Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/610 E. 2023/73 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/610 Esas – 2023/73
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/610 Esas
KARAR NO : 2023/73

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2022
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
K.YAZIM TARİHİ: 16/02/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari bir ilişki mevcut olduğu, müvekkilinin davalı firmaya demir kesme makası, işçi ayakkabısı, ilaçlama pompası, kaynak makinesi gibi bir çok ürün satışı yaptığını, ancak davalı firmadan bu satışlara ilişkin herhangi bir ödeme alamadığını, davalı firmanın yetkilileriyle görüşülmüş olmasına rağmen davalı şirket tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı firmanın müvekkilini oldukça zor durumda bıraktığını, müvekkilince, yaptığı görüşmelerden netice alamadığı için 18.05.2022 tarihinde Ankara Batı İcra Dairesinde davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibine karşı, kötü niyetli davalı firmanın itiraz ederek müvekkiline mağduriyet yaşatmaya devam ettiğini, Müvekkilinin alacağına kavuşabilmesini elinden geldiğince engellediğini, davalının, dilekçe ekinde sunulmuş faturalardan dolayı müvekkiline karşı borçlu konumda bulunduğunun açıkça ortada olduğunu, Müvekkilinin, ürünlerin teslimini gerçekleştirdiğini, Ancak herhangi bir ödeme alamadığını, Müvekkilinin ödeme almadığının tespiti için adına kayıtlı olan tüm bankalara müzekkere yazılarak, bu hususa ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmasının gerektiğini, davalı tarafın ekte sunulan 24.05.2021 tarihli 2.735,54TL, 26.05.2021 tarihli 2.124,00TL, 05.04.2021 tarihli 54.867,16TL ve 24.05.2021 tarihli 429,19TL bedelli faturalara ilişkin herhangi bir açıklama getirmediğini, soyut ifadelerle borca itiraz ettiğini, Ödemeyi gerçekleştirdiğini kanıtlayacak nitelikte herhangi bir ödeme belgesini de sunamadığını, Bu hususun müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğunu ispatladığını, Söz konusu işin yapıldığının ispatı için davalı şirketin defterlerinde yer alan kayıtlarının celp ettirilmesini talep ettiğini, Takibe konu faturaların ekte sunulduğunu, Davalı şirketin, belirtilen faturalardan dolayı borçlu olduğunu, davalı borçlunun itirazının iptalini sağlamak itirazın iptali davasını açma zorunluluğu doğduğunu beyan ederek; davanın kabulüne, Ankara Batı İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davacı şirketin takibe dayanak faturaları E arşiv fatura olarak keşide edildiğinden fatura başlığında müvekkil şirketin vergi kimlik numarası yanlış yazıldığından bir başka şirketin muhasebe ekranına düştüğünü, müvekkili şirketin faturaların KDV’sinden faydalanamadığını, aynı zamanda fazladan tahsilat yoluna gidildiğini, bu sebeple faturalardaki KDV miktarlarını kabul etmediğini, müvekkili şirketin faturalara konu malların ödemesini 10.11.2021 tarihli 58.000TL miktarlı … seri nolu … Şti- … Şti.’ne ait çeki ciro ederek davacı yana teslim ettiğini, davacı yana hiçbir borcunun olmadığını, iki defa tahsilat yapmaya çalışılarak haksız ve kötüniyetli olduğununda açık olduğunu, davacı tarafından faturaların hatalı keşide edildiğinden müvekkilin kdv’siz olarak borç miktarının öncelikle hesaplanmasını, fazla yapılan ödemelere ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla talep ettiğini, davacı tarafından kötüniyetli tutum gösterildiğini, fazla tahsilat yapma yoluna gidildiğini beyan ederek, haksız ve kötüniyetle açılan davanın reddine, %20’den az olmamak üzere haksız ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2021 yılına ait BA-BS formları, davalı tarafından sunulan tahsilat makbuzu-tediye makbuzu, ilgili çek sureti, tarafların ticari defter ve kayıtları, 22/11/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, davalı firmanın, davacı şirketten aldığı malları 2022 yılında kanuni defterine kaydetmesinin mümkün olduğu, KDV indiriminden yararlanabilme hakkı bulunduğu, davacı … Şti.’nin davalı … A.Ş.’ne 2021 yılında 118.089,54TL tutarında mal satışında bulunduğu, alacağının 58.000,00TL’lik kısmını çek ile tahsil ettiği, davalı firmadan 60.089,54TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; fatura alacağının tahsili için başlatılan Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine vaki yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasıdaki ticari ilişki kapsamında davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 25.05.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 25.05.2022 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki alım – satım ilişkisi kapsamında faturadan kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia ederek alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, taraflar arasındaki alım – satım ilişkisini kabul etmiş ancak uyuşmazlık konusu faturaların e fatura olarak düzenlendiğini ve faturalarda davalı şirketin vergi numarasının yanlış yazılmış olması sebebiyle bir başka şirketin muhasebe ekranına düştüğünü, bu sebeple davalının faturaların KDV’sinden faydalanılamadığını ve davacının fazladan tahsilat yaptığını, davacı yana fatura bedellerine mahsuben 58.000,00TL bedelli çek vererek ödeme yapıldığını, ödeme ile borcun sona erdiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında ticari alım – satım ilişkisi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamakta olup uyuşmazlık takibe konu alacağın ödenip ödenmediği ve davacı yanın takip çıkışı kadar alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2021 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacının davalı adına, 8 adet belge karşılığında KDV hariç 100.799,00TL mal satış bildiriminde bulunduğu, davalının ise davacı adına herhangi bir bildiriminin bulunmadığı tespit edilmiştir. Uyuşmazlık konusu faturalardan üç adedinin KDV hariç 5.000,00TL’nin altında olduğundan ve bu tutar yönünden bildirim zorunluluğu bulunmadığı anlaşılmıştır.
Deliller toplanarak tarafların defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen 22/11/2022 tanzim tarihli bilirkişi raporuna göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 60.089,54TL alacaklı olduğu, davalı firmanın davacı şirketten aldığı malları 2022 yılında kanuni defterine kaydetmesinin mümkün olduğu, KDV indiriminden yararlanabilme hakkı bulunduğu rapor edilmiştir.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani hizmet ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir hizmet ilişkisinde davacı taraf hizmetin ifasını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Taraf vekillerinin iddia ve savunmaları ile dosya kapsamına göre taraflar arasındaki akdi ilişki konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı yan, takip talebine 28.05.2021 tarihli 2.735,54TL, 28.05.2021 tarihli 2.124,00TL, 22.04.2021 tarihli 54.867,16TL ve 28.05.2021 tarihli 429,19TL bedelli faturaları konu ederek alacak talebinde bulunmuştur. Davalı yan da savunmasında bu faturalar yönünden ticari ilişkinin varlığı kabul edilmiştir. O halde mahkememizce uyuşmazlığın bu faturalarla sınırlı olarak çözülmesi ve alacağın varlığının bu faturalarla sınırlı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Dosyaya sunulu bulunan fatura suretlerinin incelenmesinde, uyuşmazlık konusu dört e-arşiv faturada da davalıya ait vergi kimlik numarası … olarak hatalı bildirilmiş olup davalının vergi kimlik numarasının ise … olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple faturaların davalı muhasebe ekranına düşmeyeceği ve davalının bu yöndeki savunmasının yerinde olduğu değerlendirilmiştir. Ancak davalı yan bu dört adet fatura yönünden ticari ilişki ve mal alım-satımı inkar edilmemiştir. O halde bu dört adet faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. Davalı yan bu dört adet faturaya istinaden 10/11/2021 keşide tarihli 58.000,00TL bedelli çeki cirolayarak ödediğini savunmaktadır. …na yazılan müzekkereye verilen cevabı yazıda çekin ibra edildiği ve tahsil edildiği bildirilmiştir. Bu itibarla dört adet çeke mahsuben yapılan 58.000,00TL’lik ödeme neticesinde davacının bakiye [(2.735,54TL + 2.124,00TL + 54.867,16TL + 429,19TL=) 60.155,89TL – 58.000,00TL=] 2.155,89TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla davalının itirazının 2.155,89TL yönünden haksız olduğu, davalının kabulünde olduğu faturaları defterine işleyerek KDV indiriminden yararlanabileceği, bu suretle de KDV’nin mahsubunun gerekmediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda davacının alacağının 60.089,54TL olduğu tespit edilmişse de, takibin yalnızca dört adet faturaya istinaden alacak talebine ilişkin olduğu gözden kaçırılarak ve takip talebi aşılarak cari hesap alacağı talep edilmiş gibi davacı defterinde kayıtlı 8 adet faturadan 58.000,00TL ödeme mahsup edilerek bu alacağın tespit edildiği, bu suretle yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olmadığı değerlendirilmekle rapordaki hesaplamalara bu yönüyle itibar edilmemiştir.
Ödemenin mahsubunun muaccel alacaktan yapılması gerektiği, davalı defterlerinde veya vergi dairesine bildirimlerinde herhangi bir alacağa rastlanılmadığı, davalının ikrarı ile uyuşmazlık konusu faturalar sebebiyle davacının alacaklı olduğunun belirlendiği, bu sebeple de yapılan 58.000,00TL’lik ödemenin de muaccel olan uyuşmazlık konusu dört adet fatura bedelinden mahsup edilmesi gerektiği, diğer dört adet faturanın ise dava konusu olmadığı ve taraflar arasında çekişmeli olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre davalının itirazının kısmen haksız olduğu ve takibe vaki itirazın 2.155,89TL yönünden iptali gerektiği kabul edilmiştir. Bu itibarla davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Ankara Batı İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 2.155,89TL yönünden iptali ile takibin 2.155,89TL yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe kısmen haksız itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 431,17TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 2.155,89TL yönünden iptali ile takibin 2.155,89TL yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 431,17TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 147,26TL karar ve ilam harcının peşin alınan 726,54TL harçtan mahsubu ile bakiye 579,28TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.295,59TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 46,43TL’sinin davalıdan, 1.249,16TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 147,26TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 239,46TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 63,50TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.063,50TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 38,11TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.155,89TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 9.280,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kabul edilen tutar yönünden miktar itibariyle KESİN, reddedilen tutar yönünden kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.19/01/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı