Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/486 E. 2023/65 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/486 Esas – 2023/65
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/486 Esas
KARAR NO : 2023/65

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
K. YAZIM TARİHİ: 30/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ile ticari ilişkisi olduğunu, müvekkilinin ticari ilişkiden kaynaklı olarak davalıya 19.01.2022 tarihli 26.488,53 TL’lik fatura ve yine 08.02.2022 tarihli 26.551,45 TL’lik fatura olmak üzere toplamda 53.039,98 TL tutarlı fatura düzenlediğini, alacağın tahsili için davalıya yapılan başvurular neticesinde 14.715,86 TL’ lik mal iadesi yapıldığını, ancak bakiye 38.324,12 TL alacağın ödenmediğini, davalıya yapılan başvuruların neticesiz kalması nedeniyle davalı aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafından yetkiye itiraz edilmesi üzerine dosyanın … İcra Dairesinde … E. sayılı dosya numarasını aldığını, davalı tarafından borca itiraz edildiğinden takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, Davalı borçlunun … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına vaki haksız ve hukuka aykırı itirazının iptaline, takibin devamına, davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu alacağın dayanağı olan faturaların müvekkiline teslim edilmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerektiğini, ticari defter ve kayıtların incelenmesi halinde müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının anlaşılacağını beyan ederek, öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle usulden reddine, sayın mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili hakkında açılmış işbu davanın esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, 09/12/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, fatura ve cari hesap nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 14/04/2022 tarihli ödeme emri ile 38.324,12 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı vekilinin 15/04/2022 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin 15/04/2022 tarihinde durdurulduğu, eldeki davanın 29/04/2022 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği cari hesaptan kaynaklanan 38.324,12 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Davacı ticari defterlerine dayanarak alacak talep etmiştir. Bir gerçek veya tüzel kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeyi yine kendi lehine delil olarak kullanamaması bir usul kuralıdır. Zira kişi kendi lehine, başkası aleyhine delil oluşturma eğilimine girebilir. Ancak, bir kişinin kendi düzenlemiş olduğu belgeye yine kendi lehine delil olarak dayanamayacağına ilişkin genel kurala bir istisna getirilmiş ve kanunda belirtilen şartlar altında ticari defterlerin sahibi lehine delil olacağı kabul edilmiştir. Sahibi tarafından oluşturulan ticari defter kayıtları, uyuşmazlığın her iki tarafının defter tutma yükümlülüğüne tabi olması ve uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına ilişkin genel şartlar dışında, kanunda öngörülen ek şartların gerçekleşmesi halinde, sahibi lehine delil teşkil edebilir. Bu kuralın istisnası olan ticari defterlerle ispat HMK’nın 222/2-3. Maddesinde bazı sıkı şartlara bağlanmıştır. HMK 222/2’de, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz, usulüne uygun şekilde tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. HMK 222/3. Maddesinde ise, HMK 222/2’de öngörülen şartlara uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır ( Yargıtay 15. HD’nin 13/06/2017 tarih ve 2/16/2310 E.2017/2537 K sayılı ilamı).
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla alınan 09/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Dosya kapsamı ve tarafların kayıtlarının incelenmesi neticesinde, Davacının … İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyası ile davalıdan olan 38.324,12 TL bakiye alacağını 14.04.2022 tarihli ilamsız takiplerde takip tarihinden itibaren işteyecek faizi ile birlikte talep ettiği,
Davacının 2022 yılı kayıtlarına göre; davacının BS formu ile beyan ettiği davalı adına düzenlediği toplamı 53.039,98 TL olan 2 adet faturanın davalı hesabına borç kaydedildiği, davalı tarafından düzenlenen 14.715,85 TL tutarlı iade faturasının da davalı hesabının alacağına kaydedildiği, icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 38.324,13 TL bakiye alacağının bulunduğu,
Davalının 2022 yılı kayıtlarına göre; davalının BA formu ile beyan ettiği toplamı 53.039,98 TL olan 2 adet faturanın davacı hesabına alacağına kaydedildiği, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 14.715,85 TL tutarlı iade faturasının da davacı hesabının borcuna kaydedildiği, icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya 38.324,13 TL bakiye borcunun bulunduğu, nihai olarak dava konusu ile ilgili olarak tarafların BA-BS formlarının ve ticari kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü ve icra takip tarihi (14.04.2022) itibariyle davacının davalıdan 38.324,13 TL alacaklı olduğu” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı alacağa dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan faturadan kaynaklanan bakiye alacağının bulunduğunu iddia etmiş, incelenen taraf defter ve kayıtları ile tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formlarındaki bildirimlerinin örtüştüğü görülmüştür. Davalı yanın ticari defterlerine kaydettiği faturaları ayrıca Ba formuyla davacı adına uyuşmazlık dönemine ilişkin 2 adet fatura karşılığı mal alım bildiriminde bulunduğu tespit edilmiştir. Basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Yine dosya kapsamında sunulu bulunan faturaların teslim alan kısımlarının imzalı olduğu ve bu iki faturaya konu malların davalı yana teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır.
Bu itibarla alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle davalıdan takip çıkışı olan 38.324,12TL kadar alacaklı olduğu, davalının itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ; … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-33.324,12 TL alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 2.617,92 TL harçtan peşin alınan 462,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.155,05 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 462,87 TL peşin harç olmak üzere toplam 555,07 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 211,55 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.311,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/01/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza

TASHİH ŞERHİ

Mahkememizin 19/01/2023 tarihli ve 2022/486 esas, 2023/65 karar sayılı ilamı resen incelenmiş olup; hükmün 2 nolu bendinde sehven “…33.324,12 TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine…” denmiş ise de davanın konusunun itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, icra takibine konu alacak miktarının ve dava değerinin 38.324,12 TL olarak gösterildiği anlaşılmakla, hükümdeki bu yazım hatasına bağlı açık hatanın 6100 sayılı HMK’nun 304. maddesi gereğince düzeltilmesine; mahkememizin ilgili kararının 2. bendinde geçen ”33.324,12 TL” ibaresinin düzeltilerek kararın 2. bendinin “2-38.324,12 TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde TASHİHİNE karar verilmiştir. 25/01/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza