Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/445 E. 2022/800 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/445 Esas – 2022/800
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/445 Esas
KARAR NO : 2022/800
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2018
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
K. YAZIM TARİHİ: 03/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kitap satış ve dağıtımı işi ile ilgilendiğini, davalı şirketin ise dershane işletmeciliği yaptığını, tarafların aynı sektörde olmaları nedeniyle birbirlerini tanıdıklarını, davalı şirketin yetkililerinin talebi üzerine müvekkilinin davalı şirket banka hesabına değişik tarihlerde “… Borç Olarak Emaneten” açıklaması ile toplam 55.000,00 TL ödünç para gönderdiğini, davalı şirketin ise bu süreçte “BORÇ İADESİ” açıklaması ile değişik tarihlerde toplam 24.000,00 TL borç ödemesi yaptığını, geriye kalan 31.000,00 TL’nin ödenmediğini, müvekkilinin en son para gönderdiği 30/04/2018 tarihinden sonra geri ödeme istediğini, davalının bu tarihten sonra 15/05/2018 tarihinde sadece 4.000,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin geri ödeme istedikten sonra makul bir süre beklediğini, en son davalı şirket yöneticisinin telefonda kendisine geri ödeme yapmayacağını bildirmesi üzerine müvekkilinin yasal yollara başvurmak zorunda kaldığını, müvekkilinin 21/06/20108 tarihinde Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibine davalı şirketin süresi içerisinde borca ve yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazının taraflarınca kabul edilerek dosyanın Ankara Batı İcra Müdürlüğüne gönderilerek burada … Esasına kaydedildiğini, bu dosya üzerinde davalıya gönderilen ödeme emrine davalı şirketin yeniden itiraz ettiğini, dilekçeleri ekinde sundukları banka dekontlarına göre müvekkilinin alacağının sabit olduğunu, davalı şirketin de itirazında herhangi bir sebep göstermediğini, davalı tarafın kötü niyetli olup tamamen zaman kazanmaya yönelik itirazda bulunduğunu beyan ederek: davalarının kabulünü, davalı tarafın itirazının iptalini, ayrıca davalı yanın haksız olarak icra takibine itiraz etmesi sebebiyle % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili şirkete havale yoluyla 55.000,00 TL borç gönderdiğini iddia ettiğini, ancak HMK 190/1 maddesi uyarınca ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, davacının tacir olmakla birlikte yapacağı işlerde daha çok özen göstermesi gerektiğini, teamüllerini bilmesi ve basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, tacirin fiili muamelelerde göstermesi gereken ihtimamı ve tedbiri gözden kaçırdığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacağını, nitekim davacının 55.000,00 TL gibi yüksek bir meblağı borç olarak gönderdiği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu olayda davacının müvekkili şirkete borç verdiğini iddia ediyor ise bu hususu senet, delil başlangıcı sayılabilecek belge, ispata elverişli yazlı veya basılı metin ile tutanak altına almış olması gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında ticari ilişkiden kaynaklanan bir borç mevcut olmadığını beyan ederek; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, % 20‘den aşağı olmamak üzere icra kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, banka dekontları, ticaret sicil kayıtları, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün 13/12/2018 tarihli cevabi yazısı, 01/04/2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının bir sureti getirtilerek dosyaya eklenmiştir.
Mahkememizin 11/06/2019 tarih, … esas … karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 18/03/2022 tarih … esas … karar salımı ilamı ile özetle; “Mahkemece yukarıda anlatılanlar yönünden delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller söz edilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi davalı yanın ödeme iddiasının ispatı için yukarıda açıklanan yönlerden delil toplanması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” denilmekle mahkememiz kararı kaldırılmış, yukarıdaki esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 01/04/2019 tarihli raporda özetle; hem davacı hem de davalının 2018 yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64 ve devamı maddelerinde belirli kanuni şartları tam olarak taşıdıkları, tarafların defterlerinde birbirleri adına tanımlanmış bir cari hesap bulunmadığı, karşılıklı para transferlerinin her iki yanın ticari defterlerinde de kayıtlı olmadığı, taraflar arasında ticari bir faaliyetten kaynaklanan borç/alacak ilişkisi bulunmamakla birlikte dosyaya sunulan dekontlar dikkate alındığında tarafların birbirlerine yapmış oldukları para transferlerinden dolayı davacının davalı şirketten 31.000,00 TL bakiye alacağı bulunduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Somut olayda, davalıya farklı tarihlerde ve toplam 55.000,00 TL tutarında ödünç para verdiğini iddia eden davacının öncelikle bu durumu ispatı gerekir. Davacı bu iddiasını ispata yönelik olarak dava dilekçesi ekinde banka dekontları ibraz etmiştir. Sunulan bu dekontlara göre davacının 01/02/2018 – 30/04/2018 tarihleri arası altı farklı tarihte ve “… Borç Olarak Emaneten’’ açıklamasıyla davalı şirketin banka hesabına toplam 55.000,00 TL para transferi yaptığı, 08/02/2018-15/05/2018 tarihleri arasında ve dört farklı tarihte de davalı şirketin “Borç İade” açıklamasıyla ve toplam 24.000,00 TL tutarında davacının banka hesabına para transferi yaptığı görülmektedir. Bu durumda davacı davalı şirkete 55.000,00 TL ödünç para verdiğini yazılı delillerle ispatlamıştır. Bu tutarın 24.000,00 TL’si davacıya ödendiğine göre, bakiye 31.000,00 TL’nin de ödendiği ile ilgili ispat yükü davalı üzerindedir.Aralarındaki ödünç sözleşmesi gereği geri verme yükümlülüğünde bulunduğu 31.000,00 TL’yi davacıya ödediğini ispata dair davalı tarafından dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır.Davalı vekiline yemin teklif edip etmeyeceği konusunda ihtaratlı tebligat çıkartılmış, davalı vekili yemin teklifinde bulunmamıştır. Hal böyle olunca davacının takip tarihi itibarıyla davalı şirketten 31.000,00 TL alacağının bulunduğu dolayısıyla aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazında davalının haksız olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK’nun 67/2 maddesi gereğince davalı borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; Davalının, Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasıyla yapılan takibe yönelik itirazının iptaline, takibin 31.000,00 TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz (yıllık %9,75 oranını geçmemek koşuluyla) üzerinden devamına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, 31.000,00 TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 2.117,61 TL harçtan peşin alınan 529,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.588,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, bu hususta mahkememizce daha önce 11/09/2019 tarih … harç nolu müzekkere ile harç tahsil müzekkeresi yazılmış olduğundan bu hususta yeniden müzekkere yazılmasına yer olmadığına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 529,41 TL peşin harç olmak üzere toplam 570,51 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 600,00 TL bilirkişi ücreti, 146,80 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 746,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.22/09/2022

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.