Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/531 E. 2022/875 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/531 Esas – 2022/875
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/531 Esas
KARAR NO : 2022/875
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ: 11/10/2022
K. YAZIM TARİHİ: 25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;davacı şirketin, yapışkanlı bantlar sektöründe kendi markası olan “…” ile 17 yıldır deneyimli ve profesyonel ekibi ile halka hizmet verdiğini, bunun yanı sıra global pazarın lider markaları olan …, …, … ve … firmalarının da ana bayiliğini yaptığını, davalı şirketin, … isimli online alışveriş sitesinde kurmuş olduğu “…” isimli firması ile müvekkiline ait olan … markasının 5 metrelik çift taraflı halı bandını kendi ürünü gibi tanıtarak satışa sunduğunu, bu çerçevede müvekkilinin resmi satış sitesinden almış olduğu ürünlerin fotoğraflarını izinsiz olarak …’da yer alan … isimli mağazasında kullandığını, ancak davalı firmanın “…” isminde kendi üretimi olan halı bandı bulunmakta olmasına rağmen müvekkiline ait markanın görsellerini izinsiz paylaşarak ürünü satın alan müşterilere ise müvekkilinin ürünü yerine kendi ürününü gönderdiğini, gelen şikayetler üzerine de kendi ürünün daha iyi kaliteli olduğunu ileri sürdüğünü, davalı firmanın, müvekkiline ait ürünleri yine müvekkiline ait fotoğrafları izinsiz kullanarak satışa sunarak müşterileri yanıltmasının yanı sıra … üzerinden satıcıya sorulan sorulara vermiş olduğu cevaplarla müvekkiline ait ürünleri de kötülediğini, davalının eylemlerinin haksız rekabete yol açtığını ve hukuka aykırı olduğunu, davalı firmanın, müvekkilinin tanınmışlığından ve güvenirliğinden faydalanmak amacıyla müvekkiline ait olan ürünleri, yine müvekkiline ait ürün fotoğrafları ile birlikte izin almaksızın satışa sunduğunu ve satın alan müşterilere kendi ürününü göndererek müvekkiline ait ürünleri de gelen şikayetler çerçevesinde müşterilere karşı açıkça kötülediğini, davalı firmanın TTK m.55 uyarınca haksız rekabet hükümlerine kendi kusuru ile açıkça aykırı davrandığını, tüm bu nedenler ile; müvekkiline ait ürün fotoğraflarını izinsiz kullanan ve müvekkilinin ürününü haksız şekilde kötüleyerek haksız rekabete yol açan davalı firmanın yol açtığı, haksız rekabetin men’i ile HMK m.107 uyarınca toplanacak delillerden sonra arttırmak ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL’lik maddi tazminatın, ticari faizi ile birlikte davalı firmadan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, marka hakkına tecavüz edilerek haksız rekabet oluşturduğu iddiasıyla haksız rekabetin men’i ve maddi tazminat talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu davacı şirketin, yapışkanlı bantlar sektöründe kendi markası olan “…” markasının 5 metrelik çift taraflı halı bandını kendi ürünü gibi tanıtarak satışa sunduğunu, bu çerçevede müvekkilinin resmi satış sitesinden almış olduğu ürünlerin fotoğraflarını izinsiz olarak …’da yer alan … isimli mağazasında kullandığını, ancak davalı firmanın “…” isminde kendi üretimi olan halı bandı bulunmakta olmasına rağmen davacıya ait markanın görsellerini izinsiz paylaşarak ürünü satın alan müşterilere ise müvekkilinin ürünü yerine kendi ürününü gönderdiğini iddia ederek marka hakkına tecavüz yoluyla haksız rekabetin oluşup oluşmadığının tartılması gerekmektedir.Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle ”Marka Hakkının Tüketilmesi” ilkesi üzerinde durmak gerekmektedir. Marka hakkı, bu hakkın sahibine marka üzerinde tekel hakkı verir. Her hakta olduğu gibi marka hakkının da sınırları vardır. Bu sınırlardan belki de en önemlisi, marka hakkının tüketilmesidir. Marka hakkının kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla tüketilme ilkesi fikri mülkiyet hukukunda yer almıştır.Yani 556 sayılı KHK’nin 13. maddesi gereğince tükenmenin söz konusu olabilmesi için, malların marka sahibinin rızası ile piyasaya sürülmüş, malların piyasa sürümünün ”marka sahibi tarafından” veya ”marka sahibinin izni ile” söz konusu markayı kullanma yetkisine sahip bir kimse tarafından gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir.Haksız rekabet de 6102 sayılı TTK’nın 54 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, TTK’nın 54/2 maddesinde haksız rekabet tanımlanmamış ancak maddede ”Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklindeki ifade ile haksız rekabet oluşturan fiiller genel olarak belirtilmiştir. TTK’nın 55/1 (a) bendinin dördüncü alt bendi olan ”Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” fiili de haksız rekabet teşkil eden hallerden olarak sayılmıştır. Haksız rekabetin varlığı için haksız ve hukuka aykırı fiil, iktisadi rekabetin kötüye kullanımı yoluyla bir zarar veya zarar tehlikesinin yaratılmış olması gerektiği, haksız rekabete yol açan fiilin faili ile mağduru arasında bir rekabet ilişkisinin bulunmasının zorunlu olmadığı, rekabetin işleyişinde eşitsizliğe yol açan her türlü fiilin hukuka aykırı olarak değerlendirildiği, haksız rekabetin gerçekleşmesi için zararın meydana gelmiş olması gerekli olmayıp zarar tehlikesine maruz kalmış olmanın da yeterli olacağı kuşkusuzdur.
Yukarıda da açıklandığı üzere, 556 sayılı KHK’nın 13. maddesinin uygulanmasından söz edilebilmesi için, markanın aynı ya da iltibas oluşturacak şekilde benzerinin marka sahibinin izni ya da verdiği bir yetki kapsamında orjinal ürünler üzerinde kullanılması gerekmektedir. İş bu sebeple marka hakkına tecavüzün şartlarının somut olayda irdelenmesi gerektiğinden dava dosyası içerisindeki tarafların iddia ve savunmaları itibariyle yürürlükte bulunan 6769 sayılı SMK.’nın 156. maddesi uyarınca, “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığı’nca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince; fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye ceza mahkemesince bakılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.Bu itibarla, dava dilekçesinin konu ve sonuç bölümündeki açıklama nazara alınarak görev hususu kamu düzenine ilişkin olup; yargılamanın her aşamasında resen nazara alınacağından, Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’un 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli … Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Dair, davacının yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.11/10/2022

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.