Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/464 E. 2023/377 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/464 Esas – 2023/377
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/464 Esas
KARAR NO : 2023/377

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2022
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
K.YAZIM TARİHİ: 17/04/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili ile aralarındaki ticari faaliyet gereği davalının düzenli mal aldığını ve belirli aralıklarla ödeme yaptığını, belirli bir süre sonra mal alımına devam eden davalının en son 2019 yılında ödeme yaptığını, bahse konu ödeme ve alımların tarafların BA- BS formlarına işlendiğini, bakiye borç tutarı ve işleyen faizine istinaden Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından 07/04/2022 tarihinde haksız olarak itiraz edildiğini, zorunlu dava şartı olan arabuluculuk görüşmelerinin 25/04/2022 tarihinde anlaşamama şeklinde sonuçlandığını beyan ederek, davanın kabulü ile Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili; davacı yan tarafından muhtelif zamanlarda ve ne şekilde hesaplandığı belli olmayan miktarlarda müvekkili şirkete yönelik olarak alacak talebiyle takip açılma yoluna gidildiğini, bu kapsamda haksız alacak taleplerinin müvekkili şirket nezdinde bir karşılığı bulunmadığı gibi hiçbir şekilde alacağının haklı bir yanı bulunmadığını, dava konusu ticari alacak olduğu iddiasıyla talepte bulunulmuşsa da müvekkili şirketin davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı yanın aynı şekilde imzası müvekkile ait olmayan bonoyu gündeme getirerek Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 100.000,00TL senetle icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından yapılan imza itirazı ile Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında bononun müvekkili şirketin tek yetkilisi tarafından imzalanmadığına kanaat getirildiğini, icra dosyasının bu şekliyle itirazlar neticesinde iptal edildiğini, bu kapsamda müvekkili şirket yetkilisinden alınan imzaların bonodaki imzayla uyumlu olmaması da dikkate alındığında davacı yanın haksız kazanç elde etmek adına bu çaba içerisine girdiğinin aşikar olduğunu beyan ederek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların Ağustos 2019 ile Şubat 2020 yılları dönemine ilişkin BA-BS formları, 04/11/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Bilirkişi raporunda, davacı …’in davalı … A.Ş.’ne 2019 ve 2020 yıllarında 325.052,95TL tutarlı fatura düzenlediği, davalı firmadan 248.088,00TL tahsilat yaptığı, 31.12.2020 tarihi itibariyle 76.964,95TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki ticari alım – satım kapsamında faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı taraflar arasındaki ticari alım – satım nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturaya dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 31.03.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 06.04.2022 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İtirazın iptaline yönelik olarak açılan iş bu dava hak düşürücü yasal süresi içerisinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı yan, davalı ile aralarındaki ticari alım – satım ilişkisi kapsamında cari hesaptan kaynaklı alacağının bulunduğunu iddia ederek alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının vaki itirazının iptalini talep etmiş, davalı yan ise, davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin ve yapılan ödemelerin kabul edilmesi halinde defterlerinin incelemeye hazır bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Takip çıkışının 76.965,00TL cari hesap alacağı, 14.404,05TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 91.369,05TL olduğu, işbu davanın da 91.369,05TL harca esas değer bildirilerek açıldığı, hem asıl alacak yönünden hem de işlemiş faiz yönünden itirazın iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2019 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; davacı tarafça davalı adına, 2019 yılı Ağustos ayında, 3 adet belge karşılığında KDV hariç 9.619,00TL, Eylül ayında, 27 adet belge karşılığında KDV hariç 52.015,00TL, Ekim ayında, 32 adet belge karşılığında KDV hariç 70.306,00TL, Kasım ayında 42 adet belge karşılığında 77.515,00TL, Aralık ayında 29 adet belge karşılığında KDV hariç 45.044,00TL mal satış bildiriminde bulunulduğu, toplamda 133 adet belge karşılığında KDV hariç 254.499,00TL mal satış bildiriminde bulunulduğu, davalı tarafça davacı adına, 2019 yılı Ağustos ayında, 3 adet belge karşılığında KDV hariç 9.619,00TL, Eylül ayında, 27 adet belge karşılığında KDV hariç 52.015,00TL, Ekim ayında, 31 adet belge karşılığında KDV hariç 67.702,00TL, Kasım ayında 33 adet belge karşılığında 73.252,00TL, Aralık ayında 29 adet belge karşılığında KDV hariç 45.044,00TL mal alış bildiriminde bulunulduğu, toplamda 123 adet belge karşılığında KDV hariç 247.632,00TL mal satış bildiriminde bulunulduğu tespit edilmiştir.
Davalıya verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından ve bulundukları yerin adresi de bildirilmediğinden davacı yanın defter ve kayıtları ile mahkememiz dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 03/11/2022 tanzim tarihli bilirkişi raporunda, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 476.964,95TL tutarında alacaklı olduğu rapor edilmiştir. Raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmekle rapor hükme esas alınmıştır.
Davalı yan her ne kadar husumet itirazı ile zamanaşımı definde bulunmuşsa da, incelenen davacı defterleri ile dosyaya kazandırılan Ba -Bs formlarından taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu anlaşıldığından davalının husumet itirazının yerinde olmadığı, takibe konu alacağın faturaya dayalı cari hesap alacağı olması ve TBK madde 146’daki 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmekle birlikte takip tarihi itibariyle bu süre dolmadığından bu yöndeki savunmasının da yerinde olmadığı değerlendirilerek reddedilmiştir.
Dava konusu alacak, faturadan kaynaklı cari hesap alacağına dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davalı yana verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtlar sunulmadığından ve adresi de bildirilmediğinden yapılan ihtar uyarınca davacı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması ve davacı lehine delil olma vasfına haiz olması hususları gözetilerek davacı defter ve kayıtları HMK madde 222/3 (Değişik:22/07/2020 – 7251/23.m.) uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı defter ve kayıtları, vergi dairesine yapılan taraf bildirimleri ve davalı savunması birlikte değerlendirildiğnide taraflar arasında ticari mal alım – satım ilişkisinin bulunduğu, davacı yanın taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkiyi dosya kapsamına göre ispatladığı, alınan bilirkişi raporuyla davacının cari hesap alacağının bulunduğu, davalının kısmi ödemelerinin mahsubu ile takip tarihi itibariyle bakiye 76.964,95TL davacının davalıdan alacaklı olduğu, davacının sözleşmesel ilişkiyi ve alacağının varlığını ispatlaması karşısında davalının iddia edilip ispatlanmış bir ödeme savunmasının bulunmadığı, bu sebeple davalının itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği, davacının davalıyı takipten önce temerrüte düşürdüğünü ispatlayamaması karşısında işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Ankara Batı İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın asıl alacak tutarı olan 76.964,95TL yönünden iptali ile takibin 76.964,95TL yönünden devamına fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak tutarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden asıl alacak tutarının %20’si olan 15.392,99TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın asıl alacak miktarı olan 76.964,95TL yönünden iptali ile takibin 76.964,95TL yönünden devamına fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak miktarı likit olduğundan ve davalı haksız itiraz ettiğinden asıl alacak miktarının %20’si olan 15.392,99TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.257,47TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.103,51TL harcın mahsubu ile bakiye 4.153,96TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.111,90TL’sinin davalıdan, 208,10TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.103,51TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı, 11,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.195,71TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 145,00TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.145,00TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 964,49TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 12.314,39TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.23/03/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı