Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/585 E. 2023/564 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/585 Esas – 2023/564
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/585 Esas
KARAR NO : 2023/564

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
K.YAZIM TARİHİ: 09/06/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili ile davalının 25,02 ton “…” (“Ürün/Ürünler”) satışının yapılması hususunda anlaştığını, anlaşma neticesinde satışı yapılan ürünlerin, davacı tarafından 29.11.2021 tarihinde davalı şirket’e teslim edildiğini, satışa ilişkin 30.11.2021 tarihinde davacı tarafından 228.400,56TL bedelli fatura (“Fatura”) düzenlenerek Davalı’ya tebliğ edildiğini, faturaya yasal süresi içerisinde itiraz edilmeyerek Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 21/2 gereği içeriğinin kesinleştiğini, başka bir deyişle satış bedelinin 228.400,56 TL olduğunu, davalı/borçlu tarafından kabul edildiğini, faturada kararlaştırılan ve davalı/borçlunun kabul ve ikrar ettiğini, diğer hususlar ise satışa konu bedelin 28.02.2022 tarihinde ödenmesi gerektiğini, bu tarihte ödeme yapılmaması halinde ise aylık %3 oranında temerrüt faizinin talep edileceği belirtildiğini ve ek olarak verdiğini, davacının, davalı ile arasındaki ilişki çerçevesinde anlaşılan şartlarda ürünlerin teslimini gerçekleştirdiğini ve böylelikle gerek fatura gerek kanun hükümleri uyarınca
davalı/borçlunun bedel ödeme borcu muaccel olduğunu iddia ettiğini, bilindiği üzere TTK m. 1530/2. ile mal ve hizmet tedariki amacı ile yapılan işlemlerde taraflarca mutabık kalınan ödeme süresinde borcun ödenmemesi durumunda borçlunun ihtara gerek olmaksızın temerrüte düşeceği ve alacaklının temerrüt faizi talep etmeye hak kazanacağı kabul edildiğini ifade ettiğini, davalı/borçlunun ödeme yapmaması üzerine aleyhine 28.02.2022 tarihinde Kahramankazan İcra Dairesi’nin … Esas numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dosyadan tebliğ edilen ödeme emrine davalı/borçlu tarafından 08.03.2022 tarihinde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit nitelikte olduğundan İİK. m. 67/2 gereği alacağın %20’sinden az olmamak üzere hükmedilecek tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirket tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
Kahramankazan İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların 2021 yılına ait BA – BS formları, SGK kayıtları, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, 16/02/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, dava dosyası ve ekinde yer alan her türlü bilgi, belge, tüm deliller, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan
incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde; davacı Şirketin Ticari Defterlerinden Davacı Şirketin Ticari Defterlerinden 2020 ve 2021 yılına ait Açılış- Kapanış Tasdiki zorunlu olan Yevmiye ve Defter-i Kebir Defterlerini e-defter olarak tuttuğu ve Envanter Defterinin de Açılış Noter Tasdiklerinin de süresinde yapıldığı görülmüş olup tüm defterlerin kendi içlerinde birbirini teyit ettiği, genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacının, davalı ile ilgili cari hesabını …’nin cari hesap bakiyesi 516.264,62TL borç bakiyesi verdiği, davacı vekilinin, davaya sunduğu 02/06/2022 tarihli dava dilekçesinde; “müvekkili ile davalı 25,02 ton “…”(“Ürün/Ürünler”) satışının yapılması hususunda anlaştığını, anlaşma neticesinde satışı yapılan Ürünlerin, davacı tarafından 29.11.2021 tarihinde davalı şirket’e teslim edilmiş” olarak belirttiği görüldüğü, davacı vekilinin, davaya sunduğu 02/06/2022 tarihli dava dilekçesinde; “Satışa ilişkin 30.11.2021 tarihinde Davacı tarafından 228.400,56TL bedelli fatura (“Fatura”) düzenlenerek Davalı’ya tebliğ edildiği, fatura’ya yasal süresi içerisinde itiraz edilmeyerek Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 21/2 gereği içeriği kesinleşmiş, başka bir deyişle satış bedelinin 228.400,56TL olduğu davalı/borçlu tarafından kabul edildiğini belirtmiştir.” olarak belirttiği görüldüğü, davacı şirketin düzenlediği e-fatura İlgili E-fatura Davalı şirkete e-arşiv portalı üzerinden Davalı Şirket’e iletildiğine dair e-arşiv portal ekran görüntüsü verildiği, davacı, 25 Ocak 2021 tarihli ve 31375 sayılı Resmi Gazete’de Form Ba ve Form Bs uygulamasinda değişiklik yapan 523 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen 1.nolu bentte “Buna göre, Vergi Usul Kanunu kapsamında elektronik belge olarak düzenlenen belgeler, 2021 yılının Temmuz ayına ilişkin dönemden itibaren Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dâhil edilmeyecektir.” olduğundan, Davalı Şirkete hitaben düzenlediği 30/11/2021 tarihli e-faturayı, Kasım’2021 dönem BS Formunda beyan etmediği, tarafların BA/BS kayıtlarının ilgili vergi dairelerinden istenilmesine karşılık ilgili Vergi Dairlerinden gelen yazılar incelenmiş, Davacı Şirket’in bağlı olduğu vergi dairesinden gelen yazı ekinde olan BS Formunda belirtilen 2 Hesap olduğu ve bu hesaplar ile ilgili olarak 1 hesap ta 7 adet fatura olduğu ve KDV Hariç 602.001,00TL olduğu bununla birlikte diğer hesap ile ilgili olarak 20 adet fatura olduğu ve KDV Hariç 2.010.209,04TL olduğu aynı şekilde, Davalı Şirket’in bağlı olduğu vergi dairesinden gelen yazı ekinde olan BA Formunda belirtilen 2 Hesap olduğu ve bu hesaplar ile ilgili olarak 1 hesapta 7 adet fatura olduğu ve KDV Hariç 602.001,00 TL olduğu bununla birlikte diğer hesap ile ilgili olarak 20 adet fatura olduğu ve KDV Hariç 2.010.209,04TL olduğu görülmüş olup, sonuç olarak Davacı şirketin düzenlediği e-faturaların Davalı Şirket’in BA Formlarında görülmüş olup fatura adetlerinin ve tutarlarının eşleştiği/mutabık olduğu görüldüğü, itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit nitelikte olduğundan İİK. m. 67/2 gereği alacağın %20’sinden az olmamak üzere hükmedilecek tazminatın davalıdan tahsili taleplerinin mahkemenin takdirlerine ait olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; faturaya dayalı başlatılan icra takibine ilişkin yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki ticari alım satım nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 07.03.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 08.03.2022 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki 25,02 ton “…” satışına dayalı ticari ilişki kapsamında faturadan kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia ederek alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmadığından savunması tespit edilememiş, borca itiraz dilekçesi içeriğinden borcunun bulunmadığını savunduğu tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Kahramankazan İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında takibe konu edilen alacağın dayanağının 30/11/2021 tarihli 228.400,56TL(KDV hariç 193.559,80TL) tutarlı fatura olduğu, fatura bedeli ile 225,27TL işlemiş faiz olmak üzere 228.625,83TL’nin tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2021 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına, 20 adet belge karşılığı KDV hariç 2.010.209,04TL mal satış bildiriminde bulunulduğu, davalı tarafça davacı adına 20 adet belge karşılığı KDV hariç 2.010.209,04TL mal alış bildiriminde bulunulduğu, taraflarca yapılan bildirimlerin örtüştüğü tespit edilmiştir.
Davacı yan tanık dinletmek istemişse de, hukuki işlemin ispatına yönelik dava değeri gözetilerek tanık dinlenemeyeceğinden bu talebi reddedilmiştir.
Davalıya gerek tensip zaptı ile gerekse ön inceleme duruşmasında verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından ve bulunduğu yerin adresi de bildirilmediğinden davacı yanın defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 16/02/2023 tanzim tarihli bilirkişi raporunda, tarafların fatura adetleri ile tutarları yönünden veri dairesine bildirimlerinin örtüştüğünü, cari hesap bakiyesinin 516.264,62TL olduğu, bu itibarla davalı yanın takibe itirazının haksız olduğu rapor edilmiştir. Düzenlenen raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmekle rapor hükme esas alınmıştır.
Dava konusu alacak, fatura alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
İddia ve savunma, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, davacı yanın ticari defter ve kayıtlarından, tarafların vergi dairesine yapmış oldukları uyumlu bildirimlerinden ve davalı vekilinin ön inceleme duruşmasındaki savunmasından taraflar arasında “…” alım – satımına dayalı ticari ilişki bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Davacı yanın davalıyla aralarındaki ilişki kapsamında davalıya “…” isimli ürünü sattığı ve teslim ettiği, bu durumun gerek davalı yanın savunmalarından gerekse davalının Ba formuyla vergi dairesine bildiriminden sabit olduğu, bu takdirde yapılan mal satışına yönelik uyuşmazlık konusu30/11/2021 tarihli 228.400,56TL tutarlı faturanın düzenlendiği, taraflar arasında, hukuki ilişki ve malın teslimine yönelik bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğu savunmasından kaynaklandığı, her ne kadar davalı yan faturaya konu malın ayıplı teslim edildiğini savunmuşsa da, savunmasını ispata yarar dosya kapsamına yazılı delil sunamadığı, defterleri ibrazdan kaçındığı, vergi dairesine yapılan bildirim gözetildiğinde ve faturaya süresi içerisinde itiraz edilmemesi sebebiyle fatura içeriğinin kabul edildiğinin sabit olduğu, davacı yanın hukuki ilişki ile alacağın varlığına yönelik iddiasını ispat etmesi karşısında davalı yanın iddia edilip ispatlanmış bir ödeme savunmasının da bulunmadığı, bu itibarla davacının fatura tutarı kadar alacaklı olduğu, davalının itirazının haksız olduğu, ancak davalının takipten önce temerrüte düşürülmemesi sebebiyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine, Kahramankazan İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 228.400,56TL asıl alacak yönünden iptaline takibin 228.400,56TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız itiraz ettiğinden, asıl alacak tutarının %20’si olan 45.680,11TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Kahramankazan İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 228.400,56TL asıl alacak yönünden iptaline takibin 228.400,56TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacak likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden, alacak tutarının %20’si olan 45.680,11TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 15.602,04TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.904,36TL harcın mahsubu ile bakiye 11.697,68TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1295,59TL’nin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderinden sayıldığından ve davalı ilk oturuma katılmadığından tamamının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 3.904,36TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.996,56TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 265,50TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.265,50TL yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca davalı ilk oturuma katılmadığından tamamının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 34.976,08TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirmişse de Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Bendi uyarınca davalı ilk oturuma katılmadığından reddedilen tutar yönünden lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.11/05/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı