Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/450 E. 2023/36 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/450 Esas – 2023/36
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/450 Esas
KARAR NO : 2023/36

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2022
KARAR TARİHİ: 12/01/2023
K. YAZIM TARİHİ: 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile müvekkilinin davalıya günlük cihaz (… … … cihazı türbin partikül işlemleri için) kiralandığını ve bu cihazla birlikte bir personel görevlendirildiğini, önce 5 gün daha sonra da davalının talebi üzerine ek 1 gün olarak hizmet verildiğini, müvekkili tarafından 15.02.2021 tarihinde 1.888,00 Euro bedelli ve 26.02.2021 tarihinde 424,90 Euro bedelli iki adet fatura kesilerek bedellerinin davalıdan talep edildiğini, davalı tarafından ödeme yapılmadığını, bunun üzerine Ankara … İcra Müdürlüğüne ait … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin davalıya 10.09.2021 tarihinde gönderildiğini, davalı tarafından haksız şekilde ve hukuka aykırı olarak borca itiraz edildiğini ve 17.09.2021 tarihinde takibin durduğunu, 08.11.2021 tarihli tutanak ile arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını, bununla birlikte davalı tarafından 13.12.2021 tarihinde 23.923,53 TL ödeme yapıldığını, icra dosyasına haricen tahsil talebinde bulunulduğunu, kısmi ödeme olması nedeniyle TBK 100.maddeye uygun olarak, bu ödemenin öncelikle dosyadaki faiz ve masraflara (avukatlık ücreti de dahil) mahsup edilmesi gerektiğini, bu nedenle haricen tahsil olarak yapılan kısmi ödemenin öncelikle avukatlık ücreti, faiz ve masraflardan mahsup edilerek anapara olan borç olarak kalan tutar için icra takibinin devamını talep ettiklerini beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmi yapılan ödemenin öncelikle avukatlık ücreti, faiz ve masraflardan mahsup edilerek anapara olan borcun asıl alacak ve ferileri yönünden iptali ile takip konusu alacağa borcun muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte takibin devamına, alacaklının alacağını tahsil tehlikesi ile karşılaşmaması için mümkün ise teminatsız şekilde, bunun mümkün olmaması halinde ise yatırılması gerekli teminat karşılığında davalı borçlunun malvarlığı üzerine dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati haciz işlemi uygulanmasına, likit alacağa kötü niyetli olarak haksız yere itiraz eden borçlu aleyhine 974,04 Euro dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, zira davacı tarafından müvekkiline … İli … İlçesinde bulunan biyokütle enerji santrali projesi kapsamında bir adet cihaz ve bir personel sağlanarak partikül sayma hizmeti verildiğini, ancak hizmetin ayıplı olarak ve belirlenen tarihlerde gereği gibi yapılmadığını, öte yandan davacı tarafından müvekkiline haksız ve kötü niyetli olarak vade farkı faturası tanzim edilerek gönderildiğini, müvekkilinin bu faturaları kabul etmeyerek davacıya iade ettiğini, mahkemece aksi kanaate varılacak olsa dahi dava konusu alacak yönünden müvekkilinin temerrüde düşürülmediğinden faize ilişkin taleplerin reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığından aksi kanaat hasıl olursa müvekkilinin mütemerrit halde bulunmadığından ve alacak likit olmadığından haksız ve kötüniyetli olarak açılan icra takibine yasal süresi içerisinde itiraz ettiğini, dolayısıyla da davacının icra inkar tazminatına yönelik taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, bahse konu icra takibini başlatmakla haksız ve kötü niyetli olduğundan müvekkili lehine dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, %20’den aşağı olmamak kaydıyla davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara .. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, 12/12/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, hizmete dayalı cari hesap alacağına ilişkin başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 05/08/2021 tarihli ödeme emri ile toplam 2.458,18 Euro alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 10/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 17/09/2021 tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 25/04/2022 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya kazandırılan 12/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının Ankara … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası kapsamında davacıdan 05.08.2021 tarihli ilamsız takiplerde ödeme emri ile;
1.888,00 Euro AHD2021000000032 nolu 15.02.2021 tarihli fatura
424,80 Euro AHD2021000000049 nolu 26.02.2021 tarihli fatura
2.312,80 Euro Toplam asıl alacak
120,43 Euro 17.03.2021-03.08.2021 arası 139 gün %16,75 işlemiş faiz
24,95 Euro 28.03.2021-03.08.2021 arası 128 gün %16,75 işlemiş faiz
145,38 Euro Toplam işlemiş faiz
Olmak üzere toplam 2.458,18 Euro alacağını takip tarihinden itibaren asıl alacağa (2.312,80 Euro) işleyecek Merkez Bankası Bankalarca Mevduatlara fiilen uygulanan azami faiz oranları ile tahsilini talep ettiği, dosya kapsamında davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir belgesinin bulunmadığı,
Davacının 2021 yılı kayıtlarına göre; davacının davalı adına düzenlediği BS formu ile beyan ettiği toplamı 2.312,80 EURO olan 2 adet faturayı kayıtlara toplam 19.839,24 TL olarak kaydettiği, icra takip tarihi olan 05.08.2021 tarihine kadar davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı dikkate alındığında icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 2.312,80 EURO alacağının bulunduğu, ancak davalının icra takip tarihinden sonra 13.12.2021 tarihinde davacıya 23.923,53 TL ödeme yaptığının kayıtlarda yer aldığı,
Davalının 2021 yılı kayıtlarına göre; davalının BA formu ile beyan ettiği toplamı 2.312,80 EURO olan 2 adet davacı faturasını 19.839,24 TL olarak kaydettiği, icra takip tarihi olan 05.08.2021 tarihine kadar davacıya yapılan herhangi bir ödemenin kayıtlarda yer almadığı, dolayısıyla icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya 2.312,80 EURO borçlu olduğu, ancak davalının icra takip tarihinden sonra 13.12.2021 tarihinde davacıya 23.923,53 TL ödeme yaptığının kayıtlarda yer aldığı, nihai olarak taraf kayıtlarına göre; icra takip tarihi olan 05.08.2021 itibariyle davacının davalıdan 2.312,80 EURO alacaklı olduğu, ancak davalının icra takip tarihinden sonra 13.12.2021 tarihinde davacıya 23.923,53 TL ödeme yaptığı, 13.12.2021 tarihindeki TCMB Efektif Satış Kuru 16,1194 olarak tespit edildiği, bu kapsamda davalının yaptığı ödeme anapara tutarından düşüleceği değerlendirilirse (23.923,53 TL / 16,1194 TL) 1.484,15 EURO olarak hesaplandığı, dolayısıyla diğer hususlar Sayın Mahkemenin takdirinde olmak üzere davalının davalıya (2.312,80 EURO – 1.484,15 EURO) 828,65 EURO bakiye borcunun kaldığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı yanın takip çıkışı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2021 yılına ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir. İncelenmesinde; uyuşmazlık konusu faturaların Ba-Bs formlarıyla bildirildiği tespit edilmiştir.
Dava konusu alacak, faturaya dayalı alacağa dayanmaktadır. Fatura düzenlenmesi tek başına muaccel bir alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacının aynı zamanda malın teslim edildiğini/hizmetin ifa edildiğini ispat yükü altındadır.
Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Davacı yan faturadan kaynaklanan bakiye alacağının bulunduğunu iddia etmiş, incelenen taraf ticari defter ve kayıtları ile tarafların dosyaya kazandırılan Ba – Bs formlarındaki bildirimlerinin örtüştüğü görülmüştür. Davalı yanın Ba formuyla davacı adına uyuşmazlık dönemine ilişkin fatura karşılığı mal alım bildiriminde bulunduğu ve söz konusu faturaları ticari defterlerine işlediği tespit edilmiştir. Basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalının, hayatın olağan akışına göre teslim almadığı faturaya konu mallara ilişkin bildirimde bulunmaması gerekmekte olup davalı tam tersine uyuşmazlık dönemine ilişkin davacı adına davacı kayıtları ile örtüşecek şekilde Ba formuyla vergi dairesine bildirimde bulunmuştur. Yine dosya kapsamında incelenen taraf ticari defterlerinde de dava konusu faturaların kayıtlı olduğu anlaşılmış, bu suretle faturalara konu malların davalı yana teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve mal teslimi yönündeki davacı iddiaları kanıtlanmıştır.
Bu itibarla alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacının takip tarihi itibariyle davalıdan yapılan ödeme düşüldükten sonra 828,65 Euro kadar alacaklı olduğu, davalının itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne, dava konusu takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarı likit olduğundan ve davalı takibe haksız itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE ; Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin işlemiş faiz olmaksızın 828,65 Euro üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-828,65 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 902,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 140,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 762,22 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27 TL’nin, davanın kabul red oranına göre hesaplanan 932,63 TL’sinin davalıdan, 163,64 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 140,63 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 11,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 232,83 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 82,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.182,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.005,57 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.318,97 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 12/01/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza