Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/419 E. 2022/674 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/419 Esas – 2022/674
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/419 Esas
KARAR NO : 2022/674
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2022
KARAR TARİHİ: 07/07/2022
K. YAZIM TARİHİ: 08/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili … ile borçlu(davalı) şirket arasında 11/10/2013 tarihinde; ”Müvekkil Bölge sınırları içerisinde …’nin göstereceği yerlerden, …’nin göstereceği kotlara göre hafriyat ve dolgu malzemesinin … dışına çıkartılması” işini kapsayan protokol imzalandığını, protokole göre; hafriyatçı olan borçlu (davalı) şirket protokole konu işin yapılması için Müvekkili …’ye kamyon başına 6,00-TL bedel ödeyeceğini, ödemenin, her hafta yapılan hafriyat miktarının fiş sayısı ile belirlenmesi ve belirlenen miktara göre fatura kesilmesi ve kesilen faturanın ödemesi fatura tarihini takip eden 30 gün içerisinde yapılacağını, söz konusu protokole ek olarak imzalanan 17.12.2013 tarihli ek protokole göre ise; ”dolgu malzemesinin tümünün alınması kaydıyla hafriyatçı tarafından Müvekkil …’ye kamyon başına ödenecek bedel 6,00-TL yerine 12,00-TL olarak belirlenmiştir.” müvekkili …’nin protokole binaen tahakkuk eden alacağı karşı tarafa fatura edildiğini, ancak ödemelerin yapılmaması nedeniyle Ankara … Noteliği … yevmiye numaralı ve 25.03.2015 tarihli ihtarname ile; ödemelerin en geç 5 iş günü içerisinde ödenmesi, aksi takdirde yasal işlem başlatılacağı hususunun davalı (borçlu) firmaya ihtar edildiğini, karşı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak cevaben; firmalarının … Tic. A.Ş. ile ayrı bir sözleşme yaptığı, hafriyatların bu firmaya ait hafriyat alanından alındığı, dolayısıyla Müvekkil … tarafından kesilen 10.06.2014 tarihli … no.lu 13.182,96-TL bedelli, 31.07.2014 tarihli … no.lu 19.908,96-TL bedelli faturalar ile 31.12.2013 tarihli … no.lu 20.206,32-TL tutarındaki fark faturasının işleme alınmaması gerektiğini ifade ettiğini, taraflarca imzalanan protokole göre hafriyatçı firmanın yalnızca …’nin gösterdiği yerlerde bulunan hafriyat ve dolgu malzemesini … dışına çıkarılacağını, nitekim protokolün ”Verilecek Zararların Telafisi ve Uyulması Gerken Kurallar” başlıklı F maddesine göre; yapılacak hafriyat ve dolgu malzemesinin …’nin göstereceği hafriyat alanını en üst noktasından alanı düzleyerek alınacak olup kesinlikle hafriyat alanının etrafından, yan tarafından alınmayacağını, ancak davalı (borçlu) firmanın …’nin gösterdiği stok alanının dışına çıkmaması ve stok alanını boşaltması gerekirken söz konusu protokole aykırı hareket edildiğini, stok alanı dışında kalan başka yerlerden dolgu malzemesi alındığını, ayrıca yine protokol ve ek protokol uyarınca tamamının … sınırları dışına taşınması lazım gelen dolgu malzemesinin tamamının da taşınmadığını ve neticesinde müvekkili …’nin zarara uğratıldığını, sonuç itibariyle Müvekkili … cari hesap kayıtlarına göre borçlu (davalı) şirketten 53.298,12-TL asıl alacağı ve takip tarihi itibariyle asıl alacağa işleyen 125.416,74-TL gecikme bedeli alacağı bulunduğunu, taraflarınca borçlu şirketin müvekkili …’ye olan borcunu zamanında ödememesi sebebiyle 19.10.2021 tarihinde Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya 26.10.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, karşı tarafın müvekkili şirkete herhangi bir borçlarının olmadığını ifade ettiğini ve ödeme emrine karşı 27.10.2021 tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, alacağın likit olduğunu, likit alacağa haksız şekilde itiraz eden borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu sebeplere binaen alacağın tahsili için borçlu (davalı) şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali ile borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı yan tarafından müvekkili şirkete muhtelif zamanlarda fatura ve cari hesap alacağı bulunduğunun, buna ilişkin tahakkuk eden ve vadesinde ödenmeyen 99.324,12 TL borcu bulunduğundan bahisle Ankara … Noterliği’ nin … Yevmiye numaralı 25.03.2015 tarihli ihtarnamesi gönderildiğini, söz konusu … Bölgesi ile müvekkili şirket arasında akdedilen 11.10.2013 tarihinde akdedilen sözleşmeden kaynaklı olarak davacı yanın müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasından ilgili sözleşmeden kaynaklı olarak bir ticari ilişki mevcut olmayıp herhangi bir şekilde mal ve hizmet alımının söz konusu olmadığını, haksız kazanç sağlamanın amaçlandığını, anılan protokol ve ek protokol uyarınca hiçbir zaman davacı yan ile müvekkili şirket arasında ticari bir ilişkinin bulunması söz konusu dahi olmadığını, müvekkili şirket aleyhine 11.10.2013 tarihli protokol gereği kamyon başına 6,00 TL bedel diye anlaşılmışken, ek protokolle bu tutarın 2 katına çıkartılmasının müvekkili şirketçe hafriyat birim fiyatıyla ilgili sözleşmelerin mevcut olduğunu hiçbir zaman ek protokol kabul edilmediğini, müvekkili şirketin davaya konu … cari hesap kayıtlarında yer alan bir mal veya hizmet alımı/tesliminin söz konusu olmadığını, ayrıca davacının yan söz konusu cari hesap ekstresini tek taraflı olarak düzenlenmiş olup protokolde belirtilen ödemelere ilişkin hafriyat miktarının fiş sayısı ile belirleneceği ve belirlenen miktara göre faturaların kesilip ödeneceği maddesini göz ardı ettiğini, 01.07.2013 tarihinde akdedilen sözleşmeye binaen … Tic. A.Ş. nin hafriyat alanından taraflarınca sevkiyat yapılmış olup, davacı yan ile hiçbir şekilde ticari bir ilişkinin mevcut olmadığını, sevkiyata ilişkin fiş kesilip taraflarına fatura edilmemesi gerektiğinin söz konusu yazı ile ayrıca davacı şirkete bildirildiğini, diğer taraftan aksi kabul anlamına gelmemekle birlikte; huzurdaki davanın Ankara Batı İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına itiraz üzerine takibin durduğu bu nedenle icra takibine itirazın iptali ve icra takip işlemlerine devam edilmesine karar verilmesi istemiyle işbu davanın açıldığını, cari hesap ekstrelerine dayanılarak icra takibi yapılmasının alacağın varlığını ispat için yeterli olmadığını, cari hesap ekstresinin varlığının da alacak-borç ilişkisi yönünden borcun varlığı için tek başına yeterli bir delil niteliğinde olmadığını, davacı tarafça, alınmayan mal ve hizmete ilişkin kötü niyetli olarak dava konusu icra takibi başlatıldığını, icra inkar tazminatlarının da reddi gerektiğini, davacı yanca takip öncesi işlemiş faiz talep ve dava edilmiş olup borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte; müvekkili şirketin temerrüde düşürülmesinin de söz konusu olmadığından işlemiş faiz taleplerinin reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle haksız davanın reddine, davacı yan aleyhine %20’ den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, alacağın bulunduğu iddiasıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan Kanun maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Aynı Kanun’un 5/2. maddesinde ticari davaların, ayrı asliye ticaret mahkemesi olan yerlerde o yerdeki asliye ticaret mahkemesinde görüleceği hükme bağlanmış, maddenin 3.fıkrasında; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak belirlenmiştir.
4562 sayılı OSB Kanunu’nun 5. maddesinde; OSB’lerin özel hukuk tüzel kişisi oldukları belirtilmiştir.
Eldeki dosyada; davacı … tacir olmadığı gibi mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından uyuşmazlığın ticari dava olarak Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp çözülmesi doğru değildir (Yargıtay 4. HD 2014/8822 Esas, 2015/4862 Karar).
6100 sayılı HMK’nın 1.maddesine göre; mahkemelerin görevleri ancak kanunla düzenlenir, göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.
6100 sayılı HMK’nın 114/c maddesinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak belirlenmiştir. Yine, 115. maddesinde dava şartlarının davanın her aşamasında ve kendiliğinden araştırılacağı, tarafların da her aşamada ileri sürebileceği, 137 ve 138. maddelerinde ise dava şartlarının (ve ilk itirazların) öncelikle inceleneceği düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, yukarıda açıklanan yasal mevzuat ve yerleşik Yargıtay uygulamaları ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 29/12/2020 tarihli ve … esas, … karar, … Esas; … karar sayılı ilamları birlikte değerlendirilerek; ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, görev hususunun davanın her aşamasında dikkate alınabileceği sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.07/07/2022

Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.