Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/593 E. 2022/534 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/593 Esas – 2022/534
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/593 Esas
KARAR NO : 2022/534
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
K. YAZIM TARİHİ: 15/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/05/2010 tarih, … Esas … sayılı kararı ile …A.Ş hakkında iflas kararı verildiğini ve iflas işlemlerinin Ankara Batı İflas Müdürlüğü … İflas sayılı dosyası üzerinden yürütülmeye başlanıldığını, … A.Ş.’nin, … Bölgesinin katılımcılarından olup … Bölgesi sınırları dahilinde bulunan, tapuda … ili … ilçesi … Mahallesi … ada … nolu parselde kayıtlı 9.601,23m2’lik sanayi parseli vasıflı taşınmazın, bahsi geçen şirkete 05/07/2006 tarihinde tahsis edilmiş ve sonrasında 06/07/2006 tarihinde tahsisli arsanın, tapuda … AŞ adına tescil edildiğini, ancak bugüne kadar kendisine devri gerçekleştirilen sanayi parseli üzerinde yatırıma yönelik herhangi bir eylem ya da faaliyette bulunmadığını, 7033 Sayılı Kanun gereğince; kanunun belirttiği sürelerde arsa tahsisi yapılan müflis şirketin yatırımını yapması veya parseli OSB’nin uygun göreceği başka bir yatırımcıya devretmesi gerekmesine rağmen adı geçen şirketin iflasının açılmış olması, iş ve işlem yapma ehliyetinin bulunmaması sebebiyle kanunda belirtilen şartları yerine getirmesi mümkün olmadığı gibi işlem ehliyeti bulunmadığından bu yönde kendisine bir tebliğ yapılması imkan ve gerekliliğinin de kalmadığını, taşınmazın tahsis tarihinden iflas tarihine kadar geçen sürede de yatırıma yönelik hiçbir adım atılmadığını, arsa halen boş durumda olup İflas Müdürlüğü tarafından talimat yolu ile … İcra Müdürlüğü … Talimat sayılı dosyasından yaptırılan kıymet takdiri ve bilirkişi incelemesinde arsanın halen boş olduğu, yatırım yapılmadığını, özel hukukta geri alım hakkının, malike sattığı malı belirli koşullar ve bir bedel karşılığında tek taraflı irade beyanı ile geri alabilmesi imkânını bahşeden yenilik doğurucu kişisel bir hak olduğunu, bu hakkın, müvekkili organize sanayi bölgesine kanunen tanınmış bir hak olduğunu, katılımcının yapı ruhsatı almamış olması, bir yıllık sürenin katılımcıya tanınmasında hukuki yarar bulunmaması ve süre vermenin imkansız olması nedeniyle kanunen öngörülen koşullar oluştuğundan, geri alım haklarının kanunen doğduğunu, kanunda belirtildiği üzere, tahsis bedelinin Maliye Bakanlığı tarafından 213 sayılı Kanun uyarınca açıklanan yeniden değerleme oranlarına göre güncellenmesi ile elde edilen tutarın bilirkişi tarafından hesaplanmasını takiben belirlenecek tutar üzerinden geri alım hakkını kullanmak istediklerini, … Müfettişlerince yapılan teftişler neticesinde ve 7033 sayılı kanunu mezkur geçici 15.maddesi hükümleri gereğince arsanın kimin tasarrufunda olduğuna bakılmaksızın geri alınmasının kuruluş açısından zorunlu olduğundan ve derhal yerine getirilmesi istenildiğinden Ankara Batı İflas Müdürlüğüne 30.07.2021 tarihli yazı ile başvuruda bulunulduğunu ve müflis şirket adına kayıtlı … ili … ilçesi … Mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazın … Bölgesi tarafından ilgili kanun uyarınca arsa bedelinin hesaplanması akabinde … A.Ş.’nin İflasının açılmış olması karşısında bedelin İflas Masasına yatırılıp yatırılmayacağı hususu ile İflas masasına yatırılması halinde İflas Dairesine ait Banka hesap bilgileri ile IBAN Numarasının taraflarına bildirilmesi, kanunun emrettiği usul ile hesaplanacak taşınmazlarsa bedelinin belirtilecek banka hesabına yatırılması akabinde resen geri alınacak olan taşınmazın hacizlerden ve kısıtlamalardan arındırılmış bir şekilde … Bölgesi adına tescilinin yapılabilmesi amacıyla haciz feklerinin yapılması gerekliliği hususlarında bilgi talep edildiğini, Ankara Batı İflas Müdürlüğünün 06.08.2021 tarihli cevabi yazısı ile “geri alım işlemlerine esas bedelin nasıl tespit edildiğinin ayrıntılı olarak müdürlüğümüze bildirilmesi…. ” şeklinde cevap verilmiş ve en alt kısımda müdürlüğe ait IBAN numarası vekileden kuruluşa bildirildiğini, bunun üzerine vekileden kuruluş tarafından Hesaplama yöntemi ve yeniden değerleme oranlarına göre hesaplattırıldığını geri alım bedeli Ankara Batı İflas Müdürlüğüne gönderilmiş ancak Müdürlükçe bedelin taraflarına yatırılması ve Hacizler fekkedilmiş hali ile devre muvafakat verilip verilmeyeceğine yönelik taraflarına herhangi bir cevap verilmediğini. Ankara Batı İflas Müdürlüğü tarafından 28.12.2021 tarihinde yapılan Olağanüstü Alacaklılar toplantısında; Toplantı Tutanağının 1 ve 2. Maddeleri ile taleplerinin reddine taşınmazın Cebri İcra yolu ile satılmasına karar verildiğini, bu karar verilirken taleplerinin hatalı bir şekilde “Önalım hakkı” olarak değerlendirildiğini, oysa ki vekileden kuruluşun talebinin yasadan kaynaklanan bir geri alım hakkının kullanılması olduğunu, hukuka aykırı olarak taleplerinin reddine karar verildiğini, bunun üzerine taraflarınca iflas takibinde şikayet yoluna giderek, hukuka aykırı kararın şikayeten kaldırılması yönünde talepte bulunulduğunu, Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında icra mahkemelerinin şekli inceleme yaptığından bahisle taleplerinin reddine karar verildiğini,davacı organize sanayi bölgesinin, taşınmaz üzerindeki yüklerden ancak iflas sürecinin başladığı tarihte haberdar olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan herhangi bir hacze ve kısıtlamaya da muvafakatleri olmadığını, tüm bu nedenlerle haklı davanın kabulü ile, … ili … ilçesi … Mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazın 473.978,47 TL bedel karşılığında (anılan bedel kanunun atıf yapmış olduğu, 213 sayılı Kanun uyarınca hesaplanmıştır), tapu kaydının iptaline ve tüm yüklerden ari olarak müvekkil organize sanayi bölgesi adına tesciline, yargılama giderleri, dava masrafları, harçlar ve sair tüm giderler ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, 7033 sayılı kanun gereğince kanunun belirttiği sürelerde arsa tahsisi yapılan davalı müflis şirketin yatırımını yapması veya parseli OSB’nin uygun göreceği başka bir yatırımcıya devretmesi gerekmesine rağmen yatırım yapmaması nedeniyle davacının geri alma hakkının kullanılarak tapu iptal tescil talebine ilişkindir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Vefa hakkı (geri alım) bir kimsenin satmış olduğu bir gayrimenkulü bedeli karşılığında tek taraflı bir irade açıklaması ile satın alma imkanını veren kurucu yenilik doğuran şahsi bir haktır. Tapu siciline şerh verildiği takdirde bu şahsi hak ayni bir nitelik kazanır. Konusu gayrimenkuldür. 6098 Sayılı TBK’nun 237. (eski BK 213.) madde hükmüne göre resmi şekil şartı vardır. Bedel gözetilmesi zorunlu olmayıp isteğe bağlıdır. Vefa hakkının ne şekilde kullanılacağı hususunda kanunda bir hüküm yoktur. Yenilik doğuran niteliği itibariyle vefa hakkı dava açılarak kullanılabilir. Geri alım (vefa) hakkı dava açılarak kullanılması Türk Medeni Kanunun 716.maddesinde yer alan bir tescil davası niteliğindedir.
6100 sayılı HMK’nun 1.maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi HMK’nun 2.maddesi 1.fıkrasında belirlenmiş olup, bu maddeye göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda, aksine bir hüküm bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup, 2.fıkrasında ise, de bu kanun ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir hükmü yer almaktadır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 3 ve 4. maddesinde ticari işler ve davalar sayılmış olup ticaret mahkemeleri kanunla belirlenen davalarda görevlidir. Her ne kadar taraflar tacir ise de 6100 sayılı TMK.’nun 732 ve devamı maddelerinde düzenlenen önalım, alım, geri alım hakkı ticari nitelikte olmayıp, mal varlığı hakkına ilişkindir.
Öte yandan 01.01.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 3. maddesine göre de bu kanunda düzenlenen hususlarda bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve eylemler ticari iş olarak belirlenmiş 4. maddede de her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticaret mahkemelerinde görülecek davalar sayılmıştır. Dayanağı TMK’nın 732. ve devamı maddeleri olan yasal geri alım hakkı eşya hukukuna dayalı ve mal varlığı hakkına ilişkin bir dava olup doğrudan ticari işletmeyle ilgili olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. (Ankara BAM 15.Hukuk Dairesi 2017/2010 Esas;2018/197 Karar)
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup; yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağından, Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’un 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.07/06/2022

Katip Hakim
e-imzalıdır. e-imzalıdır.