Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/413 E. 2022/1098 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/413 Esas – 2022/1098
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/413 Esas
KARAR NO : 2022/1098

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/04/2022
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
K. YAZIM TARİHİ: 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, 26.10.2021 tarihinde … kargonun ilgili şubesinden … isimli kişiye ulaştırılmak üzere … Marka … serisi … serili ekran kartını, ilgili alıcının … ilindeki adresine gönderilmek üzere kargoya verdiğini, ancak davalı kargo firmasının, ilgili ekran kartını … isimli alıcıya değil de farklı bir şahsa teslim ettiğini, bunun üzerine kargo firmasından zarar tazmin talebi yaptığını ve olumsuz sonuçlandığını, Ekran kartının 26.10.2021 tarihindeki değerinin 20.500- 25.500 TL aralığında olduğunu, ilgili kargo takip numarasından davalı firma sitesinden kontrol edildiğinde kargonun … şeklinde bilgileri görünen şahsa teslim edildiğini, ilgili tüm fatura ve evrakları dosyaya eklediklerini, kargonun doğru alıcıya teslim edilmemesi nedeni ile zarara uğradıklarını, açıklanan nedenlerle müvekkilinin uğramış olduğu zararın, 11.11.2021 tarihinden itibaren işletilecek ticari reeskont faiziyle birlikte, davalı … Kargo firmasından tahsiline, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki bilgiler ışığında müvekkili şirketin kayıtlarında yapılan araştırma ve sunulan parça detayı ekranı ile sabit olduğu üzere davaya konu kargo gönderenin verdiği bilgiler ışığında taşındığını, taşıma hizmetinin ifasına uygun şekilde yapıldığı için, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kargo içeriğinin ispatını yapması gerektiğini ve açıklanan nedenlerle davacının açmış olduğu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davalı şirketten celp edilen söz konusu gönderiye ilişkin belgeler, tanık anlatımları, 20/09/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, taşıma sözleşmesi nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini talebine ilişkindir.
TTK’nun 875. maddesinde taşıyıcının ziya ve hasardan sorumlu olduğu belirtilmiş, 882. maddesinde de sorumluluğun sınırları açıklanmıştır. Böyle bir sınırlama CMR madde 23/3’de de öngörülmüş ve buradaki düzenleme TTK madde 882’ye aynen geçmiştir. TTK 882 ve CMR 23/3’e göre ziya haline özgü olmak üzere, hesaplanan tazminat hiç bir zaman eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8,33 Özel Çekme Hakkını aşamayacaktır.
Sınırlı sorumluluk durumu bu olmakla beraber TTK madde 886’da “Sorumluluğu sınırlama hakkının kaybı” başlığı altında, taşıyıcının sorumluluktan kurtulma hallerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı hallerin belirlendiği görülmektedir. Benzer hükümler, sorumluluğun sınırlanmasının kaybedilmesi bakımından CMR madde 29’da da yer almaktadır. Taşıyıcının taşınan eşyalara zarar veren davranışının kasta dayanmasında taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaması hususunda bir tartışma yoktur. Buna karşın asıl önemli olan, kastın yanında aynı yaptırımı öngören diğer kavram olan pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinci ile işlemiş bir fiil veya ihmal kavramıdır. Bu kavram yeni bir kusur türüdür. Bu çerçevede her somut olayda, ortaya çıkan zarara sebep olan davranışın pervasız bir nitelik taşıyıp taşımadığı belirlenmelidir. Bu belirlenirken zararı doğuran taşıyıcı yada fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin zararın ortaya çıkması ihtimalini öngördüğü, bu öngörü içinde, zararın ortaya çıkma ihtimalinin büyük olduğunu bilip bilmediği esas alınacaktır (Doç.Dr. Burak Adıgüzel Taşıma Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara 2018).
Davalı tarafından düzenlenen 26/10/2021 tarihli taşıma belgesi ve faturaya göre davacı tarafından teslim edilen gönderi için taşınması konusunda sözleşme yapıldığı, taşıma konusu eşyanın alıcısına teslim edilmediği, davalı tarafça da kargo teslim teyit belgesinde gönderici dışında ad ve soyadı tutmayan … adlı kişiye farklı bir adreste teslim yapıldığı, taşıma konusu eşyanın alıcısına hiç teslim edilememesi nedeniyle eşyanın tam ziyaya uğradığı anlaşılmıştır.
Davacının gönderisinin gönderi adresine ve göndericiye teslim edilmediği sabittir. Yargıtay … Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış kararlarına göre ise taşınan eşyanın kaybına ilişkin taşıyıcının herhangi bir açıklama getirmemesi hali sınırlı sorumluluk ilkesinin istisnasını oluşturmaktadır (Aynı yönde Ankara BAM 20 HD’nin 2017/922 Esas, 2018/408 Karar sayılı ilamı). Şu halde davalı yanca gönderinin yerine teslim edilmeyip kaybedilmesi ve bu yönde de bir açıklama getirilmemesi dikkate alındığında davalının eyleminin pervasızca bir hareket olduğunun kabulü gerekmiştir.
Yine, davalı şirketin 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Çerçevesinde Faaliyet Gösteren Hizmet Sağlayıcılardan olduğu ve posta gönderilerinin alıcıya teslimi aşamasında teslim alanın adı, soyadı, T.C kimlik numarasını kayıt altına almakla, alıcının kimlik bilgilerini vermek istememesi durumda gönderiyi teslim etmemek ve göndericisine iade etmekle yükümlü olduğu, davalının kargonun teslimine dair kayıt sunmadığı dikkate alındığında davalı taşıyıcının oluşan zarardan sorumlu olduğu, zararın 6102 sayılı TTK 886. maddesi gereğince ziyanın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlendiğinin kabulü gerekir. Davalının dava konusu kargonun kaybına ilişkin bir açıklama getirememesinin 6102 sayılı TTK 886. maddesi gereğince taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun istinasını oluşturduğundan davalı şirketin sorumluluk sınırlamalarından yararlanması mümkün değildir.
Dosyaya kazandırılan 20/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu ekran kartının ağırlık bilgisinin teknik özelliklerinde yer almadığı, ancak 23,2 cm X 14,1 cm X 4,2 cm ebatlarında olduğu ve 0,45768 desiye sahip olduğu, ekran kartının 26.10.2021 tarihindeki fiyat bilgisinin ortalama 23.000 TL( 20.500 TL ile 25.507 TL arası) olduğu, günümüzde ise bu ekran kartının fiyatının ortalama 23.263 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Fatura konusu ürünlerin teslim tarihindeki piyasa rayiçlerine uygun olduğu anlaşıldığından yukarıda açıklanan gerekçeler ve tüm dosya kapsamı gözetilerek davalının tam sorumlu olduğu sonuç ve kanaati ile taleple bağlılık ilkesi gereğince fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı da gözetilerek davanın 17.372,88 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, mahkemece hükmedilecek tazminata ticari reeskont faizi yürütülmesi talep edilmiş ise de bu talebin yasal bir dayanağı bulunmadığından, hüküm altına alınan maddi tazminata yasal faiz işletilmesi gerekmiştir. (Ankara BAM 20.HD’nin 2019/261 esas, 2021/625 karar sayılı ilamı)
Yine somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylemin faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren, zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, gerek kısmi davaya gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısıma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.03.2003 tarih ve 9-76/126 sayılı ilamı da bu yöndedir. İşletilen alacağa haksız eylem tarihi olan 26/10/2021 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmekteyse de davacı vekilinin dava dilekçesinde 11/11/2021 tarihinden itibaren faiz talep ettiği anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereğince mahkememizce hükmedilen alacağa 11/11/2021 itibaren temerrüt faizi yürütülmüş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ; 17.372,88 TL maddi tazminatın 11.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, faiz türüne ilişkin fazla talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.186,74 TL harçtan peşin alınan 295,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 890,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.328,81 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 295,84 TL peşin harç olmak üzere toplam 388,04 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 700,00 TL bilirkişi ücreti, 194,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 894,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/11/2022

Katip Hakim
e-imza e-imza