nin, müvekkilinin kendisi ile yaptığı ticari ilişkiden doğduğu iddia edilen 403.088,69 TL. alacağı için öncelike 89/1 haciz ihbarnamesi gönderdiğini, süresinde itiraz edilmemesi üzerine ikinci ve üçüncü ihbarnamenin de tebliğ edildiğini, Müvekkilinin takip borçlusu … Şirketi’ne söz edildiği gibi bir borcu bulunmadığını, aksine ilgili firmanın müvekkili şirketten ürün alımı yaptığını, Müvekkili Şirket ile aralarında yalnızca 106,20 TL değerinde bir ticaret olduğunu ve ticaretten doğan hak ve alacakların taraflarına ödendiğini beyan ederek, müvekkilinin takip borçlusu … Şirketine ve dolayısıyla … Şirketi’ne borcu olmadığının tespiti ile davalının haksız ve kötüniyetli icra takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin % 20sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddia, beyan ve taleplerini kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın iddia, beyan ve talepleri açısından görevli mahkemenin genel görevli Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını beyan ederek davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak ise; Müvekkili şirket tarafından diğer davalı/borçlu … A.Ş. aleyhine … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, dayanak icra dosyasında, müvekkili şirket tarafından diğer davalı/takip borçlusu … şirketi aleyhine icra dosyası kapsamında fiili hacizler yapılmış olup 21.03.2022 tarihli dahil fiili haciz esnasında ve dahi haciz mahallinde … numaralı 17.03.2022 tarihli ETTN: …-…-…-… fatura bulunduğunu, bu faturanın davacı şirket ile ilgi ve bağlantısı bulunduğunun açık olduğunu, hal böyle iken haciz esnasında bulunan belge kapsamında davacı şirket aleyhine icra doyası üzerinden 3. Şahıs sıfatıyla İİK md. 89/1,2,3 haciz ihbarnameleri tebliğ edildiğini, İİK md. 89/1 haciz ihbarnamesi 25.03.2022 tarihinde, İİK md. 89/2 haciz ihbarnamesi 26.04.2022 tarihinde, İİK md. 89/3 haciz ihbarnamesi 26.05.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, hal böyle iken şayet huzurdaki dava süresinde ise davacı tarafın takip borçlusuna borcu olmadığını ispat etmek zorunda olduğunu, zira İİK md. 89/3 ”…üçüncü şahıs davacı, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur.” şeklinde düzenlendiğini, bu sebeple davacı tarafın icra dosyasındaki borçlu tarafa hiçbir borcu olmadığını ispat yükümlülüğü bulunduğunu, üçüncü şahıs, borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlâk edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecbur olduğunu, davacı tarafından söz konusu yükümlülük yerine getirilmediği gibi dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarla işbu davanın ikame edilmesine bizzat davacı tarafın sebebiyet verdiğini beyan ederek, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle usule ilişkin itirazları kabul edilerek davanın usulden reddine, Mahkeme aksi kanaate olursa haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tüm talepler yönünden esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline ve dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere müvekkil lehine karşı taraf aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Eldeki davada, Davacı … Şirketi, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında üçüncü şahıs sıfatıyla kendisine İİK 89. Maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
6102 sayılı TTK’nin 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 18.06/2020 tarih ve … esas, … karar sayılı kararında da belirtildiği üzere;
İİK’nin 89/3. maddesinin üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nin 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yolunda açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunun kabulü gerekir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 2016/3568 esas, 2016/6425 karar ve 17.12.2015 tarih ve 2015/7065 esas, 2015/17162 karar sayılı kararları, İstanbul BAM 16.HD 2020/1973 esas, 2020/1988 karar, İstanbul BAM 44.HD 2021/873 esas, 2021/977 karar, İstanbul BAM 9.HD 2020/1273 Esas 2020/3721 karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, davalı … doğrudan aralarında ticari ilişki olmayan davacı … Şti’ye … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında haciz ihbarnamesi göndermiştir. Dolayısıyla aralarında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Uyuşmazlıkta, davalı alacaklı … Şti tarafından başlatılan icra takibinde üçüncü kişi borçluya, borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı menfi tespit istenmektedir.
Davadaki takip dosyasında, davalı takip alacaklısı tarafından takip borçlusunun borcundan dolayı, davacıya İİK’nun 89/1 ve 89/2 maddeleri uyarınca haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, davacının borçlu olmadığı iddiasıyla İİK’nun 89/3 maddesi uyarınca menfi tespit davası açıldığı, menfi tespit isteyen/davacı ile takip alacaklısı/davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, TTK’nın 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari davadan söz edilemeyeceği, davanın yukarıda belirtilen Yargıtay ve BAM kararları da gözetilerek HMK’nın 2.maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HMK’nin 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü karşısında, bu durum mahkemece res’en incelenmelidir. İİK’nin 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, yukarıda bahsedilen Yargıtay ve BAM kararları doğrultusunda asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek HMK’nin 114/1,c ve 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı noksanlığı nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/10/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza