Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/552 E. 2023/1151 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/552 Esas – 2023/1151
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/552 Esas
KARAR NO : 2023/1151

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN:
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
K. YAZIM TARİHİ: 24/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; … İli, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan … Derneğine ait tahıl deposunun istinat duvarının 13/11/2020 tarihinde davalı …’ye ait su deposunun patlaması nedeni ile yıkıldığını ve depoda bulunan 30 ton buğdayın telef olduğunu, davalı idarenin kusursuz sorumlu olduğunu, …’nin bayındırlık faaliyetlerini yürütmekte olduğu su deposunun patlaması sonucunda müvekkilin zarara uğradığını, davalı sigorta şirketinin sigorta sözleşmesi gereği sorumlu olduğunu, davacı müvekkilin davalı sigorta şirketi ile “… Paket Poliçe” adlı sigorta sözleşmesi imzaladığını, poliçede sel ve su baskınının da teminat altına alındığını, davalı sigorta şirketinin sözleşme gereği sorumlu olduğunu, zarar sigortalarında sigortacının, sigorta ettirenin sigortalanan rizikonun oluşması sonucunda uğradığı zararları, sigorta sözleşmesinde yer alan hükümler çerçevesinde tazmin etmekle yükümlü olduğunu beyan ederek, müvekkilin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda HMK’nun 107. maddesi gereğince artırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL zararın zararın doğduğu tarih itibari ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava değerinin artırılması talebini içerir dilekçe ile özetle; Toplam 24.564,80-TL emtia zararının zararın doğduğu tarih olan 13/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacının davasını HMK 107 maddeye göre belirsiz alacak davası olarak açtığını, davanın belirlenebilir olduğunun belli olduğunu, dava konusu hasar nedeniyle, davacıya bina hasarı 14.570 TL ile emtia hasarının 10.000 TL’si ödendiğini, davacının bakiye tazminat talebinin ise, poliçesinin tanziminde ve devamında, beyan yükümlülüğüne aykırı davranmasından ötürü TTK 1445 md. vd. kapsamında reddi gerektiğini, 12.11.2020 tarihinde sigortalı derneğin depo olarak kullandığı yapı duvarına …’ye ait su deposundaki arızadan kaynaklı borulardan taşan yüksek debili suyun sirayet etmesi sonucu hasar oluştuğunu, sigortalının hasar ihbarında bulunması akabinde müvekkil sigorta şirketi tarafından eksper ataması yapıldığını, yapılan hasar tespit çalışmaları sonucu;
Bina Hasar Tespiti ; 16.650,00-TL , %20 Amortisman Tenzili ; 3.330,00-TL, Enkaz Kaldırma ; 1.250,00-TL , Toplam ; 14.570,00-TL olarak, Emtia Hasar Tespiti ; 34.564,80-TL olarak belirlendiğini, yapılan ekspertiz incelemeleri aşamasında hadise esnasında riziko mahallinde 30 ton buğday bulunduğunun anlaşıldığını, bu husus davacının da kabulünde olduğunu, ancak hasar sonrası dernek yetkilileri tarafından ivedi olarak kurtarma ve koruma çalışmalarına başlandığını, yapılan kurtarma çalışmaları sonucunda 14.800 kg buğday emtiasının sağlam olarak kurtarıldığının tartım fişlerinden anlaşıldığını ve süregelen zamanda kurtarılan buğdaylar üzerinde hasar olma riskine karşılık buğdayların ticaret borsasına satışının gerçekleştiğinin ifade edildiğini, bu kapsamda depo içerisinde bulunan toplam 30 ton buğday emtiasının 14.800 kg kısmının kurtarıldığı kalan 15.200 kg buğday emtiasının hasarlı olarak kabul edileceğinin tespit edildiğini, 30 ton buğday hasara uğramadığını, hasara konu yemlik buğdayın birim fiyatının tespiti için TOBB’un yayınladığı günlük fiyat bilgilerinden ve en yakın ticaret borsası olan … Ticaret Borsasının günlük bülteninden elde edilen veriler dikkate alındığını ve birim fiyat 2.274,00-TL/Ton olarak tespit edildiğini, verilen bilgiler kapsamında hesaplanan toplam tazminat tutarı;
Bina hasarı 14.570,00-TL, Emtia Hasarı 34.564,80-TL, Toplam 49.134,80-TL olduğunu, bina hasarının tamamının 3.720,21 TL 08/04/2021 Prim borcu için acente hesabına mahsup , 10.849,79 TL 08/04/2021 sigortalıya ödeme , Emtia hasarının ise 10.000-TL’lik kısmı sigortalı 07.05.2021 tarihinde hesabına ödenmiş olup bakiye tazminat talebinin reddedildiğini, sigortalının gerek poliçenin tanzimi gerekse de devamı aşamasında sigortalı adreste buğday vs emtianın depolayacağı hususunda müvekkili sigorta şirketini bilgilendirmediğini, bu durumun TTK 1444/2 maddesine aykırı olduğunu, izah edilen nedenlerden ötürü emtia tazminat hesabından indirim yapıldığını ve 34.564,80-TL tazminat tutarının 10.000-TL’si davacı hesabına ödendiğini, davacının fazlaya ilişkin tazminat talebinin TTK 1445/5. Maddesi ve devamı uyarınca reddi gerektiğini, dava konusu zarar bedelinden diğer davalı … sorumlu olup, mezkur hadiseden dolayı sorumlular aleyhine açılacak davalardan doğan hakların, ödenen tazminat tutarı nispetinde, halefiyet kuralları gereği müvekkili sigorta şirketine devredildiğini, bu çerçevede davalı …’nün sorumluluğuna hükmedilmesi halinde dahi talep hakkının, TTK’nın rücu haklarını düzenleyen amir hükmü uyarınca müvekkili sigorta şirketinin olacağını, tüm bu nedenlerle davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın kısmi dava olarak açıldığının kabulüne, davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile özetle; öncelikle usule ilişkin zamanaşımı, hak düşürücü süre, görev, yetki, derdestlik ve husumet yönünden itirazları bulunduğunu, yetkili Mahkemenin müvekkili İdarenin adresinin bulunduğu Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri olup davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, iddiaları kabul anlamına gelmemekle birlikte İdarenin hizmet kusuruna ilişkin olup davanın Ankara İdare Mahkemesinde açılması gerektiğini, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, belirlenebilir bir alacak mevzubahis iken davasını belirsiz alacak davası olarak açmış olup kabul etmediklerini, haksız davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, söz konusu hasar adresinde müvekkili idarece hiç bir çalışma yapılmadığını, dava dilekçesinde belirtilen kesimde … Tic. Ltd. Şti. firması tarafından “…, … ve … İlçe Merkezleri ve Mahalleleri İçme Suyu Şebeke Hatları ve Diğer İmalatlar Yapım İşi” kapsamında çalışma yapıldığı İdare ilgili birimi tarafından bildirildiğini, davanın husumet yokluğu sebebi ile usulden reddini talep ettiklerini, hasarı ve kusuru kabul etmemekle birlikte; davacının iddiasını somut delillerle ortaya koyması gerektiğini, gerek buğdayın varlığı gerekse miktarına dair soyut iddiaları kabul etmediklerini, davacının 30 ton buğdayı muhafaza etmek üzere koyduğunu iddia ettiği deponun gıda depolamak için gerekli izinlerinin olup olmadığı, uygun koşulların sağlanıp sağlanmadığının da araştırılmasını talep ettiklerini, gıda depolamaya yönelik izinleri olmayan yerde, uygun koşullarda muhafaza edilmeyen gıdanın insan sağlığının önemi dikkate alındığında zaten imha edilmesi gerekecek olup telefi mevzu bahis olmayacağını, davacı tarafça iddia edilen dava konusu olayın meydana geldiğinin ispatı halinde dahi idareye herhangi bir kusur atfedilemeyeceğini, konu ile ilgili olarak İdarenin Su İnşaat Dairesi Başkanlığı ile yapılan yazışmaya cevaben dava konusu kesimde İdarelerince bir çalışma yapılmadığı, … Tic. Ltd. Şti. firması tarafından “…, … ve … İlçe Merkezleri ve Mahalleleri İçme Suyu Şebeke Hatları ve Diğer İmalatlar Yapım İşi” kapsamında çalışma yapıldığı tespit edilerek bildirildiğini, dolayısıyla gerçekleştiği iddia olunan hasarın ispatı halinde dahi İdarenin hiç bir kusuru ve kusursuz sorumluluğu mevzubahis olmadığını, yüklenicinin iş sahibinden bağımsız olarak kendi adına işi yürütürken başkalarına verdiği zarardan tek başına sorumlu olduğunu, hasarı ve kusuru kabul etmemekle birlikte; … Tic. Ltd. Şti. firması ile müvekkil İdare arasında, ihale kapsamında imzalanan sözleşme gereği davalı müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, tüm bu nedenlerle, öncelikle davanın husumet yokluğu vs. sebeplerle usulden reddine, aksi halde davanın ihbarına karar verilerek neticede esastan reddine ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü cevabi yazısı, Tarım ve Orman Bakanlığı cevabi yazısı, … cevabi yazısı, bilirkişi raporu, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı.
İnşaat Mühendisi, Gıda Mühendisi ve Sigortacı/Hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulu 14/08/2023 tarihli raporları ile özetle; Takdiri ve değerlendirmesi Mahkemeye ait olmak kaydı ile ;
Davacı sigortalının, davalı sigorta şirketinden alacaklı olduğu emtia hasar bedelinin (bakiye) 24.564,80,TL olduğu, davalı talebinin ise 10.000,00.TL olduğu, davacının, bakiye emtia hasar bedelini davalı sigorta şirketine ihbar tarihinden 45 gün sonrasından itibaren, işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edebileceği, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak kaydı ile, davalı …’nin dava konusu olay sebebi ile, dosyaya sunulan belgelerin tetkikinden kusurunun bulunmadığı bildirilmiştir.
GEREKÇE :
Dava, davalı sigorta şirketi sigortalısına ait talebe yurdunda 13.11.2020 tarihinde, diğer davalı …’ye ait su deposundan/su deposunun patlayan borusundan akan suların sigortalı yerin deposunun duvarını yıkması ve içerisinde bulunan buğday emtiasına zarar vermesi şeklinde meydana gelen zararın davalılar tarafından tazmini istemine ilişkindir.
Dosya içerisinde mevcut 13.11.2020 tarihli tutanağa göre, “13.11.2020 günü saat 11.30 sıralarında karakolumuza gelen ihbar üzerinde bölgemiz sorumluluk sahası içerisinde bulunan … Mahallesi … Caddesi No:… … adresine yeteri kadar kuvvet ile gidildiği, yapılan araştırmada bahse konu adresin yukarısında bulunan … ye ait su deposunun patladığı, depodan çıkan sulan adreste bulunan tahıl deposunun duvarını yıkarak depoda bulunan buğdayların telef olduğu, … isimli şahsın beyanına göre depoda bulunan buğdayların 30 TON olduğunun tespit edildiğine dair, İş bu tutanak tarafımızca tanzim edilerek, hazırda bulunanlarca imza altına alınmıştır.” Denilmiştir.
Aynı zarara birlikte sebep olunmasından doğan müteselsil sorumluluk da kendi içinde üç başlık altında incelenebilir. Bunlardan ilki birden çok kişinin kusuruna, dolayısıyla kusur sorumluluğuna dayanan tazminat yükümlülüğüdür. Ancak bu tazminat yükümlülüğünde de kusur ikiye ayrılır. Birincisi “ortak kusur sorumluluğu”, diğeri ise “bağımsız kusur sorumluluğu”dur. Ortak kusur sorumluluğuna dayanan tazminat yükümlülüğü; birden çok kişi aralarında önceden veya en geç olay sırasında anlaşarak, bilerek, isteyerek ya da en azından birbirlerinin davranışından haberdar olarak haksız bir fiille zarara sebep oldukları takdirde, ortak kusur sorumluluğu söz konusu olur. Ortak kusur şartının varlığı, birden çok zarar verende birlikte davranma iradesinin bulunmasına bağlıdır. Bu, kasta veya ihmale dayanabilir. Birden çok kişinin ortak kusur sorumluluğunun doğması için üç şartın bir arada bulunması gerekir. Bunlar; zarara birlikte sebep olma, ortak kusur ve tek zarar şartlarıdır. Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil sorumluluğunu esas itibariyle fiilin hukuka aykırılığı ve failin kusuru unsurlarına dayandırdığı, birden fazla sebebin bulunması halinde her bir sebep zararlı sonucun oluşmasına elverişli ise yarışan illiyetin söz konusu olduğu, böyle bir durumda müteselsil sorumluluk gereği her bir failin zararın tamamından sorumlu olacağı, somut olayda da Davacı sigortalının binasına ait depo duvarının yıkılmasında deponun arka tarafında bulunan su deposundan taşan fazla miktarda suyun neden olduğu yönünde dosyada, Görevli Jandarma Karakolu yetkilileri tarafından düzenlenen 13.11.2020 saat 12:00 tarihli tutanak, taraf beyanları ve Ekspertiz Raporu mevcut olup, incelenmesinden 13.11.2020 tarihli su basması hasarına, ait başka herhangi bir belge mevcut değildir. Dava konusu duvarın inşaatı sırasında duvara gelebilecek satıh sularının duvara zarar vermesi için teknik tabiri ile kafa hendeği ve izolasyon yaptırmayan sigortalının kusurlu bulunduğu yarışan illiyet kapsamında bu nedenle de davalı … ye herhangi bir kusur yüklenemeyeceği kanaatiyle davanın … yönünden reddine karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık ile ilgili olarak, 13.11.2020 olay tarihini de kapsayacak şekilde düzenlenen … nolu “… PAKET POLİÇE””si incelendiğinde poliçede 110.000,00.TL.’sı emtia teminatının bulunduğu, poliçede Dahili Su ve Sel Su Baskını teminatlarının da bulunduğu görülmektedir.Bu değerlendirme ışığında davacı sigortalının, davalı sigortacısından emtia zararının, yapılan hesaplama ile karşılanmayan kısmını ( 34.564,80.TL. — 10.000,00.TL. – 24.564,80.TL.’sını poliçe emtia teminatı dahilinde talep edebileceği kanaatiyle 24.564,80 TL’nin 07/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, (sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde tutulmasına) karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … yönünden davanın REDDİNE,
2-Davalı Sigorta şirketi yönünden davanın KABULÜNE, 24.564,80 TL’nin 07/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, (sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde tutulmasına),
3-a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.678,02 TL karar ve ilam harcından, 419,60 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.258,42 TL harcın davalı sigorta şirketinden alınarak hazineye gelir kaydına,
b)Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 720,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye irat kaydına,
c)Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 11,50TL vekalet harcı, 419,60 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 431,10 TL harcın davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 3.000,00TL bilirkişi ücreti, 568,35TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 3.568,35 TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderleri olan 42,00 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalı … davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.02/11/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı