Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/438 E. 2023/615 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/438 Esas – 2023/615
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/438 Esas
KARAR NO : 2023/615

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2022
KARAR TARİHİ: 25/05/2023
K. YAZIM TARİHİ: 05/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalıya 14.10.2020 tarih ve … nolu 87.541,B4 TL tutarlı ve 14.10.2020 tarihli … nolu 175.083,58 TL tutarlı faturaların içeriği malları satıp teslim ettiğini, davalının kısmi ödemelerde bulunduğunu ancak bakiye borcunu tüm uyarılara rağmen ödemediğini, bu nedenle davalı borçlu aleyhine Ankara Batı İcra Dairesi … E. sayılı icra takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra takibinde kendisine yapıları tebligatın usulsüz olduğu iddiası ile şikayet yoluna başvurduğunu, Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile ödeme icra emrinin tebliğ tarihinin düzetilmesini ve takibin tedbiren durdurulmasını talep ettiğini, mahkemece tedbirin durdurulmasına karar verildiğini, Ankara Batı İcra Hukuk Mahkemesinin 21.09.2021 tarih ve … E. – … K. sayılı kararı ile icra takip dosyasında borçluya yapılan ödeme icra emri tebliğinin 09.03.2021 olarak düzeltilmesine karar verildiğini ve işbu kararın 04.10.2021 tarihinde kesinleştiğini, bu kapsamda takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, Ankara Batı İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, tarafların geçmişte birlikte iş yaptığını ancak buna ilişkin ödenmesi gereken bedellerin tamamının müvekkili tarafından süresi içerisinde ve aradaki anlaşmaya uygun olarak ödendiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre müvekkilinin davacıdan üç kalem mal alımı gerçekleştirdiğini, tarafların başta anlaştığı fiyat üzerinden de ödemesinin belirtilen vade içerisinde davacı şirket hesabına yapıldığını, ancak davacının bu ödemeler müvekkili şirket tarafından yapılırken anlaşılan tutarın çok daha fazlasına ilişkin fatura düzenleyerek bu bedeli müvekkilinden talep ettiğini, müvekkilinin ödemeleri yaptığını düşünürken karşısına bakiye barç tutarı çıkarıldığını, bunun için davacıya 25.02.2021 tarihli ihtarname keşide edilerek kesilen fazla faturanın kabul edilmeyeceğinin bildirildiğini, tarafların defter kayıtlarının incelenmesi durumunda bu durumun açıkça ortaya çıkacağını, müvekkili tarafından yapılan ödemelerin hepsinin birbiriyle uyumlu olduğunu ve usulüne uygun bir şekilde muhasebeleştirildiğini, davacının somut ve geçerli bir delil sunamadığını, itirazın iptali dayasında ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının düzenlediği faturaların tek taraflı düzenlendiğini, faturanın davalı adına düzenlenip gönderilmiş olmasının yalnız başına davayı ispat için yeterli olmayacağını, taraflar arasında ticari temerrüt faizine ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, söz konusu borca ilişkin olarak müvekkili şirkete herhangi bir ihtarda da bulunulmadığını beyan ederek haksız davasının reddine, davacının red olunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, ticari defter ve belgeleri, BA-BS formları, 02/01/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası ile Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 11/02/2021 tarihli ödeme emri ile 50.625,52 TL ana para ve 2.496,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 53.122,12 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %19,25 ticari temerrüt faizi ile birlikte talep edildiği,
Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesinin … E., … K. sayılı kararı ile ödeme emrinin davalıya tebliğ tarihinin 09.03.2021 olarak düzeltilmesine karar verilerek 17.03.2021 tarihinde takibin durdurulduğu, eldeki davanın 22.04.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği faturadan kaynaklanan toplam 53.122,12 TL bakiye alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise takip dosyasına sunduğu dilekçeyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden uyuşmazlık dönemine ait BA-BS formları HMK m.221 uyarınca resen celp edilmiştir.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla tarafların ticari defter ve kayıtları ile BA-BS formları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan 02/01/2023 tarihli raporda özetle; “Davacının Ankara Batı İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyası kapsamında davalıdan iki adet faturanın bakiye tutarı olan 50.625,52 TL anapara ve 2.496,60 TL işlemiş faiz toplamından oluşan 53.122,12 TL alacağını faizi ile birlikte 11.02.2021 tarihli ilamsız takiplerde ödeme emri ile talep ettiği, Ankara Batı … İcra Hukuk Mahkemesinin … E., … K. sayılı kararı ile ödeme emrinin davalıya tebliğ tarihinin 09.03.2021 olarak düzeltilmesine karar verilerek 17.03.2021 tarihinde takibin durduğu, dosya kapsamında davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir belgesinin bulunmadığı,
Davacının 2020 yılı kayıtlarına göre; davacının davalı adına düzenlediği ve BS formu ile beyan ettiği toplamı 262.625,52 TL olan 2 adet faturayı davalı hesabına borç kaydettiği, davalı tarafından yapılan taplamı 112.000,00 TL gözüken ödemeleri davalının hesabına alacak kaydettiği, icra takip tarihi (11.02.2021) itibariyle davacının davalıdan bakiye 50.625,52 TL alacaklı olduğu,
Davalının 2020 yılı kayıtlarına göre; davalının davacı faturalarını kabul etmeyerek ihtarname ile davacıya iade ettiği, dolayısıyla BA formu ile de beyan etmediği, bu kapsamda davalının kayıtlarında davacı faturalarının yer almadığı, kayıtlara göre davalının davacıya 190.000,00 TL ödemesinin bulunduğu, faturaların kabul edilmemesi nedeniyle mahsuplaşma işlemi davalı kayıtları nezdinde yapılmadığından davalının davacıdan icra takip tarihi itibariyle 190.000,00 TL alacaklı gözüktüğü,
Tarafların kayıtlarındaki farklılığın; davacı faturalarının (262.625,52 TL) davalı kayıtlarında yer almamasından, ayrıca davacı kayıtlarında yer alan davalı ödemelerinin (212.000,00 TL) davalının kayıtlarında (212.000,00 TL – 190.000,00 TL) 22.000,00 TL daha düşük kaydedilmesinden kaynaklandığı” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava, ticari satım nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı, borcun varlığını inkar etmektedir.
Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre yazılı delille kanıtlamalıdır.
Hükme esas bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere; davacının dayanak faturaları davalının BA formlarında kayıtlı olmadığı gibi, faturaların teslim alan kısımları boş olup, faturaların davalıya tebliğ ve teslimine ilişkin delil ve kayıt bulunmadığı, sunulan irsaliyelerin fatura tarihlerinden önceki bir tarihe ait olduğu, davacı tarafça daha önce teslim edilen mallara ilişkin teslimden sonra yeniden fatura düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacının alacağı fiyat farkı faturalarından kaynaklanmakta olup, taraflar arasında fiyat farkı uygulamasına ilişkin bir sözleşme bulunmadığı gibi, bu konuda bir teamülün varlığı da kanıtlanamamıştır. Bu nedenle davacının fiyat farkı faturalarının dayanağı bulunmamaktadır. Yine faturalar davalı tarafça iade edilmiştir. Ayrıca faturalandırmanın hangi kriterlere dayalı olarak yapıldığı da tespit edilememiştir. Davacıya ait ticari defter ve kayıtlarda alacağın kayıtlı olması ise, dayanak kayıtlarla desteklenmediği sürece tek başına alacağın varlığını kabule yeterli değildir. (Yargıtay 11.HD’nin 2021/4765 esas, 2022/9328 karar sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek; davacının davasını ispat edemediği, yemin deliline ihtarata rağmen dayanmadığı, bu haliyle davacının dava konusu faturalar nedeniyle alacağını ispatlayamadığı, davacının kötüniyetle takip başlattığına yönelik bir emare bulunmadığı sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 641,59TL harçtan mahsubu ile bakiye 461,69 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.560,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı şirket yetkilisi ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/05/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza