Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/516 E. 2022/591 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/516 Esas – 2022/591
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/516 Esas
KARAR NO : 2022/591
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
K. YAZIM TARİHİ: 23/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:Davacılar ile davalı arasında davalının … Şti’deki … adet hissesinin devri ve … Şirketine haksız rekabet oluşturacak şekilde eylem ve işlemlerde bulunmama konusunda 29.11.2018 tarihinde protokol düzenlendiğini, Davalının söz konusu protokole rağmen … Şirketine haksız rekabet oluşturacak eylem ve ticari işlerde bulunmayacağına dair anlaşma yapıldığını, bu anlaşmaya uyulmaması durumunda davalı tarafça davacılara yapılan hisse devri sebebiyle davacıların hiçbir bedel ödemeksizin hisselere sahip olacağını, davalı tarafın protokoldeki açık hükme rağmen … Şti. Bünyesinde davacıların hissedarı olduğu … Şti ile tamamen aynı faaliyet alanında ticari hayatına devam ettiğini, davalının her ne kadar ticaret sicil kayıtlarında şirketin yetkilisi görünmese de şirket müdürü sıfatıyla davacılara attığı mailler ve banka ve sair kurumlar nezdinde yapmış olduğu işlemlerin kayıtlarına delil olarak gösterdiğini, davalının, davacıların müşteri portfoyünü kullanarak ve davacıların hissedarı olduğu şirketin ticari bilgilerinden faydalanarak ticari hayatını tamamen aynı sektörde devam ettirerek, davacıları zarara uğratacağını, davacıların söz konusu protokol sebebiyle davalı ile 29.11.2018 Keşide tarihli 10.12.2018 vadeli 300.000 TL,31.08.2019 vadeli 200.000 TL,31.12.2019 vadeli 250.000 TL 31.03.2020 vadeli 250.000 TL 31.07.2020 vadeli 200.000 TL Senetler imzalanarak verildiğini, ayrıca yine söz konusu protokolde, 300.000 TL değerindeki … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parselde bulunan … numaralı dairenin davalıya devri konusunda taraflarca mutabık kalındığını, protokol kapsamındaki senetler karşılığı olarak 200.000 TL banka kanalıyla ve 100.000 TL elden ödeme neticesinde 9.11.2018 Keşide tarihli 10.12.2018 vadeli 300.000 TL bedelli senet davalıdan iade alındığını, davalıya ayrıca 150.000 TL tutarında elden ödeme daha yapıldığını, söz konusu protokol kapsamında davalıya ilk senet karşılığı ödenen rakam haricinde 277.000 TL daha banka kanalıyla ödenmek suretiyle davalıya banka kanalıyla 477.000 TL ve elden 250.000 TL tutarında olmak üzere toplamda 727.000 TL ödeme yapıldığını, banka kayıtlarına delil olarak gösterdiğini, davalının elindeki senetlerin iptali için menfi tespit davası açıldığını, yine söz konusu protokol uyarınca davalının ödemesi gerekirken ödemediği bir kısım yargılama ödemeleri de davacılarca yapılmış olup, bu kapsamda davacıların uğramış olduğu zararın toplam boyutu henüz net olmadığını, bu sebeple fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davanın, taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen, …’ın … şirketine karşı haksız rekabet yapmayacağı maddesine dayandığını, bu anlamda , davacının tüzel kişilik olan … şirketi olması gerektiğini, davacıların bireysel olarak yaptıkları bir işin olmadığını, bu anlamda davacıların bu davada taraf olmaları yasal olarak mümkün olmadığını, haksız rekabet davasının TTK 54. Maddesinde aranan şartları mevcut olmadığını ve dava dilekçesinde de oluşmuş ve oluşabilecek bir zarar durumu anlatılmadığını, davacılarca, … Belediyesi ile ilgili iddialarının ne olduğu , kendileri ile nasıl bir ilişkisi bulunduğu , zararlarının varlığı dava dilekçesinde açıklamadığını, … Belediyesi ile iş ilişkisi kurmanın davacıların tekelinde bulunmadığını, ne talep ettiklerinin anlaşılmadığını, taraflar arasındaki hisse devri sözleşmesinde haksız rekabetin yaptırımı olarak tüm alacakların ödenmemesi sonucuna bağlandığını, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi bittiğinde bu anlaşmanında sona ereceğini, davacıların sözleşmenin hiçbir maddesine uymadıklarını, yani borçlu bulundukları senetleri ödemediklerini, son üç senet alacaklarının muaccel hale geldiğini, sözleşme gereği sözleşmeden hemen sonra davalıya devredilmesi gereken evin verilmediğinin ve tüm bu sözleşmeye aykırılıkların ardından sözleşmenin haksız rekabet yapmama maddesi nedeni ile dava açıldığını, Sözleşme gereği, içeriğe göre borçların ödenme tarihinden itibaren sözleşmedeki haksız rekabet yapmama maddesinin de geçersiz hale geleceğini, sadece sözleşmeye dayanılıyorsa sözleşmeye uymayan tarafın kendilerinin olduğunu ve haksız rekabetin yaptırımı olarak belirtilen alacakları ödemeyerek davalıyı ömür boyu çalışamaz hale getirmenin amaçlandığını, bu anlamda yasal unsurları bulunmayan davanın aynı zamanda kötü niyetli olduğunu ve kanunun kötü niyeti koruması beklenemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
… Belediyesi cevabi yazısı, … Bankası, … ve … Bankası cevabi yazıları, ticaret sicil kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, şirket yöneticisi olan davalının TTK’nın 613/3 ve 626.maddesi gereğince rekabete aykırı davranışları nedeniyle TTK’nın 644/1.a.maddesi yollamasıyla aynı yasanın 553-561.maddeleri arasında düzenlenen yöneticinin sorumluluğu kapsamında açılan haksız rekabetten kaynaklı tazminat davasıdır.
TTK’nın 613.maddesi gereğince, ortakların, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamayacağı; özellikle, kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemleri yapamayacağı düzenlenmiş maddenin 3.fıkrasında rekabet yasağını öngören 626.maddenin hükümlerini müdürler bakımından saklı olduğu belirtilmiştir.
TTK’nın 626.maddesinde, müdürler ile yönetimle görevli kişilerin görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirecekleri, şirket menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlü oldukları düzenlenmiştir.
TTK 555/1.maddesinde, ” şirketin uğradığı zararın tazmini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatı ancak şirkete ödenmesini isteyebilir” düzenlenmiştir. Asıl davada, şirket müdürünün verdiği zararların belirlenerek şirket ortağına ödenmesi talep edildiğinden davada TTK 555. maddesine aykırılık bulunmaktadır.
TTK 553. maddesine göre, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerin kanun ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerine aykırı olarak kusurlu fiil ve işlemleri sonucunda şirketin doğrudan uğradığı zarar sebebiyle, hem şirkete hem de pay sahiplerine karşı zarardan sorumludurlar. Bu madde de sayılan kişiler dışında bir başka kişi tarafından şirketin doğrudan zarara uğratılması halinde ise, bu kişilere karşı yalnızca şirketin kendisi haksız fiil veya sözleşme ilişkisi çerçevesinde dava açabilecektir. Bu durum taraf sıfatı ile ilgilidir. Bir hakkı dava etme yetkisi kural olarak hak sahibine aittir. Bu durumda, şirket ortağının yönetim yetkisine sahip müdür tarafından şirkete verildiği ileri sürülen zararlar nedeniyle, şirkete ödenmek üzere dava açılması gerekmektedir. Şirket ortağı tarafından şirkete verildiği ileri sürülen zararlar nedeniyle şirkete ödenmek üzere dava açılmasında aktif dava ehliyetinin bulunduğu fakat Dava dilekçesi incelendiğinde davalının davacıların müşteri portfoyünü kullanarak ve davacıların hissedarı olduğu şirketin ticari bilgilerinden faydalanarak ticari hayatını tamamen aynı sektörde devam ettirerek davacıları zarara uğrattığı iddiasıyla zararın davacılara ödenmesine yönelik talepte bulunulduğu nazara alınarak şirkete ait zararın şirket ortaklarına ödenmesi için dava açıldığı, haksız rekabetten kaynaklı meydana geldiği iddia edilen zararın şirkete ödenmesinin talep edilmediği nazara alınarak şirket ortağı tarafından açılan davada ortağın dava açma sıfatının bulunmadığından Davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78TL harçtan mahsubu ile bakiye 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacılara iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/06/2022

Katip Hakim
e-imzalıdır. e-imzalıdır.